Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları

Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Tüm Yazıları
Mağluptur bu yoldaki galip
19.05.2011
1497

Şırnak Uludere’de öldürülen 12 PKK militanının bölgede yarattığı öfke ve BDP’lilerin sınıra dayanmaları çözüm siyasetlerinin de artık sınıra dayandığını gösteriyor. Kısacası bu yüksek gerilim durumu değil seçim sonrası seçimlere kadar bile böyle gidemez.

Çözüm siyasetlerinin ve ya çözümsüzlük siyasetlerinin sınıra dayanması demek devletin havuç ve sopa taktiği üstüne oturan geleneksel siyasetinin iflası demektir. Bir yandan “Kürtler vatandaşımız, kardeşimiz, canımız, ciğerimizdir” yani havuç gösterme taktiği, öte yandan “Kürtler potansiyel teröristtir” yani sopa gösterme taktiği. Artık ikisi bir arada gidemediği gibi tek başına her biri de kâr etmez olmuştur.

Güneydoğu’da öfkenin sınırlara dayanmasından sonra şimdi,”topyekün savaş hali” koşullarına eskisinden daha keskin olmak üzere geri dönüş ihtimali açık ifade edilmiş olmasa da herkesi korkutan bir ihtimal. Güneydoğuda seçim -eğer yapılabilirse- bu seçimin galibi kim olursa olsun bu galibiyet artık sorunu çözmede sonuç belirleyici olma gücünü hayli yitirmiştir. Güneydoğu’dan silme AKP çıksa, silme BDP çıksa neyi çözecek?

Kürt sorununun çözümünü istemeyenlerin de -ki onlar aynı zamanda vesayet rejiminin kalkmasına, yeni bir anayasa yapılmasına karşı olanlardır, istedikleri tam buydu, gayet başarılı biçimde bu plân uygulanıyor. Meselenin çözümünde siyasi enstrümanların zayıflatılması siyaset dışı kuvvetlerin rollerinin artması anlamına geliyor.

Yapılmak istenen şey yorum gerektirmeyecek kadar açık artık: AKP’yi “devletleştirerek teslim almak” yoluyla AKP’yi düşürmek. Teslim olmuş, gerilemiş bir AKP zaten ne denli oy kazanırsa kazansın çöküş yoluna girmiş demektir. Öylesine anti-AKP geniş cephe yaratıldı ki AKP tek başına hükümet olsa bile iktidar gücü dünden daha az olacak, CHP,MHP, DSP, BDP ve demokratik kamuoyunun bir bölümü AKP karşında yer alacaktır.

Derin devlete, askeri vesayete teslim olmuş bir AKP, seçimin mutlak, ezici galibi olsa bile-ki öyle olmayacak, seçim sonrasında 12 PKK’linin öldürülmesinde görüldüğü gibi toplumu destabilize edecek yani karıştıracak kaotik gelişmeleri önleyemeyecek, yani iktidar olamayacaktır.

Bu durum daha şimdiden başlanan “AKP devletin güvenlik güçlerini zaafa uğrattı” propagandasına müthiş güç verecektir. Muhtemel bir erken seçim kapıya dayanabilir ve AKP gidebilir. Başka deyişle ikinci Özal vakası yaşanabilir. Abdullah Öcalan dördüncü kez aynı oyuna gelmek istemediğini açıkça beyan etmiyor mu?

Peki, AKP gidecek de ne gelecek?

Temel strateji devletin güvenlik zaafını gidermek, “Güçlü ordu, güçlü Türkiye” olunca ve zaten milliyetçi/ulusalcı bir cephe örülmüşken, Ergenekon sanıklarını dahi milletvekili adayı yapmak siyaseten gayet meşru hale getirilmişken AKP’nin iktidardan düşürüldüğü durumda demokrasi beklemek cenaze alayındakilere “gözünüz aydın” demeye benzer.

“Sivil vesayetten” söz edenler o zaman sivilini bıraktım, bugünkü örtülü askeri vesayeti bile arayacaklardır. Tıpkı Özal’dan sonra olduğu gibi ve daha fazlasıyla.

Böyle bir durumda Kürt sorununun çözümü düşünülebilir mi? Öyle bir durumda korkarım ki, silahsızlanma yoluyla çözüm noktasından silahlı çözüme geri dönülecektir. Devlet müthiş bir güç gösterisine girebilir, Batı’da anti-Kürt akımda patlama olur. Bugünkü duruma bakarak “yüklenilse devlet çökecek” düşüncesinde olanlar varsa eğer, hayal görmekteler.

Bu hesabın içine dış konjonktürü katmaya gerek bile görmüyorum. Yaptığı yanlış vurgularla yarattığı “yeni Osmanlıcı” imajıyla, diklenmelerle AKP, özellikle Başbakan zaten Batı’yı yeterince ürküttü.

Gelişmelere bakıp iyi bir şeyler de görmek istiyorum ama maalesef göremiyorum.

Bu kötü gidişi kontrol edilebilir, öngörülebilir noktalara çekmek yine de hükümetin elinde. Fakat artık vaat yetmez, çok ikna edici taahhütler gerekir ve hatta taahhüt de değil icraat gerek. Herşeyden önce Güneydoğu’da seçimlerin yapılabilmesi için gerekli asgari güven koşulları sağlanmalı ve bu güvenin oluşabilmesi için BDP ile görüşülmelidir.

Barış ortamı sağlamak için yapılması gerekli her ne varsa seçim sonrasına bırakılmadan şimdiden yapılmalı, değilse, miting meydanlarının kalabalıkları AKP’yi Başbakan’ı sağır ediyorsa pek çok şey için “artık çok geç” diyeceğimizden korkarım.

Bugünün seçim galiplerinin yarının mağlupları olması olasılığı hiç de zayıf bir olasılık değil.

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar