Akın ÖZÇER
Türkiye ile İspanya’nın 2009’da İstanbul’da başlayan stratejik ortaklıklarının beşinci randevusu hükümet başkanlarının iç siyasetten kaynaklanan sorunlarının gölgesinde gerçekleşti. Yıllık ikili zirveler İspanyol diplomasisinin önem verdiği AB ortakları ve komşularıyla yaptığı bir uygulama. Hükümet başkanları ve ilgili bakanların katılımıyla gerçekleştirilen zirveler ikili ilişkilerin tüm veçheleriyle her yıl ele alınmasını sağlıyor. Türkiye’nin yıllık zirve düzenlenen ülkeler kapsamına alınması Madrid’in ikili ilişkilerimizin daha da sıkılaştırılmasına atfettiği önemin somut bir göstergesini oluşturuyor.
Kuşku yok ki Türkiye, İspanyol diplomasisi açısından stratejik öneme sahip bir ülke. Aynı şekilde İspanya’nın da Türkiye açısından taşıdığı stratejik önemi yadsımak mümkün değil. İki ülke arasındaki yakın ilişkiler karşılıklı olarak birbirlerinin coğrafi-kültürel alanlarında siyasi ama daha da önemlisi ekonomik açıdan etkinlik kazanmak bakımından önem taşıyor.
Türkiye’nin AB üyeliği
Türk-İspanyol stratejik ortaklığının kilit noktasını Türkiye’nin AB üyeliği oluşturuyor. AB içinde beş büyükten biri sayılıyor olmakla birlikte, Fransız-Alman ortaklığı karşısında ağırlığı bulunmayan Madrid, daha çok, Brüksel ile tarihsel ve kültürel bağlarının bulunduğu Akdeniz ve Latin Amerika bölgeleri arasında bir tür köprü rolü oynuyor. İçin için kaynayan bu iki bölgede barış ve istikrara önem atfediyor ve bu bağlamda AB’nin evrensel değerleri olan demokrasi ve insan hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesini savunuyor. Aynı şekilde bu iki bölgede yer alan ülkelerin AB ile ilişkilerinin sıkılaştırılması için de çaba sarf ediyor.
Kabul etmek gerekir ki Türkiye, Orta-Doğu ile iç içe geçen Akdeniz bölgesinin önemli siyasi aktörlerinden biri ve bu bölgede geleneksel olarak barış ve istikrardan yana politika izliyor. Arap Baharı ile başlayan dönemde de bölge halklarının demokratikleşme arzularına destek oluyor. Dolayısıyla İspanya için Türkiye Akdeniz’de (ayrıca Orta Doğu ve Orta Asya’da) işbirliği yapacağı ülkelerin başında geliyor. Böyle bir Türkiye’nin ayrıca AB üyesi olmasının Birlik içinde İspanya’nın da aralarında bulunduğu güney ülkelerinin ağırlığını arttıracağına kuşku yok.
Konuya Ankara açısından bakıldığında, İspanya’nın AB içerisinde çok tartışılan üyeliğine verdiği değerli desteğe kayıtsız kalması mümkün değil doğal olarak. İspanya’nın desteği o kadar ilkesel ki fiilen iki partili siyasi sisteminde kim iktidara gelirse gelsin kaybolmayan, iktidarı ve muhalefetinin aynı kararlılıkla verdiği bir destek. Sadece bugün ana muhalefette bulunan Sosyalist İşçi Partisi PSOE değil, aynı zamanda iktidar partisi PP (Partido Popular) da başından beri bu desteği Türkiye’den esirgemiyor. Başbakan Mariano Rajoy’un partisi bunu Avrupa Parlamentosu’nda üyesi bulunduğu PPE grubundan ayrışarak yapıyor.
Türk-İspanyol ilişkilerine Ankara’nın gözüyle bakıldığında, Madrid’in ağırlığını hissettirdiği Latin Amerika kıtası da iştah kabartıyor. Türk-İspanyol stratejik ortaklığı, Türkiye’ye öncelikle ekonomik alanda Latin dünyasının kapısını aralıyor. Nitekim Türkiye bu kapıyı araladıktan sonra birçok Latin Amerika ülkesiyle de ilişkilerini sıkılaştırmış bulunuyor. Bu ülkelerde açılan büyükelçilikler, bölgeye uçuşlarını sıkılaştıran THY ve yoğunlaşan diplomasi trafiği Türk-İspanyol stratejik ortaklığının önemli kazanımları olarak öne çıkıyor.
