Markar ESAYAN
Aklımızla alay edercesine 'Şok operasyon' başlığıyla görmüş birkaç gazete önceki günkü 'üçü bir yerde' operasyonunu. Halbuki, nisan ve ağustostan beri sosyal medyada bakanların soyadları üzerinden spoiler'lar zaten verilmekteydi. Şu kaset meselesi ise, belli ki 'yoğun ve erken kullanım' ile fazlaca yıpranmıştı. Kayıt koymaya gerek yok zaten ama, yolsuzluğu kim yaparsa yapsın adil yargının önüne çıkmalıdır. Yok eğer yargı siyasi hesaplara alet edilmiş ise, bu da yine yargının konusu olacaktır. Meselenin karanlık yönleri ile bu durumun titizlikle birbirinden ayrıldığını görüyor ve memnun oluyorum. Tuzun kokmaması önemli, çünkü eğer tuz da kokarsa, onu korumak için ne ile tuzlayacaksınız?
Bu anlamda Hükümet Sözcüsü Sayın Bülent Arınç'ın dün akşamki açıklamasının içeriği, ahlaki ve doğru pozisyonu ima ediyordu. Umarım, bu da cumhuriyet tarihinde bir ilk olur ve iktidar partisi böyle bir ahlaki içtihadın zeminini kurar. Zamanında Ergenekon'un avukatlığını üstlenen, üyelik için adres isteyen, Gülen Cemaati'ne veryansın eden, Hizmet'i silahlı örgüt kapsamına sokmak isteyenleri koruyan, yolsuzluk operasyonlarında CHP'li belediyelere kefil olan Sayın Kılıçdaroğlu ve partisinin bugün bu operasyonun arkasında durması da bunun tam tersi bir zemine oturur. Siyasi bir haktır, ama inandırıcılıktan uzaktır.
Her işte bir hayır var. Herhalde Gezi öncesi ve sonrasında koro halinde söylenen 'Türkiye'de diktatörlük var, kuvvetler ayrılığı yok, medya büyük baskı altında' türküsü de Darbe FM'in Top 10 listesinde hızla gerilemeye başlamış olmalıdır. Savcıların hükümet üyelerinin ailelerini gözaltına alabildiği bir ülkede, bu balonu dış dünyadaki medya partnerleriyle bile uçurmak zordur. Ne de olsa Batı rasyonel akla hala değer veriyor. Başbakan'ın 'idam edilse haktır' pankartları ile 'protesto' edildiği, narkozdayken yargı operasyonuna uğradığı bir ülke normal bir ülke midir bilemem ama, o ülkede diktatörlük olmadığı, kuvvetler parçalanması yaşadığı açıktır.
Evet, son' üçü bir yerde' operasyonunun 'MGK'da Gülen'i bitirme kararı aldılar' tezviratından daha etkili olduğu aşikâr. Türkiye usulü şeffaflaşmak da böyle olsa gerek.
Kaset şantajları ise el altından iş görüyor. Ergenekon medyası ile 'Yayınlamıyoruz ama, elimizde ha!' temalı müthiş bir co-production söz konusu. Tabii, kasetlerle, şantajlarla 'habercilik yapmak' da bazılarına göre basın ve ifade özgürlüğüne girmektedir. Olsun; yeter ki o güzelim penguen hayvanını bu kirli işlere alet etmesinler. Çünkü evvelki gün ve dün bütün kanallarda operasyonun haberleri verilmekteydi. Tabii bu penguen metaforu, 'Siz susun da, algı mühendisliğini tamamlayalım' arzusunu ima etmiyorsa, artık miadını doldurmuştur.
Evvelki gün borsanın düşüşünü veren merkez-beyaz medya kanallarının birinde, zavallı sunucunun sağlığından endişe ettim. Yıllardır beklenen vuslatın aniden gerçekleşmesinin yarattığı o coşkunun kalbe iyi gelmediğini biliriz. Şu kritik günleri, ama sevinçle, ama kişilik suikastına uğramakla yüreğimize inmeden atlatırsak, ben başka da bir şey murad etmiyorum.
Böyle zamanlarda tarafsız olmak, kenara çekilmek, üst perdeden analizlerle günü geçirmek akli olabilir ama, kanımca ahlaki değil... Top 10 listesinde hızla yükselen yeni parçanın adı 'Cinayeti gördüm' çünkü. 28 Şubat'tan daha tehlikeli, zor bir süreç yaşadığımızı görüyorum. 7 Şubat 2011'den beri aralıksız süren bir mühendislik sürecini canlı canlı izliyoruz.
Gezi için cevval solcu abinin salladığı 'Haysiyet kırılması' tanımı, asıl 3 Kasım ve 7 Şubat'tan beri ülkenin her türlü vesayetten kurtulması ile Çözüm Süreci gibi son 150 yılın en büyük demokrasi atılımı için gönül birliği yapmış bu ülkenin sessiz çoğunluğunun yüreklerinde yaşanıyor. Bu sessiz çoğunluğa Hizmet gönüllüleri de dahil... Hizmet gönüllüleri tabanının, 11 yıllık süreçteki emeklerinin unutulması ihtimali beni üzüyor. Bu haksızlığı önlemek için, hem bizlerin çok dikkatli olması, hem de Hizmet Hareketi'nden aklı başında, cesur dostlarımızın devreye girmesi gerekiyor. Bu ayırımı hep birlikte itina ile yapamazsak veya itina gösterelim derken, yaşanan anormallikleri görmezden gelirsek, birçok günahsız insan, kendisini birkaç yıl sonra çok kötü hissedecek.
Beklenen ise, aka ak, karaya kara demek. O kadar... Hükümetten hesap sormak kadar, siyaset mühendisliklerine mesafe almak. Bu mümkün. Eğer niyet gerçekten bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek ise.
Hasılı, suç şahsidir ve suç işleyeni bağlar. Hükümet Sayın Arınç'ın açıklamasındaki özgüvenle bu olayların üzerine gitmeli, kendisini korumanın en iyi yolunun her şeyi halkla açıkça paylaşmak olduğunu görmeli. Koca bir camiadan yanlış yapan kişiler çıkabilir. Açık, şeffaf ve dürüst olmak halk nezdinde her zaman karşılığını bulur. Sayın Arınç'ın hükümetin bu konudaki pozisyonunu izah eden açıklaması çok doğru ve takdir edilmeli. 'İddialar doğruysa, kimseyi korumayız' tavrı doğru olandır. Vesayetin her şeyi araçsallaştıran, kafamızı karıştırma ihtimali yüksek hamlelerine karşı mücadele, bu net tavır ile çok daha güçlü olacaktır.
Ne vesayete, ne -eğer varsa- yolsuzluğa geçit vermeden bu yolu kat etmek mümkün.
Zaten halk da, Sayın Erdoğan'ı böyle bir lider olduğu için bu kadar güçlü bir şekilde benimsemiştir. Ben bu süreçten, demokrasiyi, siyaseti savunanların galip çıkacağını düşünüyorum. İki sene belli ki pek çok kriz yaşayacağız. Ama bunu bir doğum sancısı olarak görmek gerekir.
Enseyi karartmayalım, bugünlerde yaşanan sıkıntılar, eskinin tüm zelil, köhne bagajlarından kurtulacağımız 'Yeni Türkiye'nin' doğum sancısıdır.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019