Bugün 1 Mayıs. AKP, bayram ilan ettiği günün kutlanmasını yasaklayarak tarihe geçiyor. Özellikle İstanbul'da bayramın Taksim'de  kutlanmaması için olağanüstü hal ilan edildi.

 Bu yasağın arkasındaki duygu 'korku'dur. AKP, kendine muhalif olan ve bunu kamusal görünürlükle ifade edin herşey ve herkesten korkuyor.

 ÜLKE BÖYLE YÖNETİLMEZ

 TV'de kendilerini eleştirenleri de bu yüzden göz altına alıyor, gözdağı veriyor. Twitterda kendilerini eleştirenleri tutukluyor. Twitterı facebooku yasaklıyor. Bayram kutlamasını da bu yüzden yasaklıyor.

 Korku ile bir ülkeyi ne kadar yönetebilirsiniz ki?

 Bu korkuyla ülke yönetilmez.  Bu korkunun sonu paranoyadır, iç savaştır. Kendi milleti -ki o millet sadece AKP'lilerden oluşuyor- dışında kalan tüm ülke vatandaşından korkan bir iktidar ülkeyi ancak otoriter bir anlayışla yönetebilir. Bugün olan budur.

Bu hastalıklı bir ruh halidir. İktidarı hasta olan ülkede toplumun sağlıklı olması da zordur.

 NEDEN KORKUYORLAR?

 AKP iktidarı ve Erdoğan neden korkuyorlar? Korkularının arkasında iktidarı kaybetme olasılığı var. Siyasetin doğasında olan bu durum, neden bir korku nedeni olur?

 Korkuyorlar çünkü, iktidarlarını hukuk sınırları içinde kullanmadılar. İktidarlarını daim kılmak için işledikleri suçları örtmek için hukuku iğdiş ettiler. Bu gerçeğin ortaya çıkmasından ve bunun hesabını hukuk önünde vermekten korkuyorlar.

 DEVLET DENİZ YEMEYEN DOMUZ

 Geçtiğimiz gün seçimlerini izlemek için buluştuğumuz CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin’le bu konuları konuştuk. Tekin gelimler üzerine şunları paylaştı.

 “AKP ilan ettiği bayramın kutlanmasını kutlanmasını yasaklayarak tarihe geçiyor. Bu ayıp onlara yeter."

“Devlet deniz, yemeyen domuz” anlayışının sonuna gelindi. Hukuk ortadan kaldırıldı, demokrasi yerini tek adam rejimine bıraktı.  Bunun içindir ki sadece yabancı değil yerli sermaye de ülkeden kaçtı."

“CHP’nin seçim bildirgesinde ekonomi ön plana çıktı, iyi de oldu. Ama ekonomik hedefleri gerçekleştirmenin yolu hukukun yeniden güvence altına alınması ve Türkiye’nin yeniden demokrasi rayına sokulmasıdır. Bunları sağlamadan ekonomik büyüme çok gerçekçi olmaz.”

 “Hukuk, özgür biçimde bir arada yaşamamızın da, ekonomik gelişmenin de, haklarımızı eşit kullanmanın da teminatıdır. Hukuk olmazsa yaşam hakkımızda, sermaye de

güvende olmaz.”

 “AKP’nin Türkiye’ye ekonomik kalkınma olarak sunduğu yandaşların kalkındırılması, halkın fakirleştirilmesi ve yoksullaştırılmasıdır.”

 “AKP bugünlerde icra dairesi, adliye sarayları ve modern cezaevlerine öncelik veriyor. Bunları toplumu zaptı-rap altına almak için yapıyorlar. İşte AKP’nin Yeni Türkiye’si bu.”