Abdurrahman Dilipak
Ayağımıza taş atsalar ne yazar, yolumuza diken dökseler. Arkamdan küfretseler. Onlar cahildirler bilmiyorlar dememiz gerek. Hem değil mi ki beni gören, duyan, bilen bir Rabbim var. O, kuyudaki Yusuf’u Mısır’a sultan edendir. Ne gam! “Allah’ın dediği olacak” ya hu, “Ve bil kaderi hayrihi ve şerrihi minellahi teala” demiyor muyuz! Hayır da şer de Allah’ın iradesine tabidir. Biz O’nun rızasını isteyelim. Haşa Allah’ın yetmeyen gücüne güç, yetmeyen aklına akıl, yetmeyen parasına para yetirecek değilsiniz. Allah’ın kimseye ihtiyacı yok. O dilerse kâfirler eliyle dahi dinine hizmet ettirir. Ne o “Beka sorunu” ya hu! Tövbe estağfurullah!. Dini kavramları siyasi polemiklere alet etmeyelim lütfen! Hem bize denmedi mi “Size hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat edebilir”. Ya hu, “Kuyudaki Yusuf’u Mısır’a sultan eden Allah” bizi görmekte, duymakta ve bilmektedir. Yüzümüzü O’na dönelim. Gam yok! Panik yok! Tereddüt yok! Bu olanlara gelince, imtihan oluyoruz. Kim ne yapıyorsa yapsın. Kader, rızık, ecel değişmeyecek, ama bu vesile ile birileri cennete, birileri cehenneme gidecek. Şunu diyebiliyor musunuz? “Rabbim ben senden, benim hakkımdaki hükmünden razıyım, yeter ki, sen benden razı olan, beni sabreden, şükreden, direnenlerden bulacaksın..” İşte asıl mesele bu!
Şu ayet meali hep aklımızda olsun, “İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allahım”. Bir de şunu unutmayalım, “Allah cahil ve zalim topluluğa, müfsitlere, müstekbirlere, mütrefinlere, münafıklara, yeryüzünü ifsad edenlere, İlahlık ve Rablik taslayanlara yardım etmez”. Sakın onlara yardım etmeyin, “onlara yaklaşmayın sonra ateş size de dokunur”.
Çaresiz değiliz biz.. Çünkü çare, Allah’ın açıklanmış rızasının tecellisinin vesilesi olmak gibi bir yolun yolcusu isek, “Biz”iz, biz!. Allah bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak, mazlumlara yardım etmek ister. Biz Hakk’ın ve halkın gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, haykıran sesi olacağız. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana zalime karşı olacağız, zalim babamız da olsa, o da sultan olsa, mazlum düşmanımız da olsa! İster siyaset ister bürokrasi ya da herhangi bir şekilde güç sahiplerine karşı hakkı söylemek gerek. Kibir içinde başı dönen güç ve servet sahipleri eğer zulme alet olmuşsa, ona hakkı hatırlatmak, hem mazlumlara yardım etmek, hem de zalimin zulmüne engel olmak bağlamında her ikisine de yardım etmek anlamına gelir.
Her daim yüzümüz Hakk’a dönük olmalı. Pir Sultan’ın dediği gibi:
“Kadılar müftüler fetva yazarsa / İşte kemend, işte boynum asarsa
İşte hançer, işte kellem keserse / Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan”..
Şu “Taşgetiren vakası”na gelecek olursak, bu işler bu noktaya gelmemeli, bu noktaya gelmeden tedbir alınmalıydı ama olan oldu. İnsanlar böyle kolay harcanmamalı.
“Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste” denir. Her aykırı sesi susturmaya kalkarsanız, bu süreç böyle devam ederse konuşan kimse kalmaz...
Bakın bir insana yapılan haksızlık bütün bir topluma yöneltilmiş bir tehdittir.
