Amberin ZAMAN
PKK’nın Suriye kolu olarak tarif edilen Halk Savunma Güçleri (YPG) 26 Aralık günü Fırat Nehri üzerindeki Tişrin Barajı’nı IŞİD’in elinden almayı başardı. Batılı haber ajanslarına göre YPG daha sonra Fırat’ın batısına geçerek hemen dibindeki Abu Kilkil kasabasını da ele geçirdi. YPG’liler böylece cihatçıların ‘başkent’i Rakka’ya uzanan ana ikmal yollarından birini daha kesti. Aynı zamanda Ankara’nın Ortadoğu coğrafyasında her daim solan‘kırmızı çizgi’lerinden biri daha aşıldı.
Şimdi önümüzde yepyeni bir durum var. Türkiye’nin geçen yılın temmuz ayında İncirlik Üssü’nü IŞİD karşıtı koalisyon güçlerine açmak için ABD’yle yaptığı anlaşma çatırdamaya başladı. Zira anlaşmaya göre Washington İncirlik’in kullanımı karşılığında YPG’nin Fırat’ın batısına geçmesini engelleyecekti. Çünkü YPG’nin Fırat’ın batısına geçmesi demek Cizire ve Kobani kantonlarını Afrin kantonuyla birleştirerek Rojava sınırlarını daha da genişletmesi demek.
YPG artık Fırat’ın batısına ‘azıcık’ da olsa geçmiş bulunuyor. YPG’nin bundan sonraki hedefi Mınbiç olacaktır.
İncirlik anlaşmasının bir diğer ayağı IŞİD denetiminde bulunan Karkamış’tan Kilis’e kadar uzanan 98 kilometrelik sınır hattının‘ılımlı’ muhalifler tarafından ‘temizlenip’ tutulmasıydı. Ankara açısından bu, hem Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad üzerinde baskıyı artıracak, hem Afrin ile diğer Kürt kantonları arasında koca bir duvar yaratacaktı. Bunu kavramak için haritaya bir göz atmanız yeter.
Ne var ki IŞİD yerli yerinde duruyor. Üst düzey bir ABD’li kaynak durumu şu sözlerle özetledi: “Türkiye bize sürekli‘Güçler var, hazırlanıyorlar’ diyor. Hani? Neredeler? Yok.”
Rusya’nın eylül ayı sonunda Suriye’nin kuzeyine dramatik müdahalesi zaten tüm bu hesapları altüst etmişti. Zira Rusya her ne kadar ‘Biz de IŞİD’le mücadele etmek için buradayız’ dese de esas amacı Türkiye’nin beslediği ve Esad’ı son dönemde iyice sıkıştıran muhalifleri yok etmekti. Nitekim Türkiye’nin hava sahasını da sık sık ihlal ederek muhalifleri vurmaya başladı Rusya.‘Sabrı taşan’ Türkiye kasım ayında Rus uçağını düşürünce Moskova’nın eline altın değerinde bir koz vermiş oldu. Ankara’nın hassasiyetlerini artık hiçbir şekilde hesaba katma ihtiyacı hissetmeyen Rusya bir yandan muhalifleri bombalarken beri yandan da YPG’nin batıya doğru ilerlemesine yardım etmeye başladı.
Bu tablo karşısında ‘Washington şimdi ne yapacak?’ sorusu Ankara ve tabii ki Kürtler açısından kritik önem taşıyor. Türkiye’nin neler yapamayacağını biliyoruz. YPG’ye havadan müdahale edemez; Ruslar vurur. ABD’li bir kaynağımızın ifadesine göre, “Rusya, Suriye hava sahasında herhangi bir Türk askeri uçağı vursa dahi, olay Suriye sınırları içerisinde gerçekleştiği sürece bu NATO’yu ilgilendirmez.” Türkiye karadan da müdahale edemez; karşısında yine bir şekilde Rusları bulabilir. AKP’ye yakın SETA Vakfı’nın dün Washington’da düzenlediği Türkiye konferansında söz alan ABD’li Kürt uzmanı Denise Natali,“YPG’li kaynaklarıma göre Rus güçleri sahada bulunuyor”iddiasını ortaya attı.
