Vahap COŞKUN
Bir süredir AK Parti tabanında bir siyasi hareketlilik gözleniyor. Yola çıkarken öne konulan hedef ile bugün gelinen nokta arasındaki mesafenin açılması, partiyi destekleyenlerin bir bölümünde hoşnutsuzluğa sebebiyet veriyor. Kurucu ayarlarından uzaklaşan partinin kapsayıcı ve reformcu kimliğini kaybettiğini; Ak Parti’nin kendini var eden değerlerden uzak, dar bir kliğin hakimiyeti altına girdiğini; camiaya hizmet etmiş değerli isimlerin bozuk para gibi harcandığını ve ittifaklar nedeniyle AK Parti’nin MHP’nin gündeminin takipçisi haline geldiğini söyleyenlerin sayısı artıyor.
Beri taraftan memleketin genel tablosu da kötü sinyaller veriyor. Hukuk düzeninden şikâyetler arşa yükselmiş durumda. Özgürlük zemin kaybediyor, mağduriyetler genişliyor. Ekonomide bütün parametrelerde çok ciddi sıkıntılar var. İçeride ve dışarıda birçok kişi ve kurum, Türkiye’yi ekonomik olarak çok zor günlerin beklediği yönünde uyarılarda bulunuyor. Siyasette ise kutuplaşma bir sınıra geldi dayandı. Muhalefet, doğru bir hamleyle “karşıtlık” siyasetine malzeme taşımayı bıraktı. Böylece bir dönem AK Parti’ye kazandıran kutuplaşma, AK Parti’nin sırtında bir yüke dönüştü.
Ezcümle gerek parti içinde işlerin kötüye gitmesi ve gerek ülkenin giderek ağırlaşan iktisadi, siyasi ve hukuki sorunlarına AK Parti’nin bir çare üretmemesi memnuniyetsizliği derinleştiriyor. Doğal olarak bu da yeni arayışların doğmasına neden oluyor.
İki yeni hareket
Bu bağlamda, biri Abdullah Gül destekli Ali Babacan’ın, diğeri de Ahmet Davutoğlu’nun öncülük ettiği iki gruptan söz edilebilir. Ankara kulislerinden yansıyanlara göre, uzunca bir süre bu iki grubu bir çatı altında bir araya getirmek için mesai harcandı. Ama bir uzlaşmaya varılamadı ve nihayetinde her bir grup kendi gündemine göre hareket etme kararı aldı.
Davutoğlu, biraz daha hareketli; bir yandan 15 sayfalık bir manifestoyla partiye dönük eleştirilerini kamuoyuyla paylaştı, diğer yandan da iftarlar, toplantılar ve konferanslarla kitleyle temas halinde. Gül-Babacan ise biraz daha temkinli; Gül itirazlarını sosyal medya üzerinden dillendiriyor, Babacan ve ekibi de Türkiye’nin başlıca meseleleri üzerine tespit ve önerileri içeren bir hazırlık içinde.
Peki, bu siyasi hareketlere Kürt seçmenler nasıl bakıyor? Taşıyıcılığı üstlenen aktörlere, Kürt illerinde bir teveccüh var mı? Diyarbakır merkezli Rawest Araştırma, bu konuyu mercek altına alan çalışmasını kamuoyuna sundu. (https://rawest.com.tr/2019/05/19/yeni-parti-iddialarina-iliskin-bolgedeki-manzara/)
Bölgede temsil niteliğini haiz sivil toplum, siyaset, medya mensupları, din adamları, kanaat önderleri ve seçmenlerle yapılan nitel görüşmelere ve araştırmacıların saha gözlemlerine dayanan bu araştırmada öne çıkan dört önemli tesbit var.
“Sürekli olağanüstü hal”
(1) Yeni bir partiye ihtiyaç duyulduğuna dair genel bir kanaat var. Bahse konu ihtiyacı temellendiren faktörlerin başında, ekonomik göstergelerin kötüleşmesi geliyor. Bunun yanı sıra Batı ile kavgalı görüntü, aşırı merkezileşme ve bütün yetkilerin tek elde toplanması gibi hususların da altı çiziliyor. Normalleşme isteği ağır basıyor; “sürekli bir olağanüstü hal” içinde yaşamak insanları yoruyor. AK Parti’nin yönetim becerisini yitirdiği düşüncesi yaygınlaştıkça da gözler yeni siyasi hareketlere çevriliyor.
(2) Katılımcılar, olası bir yeni partiden demokratik ve özgürlükçü bir siyasi dil kullanmasını istiyor. Kürt meselesinde rasyonel bir tutum takınıyorlar; ilk etapta radikal bir çözüm siyasetinin yeni oluşuma zarar vereceğini; bunun yerine, geniş toplumsal kesimlere seslenen kapsayıcı ve yumuşak bir söylemin geliştirilmesi gerektiğini vurguluyorlar.