Stratejik ortaklığın ilk meyveleri
Türk-İspanyol stratejik ortaklığının ilk meyvelerinin ekonomik ve ticari alanda net biçimde görüldüğü söylenebilir. Nitekim iki ülke arasındaki ticaret hacmi on yıl önceki 3.5 milyar avro eşiğini, İspanya’nın 2011’de baş gösteren derin ekonomik krizle biraz düşmüş olsa da ikiye katlamış olduğu gözleniyor. Bu rakamlarla Türkiye İspanya’nın dış ticaretinde AB ülkeleri dışarıda bırakılırsa ABD ve Meksika’dan sonra üçüncü ortağı konumunda yer alıyor. Bu gelişme, iki ülke ticaretine konu olan ürünlerin benzer profile sahip olduğu, başka bir deyişle hem ihracatı, hem de ithalatı yapıldığı göz önüne alındığında çok daha dikkat çekiyor.
Bu benzerliğe paralel olarak iki ülke şirketlerinin karşı tarafta yatırımlar yaptıkları görülüyor. İspanya’daki Türk firmalarının başını Borusan, Sabancı Holding, Arçelik, Vestel, Sarar, Nuh Çimento gibi tanınmış markalar çekiyor. Türkiye’de yatırım yapan İspanyol firmaları arasında günlük yaşantımıza girmiş olan Mapfre Genel Sigorta, Zara, Mango gibi markalar var. Yine Ankara- Eskişehir hızlı tren projesinde bir İspanyol firmasını görüyoruz. Başbakan Mariano Rajoy’un Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan ile açılışını yaptığı Sincan metrosunda dünyaca ünlü Katalan firması Comsa Emte var. İspanyol şirketleri Türkiye’de 500 milyon avroluk bir yatırıma ulaşmayı hedefliyor.
Özetle, Türk-İspanyol stratejik ortaklığıyla Türkiye bugüne kadar ihmal etmiş olduğu Latin dünyasına gözle görülür biçimde girmiş bulunuyor.
İki ülke iç siyasetinden kaynaklanan sorunların gölgesi
İki başbakana düzenlenen ortak basın toplantısında yöneltilen sorulardan da anlaşılacağı gibi, 5. Türk-İspanyol Zirvesi’ne iç siyasete ilişkin sorunlar damgasını vurmuş durumda. Objektif olarak bakıldığında, Başbakan Mariano Rajoy’un sorunları Erdoğan’dan çok daha fazla. Bir kere, Katalan özerk parlamentosunda çoğunluğa sahip bağımsızlıkçı siyasi partilerin bu yıl içinde anayasaya aykırı bir referandum gerçekleştirme çabaları var. Ana muhalefet PSOE, sorunu İspanya’yı federal monarşiye dönüştürecek bir anayasa değişikliği paketiyle aşmayı öneriyor, Rajoy’un partisi PP buna sıcak bakmıyor. PP’nin ETA’nın sonlandırılması sürecinde de bazı sorunları var.
Ama asıl sorun yolsuzluk iddialarıyla ilgili. Bir önceki yazımda ayrıntılarını yazdığım gibi Kral’ın kızı Infanta Cristina’nın geçen cumartesi altı saatten fazla ifade vermesine yol açan damat Iñaki Urdangarin’in sanık olduğu bir yolsuzluk davası var. Savcı Pedro Horrach’ın Urdangarin hakkında 19 yıla kadar hapis cezası isteyeceği öne sürülüyor. Bu dava İspanya’nın demokratikleşmesinin bir numaralı aktörü olan Kral Juan Carlos ve Kraliyet ailesinin saygınlığını olumsuz yönde etkilemiş durumda. Bu davada yargılanan iktidar partisinin eski mensuplarından bir politikacı (Jaume Matas) ayrıca Palma Arena davasından altı yıl hüküm giymiş bulunuyor.
