Etyen MAHÇUPYAN
Milliyetçiliği insanlığın ergenlik hastalığı olarak tanımlamak mümkün… Bir halkın kendisini tek ve değişmez bir kimlik etrafında tanımlayıp, bu kimliğe ezeli ebedi hak ve nitelikler atfetmesi için, önce belirli bir gelişme kaydetmesi ve kendi ‘kişiliğini’ önemsemesi gerekiyor. Çocukluktan ergenliğe geçildiği yıllarda gençlerin kendileriyle ilgili arayışları ile milliyetçiliği keşfeden halkların kendilerini yeniden tanımlama çabaları arasında paralellikler kurulabiliyor.
***
Pedagoji, bize bu etaptaki gençlere yaklaşımda çok dikkatli olmayı tavsiye ediyor. Gencin daha önceki, çocuk evresi ile ergenlik arasında, çevrenin davranışı açısından dikkat edilmesi gereken bir fark var. Çocukluk döneminde çocuğun ebeveynlere tepkisi daha ziyade uyum üzerinden oluyor ve işin esasında çocuk ‘öğreniyor’. Oysa ergenlikte genç kendisini öğrenmiş ve ‘biliyor’ hissettiği için, çevreye uyumu daha ziyade çatışmacı bir mantık içerisinde yaşanabiliyor. Diğer deyişle genç kendi kişiliğini ortaya koymak, kendi farklılığını diğerlerine kabul ettirmek istiyor.
Dolayısıyla çocuğun ilk yıllarında çevrenin otoriter zihniyetle yaklaşması çocukta psikolojik hasar yaratsa da, bunu net bir karşı çıkma olarak yaşamıyoruz. Oysa ergenliğe yaklaştıkça aynı çocuk çevresine giderek otoriter zihniyet içinde tepki vermeye başlıyor ve bir süre sonra bu durum açık bir çatışmaya, uyumsuzluğa dönüşebiliyor. Ancak eklemek gerek ki bu uyumsuzluk iki çatışan taraf olduğu için ortaya çıkıyor. Gencin kendi dünyası içinden bakıldığında aslında bu tepkiler onun dünyaya uyum sağlama arayışının parçası…
Bu tablo milliyetçilikleri ve özellikle ‘geç’ milliyetçilik yaşayan halkların ruh halini akla getiriyor. Nitekim bugün Katalanya ve Irak Kürdistanı’nda yaşanmakta olanlar, milliyetçiliğin bir kimlikten öte ‘kişiliğin kanıtlanması’ mücadelesi olarak sahiplenildiğini ima ediyor. Bu olayı salt ‘devlet kurma’ arayışı gibi görenler, kaçınılmaz olarak meseleyi kavramakta yüzeysel kalıyorlar. Hele İspanya’yı veya Irak’ı ‘bölmek’ olarak tanımlayanların işi daha da zor… Ama çıkıp bunun Fransa ya da Türkiye’yi ‘parçalama’ girişimi olduğunu söylemeye kalkarsanız, kendisine çocuk teslim edilemeyecek bir ebeveynden farksızsınız demektir.
Aynen ergenlik karşısında olduğu gibi, geç milliyetçilik karşısında da sergilenmemesi gereken bir tavır var: Sertlik, baskı ve tehdit… Çünkü bununla netice almanız neredeyse imkansız ve en muhtemel sonuç gencin ya da söz konusu halkın sizden kalıcı olarak uzaklaşması.
Ne yazık ki Türkiye kendisini bu ‘kötü ebeveyn’ konumuna sokmuş durumda. Gerçekte zaten Kürtlerin ebeveyni değildi, ama daha büyük ve güçlü bir dost olma halini önümüzdeki geleceğe yayabilir, bunu sabitleştirebilirdi. Ancak tam aksi yönde hareket edildi. Referandum isteği göz ardı edildi ve kibirli bir ataerkillik sergilenerek IKBY’nin kendi rızasıyla Türkiye’nin istediği gibi davranacağı sanıldı. Bu tavrın karşısındakinin kişiliğini aşağılama ihtimali taşıdığı bile fark edilemedi.
***
Gelen baskılar sonucu hem referanduma katılım arttı hem de beklenen ‘evet’ oyunda yüzde otuzluk bir yükselme oldu. Çünkü yapılan baskı giderek doğrudan Kürtleri, Kürt kimliğini ve ‘kişiliğini’ hedef aldı. Bu tavır halen müdanasızca sürdürülüyor… Evet, vanaları kesmek, sınırları kapatmak, Kürtleri çoluk çocuk aç ve susuz bırakmak mümkün. İyi de, bunun sonucunda pes edecekleri mi sanılıyor? Tersi olacak… Kürt dünyasında milliyetçilik ana ideolojik akım olarak yerleşecek, ayrılıkçılık eğilimleri derinleşecek ve Kürtler arasındaki siyasi ve mezhepsel farklılıklar bir süre sonra anlamını yitirecek.
Sonuçta bu bölgede bir Kürt devleti oluşursa, bu Türkiye’ye rağmen olmuş olmayacak… Türkiye ‘sayesinde’ olacak.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023