Cemil ERTEM
Geçen hafta Ankara’da yapılan Türkiye-Rusya ve İran zirvesinden sonra Reuters, ABD’nin Rusya’ya giderek dozu artan ekonomik yaptırımlar uygulamaya hazırlandığı haberini geçti. Bu yaptırımların gerekçesi ise ABD seçimlerine Rusya’nın müdahalesi ve siber saldırı olarak belirtiliyordu.
/* */
Aynı günlerde ABD, hem İran’a yönelik ambargo açıklamalarının dozunu artırıyor hem de Çin’le açıktan ticaret savaşına giriyordu.
Tabii bu tabloyu da Suriye’de Esed’in Doğu Guta’ya yaptığı, sivil halka yönelik, insanlık dışı saldırılar tamamladı. ABD, Esed rejimine müdahale edeceği sinyalini, Trump’la verdi ve Trump’ı bu sefer Pentagon da yalanlamadı.
Dün de Trump, Suriye’ye müdahale edeceklerini yineledi. Rusya’da saldırıya cevap vereceklerini tekrarladı.
ABD ve Rusya’nın Suriye’de karşı karşıya gelmeleri ilk defa bu kadar yakınlaşırken, Pasifik’te ABD’nin gücü Çin’le girdiği ticari savaşla tartışmalı hale geliyordu. Bütün bu gelişmelerin doğal sonucu olarak, gelişmekte olan ülkelerin para birimleri Rus parası rublenin öncülüğünde değer kaybetmeye başladı. Tabii bütün bu gelişmelerin Ankara zirvesinden sonra olması dikkat çekicidir. Ancak ABD’nin Çin’le girdiği ticari savaştan da bağımsız değildir. ABD’nin Çin karşısındaki en zayıf yanı, Çin’in dolar bazlı rezervleridir. Zaten Çin’in de ABD’ye karşı kullanacağı son ama en güçlü silah -kademeli de olsa- dolar bazlı rezervleri eksiltmeye başlamasıdır. Bunun için ABD, dünyanın en sıcak bölgesi olan Ortadoğu’yu daha da ısındırarak ve Rusya’ya İran’a açıktan yaptırımlar uygulayarak, doların değerini göreceli olarak yukarıya çekiyor ve yeni bir dolar konsolidasyonuna gidiyor.
ABD müdahalesi mi?
Öncelikle Trump’ın “Suriye’den çekilmemiz lazım” diyerek itiraf ettiği gibi, bu hararet, Bush dönemlerine benzer, doğrudan uzun süreli işgallerle sürdürülecek bir durum değildir. ABD, bunun için Suriye’de ne terörün temeli olan Esed rejimi ile ne de diğer terör örgütleriyle doğrudan müdahale ederek mücadele edebilir. Tam aksine, PKK ve DAEŞ örneğinde olduğu gibi, bunları el altından ya da PKK-YPG de olduğu gibi açıktan, bölge daha da ısınsın diye, destekler. Trump’ın dün sözünü ettiği müdahale olsa bile bu, sınırlı ve Rusya’nın da canını çok sıkmayacak seviyede olacaktır.
Dolayısıyla, Pasifik’te olduğu gibi, Ortadoğu coğrafyasında da ABD’nin doğrudan hegemonyası bitiyor. Ama biterken de kendisine rakip olacak ülkeleri tarumar etmeyi, güçten düşürmeyi deniyor. Bunun için de terör saldırılarını takip eden ya da tamamlayan finansal saldırılar gündeme geliyor.
Finansal saldırı...
ABD, giderek rezerv para durumunu kaybetmekte olan doları, bir süre daha bu tür finansal saldırılar için kullanabilir. Ankara zirvesinden sonra İran ve Rusya’da aynı anda hemen arkasından Türkiye’ye başlayan kur atakları bu anlamda okunmalıdır ama işin bir diğer önemli yanı da bu ataklara karşı, söz konusu ülkelerin ne cevap vereceğidir. Bu konuda Rusya’nın çok yakın bir deneyimi vardır. 2014 yılı Kırım sorununun ortaya çıktığı, petrol fiyatlarının hızlı düşmeye başladığı yıldı. Rusya Merkez Bankası 570 milyar dolarlık rezervlerine güveniyor ve Putin 400 milyar doları rubleyi ve Rus ekonomisini korumak için ayırdık diyordu. Ama merkez bankası ilk 100 milyar doları elden çıkardığında değişen bir şey yoktu; ikinci yol faiz artırmaktı. Ruble üzerinde artan baskıya karşılık, Rus Merkez Bankası politika faizini kademeli olarak artırdı. Ocaktan başlayarak ekim ayına kadar, yüzde 5.5 olan politika faizini yüzde 9.5’e çıkardı. Ancak değişen bir şey olmadı, ruble yıllık bazda yüzde 30 devalüe oldu.
Şimdi Rusya, rublenin hızla değer kaybetmesi ve gelecek yaptırımlar konusunda, geçmiş deneyimlerini de bağlı olarak, para politikası tarafında olmaktan ziyade, ekonomide güçlü yanlarını öne çıkartarak ve siyasi hamlelerle, ABD kaynaklı bu ataklara cevap veriyor.
İran’ın tarihi hatası...
