Halil BERKTAY
Günümüzde dünyanın herhangi bir yerinde var mı böyle bir distopya? Gilead Cumhuriyeti’nin bir benzeri? Var tabii. Gözümüzün önünde: Taliban yönetiminde Afganistan. Yukarıda sağda, kutsal Taliban Cumhuriyeti’nin “komutanlar” sınıfından birini görüyorsunuz. İyi bakın. Bu adam veriyor hemen bütün kararları, ülkesinin kadınları hakkında. Mulavi Nida Muhammed Nadim. Gerçekten de komutan; bilfiil savaşmış yıllar boyu. Rejimin en sert ve sıkı kadrolarından. Ekim başlarından bu yana Eğitim Bakanı. 2021 Ağustos ayında iktidara gelen Taliban’ın aslında üçüncü eğitim bakanı. Başlangıçtaki boş hayaller hilâfına, ılımlılaşacaklarına giderek katılaşıyor, büsbütün vahşileşiyorlar zaman içinde. Etrafa ilim, irfan ve hikmet incileri saçıyorlar.

İlki, şu gördüğünüz Şeyh Molvi Nurullah Münir’di. 7-20 Eylül 2021 arasında sadece iki hafta görevde kaldı, ama hem 6 Eylül 2021 tarihli aşağıdaki resimde gördüğünüz gibi,

üniversitedeki sınıfların ortasına perde çektirip kadın ve erkek öğrencileri ayırdı, hem de iki gün sonra, 8 Eylül’de ilginç bir demeç verdi genel olarak yüksek öğrenim hakkında. “Bugün artık doktora diplomasının, yüksek lisans diplomasının değeri kalmadı. Bakın iktidardaki mollalalara, Talibana. Görüyorsunuz ki doktoraları, yüksek lisansları, hattâ lise mezuniyetleri bile yok. Ama en büyük onlar” buyurdu.
Az kalsın gülecektim. Derken, bir zamanlar bizim, solcuların ve özellikle biz Maocuların “burjuva bilimi”ne ve “burjuva aydınları”na karşı açtığımız “proleterleşme” kampanyalarını; hele Mamak 28. Tümen yıllarımızda, kendi Mollamızın, kendi Ayetullahımızın “gelecekte, sosyalizmde böyle ayrı ayrı bilimler olmayacak; ne gerek var; Marksizm yeter, hepsini kapsıyor” diye attığı nutukları hatırladım. İçimi öfkenin yanında bir de hüzün kapladı.

Şu yukarıdaki resim de Mevlevi Habibullah Ağa; Nurullah Münir’in ardından, Taliban’ın 21 Eylül 2021’de atanan ikinci eğitim bakanı. Örgütün pek ortalıkta gözükmeyen en yüksek lideri Hibatullah Ahundzade’nin yakın çevresine, iktidarın iç halkasına mensup. Göreve gelmesinin hemen ertesinde, 22 Eylül (2021) Çarşamba günü şöyle demiş, neler yapmayı tasarladığını soran Fransız Haber Ajansı (AFP) muhabirine: “Biz kendi kendimize herhangi bir plan yapamayız. Bu değildir bizim usulümüz. Bunun yerine, ben yüce liderimizin vereceği talimata göre hareket edeceğim.” Reisçilik dediğin böyle olur. Öte yandan AFP bundan sonra başka kaynaklara da başvurmuş Taliban’ın üst kademelerinden. “Ilımlı”lardan olduğu anlaşılan bir kıdemli kadro, asla ismi geçmemek kaydıyla kendilerine, Habibullah Ağa’nın ilkokula dahi gitmediğini, muhtemelen okuma yazma bilmediğini, bakan olmasının ise kızlara orta öğrenim yolunun tekrar açılması umudunun çökmesi anlamına geldiğini söylemiş.