Basın toplantısında konuk Başbakan’a sorular yöneltildiği gibi, PP’li yerel politikacıların yargılandığı “Gürtel” davası ve eski hesap sorumlusu Barcenas’ın yargılandığı yolsuzluk davası Demokles’in kılıcı gibi PP üzerinde sallanıyor. Barcenas davasında PP’nin illegal yollardan finanse edildiği ve parti yöneticilerine zarflar içinde açıktan para verildiği iddiaları var.
Bütün bunların yanı sıra aldığı kemer sıkma önlemleriyle toplumsal desteğini kaybetmiş olan PP’nin hazırladığı “kürtaj yasa tasarısı” parti içinden de protestolara neden oluyor. Anketler yolsuzluk davalarıyla ilgili değil ama bu yasa tasarısı nedeniyle PP’nin ana muhalefet partisi PSOE’nin 1.5 puan arkasına düştüğünü gösteriyor.
İspanyol basını Erdoğan’ın sorunlarını öne çıkarıyor
Bütün bunlara karşılık İspanyol basını ve özellikle El Pais gibi ana muhalefet yanlısı bir gazetenin konuyla ilgili haberlerinde Başbakan Rajoy’un sıkıntıları değil, Erdoğan’ınkiler ön plana çıkarılıyor. Başbakan Rajoy, gittiği ülkelerde hükümetlerin yanlışları konusunda söz etmemekle eleştiriliyor. Hem de yukarıdaki yolsuzluk iddiaları nedeniyle Rajoy hep yerden yere vurulduğu halde. Bu, pek doğal bir şey değil.
El Pais’in 11 Şubat tarihli nüshasında Erdoğan’ın “otoriterliğine yönelik eleştirilerin yağmur gibi yağdığı ve daha çok demokratik açılım talep eden gençlerin protestolarının güçlü biçimde bastırıldığı” vurgulanıyor. Ardından “AB Komisyonu’nun da eleştirdiği, yetkililere internet sayfalarını yargı kararı olmadan kapatma yetkisi vererek interneti güçlü biçimde kısıtlayan” yasadan söz ediliyor. Sansür girişiminin “dört bakanla ilgili büyük yolsuzluk skandalından sonra yapıldığına” dikkat çekiliyor.
İspanya’nın saygın gazetesinin konuyla ilgili 12 Şubat tarihli Carlos E. Cué imzalı haberinde Rajoy yine internet yasası ve “Erdoğan’ın yargıyı kontrolü” hakkında bir İspanyol gazeteci tarafından yöneltilen soruyu geçiştirmekle suçlanıyor. Rajoy’un konuk olarak gittiği ülkelerde özgürlükler hakkında hiç konuşmadığı, işin hep “ekonomik yönüyle ilgilendiği” vurgulanıyor.
Bir önceki bölümde anımsattığım gibi, Başbakan Rajoy’un sıkıntıları Erdoğan’ınkilerden az olmadığı gibi, yolsuzluk iddialarıyla ilgili olarak başkalarına ders verecek konumda da değil. O bakımdan bu konularla ilgili soruları geçiştirmesi sadece diplomatik tavrının değil, ayrıca bu ortamı iç politika arenasına çevirmemenin gereğiydi. Rajoy’un, Başbakan Erdoğan gibi, iki ülkeyi birbirine yakınlaştıran stratejik ortaklığı geliştirmeye çaba harcarken, bu ortaklığa gölge düşürecek konulara girmesi doğru olur muydu acaba?
Kabul etmek gerekir ki basın toplantısında gazetecilerin iki Başbakan’a yönelttikleri soruların iç siyasetle ilgili olanları yersizdi. El Pais’in Türkiye’deki olaylarla ilgili yaklaşımına gelince, muhalefetten yana bir tutum içinde olduğunu söylemek mümkün. Gazetedeki bu eğilim Gezi olaylarıyla başlamıştı aslında, son gelişmelerle de pekiştiği gözlemleniyor. Bundan AK Parti kurmaylarının çıkaracağı sonuçlar olmalı kuşkusuz.
http://serbestiyet.com/besinci-zirvenin-uzerindeki-ic-siyaset-golgesi/
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları



















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.12.2025
13.12.2025
6.12.2025
1.12.2025
13.11.2025
6.11.2025
30.10.2025
19.10.2025
14.10.2025
8.10.2025