Cemil ERTEM
Savaş, politikanın yoğunlaşmış halidir. Politik uğraşla ya da politik hamlelerle varılması yıllar sürecek menzillere savaş ile birkaç ayda ulaşılır. Savaşta diplomasinin dolambaçlı, ikiyüzlü dili de yoktur; kesindir söylenen, savaş diplomasisi de genel stratejinin taktik evreleri için devreye girer.
Savaş korkunç ve insanlık dışıdır; insana ait bir şey yoktur savaş sürecinde ama silahların kaldırdığı toz-duman arasından her şey, normal zamanlara göre, daha net gözükür. Savaşın dünyası siyah ve beyazdır; gri yoktur, gri belirsizlik anlamına geldiği için gri olan her şey iki taraf için de düşmandır ve bütün büyük savaş süreçlerinde gri olanlar ilk kaybedenlerdir aslında.
Yeni paylaşım savaşı
Şunu artık kabul edelim; Ortadoğu’dan başlayan yeni bir paylaşım savaşının içindeyiz. Bu savaşın kendine özgü orduları, stratejileri, taktik evreleri ve ekonomisi var.
Geçen gün IŞİD, Kobane’ye saldırırken haber ajansları, kentin kenar mahallelerine yaklaşan IŞİD tanklarından açılan ateşi, fotoğraf ve video olarak dünyaya servis ediyordu. Peki IŞİD’a karşı savaştığını iddia eden ABD ya da koalisyon uçakları, saatlerce aynı bölgede konuşlu ve ateş halindeki bu tankları neden vurmadı? İşte bu soru çok önemlidir ama dahası var; geçen pazartesi günü ABD savaş uçakları, IŞİD’ı vurmak bahanesiyle, Telabyad’daki petrol ve enerji tesislerini yerle bir etti.
Şimdi ABD şunu çok iyi biliyor; IŞİD ne geleneksel düzenli ordu ne de geleneksel bir gerilla örgütlenmesi; bu yapı, patronunun kendisine gösterdiği hedeflere saldıran ve ele geçirdiğinde elinde tutabildiği kadar tutan ama hedefi -bu hedef bir kasaba, bir tesis vb olabilir- elinde tuttuğu sürede moral ve fiziki olarak yok eden paramiliter bir örgüt. IŞİD, yerel dinamiklerden tabii ki güç alıyor ama yerele oturmuyor, tam aksine oraya aykırı. IŞİD’ın lider kadrosunun çoğunu Saddam ordusunun üst düzey komutanları oluşturuyor. Bu unsurlar, ABD işgali zamanında, büyük ihtimalle işbirliği yapan dejenere ve ele geçirilmiş kişilikler. Yani böyle bir yapı, bir enerji tesisini ele geçirirse orayı imha edecektir kısa sürede; orayı iktisadi olarak uzun süre kullanamaz. ABD uçaklarının, IŞİD’ın elinde diye bir enerji tesisini yok etmesi aptallık değilse şu: ABD ve IŞİD’ın Irak ve Suriye coğrafyasındaki işlevi ve görevi aynı.
Joe Biden ne söylüyor?
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in Türkiye ve kendisi hakkında ipe-sapa gelmez konuşmalarına cevap verdi. Biden, çok bilinen bir dezenformasyonu tekrar etmiş; “Türkiye, IŞİD’a yardım ediyor.”
Bu, bizim yukarıda değindiğimiz savaş diplomasisidir ve alçaklıkla aynı düzeydedir. Nazi Almanyası’nın Joseph Goebbels’le geliştirdiği yalan üzerine kurulu bir diplomasidir bu; bunun Freud’cu psikanalizde karşılığı vardır ve yansıtma diye geçer. Bu anlamda Goebbels, bunu zaten bilimsel olarak da biliyordu. Kendisinin yaptığını saklamak için karşısındakinin bunu yaptığını savunmak ve bunu neredeyse sonsuz tekrar etmek. Yani Goebbels, Freud’cu yansıtma mekanizmasına sürekli yalan müessesesini ekleyerek bunu bir savaş diplomasisi haline dönüştürmüştür. Tabii Freud’a Nazi katkısıdır (!) ama bu Nazi katkısını şimdi ABD Başkan Yardımcısı Biden kullanıyor.