Gelelim, Afganistan İslâm Emirliği’nin üçüncü ve son eğitim bakanına, yani üç aydır bu görevde olduğunu söylediğimiz “komutan” Nida Muhammed Nadim’e. Yukarıda da belirttiğim gibi, Taliban’ın askerî komutanları ve “kurtardığı” topraklardaki bölge valilerinden. İlk Taliban rejiminin 2001’de yıkılmasından sonra, Batı müdahalesinin gölgesinde serpilen bütün laik eğitim kurumları ve uygulamalarının kökünü kazımaya yeminli. Bu da çok tipik bir kutuplaşma tabii: bir yanda dışarıdan, yabancı müdahalesiyle gelen, dolayısıyla emperyalizmle özdeşleştirilen modernite unsurları. Diğer yanda, anti-emperyalizm adına, yerli ve millîdir diye, bizim kimliğimizdir diye, bizim medeniyetimizdir diye, geriliğe ve daha daha geriliğe sarılmak. Taliban (ve IŞİD ve El Kaide) tümüyle bu zaten. Bu çelişkide, Taliban Afganistanı’nın üçüncü eğitim bakanının nerede durduğuna da en ufak bir kuşku yok. En son kadınlara üniversite kapısını tümüyle kapatma kararını ve gerekçesini Serbestiyet’in 24 Aralık tarihli haberinden okuyoruz:
Bakan önce bu kararın geçici bir yasak olduğunu, üniversite ve ilkokul müfredatının şeriata ve Taliban’ın bakış açısına göre düzenlenmesine, İslamda kadının konumuna uygun bir hale getirilmesine kadar süreceğini söyledi, mevcut eğitim koşullarının fuhuşa teşvik ettiğini öne sürdü: “Bu karar tesettüre riayet edilmediği, kadınların il il gezip yurtlarda kaldığı ve okumalarına gerek olmayan bölümlerde eğitim aldığı, şeriat dışı müfredat uygulandığı, birçok üniversitede fuhuşun önünü açan karma eğitime yer verildiği için alındı. Bu karara karşı çıkmak İslama isyandır, cezası bellidir.”
Bakan açıklamasının devamında Türkiye’deki İslam uygulamasını eleştirdi: “Hiç kimse Kur’an’da ve hadislerde modern bilim okumanın gerekli olduğuna dair bir ibare gösteremez. Biz Türkiye ve Suudi Arabistan gibi değil, saf İslam istiyoruz. Allah bize güç verdi, hiç kimseden korkmuyoruz, şeriatı en güzel şekilde uygulayacağız. İslamda kadının konumu bellidir, bundan fazlası verilemez. Bugün kadınların eğitim almasını savunanlar, yarın hırsızlığı, zinayı, tesettürü [tesettürü kaldırmayı olacak – HB], alkol içmeyi, fuhuşu da savunur. İslam kadınların eğitimini kabul etmiyor, fuhuşu engellemeyi buyuruyor. Kadın erkeğin tarlasıdır; erkeğe hizmet zorunlu, eğitim değil.”
İslâma isyan dediğinde, bu, irtida anlamına geliyor, mürtedliğin “belli” dediği cezası ise ölüm. Kadınların okuma talebi, ya da kadınların okumasında ısrar, idamla cezalandırılabilecek bir suç haline geliyor.
Bu, sonuç. Fakat şu mantığa da bakar mısınız. (1) Kadın okursa, eğitim görürse, hırsızlık, zina, fuhuş vb de zincirleme gelirmiş. Çorap söküğü gibi gidermiş birbiri peşi sıra. Yani tersten söylersek, hırsızlık, zina, fuhuş vb eğitim görmek ile iltisaklıymış meğer. Totalitarizm nedir? Totalitarizm budur işte; böyle toptancı mantık(sızlık)larla başlar. Bugün en küçük bir itiraz belirtirsen, soluğu karşı-devrimin, sömürgecilerin, şeytanların, revizyonizmin, burjuvazinin, CIA’nin kucağında alırsın. Dolayısıyla kafanı şimdiden koparıverelim. Bir zamanlar: “Bu karara karşı çıkmak anti-Sovyetizmdir; işçi sınıfına, proletaryanın öncü partisine, Marksizme, sosyalizme isyandır, cezası bellidir.” Şimdi: “Bu karara karşı çıkmak İslâma isyandır, cezası bellidir.” İran mollalarının mahkemeleri de aynı gerekçeyle hüküm veriyor zaten: “Allaha karşı gelmiştir.”