Böyle olmaz. Erdoğan, “bu partide raconu ben keserim” diyor ama, birileri racon kesmeye devam ediyor. Sırtını partiye dayamış birileri piyasada, medyada, yargıda, hatta mafya adına racon kesmeye kalkıyor. İhaleler onlardan sorulur, atamalar da.
Ahmet Taşgetiren’in “Ne oldu” yazısı, hep örtülmeye çalışılan bir konuyu gün yüzüne çıkardı.
Ahmet Taşgetiren’i uzun süreden beri tanırım. Bu camianın derdiyle dertlenen, ömrü bunun mücadelesi içinde geçmiş bir insan. Hepimizin hataları olabilir. Taşgetiren’le farklı düşündüğüm noktalar da… Ama bu durum benim için kabullenilebilecek bir durum değil.
Hem geleneksel medyada hem de sosyal medyada birtakım kişi ve gruplar bazı insanları hedef haline getirip, itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Bunlara medya tetikçileri diyebiliriz. Kendileri gibi düşünmeyenleri hedef tahtasına oturtuyorlar. Onlar için geçerli olan sadece kendi doğruları ve çıkarları, bu emellerinde ellerinden geleni ardına koymuyorlar.
Bu böyle gitmez. Bu durum insanların kafalarında soru işaretleri oluşturuyor. Çünkü bu gruplar birileri adına hareket ettiklerini iddia edip, koca bir camiayı töhmet altında bırakıyorlar. Bu gidişata bir dur demek gerekiyor. Yoksa bu durum ileride çok daha büyük zararlara yol açabilir.
Siyasiler toplumun gündemindeki öncelikli konularda fazla bir şey söylemiyorlar.
Sağı da solu da böyle. Suali mukadderlere cevap verilmiyor. Aile, gençlik sorunları ıskalanıyor. Yolsuzluk, rüşvet ve torpil olayları da. CHP bu konularda AK Parti’yi suçluyor ama İlgezdi olayını, buna benzer daha bir sürü olayın üzerini örtme çabasındalar.
28 Şubat’ta basına uyguladıkları baskıyı gelin bizden sorun.. AK Parti ile 28 Şubat kıyaslanmaz. Ama bakıyorum da iktidara geldiğimizde eleştirdiğimiz birçok konuyu biz yapar hale geldik. Ne çabuk da bozulduk yahu ve bu bozulma hızla ve artarak devam etmekte. Bu yapı bu şekilde devam edemez. Bir an önce kendimize bir çekidüzen vermeliyiz.
Dindar insanlar birçok alanda kazanımlar elde ettiler. Siyasiler milletin vekaletini emanet alarak bu noktalara geldiler. Bunun kıymetini bilmemiz lazım. Yoksa bu nimetler ve imkanlar bir anda elimizden kayıp gider.
Ayet buyuruyor ki, “Biz (galibiyet ve hakimiyet) günlerini (ve dönemlerini) insanlar (toplumlar) arasında dolaştırıp dururuz.” Kur’an’dan çıkaracağımız çok ders var ve bu imkanları elimizde tutabilmek bizim elimizde..
Bakın, bu sansürcü kafa, aslında kendilerine bağlı medyayı da bitirdiler. Bakmayın yüz binlerle ifade ettikleri gazeteleri, gerçek tiraj on binlerle ifade ediliyor. Ve olmayan tirajlarını yüksek göstererek, halktan ve kamudan, ilan ve reklam verenler üzerinden haksız kazanç sağlıyorlar.
Rekabet Kurulu, fiyatları şişirilmiş patates - domates yanında şu bizim hormonlu medyaya da bir el atsa! Biri midenin gıdası üzerinden vurgun yapıyor, ötekisi beynin gıdası üzerinden. Kaldı ki, her ikisinin de geni ile oynanmış.
“Haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok eder.” Bunu görelim. Teenni ile hareket edelim. Daha az öfke, daha gavl-i leyyin, daha çok güzel söz ve hikmetle!
Bu konuya yarın da devam edelim.
Selâm ve dua ile..
Yazarlar
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2024
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022