İran ise bence tarihi bir hata yaptı. İran yönetimi, geçen gün, riyalin dolar karşısında değer kaybetmesini önlemek amacıyla, dolar kurunu 42 bin riyale sabitledi. Bu tam da ABD’nin istediği bir şey. İran’da bundan sonra olacaklar belli. İran yönetimi istediği kadar karaborsa fiyatlamayı ve bu karaborsa fiyatları üzerinden dolar talebini önleyeceğini ilan etsin; riyal anında, dolar karşısında, belirlenen fiyatın en az iki kat düşüğüne geçecek. Enflasyon hızlanacak ve bu da ikili fiyatlamada karaborsa fiyatlarını öne çıkartacak. İran’da en geç bir yıl içinde yeni ayaklanmalar başlayabilir ve rejim bu sistemle en çok iki yıl yürüyebilir. Yani İran, bu kur atağının tuzağına düşmüş oldu. Tıpkı Brezilya’da olduğu gibi, İran’da da ekonomik bozulmayla birlikte yürüyecek bir rejim değişikliğinin düğmesine ABD böylece basmış oldu.
Brezilya’da Lula-Dilma iktidarları, petrol tekellerinin ve Amerikancı büyük sermayenin isteğiyle devrildi. Hem Lula hem de onun takipçisi Dilma, ülkede milli petrol şirketi Petrobras’ın etkin olması ve yoksulluğu azaltacak yeni bir büyüme ve kalkınma politikasına geçilmesinin temelini atmışlardı. Faizlerin düşmesi ve büyümenin, tekeller odaklı olmaktan çıkarak kapsayıcı bir kalkınmayla devam etmesi Lula ile başlayan ve Dilma Rousseff ile devam eden sürecin temel çıkış noktasıydı. Ancak izin verilmedi. Şimdi sıra doların egemenliğe karşı Petrocoin’i çıkartan Venezuela Devlet Başkanı Maduro'da...
Türkiye ne yapmalı?
Tam burada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın duruşunu ve Türkiye’nin yerini artık anlatmaya gerek yok. Ancak burada şunu söyleyebiliriz; Türkiye, Brezilya gibi kolay lokma olmadığı gibi, İran’ın yaptığı hataları yapacak bir ülke de değildir artık. Türkiye ekonomisinin son yıllardaki kazanımları, Rusya ve İran ile de kıyaslanamaz ve Türkiye, 2001 krizinden çok önemli dersler çıkarmıştır.
Piyasa giriş ve çıkışlarının tam serbest olduğu, bağımsız düzenleyici ve denetleyici kurumlarının piyasayı düzenlediği, Merkez Bankası'nın araç bağımsızlığının ve gücünün tartışmasız olduğu, dalgalı kur rejimi uygulayan bir ülkenin, konjonktürel kur ataklarıyla finansal krize girmesi zaten mümkün değildir ancak burada tartışmamız gereken, bu tür ataklar karşısında para ve maliye politikası ayaklarının nasıl çalışacağıdır.
Öncelikle şu konuda mutabık kalalım; dolar kurunun bu seviyesi, Türkiye’nin temel makroekonomik verileri ve trendleri açısından yeni ve kalıcı bir denge hali olarak kabul edilemez. Para politikası ve maliye politikası patikalarında, koordineli olarak, özellikle enflasyon beklentilerini düşürecek adımlar, kurun bu seviyesinin altını boşaltacak ve şu anki seviyesini askıya alacaktır. Örneğin, ABD’nin Suriye rejimine doğrudan askeri müdahalesi fiyatlanıyorsa ve/veya buna bağlı çıkışlar oluyorsa, Türkiye’nin kısa vadede yapacağı şey; enflasyon beklentilerini para ve maliye politikası araçlarıyla aşağıya çekmek olmalıdır. Burada maliye politikasının para politikasına her zamankinden daha yoğun destek vermesi gerekir. Böyle dönemlerde para politikasının tek başına etkinsiz olduğunu biliyoruz.
Burada yapılması gerekenin birinci ayağı budur, yani tekrar edersek, para ve maliye politikalarının tam ortaklığı ve para politikası araçları kadar maliye politikası adımlarının da enflasyon beklentilerini aşağıya çekmek için devreye girmesi. İkinci önemli adım da Türkiye’nin yatırım ortamını iyileştiren ve sanayiye, ihracata destek verecek reformları daha hızlı olarak devreye sokması. Örneğin, Ekonomi Bakanlığı’nın öncü sektörleri içeren proje bazlı teşvik modelinin daha da yaygınlaştırılması önemlidir. Yine bu süreçte piyasaların hızla daralmasına izin verilmemelidir.
Son günlerde bazı büyük firmaların arka arkaya yeniden yapılandırma istediğini görüyoruz. Bu durum da ekonominin genel durumundan ziyade, bu firmalardaki ahlaki ve etik bir yönetim sorunu olarak karşımızdadır bizce. Bu firmalar, banka sisteminin genel regülasyonlarına ve piyasa koşullarına uygun basiretli tüccar duruşu göstermelidirler. Vadesi gelmemiş alacakları bile yapılandırmak ve hisse satışlarından gelen meblağı borç kapamada kullanmamak kabul edilemez.
Sonuç olarak, bütün bu toz duman arasından, Türkiye en güçlü çıkan ülke olacaktır. Çünkü artık onların dediklerini değil, kendi bildiklerimizi yani kendi çıkarlarımızın gereğini yapacağız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018