Katılımcılar, yeni partinin eşit vatandaşlık, demokratik alanın genişletilmesi, ekonomik krizin aşılması, refahın paylaşılması, adalet ve liyakat ilkelerine değer verilmesi, AB ile müzakerelere devam edilmesi, içeride ve dışarıda barış eksenli bir politikanın sürdürülmesi gibi genel söylemlerle çıkış yapmasının daha mantıklı olacağını belirtiyor. İslâmî kimlik de önemli bir mesele; bu bağlamda katılımcılar yeni partiye, İslâmî kimliği öncelemeyen ama bu kimliği de dışlamayan bir profille seçmenlerin karşısına çıkmasını öneriyor. Böyle bir programın zamanla İslâmî kimliği önceleyen kesimleri de ikna edeceğini ifade ediyorlar.
Hedef kitle
(3) Araştırma, yeni partinin başlıca üç hedef kitlesi olduğuna işaret ediyor. Bir, partilerinin hâlihazırda izlediği rotadan rahatsız olan AK Partililer. İki, AK Parti ile HDP arasında gidip gelen seçmenler. Ve üç, demokrat yanı ağır basan İYİ Partililer. Üç kesime göz dikilmiş olması, yeni partinin hem mevcut partilerinden rahatsız olan seçmenlerin taleplerine cevap verecek yetkinlikte bir söylem üretmesini, hem de partiyi yönetecek ve temsil edecek organlarda buna uygun bir dengeyi gözetmesini zorunlu kılıyor.
Araştırmaya göre, 7 Haziran 2015’ten bugüne kadar yapılan seçimlerde AK Parti ile HDP arasında gidip gelen ve bu iki partiden birinde henüz karara varmamış olan seçmenler için, yeni parti bir cazibe merkezi olabilir. Arayış içindeki seçmen açısından anlamlı ve ciddi bir alternatife dönüşebilir. Ancak, 7 Haziran’dan sonra AK Parti’den HDP’ye geçmiş ve orada karar kılmış seçmenlerin yeni partiye yönelmeleri güç olacak. Bahsedilen profili taşıyan bir parti, bu kesim üzerinde ancak moral etki yaratabilir.
“Türkiye siyasetinin çoğulculaşacağı, aşırı merkeziyetçi yapının geriletileceği gibi beklentileri olan Kürt seçmen, yeni partinin güçlü bir çıkış yapması durumunda Kürt meselesinde daha yumuşak, AB hattında yürüyen ve TBMM’nin aktif olacağı bir çözüm süreci yaşanabileceğini de düşünüyor.”
Bu meyanda, Cumhurbaşka Erdoğan'ın halen güçlü bir çözüm aktörü olarak görüldüğü de not edilmeli. Bununla birlikte bu katılımcılar analizlerine, son dönemdeki tercihlerinin ve bilhassa MHP ile ortaklığının Erdoğan’ı geri dönüşü zor bir noktaya götürdüğünü de ekliyor. Onlara göre, siyasal çözüm perspektifinin tekrar masaya gelebilmesi Suriye’deki gelişmelerle doğrudan ilişkili; Suriye sahasında varılacak bir mutabakat, içeride yeni bir süreci mümkün kılabilir.
Godot’yu beklemek
(4) Katılımcılara göre, hem yeni bir partiye ihtiyaç var, hem de şartlar bunun için uygun. Fakat yeni bir partinin kurulacağı noktasında emin değiller. Gül-Babacan ve Davutoğlu’nun, ister ayrı ayrı ister birlikte, ortaya çıkıp çıkmayacakları konusunda büyük bir şüphe taşıyorlar. Bu aktörlerin ara sıra konuşmalarına ve sürekli konuşulmalarına rağmen partileşme konusunda somut bir adım atmamaları, kuşkuları tahkim ediyor.
Zaman zaman yükseltilen beklentilerin karşılanmaması, yeni parti beklemekte olanları hayal kırıklığına uğratıyor ve adı geçenlere bağlanan ümitleri aşındırıyor. “Bunlar iyi konuşur, güzel konuşur, ama bir iş yapmazlar, sahneye çıkmaya cesaret edemezler” fikri genel bir kanaate dönüşüyor.
Bu itibarla Gül-Babacan ve Davutoğlu için zamanlamanın hayati bir anlamı var. Muhalefetlerini parti içinde mi sürdürecekler? Yeni bir parti mi kuracaklar? Beraber mi yoksa ayrı ayrı mı hareket edecekler?
Mühim sualler bunlar ve onların da cevaplarını netleştirmeleri gerekiyor. Doğru bir zamanlama, bir hava yakalamalarını sağlayabilir. Ancak insanları Godot’yu bekleyen bir ruh haline sokarlarsa iş işten geçebilir.
Bölgenin üç aktöre ilişkin algılarını bir sonraki yazıda ele alacağım.
(*) Independent Türkçe, 30.05.2019
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025
28.03.2025
19.03.2025
16.03.2025