Akif BEKİ
İktidar medyası sevinçle doldu yine. Erdoğan-Biden görüşmesini ‘yaşasın ABD ile ortaklığımız, kıskananlar çatlasın’ kıvamında yansıttılar.
Sevincini en gizleyemeyenler, emperyalizmle cihat kahramanlığı satan gazetelerdi.
Bu ‘dik duruş’, Sabah’ın 8 Şubat 2019’daki şu manşetinde zirveye çıkmıştı:
“ABD ile ortaklığımızı bozma planı boşa çıktı.”
Yalnızca Üst Akıl’la mücadelenin en ateşli dönemlerinde mi! Bugün yine ABD ile ortaklığımızı pekiştirerek zafer elde ediyor, yine yedi düvele kaybettirirken biz kazanıyoruz.
Nitekim ‘hain muhalefet’in, ABD ile aramıza nifak sokma, dostluğumuzu baltalama hevesleri bir kez daha kursağında kalmış oldu.
Muhalefetin, bilhassa “CHP’nin anti-Amerikancılığının en büyük talihsizliğimiz” olduğu tekrar hatırlatılsa yeridir.
Ne de olsa ittifakımız; “sınamaları, sıkıntıları, direnç testlerini başarıyla atlatmaya” devam ediyor.
Sabah yazarı Barlas, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güç dengelerinde bir virgül bile etmeyen Biden’le lütfen görüştüğünü dahi yazdı.
Görüşmeye Biden’ın 70 dakika ayırmasına bu sevindirik haller niye öyleyse?
Bu kadar yüz verilmesi ABD Başkanı’nı havaya sokmasın, şımartıp tepemize çıkarmasın sonra?
Ayrıca bu fotoğraf, anti-Amerikancı muhalefete rağmen verilmiş gibi seviniliyor.
Oysa muhalefet Amerikancı değil miydi? Daha çok muhalefeti sevindirmesi gerekmiyor muydu?
İktidar, muhalefetin aralarını açmasına izin vermeyip fitnecilere rağmen ABD ile yan yana geliyor. Ama Amerikancılık yapan muhalefet!
Fakat aynı muhalefet, ne zaman Türkiye bir dış güçle karşı karşıya gelse hep karşı tarafı tutuyor.
İktidar, Üst Aklı tepelemek isterken buna mani olmak isteyen hep muhalefet!
Ama aynı muhalefet, Erdoğan ile Biden’ın dostluk pozundan da rahatsız oluyor.
İktidara yardımcı medya ise güya Amerikan karşıtı, emperyalizmiyle savaşıyor, işbirlikçisi muhalefetle vuruşuyor.
Ama ‘Amerikancı’ dedikleri muhalefeti, iktidarlarının ABD ile dostluğunu çekememekle, dış güçlerle iyi geçinmesine bozulmakla da suçluyorlar.
Hem “düşmanın kılıcını sallayan muhalefet” yenilgiye doymuyor, her seferinde hüsrana uğruyor...
Hem de ABD ile ortaklığı tazeleme başarısı yerli ve milli iktidarın zaferi, muhalefetinse yenilgisi...
Yedi düveli sürekli perişan ediyorsak, Osmanlı tokadıyla tanıştırıp ders üstüne ders veriyorsak, bitmiş çökmüşlerse, marketler boşalmış da benzin bulamıyor ve ülkelerinden kaçacak kadar yokluk kuyruklarında sürünüyorlarsa...
Paramızın paraları karşısındaki perişanlığı, mallarımızın bize pahalı onlara ucuz gelmesi, halkımızın milli gelirde onlara göre yoksulluğu nedir?
Durumumuzdaki kötüleşmelerden, ekonomimizin bir türlü şahlanamamasından bu yedi düvel saldırısı ne diye sorumlu gösteriliyor öyleyse?
Ha babam onlar yeniliyorsa bedelini niye biz daha ağır ödüyoruz!
Necip Fazıl’ın Sakarya Türküsü’nde sorduğu gibi:
“Kafdağı’nı assalar belki çeker de bir kıl/Bu ifritten sualin kılını çekmez akıl!”
SİHA reklamlarına Rusya ayarı
Hangi ülkeye yerli SİHA’ların satıldığına dair haberleri, haklı övgülerle sık sık okuyorsunuzdur.
Fakat Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye’den aldığı SİHA’ların menşeini bir daha anmaması için Ukrayna’yı uyardı.
Roma’da, Lavrov’la görüşmesinden sonra şöyle dedi:
“Bir devlet bizden bunu satın alıyorsa, o daha fazla Türk ürünü değildir. Belki Türkiye’de üretilmiş olabilir ama Ukrayna’ya ait. Türkiye bununla suçlanamaz. Bazen terörle mücadelemiz sırasında farklı ülkelerden farklı silahlarla karşılaşıyoruz, Rusya da dahil olmak üzere. Biz asla Rusya’yı suçlamıyoruz. Ukrayna da bizim adımızı kullanmayı bırakmalı.”
Nedeni, Rusya’yı rahatsız etmesi. Bu da haklı bir endişe.
Demek ki iktidar medyası da bundan böyle Ukrayna’ya satılan SİHA’ları pek anamayacak. Ucu zülfüyare dokunmasın, Moskova’yı kızdırmasın diye.
Üstteki yazımda, Sabah’ın 2019 tarihli manşetinden söz etmiştim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin Suriye’den çekilmesinden duyduğu memnuniyeti anlatıyor, boşalttığı alanlarda terörle mücadeleyi Türkiye’nin devralacağını söylüyordu.
İki hafta önce ise bir Cuma çıkışı şöyle dedi:
“Suriye’nin kuzeyinde YPG/PKK cirit atıyor. Son olarak da 2 polisimiz şehit oldu. Sabrımız bir yere kadar. Bütün bunlara karşı da mücadelemiz çok daha farklı bir şekilde devam edecektir. Terör örgütlerine, ABD’nin oradaki malum güçlerine, rejim güçlerine karşı her türlü mücadeleyi vereceğiz, kararlıyız.”
YPG’yi himaye etmiyormuş ve Suriye’de hakimiyeti yokmuş gibi Rusya’nın adı hiç geçmiyor.
İktidardaki Rusya hassasiyetine bakınca, çıkışmak için ABD’nin daha tekin bulunduğu anlaşılıyor. İlginç!
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
26.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025