(2) Peki, totalitarizm budur da, ya ahlâksızlık nedir? Ahlâktan da dem vurup duruyorlar; bütün bunları ahlâk koruyuculuğu adına yapıyorlar. Ama, işte bakın, ahlâksızlık ta kendileri. Tam bu aslında. İnsanlığın yarısını medana getiren kadınlara bakıp, erkeğin şehvetini karşılayacak bedenlerden başka bir şey görmemek. Her yönüyle insan değil, insanlığını kabul edilip insanca davranılması gereken bireyler değil (bunları, bu kadar âşikâr gerçekleri ve evrensel insanlık normlarını böyle yazmak bile tuhaf geliyor şimdi), sadece birer seks objesi görmek. Kadınları tek tipleştirmek, dümdüz etmek, erkeklerin zevkinin üzerinde tekel kurulacak nesneleri olarak.
(3) Bir de şu var: Kutsal Kitaplar (veya her türlü hukuk) neyi emreder, neyi yasaklar? Yapılabileceği belirtilmemişse yasak mıdır, yoksa yasak olduğu belirtilmemiş her şey serbest midir? Bu konuda da, akıl yürütme tarzı olarak, insanlık bir yana, Taliban diğer yana. Neymiş; Kur’anda ve hadislerde modern bilim okumanın gerekli olduğuna dair bir şey yokmuş. Kadının eğitimi diye bir şey de yokmuş. Öyleyse, emredilmediğine göre yasaklanabilirmiş. Böyle çalışıyor kafaları. Bu kadar korkunç bir dogmatizmin, fanatizmin içindeler. Toplum, en küçük ayrıntısına kadar, Asr-ı Saadet’te olduğu gibi kalacak. Orada donacak. Başka hiçbir adım atmayacak.
Bunlar, bu Talibancılar (ve IŞİD’ciler ve El Kaideciler) dünyanın hem en korkunç kadın düşmanları, hem de en korkunç, en pis, en ahlâksız takiyyecileri; tek ayak üstünde sürekli yalan söylüyorlar, dünyayı aldatmacasına. Taliban Ağustos 2021’de iktidara gelirken ne ılımlılık vaatlerinde bulundu; Türkiye’de de, kimler nasıl inandı, inanmak istedi bütün bunlara; görüşebiliriz, görüşebilirim diye demeçler de verildi, bu meyanda. Sonrasında, hızlı ve fütursuz bir tırmanış geldi: intikamcılık; cadı avları (kadın yargıçlar, savcılar, avukatlar); ardından, genel olarak çemberin daralması, bütün hak ve özgürlükler, ama bilhassa da kadınlar etrafında. Ve şimdi: kızların, kadınların okuması, kamusal alana çıkması, meslek sahibi olması, çalışması – hepsi yasaklanıyor, çünkü sadece “erkeğe hizmet” zorunlu. Bundan mek parmak ötesi zina, fuhuş, İslâma isyan sayılıyor.
Fakat enteresandır, Tükiye’deki bazı çevrelerde geçen yılki hayaller (veya inanmış gibi yapma çabaları) hâlâ sürüyor. Bu sefer de alelacele olmadık krediler açanlar var Taliban’a. Nida Muhammed Nadim, bu geçici bir önlemdir, sınıf yetersizliği var, müfredata uyulmuyor, bunları halledip üniversiteleri tekrar açabiliriz kadınlara gibi şeyler de söylemiş ya, Kur’an’da yok ve fuhşa teşvik argümanlarının yanı sıra? Aman aman, ne kadar doğruymuş bunlar; ne kadar hak vermek, asla üsttenci davranmamak, daha dostça bir tavırla yardımına koşmak gerekirmiş Taliban’ın. Örneğin Afganistan’da kızların eğitimi sorunu acaba nasıl çözülebilirmiş; bu konuda ne önerilebilirmiş Taliban’a? Böyle yazanların ya kendileri çok saf, ya da başka herkesi çok saf sanıyorlar. Nurullah Münir’lerin, Habibullah Ağa’ların, Nida Muhammed Nadim’lerin kadınların okuması açısından neyi tolere edebileceği çok açık. Eninde sonunda izin verecekleri eğitim, şeriat eğitimi. Oradan da ilk öğretim için kadın öğretmen yetiştirecekler. Kadınlar için ayrı üniversiteler kursalar, onlar da sadece din hocası mezun etmeye yarayacak. Hukuk? Tıp? Mühendislik? Asla istemiyorlar böyle şeyleri. Temel sorun kadınların kendi ayakları üzerinde duramaması. Meslek sahibi olmamaları, hayatlarını kazanmamaları. Erkek (baba, koca, ağabey, hattâ küçük kardeş) otoritesinden bağımsız olmamaları. Kamusal alana çıkmamaları. Çünkü “erkeğe hizmet” bunu gerektiriyor.
