Hadi ULUENGİN
İKTİDAR kalemşorları demokrat özgürlükçülere karşı manevi şantaja yelteniyorlar.
Yani eğer ilkeli davranıyor ve AKP’yi ve liderini kollamak gafletine düşmüyorsanız, demek ki hem “darbe” (!) yandaşısınız, hem de Kürt sorununun çözümünü istemiyorsunuz.
Oysa malûm, o özgürlükçüler ezelden beri yukarıdaki iki noktanın üzerine titrediler.
Dolayısıyla, çamur at izi kalsın, iktidar bülbülleri sanıyorlar ki böylesine pespaye bir iftirayla bizi can evimizden vuracaklar ve böylelikle de sindirecekler.
***
YEMEZLER! Yemezler, zira şerbetli ne kelime, bu cins şantajlara karşı zırhlıyız!
Çünkü biz dün neysek, bugün de oyuz!
Dün derken de ta otuz küsur yıl öncesine çıkıyorum. Halep oradaysa arşiv buradadır.
Gerek darbeciliğe karşı net ve cesur tavır almak; gerekse Kürt meselesini tam ve eşit aidiyet çerçevesinde çözümlemek konularında yazdıklarımız ve söylediklerimiz ortadadır.
Zaten bu tavrımızdan dolayı o dün eski statükonun en baş hedefi durumundaydık.
Oysa demokrat özgürlükçüler ilkeli oldukları içindir ki, eleştirelliği korumak kaydıyla, paradigmayı değiştirmek iradesini gösteren bir AKP’nin tüm temel atılımlarını desteklediler.
Artı, referandumda yetmez ama evet diyerek de tutumlarında istikrarlı davrandılar.
Nitekim ben kendi hesabıma asla pişman değilim. Yukarıdaki desteğin akılcı ve ahlaki bir yaklaşım olduğundan şimdi de kuşku duymuyorum. Varılan noktadan geri dönüş yoktur.
Hem ülke askerî darbe sarmalından, hem de Kürt gerçekliği cin şişesinden çıkmıştır ki, demokrat özgürlükçüler bu iki hayati noktada AKP’ye ve liderine müteşekkir durumdadır.
***
PEKİ de aynı ilkeli ve etik tavır, haddini bilmeden bugün bizlere manevi şantaj yapmaya kalkışan iktidar kalemşorları için geçerli midir?
Belki belki bir iki istisna hariç, asla!
Asla, çünkü onlar yukarıdaki iktidarın dümen suyunda gitmeyi ebedi rota bellediler.
Zaten bir kısmı maddi varlığını dahi AKP’ye medyundur. Kader birliği sözkonusudur.
Dolayısıyla da hep Başbakan’ın iki dudağı arasından çıkacak sözlere göre ayarlandılar.
Demokratlıklarını da, anti-demokratlıklarını da yukarıdan gelen sinyaller tayin etti.
***
ÂLÂ, bugün Kürt sorununda nispeten doğru tezlere yakın duruyorlar. Fakat daha dün, liderin kullandığı retoriğine uygun olarak bölücü terör sözünü ağızlarından düşürmüyorlardı.
Daha dün, HSYK’yı da kısmen özerk kılan referandumda yetmez ama evet dedikleri için demokrat özgürlükçülere övgü düzüyorlardı. Fakat bugün o HSYK’nın tekrar yürütmeye tabi tutulmasını alkışlıyorlar ve karşı çıkan aynı demokrat özgürlükçülere lânet yağdırıyorlar.
Yine daha dün Ergenekon ve Balyoz’daki haksızlıkları es geçerken ve yukarıdaki demokrat özgürlükçülerin itirazlarına kurunun yanında yaş da yanar diye burun kıvırırken, bugün enulusalcı belagatle “Türk ordusuna kumpas kurulduğu”ndan dem vurur oldular.
Ve yine dün, meselâ, iktidar çığırtkanlığında ve komplo teorisyenliğinde başı çeken Yeni Şafakgazetesi yönetmeni gibi aynı cins ulusalcı dostlarıyla birlikte Şam’da Beşar Esad tavafına gidiyorlardı. Oysa bugün sözkonusu Esad’ın düşmanı pozlarında ahkâm kesiyorlar.
***
RÜZGÂR ne kelime, Erdoğan’ın estirdiği her meltemle değişen yukarıdaki örnekleri uzatabilirim ki, dediğim gibi, iktidar kalemşorlarının aksine biz dün neysek bugün de oyuz!
Alnımız açık ve tavrımızı muktedirlere göre değil yalnız ilkelere göre belirliyoruz.
Kimseye medyun olmadığımız için de tükürdüğümüzü yalamıyoruz. Nedametimiz yok.
Dolayısıyla iktidar bülbüllerinin şakıdığı manevi şantaj demokrat özgürlükçülere vız gelir, tırıs geçer, şerbetlinin de ötesinde, biz siyasi, ahlaki ve vicdani kalkanlarla zırhlıyız!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015