Ali BAYRAMOĞLU
Yaşadığımız değişim hızlı ve köklü...
Devlet alanının sivilleşmesi, temel hak ve özgürlükler alanının genişlemesi, toplumun laiklikten dindarlığa, tarihten kimliğe pek çok konuda kendisiyle konuşmaya başlaması bu konuda da açık örnekler.
Ne var ki, iş, "siyaset"e gelince, normalleşme bize hala uzak.
"Siyasi alan", gerek siyasi partiler, aktörler ve medya gibi aracılar, gerek topluluklar ve tek tek insanlar düzeyinde "fiili ve sembolik şiddete bulanmış bir çatışma alanı" olarak karşımızda duruyor.
Şüphe yok, demokratik değerler düzeninde "siyasi alan" bundan farklı olmalıdır.
Böyle düzenlerde, siyaset alanının farklı kesim ve grupların buluştukları, konuştukları, ortak kural ve değerler ürettikleri, paylaşım esaslarını tanımladıkları, belli bir gerilim dozuyla rekabet de ettikleri bir yer olması beklenir.
Peki biz?
Siyaset algımız, "toplum-ilke-etkileşim" gibi unsurlar üzerine değil, "topluluk-fayda-çatışma" gibi ögeler üzerine kuruludur ve bu çerçevede siyaseti, her şeyden önce "çıkar elde etme" faaliyeti olarak algılarız
Bizim diyarımızda, kişiler, önce formel ya da enformel bir grubun, bir çevrenin parçası olurlar. Ve kişi için varoluşsal ilk hedef önce o grup içinde yer tutmak ve oradaki yaşam alanını genişletmektir.
İkinci hedef, birinciyle bağlantılı olarak, ait olduğu grubun ya da değer sisteminin yaşam ve fayda alanını diğerlerinin aleyhine genişletmesidir ki, bu aynı zamanda siyasetin asli tanımıdır, siyasete verilen asli anlamdır.
Ortak bir alan olarak siyaset ise bunları açık ara geriden takip eder...
Anlamı nedir bunun?
Şudur: Bu durumda, siyasi kültürde ilke yerini faydaya, kural yerini çıkara, etkileşim yerini çatışmaya bırakır. İlke ve kuralı, duruma ve çıkara göre yeniden ve biteviye tanımlayan bir zihniyet peydah olur. Hak, hukuk, demokrasi pek çok açıdan bu süzgece tabi kılınır, sıkça farklı ayrıcalık sistemleri ve onların yaptırım araçlarını temsil eder.
Son dönemde yaşadığımız tüm tartışmalar, polis, MİT, cemaat, eğitim, anayasa meselesi, yargı kurumu tartışmaları, aslında bu şemanın yakınından geçer...
Peki neden?
Muhtemelen hala (dini, laik, kültürel, etnik, ekonomik, vb) türlü toplulukların içinde yer aldıkları toplumdan daha önde, daha önemli, daha belirleyici oldukları bir düzene sahip olduğumuz için...
Bu "topluluklar yığını" hali gerçekten de yaşadığımız pek çok sorunla ilgilidir. Pek çok meselemizin temelinde bu yüzden "çatışmacı, parçalı, kültürel temelde ayrışmış, ortak değerleri kavga nesnesi kılan zihniyet dokusu" yatar.
Son örneği futbol konusunda yaşadık, yaşıyoruz.
Mesele futbol değil aslında... Zira iş futbol sahasını, kulüpleri, federasyonları aştı, sokağa taştı, dahası tek tek kentleri, insanları, zihinleri kuşattı...
Tarafgirlik, her düzeyde, öyle bir noktaya geldi ki, kendisine, kendi grubuna haksızlık yapıldığını düşünmeyen neredeyse yok.
Öyle bir noktaya gelindi ki, seyirci, yönetici, Fenerli, Galatasaraylı, Beşiktaşlı, Trabzonlu, herkes, verilecek her kararın sadece kendisinin lehine ötekinin aleyhine olduğu zaman "doğru ve adil" olacağı kanısına takıldı kaldı.
Öyle bir noktaya geldik ki, kendisine haksızlık yapıldığını düşünenler, mağduriyet ve memnuniyetsizlik duygusundan hareketle, içinde bulundukları durumun faturasını bir dış faktöre, bir "öteki"ye, bir cemaate, bir siyasetçiye ya da kuruma fatura eder haldeler.
Bunun nedenleri arasında kötü yönetim var.
Kötü siyaset var.
MİT krizi, cemaat-polis ilişkisi gibi siyasi alanın diğer tartışma ve çatışmalarının zihinlere yansıması, bunun getirdiği koşullanma var...
Ama aynı zamanda ve hepsinden çok tüm bir futbol camiasını tüm aktörleriyle kuşatan ağır bir faydacılık var...
Nitekim son günlerin revaçta cemaat-fenerbahçe gerginliği tartışması, tüm bunların ortak zihinsel-siyasi bir "yansıması" olarak karşımıza çıkıyor. Kaygılar, tespitler bir alandan başka alana transfer ediliyor.
Yaşananları bir futbol hadisesinden ibaret sanmayalım.
Yaşananlar derin bir siyasi kültürün yüzeye yansımasından, futbol gibi kültürel ve ekonomik farklılıkları eşitleyebilen bir popüler araçla ve alanda ortaya çıkmasından ibarettir...
Aynı zamanda kimi cemaat, siyaset, emniyet gibi kimi aktörlerin duruşlarıyla ürettikleri bir algı biçimi olarak karşımızdadır...
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları




























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.12.2025
6.12.2025
4.12.2025
30.11.2025
27.11.2025
22.11.2025
20.11.2025
15.11.2025
13.11.2025
8.11.2025