Ben bu yazıyı yazarken, son anda bir haber daha geldi. Nida Muhammed Nadim bir de “Üzerimize atom bombası da atsalar kadınların eğitimden men edilmesinden geri adım atmayacağız” demiş. Sıkıntı yaratmış, sosyal medyanın bir kesiminde. Doğru mu? Bunu neden yazıyorsunuz? Nedir bu acele? [Çevrildiği kaynağı kastederek] Suudi Arabistan medyasına nasıl bu kadar güvenebiliyoruz? Ve benzeri apolojetik yorumlar almış başını gidiyor.
1970’lerin ikinci yarısında şöyle bir durum vardı Türkiye’de: merkez sağ ile aşırı sağ, merkez sol ile aşırı sol arasında ideolojik örtüşmeler, yakınlıklar, sempati bağları söz konusuydu. Süleyman Demirel’in liderliğindeki AP’nin sağ kanadı MHP’yle bu şekilde bitişiyor, Bülent Ecevit’in liderliğindeki CHP’nin sol kanadını ise TKP benzer bir etki altında tutuyordu.
Demirel bu yüzden (bu ortamda) “Bana milliyetçiler adam öldürüyor dedirtemezsiniz” diyebiliyordu, Ülkücüler sürekli cinayet işlerken. Şimdi de benzer ilişkiler, örtüşmeler var gibi, ana akım Sünnilik ile çeşitli tarikat ve cemaatler arasında. Ve dolayısıyla Türkiye ile diğer bazı İslâm ülkeleri arasında. Taliban’ın ideolojik kökenlerinde, adını Halid Bağdadî’den alan Halidîlik var. Halidîlik, Nakşiliğin (Nakşibendiliğin) 19. yüzyılda vücut bulan bir kolu. Türkiye’de İsmailağa Cemaati, Menzilciler, Süleymancılar ve benzerleri de Halidîlikten geliyor. Belki de bu matristen, Talibanı dahi içine alan ve mazur gören, orasından burasından savunmaya çalışan bir sempati ve dostluk hâlesi yayılıyor.
Öyle veya böyle; ortada çok temel bir gerçeklik var. İster laik, ister dindar, birçok erkek çok ama çok korkuyor kadınların bağımsızlığı ve özgürlüğünden. Geçenlerde değindiğim Basic Instinct (Temel İçgüdü) filmine de yansıyan bir Basic Fear (Temel Korku) söz konusu. Bu içsel korkudur ki ataerkil düşünce ve gerekçelerin farklı varyantlarını besliyor. Bazı Müslüman erkek kesimlerinde bu, kadınları güya ahlâksızlığa karşı din üzerinden koruma altında tutmaya dönüşüyor.
Kökeninde, fiktif Gilead Cumhuriyeti’ne ve Damızlık Kızın Öyküsü’ne yansıyan, kadınlar üzerinde aynı mutlak mülkiyet, tahakküm, tekel, hegemonya hırsı yatıyor.
Yazarlar
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları























































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024