Murat BELGE
Bir zamanlar özel bir “Salı tarifesi” vardı. Meclis’te partiler grup toplantılarını yapar, birbirleri hakkında söylenmedik laf bırakmazlar, medya da bu lafları allar, pullar, manşetten yayımlardı. Böylece gerilim artar, sinirler iyice gerilirdi. Başbakan herhalde bu gerilimden özel bir zevk alıyor ki, bunu bir “Salı programı” olmaktan çıkardı, günlük pratik hâline getirdi. Ağzını her açışında birileriyle kavga ediyor ya da sadece kavga etmek üzere ağzını açıyor.
“Ne” dediği kadar “nasıl” dediği de önemli, tabii. “Üslûb-u beyan”, malûm...
Bu sabahın gazetesinde, lafı gene “alçaklık”tan açarak, Afyon’daki kaza ve o bağlamda Genel Kurmay üstüne söylediklerini gördük. Başbakan, çok özgün bir dil kullanmış, “Boğaz’a karşı keyif çatarken, televizyonlarının karşısında, çerezlerini alkollü içkileri ile yudumlarken...” demiş.
Genel Kurmay Başkanları da aynı şeyi söylerdi; söylemeyen yoktu zaten. “Boğaz’a karşı içki içenler” edebiyatı değişmez de, bunu söyleyenin meşrebine ya da hayal gücüne göre, kimileri viski, kimileri de rakı içiyor olurdu. Başbakan “alkollü” diyerek daha kapsayıcı bir ifade kullanmış; bir de, önceden söylendiğini hatırlamadığım “çerez” ögesini katarak “özgünlük” dozunu yükseltmiş.
Bu kadar bayat bir edebiyatı bıkmadan usanmadan bunca kişi tekrar edebildiğine göre, bunda bir “hikmet” olmalı. Nedir acaba? İki gündür bu adamlardan biri çıkıp “Boğaz’ı seyrederek içkisini yudumlayan...” edebiyatı yapıyorsa, bundan bir sonuç bekliyor olmalı. Başbakan’ın kendisini aşan bir ideoloji sözkonusu olmalı burada.
“Alkollü” lafı mı, etkili olması beklenen? Hele Başbakan’sa sözkonusu olan, mutlaka öyle olmalı. Bu içki düşmanlığını, yalnız lafta değil, uygulamada da, aşırı ve abartılı boyutlara getirdi. Ama “alkol”ün toplumda, halkta uyandırması beklenen, sanırım, din temelli bir “günah” izleniminden çok, genel bir “tüketim alerjisi”dir. Bu işin “Boğaz’a bakarak” yapılıyor olması da gene aynı şeyi pekiştiriyor. Bir toplumun bilincinde “sefahat”ın en üst derecesinin “Boğaz’a bakarak içki içmek” olması aslında acıklı bir şey, o toplum açısından.
Bu bilmem kaç yüzüncü tekrarıyla, “Boğaz’a bakarak içki içme”nin bir “suç” hâline getirilmesi, o şekilde ambalajlanmasına da insan ne diyeceğini şaşırıyor.
Hepimiz düşünür taşınır, hayatta ne yapmak istediğimize karar verir, ona göre bir meslek seçeriz. Her meslek belirli bilgiler, incelikler gerektirir, her birinin toplum hayatında bir işlevi olur, bir ihtiyaca karşılık verir. Onun için, Başbakan’ın “... orada vali, kaymakam, asker, polis, korucu, istihbaratçı canını ortaya koyuyor...” edebiyatına da karnım tok. Dünyanın hiçbir toplumunda, o saydığı işleri yapanların eksiği yok. Onu yapmayı seçmiş diye onlara bir ayrıcalık tanımanın anlamı da yok. Onu seçmiş olmaları o adamları eleştirinin üstünde bir yere oturtmuyor. Olur olmaz “muhtıra”lar yazan bir Genel Kurmay Başkanı’nı eleştirdiğim gibi gerekli tedbir almayan herhangi bir subayı da eleştiririm.
Eleştirmek, bir “düşünce” işidir. Konuyu bilerek, üzerine düşünmüş olarak yapılan eleştiri kendini hemen belli eder. Onu da “vali, kaymakam, asker, polis” vb. kolay kolay yapamaz; herkesin harcı olan bir şey değildir. Ayrıca, “Ya senin ehliyetin ne?” gibi bir laf da abestir. Bir yargıcı, subay ya da avukatı eleştirmem için benim de yargıç, subay ya da avukat olmam gerekmiyor.
Bunlar çok işi boş laflar ve ciddi bir dar kafalılık kültürünün ürünü olan laflar. Başbakan her ağzını açışında birilerine hakaret yağdırıyor, ama aynı zamanda bu darlığı da sergiliyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025