Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Toplumda belli siyasetlerin merkez çemberinin dışında kalan ikinci üçüncü halklarında güven ihtiyacı artan biçimde kendini duyuruyor. Bunun en çok AK Parti ve CHP çevresinde olduğu gözleniyor. Bu partilerin siyasetlerine militanca bağlı olanlar dışında çeperde olanlar ya da aktif sempatizan diyebileceğimiz kişilerin kafasında sorular çoğalıyor.
Bu izlenimimi CHP’den başlayarak biraz açayım. Kemal Kılıçdaroğlu başa geldiğinde işaret ettiğim bu sempatizan halka içinde yeni bir şeyler olacağına inanan insanların sayısı fazlaydı. Ancak arada geçen zaman içinde Kılıçdaroğlu’nun siyasi zikzakları, vizyonsuzluğu “yeni çizgi” veya “yeni CHP” etiketiyle sunulan şeyin ne olduğu konusunda bu çevrelerde sorular doğurdu.
Deniz Baykal ve ekibinin izlediği çizgi Kılıçdaroğlu yönetimine göre çok daha netti. Çünkü Baykal farklı bir gelecek, yeni bir vizyon, yeni bir CHP gibi iddialar ileri sürmüyor, askerî vesayet rejiminin militan savunusuna oturan net ve köşeli bir siyaset hattı izliyordu. Bu siyasete katılabilirdiniz ve karşı olurdunuz ama kafalarda izlenen çizgi konusunda soru olmazdı.
Oysa Kılıçdaroğlu, yeni CHP iddiası yanısıra iktidar hedefini de iddialı biçimde sunuyordu. Akademisyen Hurşit Güneş gibi parlak isimlerin de yönetime gelmesiyle birlikte sözünü ettiğim çevrenin beklenti çıtası çok yükselmişti. Bu beklentilerin yerini şimdi gittikçe artan soruların aldığını görüyorum.
Şunu da eklemek gerek; Kılıçdaroğlu’nun vizyonsuzluğu yanısıra lider olarak da koltuğunu dolduramayışı, siyasetini basit ağız dalaşına indirgemesi, ama bunda da başarılı olamayışı, “Adım Kemal, ben kaynak bulurum” türünden Hacivat-Karagöz replikleri beklenti-sonuç makasının ağzını daha da açtı.
Sonuçta bugün, CHP’nin militan tabanı dışında ikinci, üçüncü halka sempatizanlarının kafasının hayli karışık olduğunu aldığım izlenimlerden çıkarak söyleyebilirim. Kısaca “Ne söylüyoruz politikamız ne” sorusu öne çıkıyor. CHP’nin dayandığı zeminin iç bağlarını gevşetiyor, beton zemini kumlaştırıyor.
Haziran ayında bu durumun sandığa da yansıyacağını sanıyorum.
CHP üst yönetiminin durumun farkında olduğu kanısındayım. Kılıçdaroğlu’nun “Ergenekon örgütü nerede, ben de üye olurum” sözünü etmesi yalnızca büyük bir gaf değil aynı zamanda siyasi çizgi netleştirme yönündeki bir kararın acemice ifadesidir bana göre.
Önümüzdeki günlerde Kılıçdaroğlu yönetiminin Deniz Baykal’ın askerî vesayet rejiminin militan siyasetine döndüğünü görmek benim için hiç de şaşırtıcı olmaz. Bu geriye dönüş manevrası Balyoz davası etrafında dizayn edilecektir.
Bu geriye çark etme manevrasına CHP’yi zorlayan etmenlerden biri de MHP’dir. MHP kendi geleneksel milliyetçi siyaseti doğrultusunda en net duruşu gösteren parti görünümünde. Eğer milliyetçi/ulusalcı çizgi bu seçimlerde ana eksen olacaksa CHP yönetimini tedirgin edecek olan parti hiç kuşku yok MHP olacaktır. Kılıçdaroğlu’nu “Baykalsız Baykal” çizgisine geri dönüşe zorlayan ciddi etmenin bu olduğu kanısındayım.
Şu anda uygulanan siyasetlerin bulanıklığı nedeniyle güven ya da açık siyaset ihtiyacı duyan çevrelerden biri de AK Parti çevresidir. Bu partinin de merkez çekirdekleri dışında kalan ikinci, üçüncü sempatizan halkaları içinde “Ne söylüyoruz, politikamız ne” sorusunun artmış olduğunu gözlemek zor değil. Medya üzerinden de bu sonucu elde etmek kolay.
AK Parti iktidarının epeyce uzun bir süredir açılımlarını dondurmuş olması bu soruları zaten doğurmuştu. Başbakan’ın üslubunun giderek hırçınlaşması, basına gösterdiği tahammülsüzlük, eleştiri yapanlara davalar açması ve nihayet heykel, içki, film dizileri üstünden yapılan anlamsız polemikler, “beslemeler” sözüyle yaptığı büyük gaf kafalardaki soruları daha da arttırdı. Bunlara paralel Başbakan’ın açtığı “başkanlık sistemi” tartışması kafalarda “otoriter yönetim isteği” olarak görüldü. Başkanlık sistemi isterse Türkiye için en ideal sistem olsun, herşey bir yana yaratılan bu soru dolu ortamda en yapılmayacak tartışma olarak iz bıraktı.
İktidar partisi olması nedeniyle AKP zaten çıtası yüksek beklentilerle karşı karşıya iken bir de zikzaklı siyaseti nedeniyle, çevresinde güven ihtiyacını daha da arttırmış olduğunu söylemek bir abartı sayılamaz.
AK Parti iktidarının, özellikle Başbakan’ın bu sisli söylemleri bu arada hükümet olarak attıkları önemli adımların görülmesini de önlüyor. Böyle olunca güven ihtiyacı katmerleşiyor.
AKP ile ilgili gözlemlerimden çıkarak bir değerlendirme yapmaya girişmiştim, ancak Tunus ve Mısır Devrimi patlayınca kestim doğal olarak. Çok önemli bir başka gelişme olamaz ise eğer, kaldığım noktadan başlayarak AKP değerlendirmelerime döneceğim.
Kanımca hepimizin temel ihtiyacı önümüze sürülen siyasetlerin doğru olup olmadığından önce ne olduklarını bilebilmektir. Başka deyişle saydam siyasetlere ihtiyaç her zamankinden daha fazla bugün.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012