Peki IŞİD ve ABD’nin bugün Ortadoğu coğrafyasındaki ortak amaçları nedir; sizi şu bayram günü sıkmayacaksa işin biraz teorik kısmından başlayıp güncele gelelim:
Küresel ve bitmek bilmez bir olgu
Geleneksel olarak savaş, ulus-devletler arasındaki silahlı çatışma olarak nitelendi şimdiye değin. Ancak bugün hâkim ulus-devletler de dâhil bütün ulus-devletlerin egemenliğinin azalması ve bunun yerine yeni bir ulusüstü egemenlik biçimi olan küresel imparatorluğun ortaya çıkması ölçüsünde, savaşın ve siyasal şiddetin koşulları ve doğası da zorunlu olarak değişiyor. Savaş küresel ve bitmek bilmez bir olgu haline geliyor. (Hard, Negri; 2004,21) Bugün Asya’nın ya da Afrika’nın herhangi bir bölgesinde bir aşiret-kabile kavgasının topyekûn bir iç savaşa dönüşmesi tam da budur. Buna bağlı olarak, başta Ortadoğu olmak üzere, birinci savaştan sonra emperyalizmin masa başında yarattığı ulus-devletlerin parçalanma süreçleri yeni bir savaş tehdidi oluşturuyor. Ama bu savaş tehdidi, bugün teknolojinin yatay yaygınlaşması sonucu konvansiyonel silahlarla sınırlı olmuyor ve savaş kendi yerel araçlarını oluşturuyor. Ama bundan önce savaş, kendi gerekçelerini de yine sistemin sakatlanmış, hasta toplumsal dinamiklerinden doğuruyor.
11 Eylül’den bugüne...
11 Eylül 2001 bize bunu gösterdi ve 11 Eylül yeni NATO konseptinin başlangıç tarihidir. Yine Negri, 11 Eylül için şöyle der: “11 Eylül’deki saldırılar yeni bir savaş çağını açtı; aynen 23 Mayıs 1618 tarihinde kutsal Roma İmparatorluğu’nun iki kral naibinin Prag’daki Hradcany Şatosu’nun penceresinden atılmasının Otuz Yıl Savaşları’nı ateşlemesi gibi.” Bu savaş hali, kimi zaman dinler, mezhepler arasında, kimi zaman etnik gruplar arasında gibi gözükebilir ama hepsi dağılmakta olan eski egemenliğin unsurları olarak yeni egemenlikten pay almak isteyen yapılardır ve bu savaşların kökeni sınıfsaldır. İkinci savaş sonrası ABD’nin Ortadoğu’da oluşturduğu sistem bozulmasaydı Usame ortaya çıkmazdı ve 11 Eylül olmazdı. Eski ‘egemenliğin’ yeni savaş makinesi olan IŞİD da olmazdı.
IŞİD sizin ‘malınız’
Yazımızın başında savaş süreçlerinin, nihai çözümde safları açıkça belli ettiğini ve kaosu bitirme süreçleri olduğunu yazdık. Evet, sonuçta bu oluyor; ABD hegemonyasını eskisi gibi devam ettirmek isteyen ve sırtını sınai-askeri geleneksel savaş bloğuna dayayan sistemik yapı, neocon şefi Dick Chaney’den, sözüm ona ‘demokrat’ Başkan Yardımcısı Joe Biden’e kadar tüm unsurlarıyla IŞİD’ın kendi çocukları olduğunu attıkları her adımda itiraf ediyorlar. Türkiye’nin, Musul ve Kerkük’ten başlamak üzere, Irak ve Suriye coğrafyasında etkin olacak olması onların tüylerini diken diken ediyor. Ama biz de hem onları hem de onların Türkiye’deki işbirlikçilerini olduğu gibi görüyoruz; savaşın kanlı projektörleri, onları ortaya çıkarıyor ve tarihe, tıpkı Joseph Goebbels, Heinrich Himmler nasıl yazıldıysa, öyle yazıyor işte...
Bayram barış getirsin...
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018