Uzmanlara göre Türkiye muhaliflere yardımı kesene denk Rusya bu hasmane tutumundan vazgeçmeyecek. Ruslar Türkiye’ye kabaca ‘Kürtleri frenlememizi istiyorsan Esad’la oturup anlaşacaksın’ mesajını veriyor. Aksi takdirde sınırın önemli bir kısmını Kürtlerin denetimine bırakırken Doğu Akdeniz şeridindeki Tartus ve Lazkiye üslerini daha da genişleterek Suriye’deki varlıklarını sürdürecekler.
Washington’ın ne yapacağına dönecek olursak…
Önceliğini ‘IŞİD’i yok etmek’ olarak tarif eden Washington YPG’nin Tişrin ve civarında cihatçılara peş peşe vurduğu darbelerden elbette memnun. Memnun olmaktan öte havadan destek sağlıyor.
Peki bu ne anlama geliyor? Washington Ankara’yı karşısına alma pahasına Kürtlerin Mare hattı üzerinden Afrin’e doğru ilerlemesine seyirci kalacak mı?
Tüm bu sorular ABD dışişleri, Beyaz Saray ve Pentagon yetkilileri tarafından hararetle tartışılırken ve henüz net bir karara varılmamışken gelişmeler ABD’nin Kürtlere destek olmasa da köstek de olmayacağına işaret ediyor.
Pentagon her zamanki gibi YPG’den yana tavır sergiliyor, ABD dışişleri Türkiye’yi ‘kaybetme’ kaygısını dillendiriyor. Beyaz Saray ise ‘Her iki tarafı idare edebiliriz’ havasında. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın önümüzdeki günlerde Türkiye’ye yapacağı ziyaret sırasında muhtemelen Ankara’nın kulağına bolca hoş söz fısıldanacaktır ama ABD yine bildiğini okumaya devam edecektir.
Tıpkı Türkiye’nin Başika’da yaptığı gibi… Merkezi Irak hükümetinin tüm itirazları ve ABD Başkanı Barack Obama’nın tüm telkinlerine rağmen bölgedeki güvenilir kaynaklardan edindiğimiz bilgiye göre Türk askerleri tanklarıyla birlikte çoğunlukla yerinde duruyor. Anlaşılan Türkiye bölgede kartlar yeniden karılırken kendince Rusya ve İran’ı dengeleyecek hamleler peşinde.
Diğer taraftan daha düne kadar ‘Ruslar Suriye’nin kuzeyindeki hava sahasına bize rağmen giremez, Putin Suriye’de bataklığa saplandı’ diye böbürlenen Washington şimdi Suriye’de Rusya’yla işbirliğini güçlendirmenin yollarını arıyor. Bir yandan Rusya bir yandan ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri Suriye semalarını parsellemiş bulunuyor. Türkiye ise tümüyle oyun dışı.
ABD Suriye politikasını ‘IŞİD’i yok etmek’, Türkiye ise Kürtleri dizginlemek olarak kurguladığı sürece aradaki uçurum giderek derinleşeceğe benziyor.
İhtimalleri sıralayacak olursak: ABD, YPG’ye silah dahil sadece ve sadece IŞİD’e karşı mücadelede kullanmak üzere her türlü desteği sağlayacaktır. ‘Ya bizler ya Ruslar’ söylemini bir kenara itip Kürtlerin Ruslarla işbirliğine itiraz etmeyecektir. Türkiye de Kürtlere yönelik şiddet karşısında ise suskunluğunu korumaya devam edecektir.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2018
18.08.2018
31.07.2018
3.02.2018
24.06.2018
14.06.2018
3.02.2018
20.05.2018
1.02.2018
23.04.2018