Ergun BABAHAN
Önce bir konuyu açıklığa kavuşturmak lazım. Ahmet Davutoğlu istifa etmedi. Erdoğan tarafından işine son verildi. Davutoğlu, başkanlık sistemine kadar AKP ve Başbakanlık Genel Müdürlüğü görevine atanmıştı. O bu rolü gerçek sanmaya başlayınca, kontratı feshedilip işine son verildi.
Şimdi, Saray'a sorun çıkarmayacak şekilde, bu rolü üstlenmeyecek bir kişi bulunacak, önce kongre, sonra erken seçimle Erdoğan'ın istediği sistem değişikliği sağlanacak. Burada, Saray'a en büyük desteği sadece AKP Grubu ve teşkilatı değil, CHP lideri Kılıçdaroğlu ile MHP lider Bahçeli verecek.
Bugün Türkiye'nin anayasası askıya alınmış durumda. Anayasaya göre partiler üstü olması gereken Cumhurbaşkanı, Saray'ından AKP kongresini yönetiyor, milletvekilleri ile görüşmeler yapıp listeler hazırlıyor ve hiçbir tepki görmüyor.
Cumhuriyet'in hukuk ve siyasi sistemini nasıl bir çürük zemine kurduğuna, kurum ve kurallarını nasıl yenileyemediğine hep birlikte tanıklık ediyoruz. Tüm kurumlar varlık sebeplerini, işlevlerini unutmuş vaziyette. Sorunları çözmekten çok, tek adamın hedefine ulaşmasına odaklanmış bir siyasi sistemimiz var ne yazık ki.
Davutoğlu'na dönersek, Saray'a giderken hâlâ koltuğunu koruma umudunda olduğu, ancak Erdoğan'ın ‘‘Doğru olanı yapın, Kongre'yi toplayın'' mesajıyla karşılaştığı anlaşılıyor. Danışmanlarına, anayasal haklarının korunmasından bahsettiği iddiası da var Davutoğlu'nun…
Oysa kendisi, başta Kürtler olmak üzere, Cemaat'e gönül vermiş iş adamları başta birçok insanın, medya kuruluşunun anayasal hakkını korumadı. Bu insanların, mülkiyet de dahil olmak üzere en temel anayasal haklarının ihlaline seyirci kaldı, destek oldu.
Kürtlere ve Cemaat'e yönelik devlet şiddetinin uygulanmasına yardımcı olmanın, koltuğunu korumakla kalmasının ötesine geçip yetki alanını genişletmeye yardımcı olacağını umut etti.
Sonunda, ne bakanlar kurulunu, ne milletvekili aday listesini, ne de partisinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyelerini belirleyemeyen bir genel başkan ve başbakan sıfatıyla tarihe geçti. Elbette, resmi olarak onun başbakanlık döneminde gerçekleştirilmiş tüm insan hakları ihlalleri ile birlikte.
Arkasında hoş bir seda bile bırakamadı ne yazık ki. Dış politikada, Ortadoğu çöküntüsünün mimarı oldu, gerekli reformları gerçekleştirmeden Avrupa Birliği'nin gerçekten bir parçası olabileceğine inandı.
Ekonomiden hukuk sistemine, Kürt meselesinden yargı bağımsızlığına, yolsuzlukla mücadeleden dış politikaya uzanan bir yelpazede kırıklarla dolu bir karne bıraktı geride.
Yıldırım Akbulut'tan bile daha kötü bir genel başkanlık ve başbakanlık mirasıyla, Türkiye siyasi tarihinin görebileceği en zayıf lider örneği oldu. Başta Abdullah Gül olmak üzere, kendisine siyaset sahnesinin kapılarını açan eski dostları ile bile bağını koparmaktan çekinmeyen Davutoğlu, kendisine güvenen başta Anadolu sermayesi olmak üzere tüm kesimleri hayal kırıklığına uğrattı.
Davutoğlu sayfasının kapatılması, Türkiye'nin giderek artan otoriter, baskıcı bir rejime gidişinin açık işareti. Başta Kürtler olmak üzere, tüm demokratik güçleri biraz daha karamsarlık ve umutsuzluğa itecek bir dönemin kapısı açılıyor. Sonuçlarını hep birlikte yaşayıp göreceğiz.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021