Hadi ULUENGİN

16 Kasım 2013
20.11.2013
2103

 OLAY öylesine önemli ki her aklıselim sahibinin söylediğini ben de tekrarlayacağım:

16 Kasım 2013 Cumartesi günü tarihîdir!

Hem Türkler, hem de Kürtler açısından tarihîdir!

Gaipten haber veremem ama hatta belki de bütün Ortadoğu için tarihî olacaktır.

Buna karşılık, müneccimbaşılık iddia ettiğimden değil az biraz siyasi öngörüye vâkıf olduğumdan, Türklere ve Kürlere ilişkin bu tarihîlik varsayımımdan kuşku duymuyorum.

***

ÖYLE, çünkü Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Güney Kürdistan Özerk Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’yi resmen Diyarbakır’da ağırlamıştır...

Artı, aynı Erdoğan aynı TC başbakanlarının şimdiye kadar K’sını dahi ağzına almaktan tir tir titrediği oKürdistan kelimesini yine resmen ilk kez telaffuz etmiştir...

Daha artı, af sinyali vererek muazzam bir uzlaşma mutabakatına umut yaratmıştır...

Ve nihayet daha daha artı, Barzani “Yaşasın Türklerin ve Kürtlerin kardeşliği” çağrısını Türkçe; Şivan Perwer ve İbrahim Tatlıses ise düeti Kürtçe yapmıştır...

Hiçbiri şaka değil, bütün bunlarla da 16 Kasım 2013 daha şimdiden tarihe yazılmıştır!

Barış, kardeşlik, hakkaniyet ve tabii bilhassa da gerçekçilik harfleriyle yazılmıştır.

***

KİMSE AKP liderine duyduğu kronik husumetten veya mesafeli yaklaşımın giderek marazi bir muhalefete dönüşmesinden yola çıkarak yukarıdaki devasa olayı küçümsemesin!

Zira Diyarbakır’da kırılmış olan putlar tekrar onarılmayacaktır!

Berhava olan tabuların ve gelinen noktanın geri dönüşü yoktur!

Dolayısıyla, kim ki yukarıdaki barışı, kardeşliği ve hakkaniyeti arzuluyor ve yine yukarıdaki gerçekçiliği düstur belliyor, önce Başbakan’ı kutlamak yükümlülüğünü taşıyor.

Başka bir deyişle, otoriter ve pederşahi iktidar pratiğinden ötürü kendisine yönelttiğimiz ve gelecekte de yöneltmeye devam edeceğimiz eleştiriler ne olursa olsun, ahlaki duruş Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek ve aynı iktidar pratiğinde daima düalist bir karakter arz etmiş olan Erdoğan’ın tarihî bir adım attığını saptamak dürüstlüğünü gerektiriyor.

***

FAKAT şüphesiz ki Diyarbakır atılımı ‘politikacı hesaplarından’ arınmış değildir.

Yani PKK’yla arası hep limoni olmuş Barzani’yi sürece katarak Kürtleri ayrıştırmak; dolayısıyla PKK-BDP ekseni karşısında marj genişletmek; artı, yeni bir ivmeyle Gezi direnişi sırasında yitirilen prestiji iç ve dış bünyede tekrar kazanmak gibi taktikler devreye giriyordur.

Olabilir ama öz olarak hiçbir şey değişmiyor!

***

DEĞİŞMİYOR, çünkü bütün bir Türkiye hem kendi başbakanının Kürdistan dediğini, hem de zatenBarzani’nin o Kürdistan adına konuştuğunu ekranlardan canlı olarak izledi.

Var olan ama bir bölüm insanın kendini ve diğerlerini hâlâ var olmadığına inandırmak istediği bir gerçeğin somut, nesnel ve maddi teyidini işitti. Bazıları için şok tedavisi yaşandı.

Buradan itibaren, yalan illüzyon satan en ‘ulusalcılar’ isterlerse ağızlarıyla kuş tutsun, Türkler ve Türk hissiyatı taşıyanlar artık Diyarbakır’ın gerisinde bir siyaset dayatamazlar

Zira Kürtler artık daha azına razı olmazlar ve olamazlar. Olmayacaklardır.

Diyarbakır’dan sonra değil inkârcı statükoya dönmek, işi yine yalap şalap geçiştirmek için harcanacak her çaba bugüne dek PKK’ya uzak duran Kürtleri bile harekete geçirecektir.

Ortak yurdumuzun bölünmesi tehlikesi de işte o zaman kaçınılmazlık kazanacaktır.

O hâlde, gelecekte ister AKP, isterse başkası iktidar olsun, 16 Kasım 2013 günü zaten sahte ve yapay bir sınır olarak duran Rubicon çizgisi aşılmıştır ki, buradan tornistan yoktur!

17 Kasım’dan beri ufkumuz 15 Kasım’dan daha açıktır ve tarihî olan şey de işte budur.


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)
  • Ro$ev sîtav

    Ro$ev sîtav

    17.01.2014 13:12

    Aslinda "ha$ha$iler" tanimlamasi Fetullah Gülen için ba$ka bir $ekilde de, uygundur.. Hani dediklerine göre; insanlara ha$ha$ içirip i$ yaptiriyorlarmi$ ya, Fetullah Gülen de insanlari din ile, ba$ka bir degimle, ideoloji ile uyu$turuyor ve sonra da bu insanlara i$ yaptiriyor..vs. Ne dersiniz.!?

Yazarlar