Aydın ENGİN
Bu ülkede okuryazarlar arasında sayılan, hatta üniversite filan bitirmiş ama okuduğunu anlamayanların sayısına, sürüsüne berekettir.
Bir yazıyı, bu "okuryazar ama okuduğunu anlamaz" tayfasının anladığı gibi anlayabilmeniz için ya beyninizin algılama sürecinde bir çarpıklık olmalı ya da ne okursanız okuyun, yazılan ne olursa olsun, önemli olan sizin ne anlamak istediğinizdir.
Hrant Dink’i önce savcının karşısına, ardından yargıçların karşısına, sonunda da Yargıtay üyeliği gibi "üst düzey" sayılan yargıçların karşısına diken yazıyı hatırlıyor musunuz?
Hatırlayamayanlar, unutanlar için hatırlatayım.
2004’de Hrant Dink, yönettiği Agos gazetesinde sekiz sayı süren bir dizi başlattı. Türkiye’de yaşayan Ermenilere ilişkin bir iç eleştiri niteliği taşıyan bir yazı dizisiydi. Dizinin son yazısında Türkiye’de ve diasporada yaşayan Ermenilerdeki bitip tükenmeyen "Türk düşmanlığı"na değinmiş, bundan kurtulmaları gerektiğini Hrant’a özgü bir açık sözlülük ve cesaretle dillendirmiş ve şöyle bir cümle kurmuştu:
"Türk’ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni’nin Ermenistan’la kuracağı asil damarında mevcuttur."
Kıyamet koptu.
Hayır özellikle Diasporada bol bol bulunan Ermeni milliyetçilerinde değil, okuduğunu anlamakta aşırı yetersiz Türk milliyetçelerinde…
"Vay, Ermeni Hrant Türk kanına zehirli dedi" yaygaraları ortalığı kapladı. Kimilerine göre "durumdan vazife" çıkaran, bana göre kendisi de zaten öyle düşünen bir savcı Türklüğe hakaret iddiasıyla dava açtı.
Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi yargıcı yazıyı okudu, anlamamış olacak ki bilirkişi denen bir başka Türk milliyetçisine havale etti. Bilirkişi denen bilir bilmez kişi "Evet bu yazıda Türklüğe hakaret vardır" diye fetva verdi; mahkeme de Hrant Dink’e 6 ay hapis cezası verdi.
Karar Yargıtay’e gitti. Yargıtay Başsavcılığı'ndakiler Türkçe bildikleri ve okuduklarını anladıkları için yazıda suç filan bulunmadığını tersine Ermenilere yönelik bir eleştiri bulunduğunu belirterek mahkûmiyet kararının bozulmasını istediler. Yargıtay’ın 9. Ceza Diresi’deki anlı şanlı ve kıdemli ve birer hukuk bilgesi olması gereken yargıçlar yine de bildiklerini okudular, okuduklarını anlamadılar ve mahkûmiyet kararını onayladılar. Dava bu kez son sözü söyleyecek olan Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulu’na gitti. Ülkenin en yüksek ceza mahkemesi yargıçları da yazıyı okuyup, milliyetçi duyguları şaha kalkıp "Bu yazıda Türklüğe hakaret vardır" deyip mührü bastılar.
Hrant Dink 6 aya mahkûm oldu.
(Kısa bir parantez: Bu karara karşı "Gazeteciliği bırakıyorum. Yargıtay yargıçları için Türkçe kursu açıyorum. Ücret filan istemem. Sadece okuduklarını anlamalarını sağlayacak bilgiler vereceğim, çünkü buna ihtiyaçları var" diyen bir Tırmık yazdım ve benim hakkımda da yargıya hakaret iddiasıyla soruşturma açıldı. Ama bereket ilk duruşmada beraat ettim.)
* * *
Okuduğunu anlamamak sadece savcı ve yargıçların tekelinde değil tabii. Siyaset esnafımız da bu konuda çok yetenekli.
Nitekim Ragıp Zarakolu arkadaşımın (hem de hapishane arkadaşı. Yani bilen bilir, çok sıkı arkadaşlıktır) Köln’den yayımlanan Artı Gerçek haber sitesinde ve eş zamanlı olarak Evrensel Gazetesi'nde çıkan "Makus Kaderden Kaçış Yok" başlıklı yazısı da aynı "mâkûs kaderi" paylaştı.
Önce Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, AKP Sözcüsü Ömer Çelik yazıda darbe çağrısı yapıldığını keşfetmiş olacaklar ki birbiri ardından lâfa girip Ragıp Zarakolu'nu suçladılar. Ardından AKP’nin maaşlı trol ordusu topa girdi ve sosyal medyada Ragıp Zarakolu "sanal lince" uğratıldı.
Ragıp Zarakolu'nu tanırım, iyi tanırım, darbe çağrısı yapmak ne söz olsa olsa darbe lanetlemesi yapar. Çünkü kendisi 12 Mart 1971’de de, 12 Eylül 1980’de da darbecilerin hışmına uğradı. Yine de "Ulan ben yazıyı ince ince okumamıştım. Acaba bir yerde kalem filan mı sürçtü" deyip yazıyı yeniden okudum.
Sonra ne olur ne olmaz hesabıyla bir kerre daha okudum.
Valla sanırım okuduğunu anlayan biriyim. Yoksa bu meslekte bu kadar yıl dirsek çürüttürmezlerdi bana. Üç kere okuduğum bir yazıda darbe çağrısı, övgüsü filan yapılmışsa anlarım.
Ragıp Zarakolu’nun yazısını eleştirebilirsiniz. Mesela ben "Ragıpçığım, tamam da biraz daldan dala atlayan bir yazı olmuş, izleme zorluğu yaratıyor" ya da "Bir iki düşük cümle var. Şu yazılarını yollamadan önce bir daha oku. Benim bu konuda sabıka dosyam kabarıktır, bir de sen dosyanı kabartma" dostça eleştiriler yapabilirdim ya da "Ragıp makus değil, mâkûs" diye dil zaptiyeliğine soyunup şakalaşabilirdim.
Ama yazıda darbe çığırtkanlığı, darbe propagandası, AKP Reisine yönelik darbe tehdidi…
I-ıh beyler, yemezler…
"I-ıh beyler, yemezler" diyecektim ki AKP reisinin avukatı Tayyip Erdoğan adına savcılığa suç duyurusunda bulunmaz mı? Hem de yazıda "Cumhurbaşkanına yönelik darbe ve idam tehdidi" yapıldığı, ayrıca darbe çığırtkanlığı, darbe seviciliği iddialarıyla…
* * *
Yani konu savcılığa kadar uzandı. Belki mahkemeye kadar da uzanır…
Acaba mesleği bırakıp Türkçe "okuduğunu anlama kursu" açma kararımdan vazgeçmese miydim? Görünüşe göre yine lazım olacak gibi de…
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021