Akın ÖZÇER
Bu söz, Katalan özerk yönetimi hükümetinin (Generalitat) tarihî lider Josep Tarradellas’ın ardından ilk başkanı olan ve bu görevi beş seçim kazanarak 23 yıl sürdüren Jordi Pujol’e ait. Franco’ya karşı mücadelesi nedeniyle yedi yıl hapis cezasına mahkûm olan ve tutuklu olduğu sırada işkence gören Pujol, demokrasiye geçişten (transición democrática) bu yana Katalan ılımlı milliyetçiliğinin en önemli siyasi figürlerinden biri. Bu sözü dile getirmesinin nedeni ise, 11 eylülde yaklaşık 1,5 milyon Katalan’ın “Avrupa’nın yeni devleti Katalunya” dövizi altında, “bağımsızlık” sloganı atarak Barselona’da yürümesi.
Katalanlar bundan tam 35 yıl önce de kalabalık hâlde sokağa dökülmüşlerdi. O zaman dile getirilen özerklik statüsü (Estatut) talebi, ertesi yıl halkoyuyla kabul edilen yeni anayasayla karşılanmıştı. Ülkenin ucu açık sayıda özerk topluluklara bölünmesini güvence altına alan 1978 Anayasası “herkese kahve” (Café para todos) sözcüğüyle karikatürize edilen simetrik bir özerklikler sistemine dayanıyordu ama aynı 2. Madde’ye getirilen bölge/milliyet ayırımı simetriyi Katalunya gibi tarihî milliyetler lehine bozuyordu. Katalunya’yı İspanya’nın bir bölgesi değil ayrı bir “millet” sayan milliyetçiler için bu asimetri başlangıçta yeterliydi ama Jordi Pujol’un yeri geldikçe vurguladığı gibi İspanya’da öyle herkese kahve yoktu. 1979’da kabul edilerek yürürlüğe giren Statü de, yine onun deyimiyle “milletler milleti İspanya ile bütünleşmiş bir Katalunya’nın anayasası” idi.
Katalanlar 10 Temmuz 2010’da yeniden sokağa döküldüler. Bu kez yarım milyondan fazla insan sokakta yeni Katalan Statüsü’nün 14 maddesinin kısmen iptalini protesto ediyordu. 2005’te özerk parlamentodan, 2006’da Temsilciler Meclisi’nden geçen yeni Statü’nün yasalaşmasını karşı oylarıyla engelleyemeyen dönemin ana muhalefet partisi PP, toplam 114 maddesinin anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Mahkemenin kısmi iptal kararı, bardağa dolu tarafından bakılırsa aslında Statü’nün ana hatlarıyla anayasaya uygunluğunu vurguluyordu. Ancak seçilmişlerin onayından geçen bir metnin mahkemece “azıcık da olsa” budanmasına Katalanlar büyük tepki göstermiş, sokağa dökülenler arasında özerk hükümet ve parlamento başkanları dâhil yürütme ve yasamaya mensup eski (Pujol) ve yeni siyasiler de yer almıştı. Dahası, protesto yürüyüşü sosyalistlerin ve ılımlı milliyetçilerin çabalarına karşın bağımsızlık yanlılarının gövde gösterisine dönüşmüştü.
Bu yılki 11 Eylül yürüyüşüne gelince, hiçbir protesto gösterisiyle kıyaslanamayacak kadar kalabalık bir topluluğu biraraya getirmişti. Pujol’un dediği gibi üç, dört yıl öncesine kadar kimsenin tahmin bile edemeyeceği sayıda insan bağımsızlık hedefinde buluşmuştu. Ama bu kalabalık Katalunya’nın bağımsızlığın eşiğinde olduğu anlamını taşımıyor. Özerk hükümet başkanıyken zaman, zaman “Québec modeli” talebiyle ortaya çıkan Pujol’e göre, sadece 1978 Anayasası değil, aynı zamanda Anayasa Mahkemesi de “bugün işlediği şekliyle var olduğu sürece bağımsızlık neredeyse olanaksız” görünüyor. 82 yaşındaki kurt politikacının bu görüşüne katılmamak mümkün değil.
Önceki yazılarımda Euskadi ile ilgili olarak belirtmiş olduğum gibi, anayasası özerklikler sistemine dayandığı ve özerk yönetimlere hükümeti ve parlamentosuyla “mini bir devlet” gibi örgütlenme olanağı sağladığı için İspanya’yı kolay parçalanabilecek bir ülke olarak görmek yanlış. Bağımsızlıkçı söyleme, siyasete ve özerk parlamentoda çoğunluğa ulaşmaya elverişli bir siyasi yapılanması var ama bağımsızlığa ulaşmak hiç kolay değil. Bunun için anayasa değişikliği, yani Temsilciler Meclis’inde beşte üç çoğunluk gerekiyor. İspanya’da bu çoğunluğa ulaşmak “neredeyse olanaksız”. Bunun bir şekilde olduğunu varsaysak bile bu kez Anayasa Mahkemesi’nin başvuru hâlinde anayasa değişikliğini iptal etme olasılığını hesaba katmak gerekiyor. Mahkeme, kısmi iptal kararı verdiği LOAPA kararında (1983) “anayasayı yorumlama yetkisinin sadece kendisinde olduğunu” vurgulamıştı. O tarihten bu yana yorumlarını daha merkeziyetçi bir yaklaşımla yapan mahkemenin oluşturduğu içtihat bağımsızlık yolunu neredeyse kapatıyor.
Bununla birlikte, İspanya’da önümüzdeki dönem Euskadi gibi Katalunya’nın bağımsızlığı konusunun da tartışılacağına kuşku yok. Ekonomik kriz nedeniyle Başbakan Mariano Rajoy’la büyük sorun yaşayan özerk yönetimlerden biri de Katalunya. Generalitat Başkanı Mas, özerk yönetimle merkezî hükümet arasında mali anlaşma (pacto fiscal) yapılmasına ilişkin önerisini geçen gün geri çeviren Rajoy’la köprüleri atmış durumda. Mas’ın partisi CIU (Convergència i Unió) 25 kasım ya da 2 aralıkta erken seçimlere gitmeyi ve Unió kanadı (Duran Lleida) bağımsızlık yanlısı olmasa da kampanyasını bağımsızlıkçı söylem üzerine oturtmayı tasarlıyor. 2010 seçimlerinde mali anlaşma önerisiyle neredeyse salt çoğunluğu bulan (62/66) Artur Mas, anketlere göre, 11 Eylül yürüyüşünün meyvelerini toplayabilecek avantajlı bir konumda bulunuyor.
CIU şu sıralar bağımsızlık yanlısı seçmeni kendisine çekebilecek sembolik bir adım atma hazırlığında. Bağımsızlıkçı partilerle birlikte olasılıkla perşembe günü Katalanların kendi geleceğini belirleme hakkını vurgulayan ortak bir kararı (resolución) özerk parlamentodan geçirecek. CIU yaptırım gücü olmayan bu kararla Katalunya’nın bağımsızlık yürüyüşüne büyük katkı yapmayacak belki ama kendi seçim kampanyasını ateşleyeceğine kuşku yok.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları






























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.12.2025
1.12.2025
13.11.2025
6.11.2025
30.10.2025
19.10.2025
14.10.2025
8.10.2025
28.09.2025
21.09.2025