Ahmet TAKAN
S-400…
F-35….
ABD yaptırımları…
İdlib…
Suriye…
Barış Pınarı Harekatı…
Doğu Akdeniz’de kavga…
Libya ile imzalanan Mutabakat Muhtıraları…
Libya’ya asker gönderilmesi tartışmaları…
İncirlik ile Kürecik kapatırız resti…
NATO’ya blokaj numaraları…
Kanal İstanbul….
Genel hatları ile toparlama yaptım. Başlıkları çoğaltabilirsiniz. Gazeteci olarak gündeme yetişmeye çalışırken göbeğimiz çatlıyor. Allah, sizlere kolaylık versin. Kafanız allak bullak oluyor, her an farklı bir gündemle karşı karşıya kaldığınızı sanabilirsiniz. Ancak öyle değil… Karşıda duranların gündemi tek. Onların ayun planları belli. Aynı istikamette devam ediyorlar. Ancak durum bizde farklı!.. Yeni geçilen ve adına “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denilen ucube rejim yüzünden sürekli savruluyoruz. Ortada bir hükümet falan da yok. Saray’da iki elin parmakları kadar danışmanla yürütülen sadece şahsın çıkarlarına bağlanan çelişkili politikalar var. Dün söylenenler çok kolaylıkla bugün yalanlanabiliyor. Bugün söylenenlerin yarına ne olacağı belli değil. Devlet duruşu, devlet saygınlığı kimsenin umurunda değil. Varsa yoksa şahıs ve çevresindekilerin günlük hesapları!..
Toplum olarak pek de güçlü olmayan hafızamızın açıklarından ustaca faydalanıyorlar. ABD’den art arda gelen ve gelebilecek yaptırımlara karşı, İncirlik ve Kürecik’i kapatırız resti çekildi öyle mi?.. Askeri kaynaklara soruyorum, uygulanabilirliği için yüzde 1 ihtimal dahi vermiyorlar. Peki, bu kritik rest, TSK’ya bile danışılmadan nasıl çekilebiliyor?.. Ee, Rusya ile de canciğer kuzu sarması mıyız?..
Durun bir dakika!..
Bir yandan da harıl harıl Kanal İstanbul’u tartışıyoruz. Öyle mi?.. Öyle!.. Sizi, 2016 yılının mayıs ayına götüreceğim. Bakın, o zaman, belki de pek üstünde durmadığınız haber size ne haber veriyordu;
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’daki 10. Balkan Ülkeleri Genelkurmay Başkanları konferansında konuştu. Erdoğan, konuşmasında, NATO Genel Sekreteri’ne Karadeniz’le ilgili ilettiğini söylediği bir ifadeyi paylaştı. Erdoğan, ‘NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’e söyledim: Karadeniz’de görünmemeniz, Karadeniz’i adeta Rus gölü olarak gösteriyor. Karadeniz’i tekrar istikrar havzası kılmalıyız’ dedi.”
İşte, Kanal İstanbul’un fitili tam olarak o zaman ateşlenmişti. Şimdi de bir taraftan NATO’ya rest çeker gibi görüneceksiniz diğer taraftan Montrö’yü bir kenara bırakıp Karadeniz’i ABD ve NATO üssü haline getirebilecek Kanal İstanbul’u hararetle gündemde tutacaksınız. Ne için?.. Yaptırımın her türlüsünden kurtarabilmek için…
Birkaç hatırlatma daha;
Geçen Ramazan ayında, Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın iftar yemeğine davetliydim. Sıcak gündemde yine ABD’nin yaptırımları vardı. Bir gazeteci arkadaşım, ABD’nin yaptırım tehditlerine karşı Türkiye’nin nasıl bir karşılık verebileceği, Kürecik ve İncirlik üslerinin kapatılması gibi bir seçeneğin gündemde olup olmadığı sordu. Akar, “Bazı şeyleri şimdiden konuşunca sihri bozuluyor. Sonuçlar ortaya çıktıkça kendi tedbirlerimizi alacağız” diye kaçamak cevap vermişti. Hulusi Akar, en son TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada ise, “NATO üyeliğimizden veya müttefikliğimizden vazgeçmek gibi bir niyetimiz söz konusu değildir. Türkiye sadece kendi sınırlarını değil, NATO sınırlarını da korumaktadır. Türkiye’nin güvenliği, NATO dahil, tüm Avrupa’nın güvenliğidir. NATO, Türkiye’yle çok daha güçlü ve anlamlıdır. Bunu tartışmaya açmak anlamsızdı” dedi.
Tüm bunları nereye koyacaksınız?.. Haydi bakalım, kapatın İncirlik ve Kürecik’i görelim!..
Üstelik, Hulusi Akar ile Tayyip Erdoğan arasındaki dil farklılıkları yeni değil. Dikkatlice arşivi tararsanız, S-400’ler, F-35’ler, NATO’ya çekilen restlerde kolaylıkla tespit edersiniz. İster istemez, insanın aklına şöyle de bir soru geliyor; acaba, bizde de, ABD’de son dönemde ortaya çıkan Trump ayrı telden Pentagon ayrı telden çalıyor gibi bir modele mi geçildi?.. Ancak, asla göz ardı edilmemesi gereken husus şu, ABD’de Temsilciler Meclisi ve Senato Trump’ın üstünde… Trump da şu anda fena halde paçasının derdinde!..
Türkiye ile Libya arasında imzalanan Güvenlik ve Askeri İş Birliği Mutabakat Muhtırasına da değinmeden geçemeyeceğim. Muhtıranın onaylanmasına ilişkin kanun teklifi Meclis Dışişleri Komisyonu’nda kabul edildi. Herhalde önümüzdeki hafta Genel Kurul’dan geçirilecek. Türkiye’nin, Libya’da İhvancı bir yönetimi destek adına içine sürüklendiği tehlikeli maceraya sürekli dikkat çekmeye çabalıyorum.
Mutabakat Muhtırası, istihbarat değişimi ve operasyonel ile lojistik iş birliğini, hibe ve lojistik sistemler, askeri tıp ve sağlık hizmetleri, muhabere, elektronik, bilgi sistemleri ve siber savunma, barışı koruma, insani yardım ve deniz haydutluğu ile mücadele operasyonları, askeri hukuk ve deniz hukuku sistemleri konusunda bilgi değişimi, haritacılık ve hidrografi, mesleki gelişim amaçlı personel değişimi, misafir personel, danışman veya birlik değişimi, savunma ve güvenlik bilimsel ve teknolojik araştırma alanlarına ilişkin bilgi ve tecrübe değişimi, sosyal, sportif ve kültürel etkinlikler, askeri tarih, arşiv, yayım ve müzecilik ile Denizde Durumsal Farkındalık (DDF) alanında bilgi mübadelesi ve paylaşımını kapsıyor.
Bakın!.. Onca cümle arasına sıkıştırılan iki kelimeden oluşan çok tehlikeli bir ibare var; Misafir personel… Bu, ne demek oluyor?.. Örtülü faaliyetler için kamuflaj ise… Türkiye’nin başına yeni felaketler açacak demek. İnşallah, Meclis Genel Kurulu’nda gündeme getirilir de açıklığa kavuşturulması istenir!..
Yazarlar
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2021
10.11.2021
13.10.2021
12.10.2021
9.09.2021
31.08.2021
4.08.2021
13.07.2021
6.07.2021
2.07.2021