Halil BERKTAY
[11 Nisan 2020] Günlerdir Bilim Kurulu giderek sertleşen önlemler öneriyor. Tam içeriği hiç söylenmiyor ama Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın akşam 19:00’da başlayan basın toplantılarından az buçuk sezebiliyoruz. Bazı Bilim Kurulu üyeleri çıktıkları televizyon programlarında da orasından burasından imâ ediyorlar zaten. Genel bir sokağa çıkma yasağının gerekli olduğu yolunda güçlü bir görüş oluştuğu anlaşılıyor. Ne ki, bu hiç gerçekleşmiyor. Başkanlık sisteminde bütün yetkiler, anayasa değişikliğiyle öngörülenden de çok daha fazla Cumhurbaşkanı Erdoğan’da toplandığından ve küçük büyük bütün meseleler için kimse onun onayı olmaksızın adım atamadığından, Bilim Kurulu’nun önerileri sorulduğunda Sağlık Bakanı net ifade edemiyor; kamuoyuna yansıtamıyor; “Cumhurbaşkanımıza sunacağız” demenin ötesine geçemiyor. Ne önerildiyse, içlerinden kabul edilenler saat 21:00 dolaylarında açıklanıyor. Yaygın değerlendirmelere göre, çoğu zaman istenilenden kısa düşüyor. Faraza iki haftalık bir sokağa çıkma yasağı ilân edileceğine, olabilecek bütün diğer tedbirler ince ince dilimlenip, o hedefin az berisinde ne varsa kararlaştırılıyor ve çok radikal adımlarmış gibi sunuluyor.
Dün, yani 10 Nisan Cuma akşamı bir farklılık yaşandı. Önce, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şimdiye kadar yaptığı gibi irticalen konuşmak yerine, yazılı bir metni okudu. Geçmiş haftalara göre daha gergin ve katı bir havası vardı. Bu ilginçti. İkinci bir nokta, dünyadaki gelişmelere değinerek, krizin vahametinin, bitmediği ve daha kötüsünün geleceğinin altını çizmesiydi. Üçüncü husus, havalar güzelleştikçe dışarı fırlama arzusunu frenleme zaruretini uzun uzun vurgulamasıydı.
İki saat pek bir şey olmadı. Derken televizyonlar, saat 22:00’den sonra, 31 ilde hafta sonu sokağa çıkma yasağı ilân edildiği, İçişleri Bakanlığı’nın bu doğrultuda ilgili valiliklere bir genelge gönderdiğinin haberini geçmeye başladı. Herhalde, dedim, Bilim Kurulu’nun talebi olarak kabul edildi, ya da Bilim Kurulu’nun talepleri (her ne idiyse) buna dönüştürüldü. İçerik olarak doğru buldum; kendi kendime “yetmez ama evet” dedim. Fakat bir, vakit çok geçti; yasağın başlamasına iki saatten az vardı. İki, doğrudan halka açıklama ve anlatmaya ihtiyaç görülmedi; herhangi bir yetkili ekranlara çıkıp sakin ve ölçülü bir konuşma yapmadı. Üç, valiliklere genelge gibi olabilecek en soğuk ve müstağni duyuru biçimi benimsendi. Dört, genelgenin dahi kendisinden önce haberi yayınlandı. Nelerin ya da nerelerin açık kalacağına dair en küçük bir ipucu sunulmadı.
Sonrasında, tahmini çocuk işi denecek kadar kolay bir olay cereyan etti: sokağa çıkması istenmeyen, habire evde kal denen halk topyekûn sokağa fırladı. İki günlük alışveriş yapmak için bakkalların, fırınların, marketlerin, manavların, pastanelerin, kafelerin, şarküterilerin, açık olan ne varsa her yerin önünde ve içinde kalabalıklar oluştu. Yığışma bir saatten fazla sürdü. Belirgin hoşnutsuzluk karşısında troller devreye girdi. Hükümetin hatâsını örtbas etmek için vatandaşı suçlamaya koyuldu.
Bu karar neden bir gün önceden alınmadı ve zamanında, faraza Perşembe gecesi veya Cuma sabahı, paniği baştan önleyecek sükûnet ve normallikte, açık kalacak yerler ve hizmetler de baştan dahil edilmek suretiyle kamuoyuna duyurulmadı? Şimdi bunun da mazereti aranıyor. Kimine göre, efendim, asıl o zaman panik daha fazla olurmuş ve daha uzun sürer, bütün güne yayılırmış. Bu kadar saçma ve uyduruk bir lâf olabilir. Öncelikle nasıl açıkladığınıza, halkı muhatap alıp almadığınıza bağlı. Dahası, insanların önünde 24 veya 12 saat olmasıyla sadece bir buçuk saat olması aynı şey değil. Alışveriş furyasının 12 saate yayılması ile o bir buçuk saate sıkışması da aynı şey değil. İlki en azından daha küçük gruplar, ikincisi ise büyük kitleler demek. Gelgelelim insanlık böyle işte. Bir hatâ yapıldığında mutlaka “hayır efendim, hatâ değildir, tam tersine fevkalâde doğrudur, çünkü sizin dediğiniz olsaydı da farketmezdi” diye apolojiler düzenler çıkar. Çıkacaktır.
İnanılmaz bir beceriksizlik ve basiretsizlik gösterisiydi. Faturası gene salgınla mücadeleye çıkacak. Bir Bilim Kurulu üyesinin ifadesiyle, 48 saatlik sokağa çıkma yasağından umulan fayda, o bir veya bir bucuk saat içinde peşinen ve fazlasıyla yitirildi. Zarara dönüştü. Muhtemelen çok büyük bir bulaşma zıplaması meydana geldi. Hemen şimdi görülmeyecek. Değişen kuluçka sürelerine göre bir hafta, 10-12 gün, 14-21 gün sonra çıkmaya başlayacak
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURPKK neden Schrödinger'in kedisine benzedi? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSarkozy hapiste 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünAsker göndermek ya da göndermemek… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇete savaşı mı? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’de milliyetçiliğin reformu meselesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarışın Halklaşması ve Demokratik Toplum Sürecine Çağrı... 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçYoğurtsuz, tereyağsız ve tavuk etiyle iskender kebap olur mu? Olur ama… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkumuş hainler ülkeden kaçıyor! 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENVe casusluk hikâyesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKronik siyaset bunalımı… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan‘Büyük iddialar, büyük kanıtlar gerektirir’ 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMuhalefetin gerçeklikle bağı koparsa… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (2) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTGöbeklitepe… Urfa İzlenimleri – 2 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDem Parti’ye çullanmanın hafifliği 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Türk soylu yabancı” mı, “herkes Türktür mü (vatandaş?) daha doğru? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yerli ve demokratik çözümün yol haritasını hazırlamalı 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNMadencilik yasasının gölgesinde hasat: Çatalağaç zeytin taşınamaz 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTürkiye’nin dilleri, İslam’ın lehçeleri, Allah’ın ayetleri 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRMilyonlarca dolarlık LPG filosu ve otel zinciriyle Paramount operasyonunun en dikkat çekeni: Şaban K 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERFransa’yı krizden kurtaran emeklilik hakları 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKültürel hegemonya: “Hay Bin Yakzan” bize ne söyler? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Bora“Çetin Ceviz Çıkan Ankara Ahalisi” 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksuz Türkiye inadı ve af… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÇifte hukukta son perde: Ünsal Ban nasıl kaçtı? 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024