İbrahim Kahveci
Gel de iyimser bir şeyler söyle.
Dolar düşüyor, faiz düşüyor diye ekonomi de toparlıyor görüşünün ne kadar vahim bir hata olduğunu hep beraber görüyoruz.
Evet, işsizlik rekorda.
İşsizlik zaten AK Parti döneminde hiç düşmedi. Çok büyük kısmı Avrupa ve ABD’nin yolladığı paralar ile bir sanal refah yaşadık. Yani başkasının parası (‘Şer Güçlerin’ parası) ile yan gelip yattık.
1981-1991 arası ANAP döneminde 30,3 milyon çalışma çağındaki nüfusun yüzde 56’sı işgücüne katılıyordu. Ve bu işgücünün 15,6 milyonu bir işte çalışıyordu. İşsiz sayısı ise 1 milyon 418 bin ile yüzde 9,1 işsizlik oranına sahipti.
1992-2002 kayıp yıllarında bile işgücüne katılım oranı yüzde 56,’dan yüzde 51’e düşmesinin etkisi ile işsiz sayısı 1 milyon 732 bin kişiye çıkıyor ama işsizlik oranı yüzde 9,1’de kalıyor.
Ya son 15 yıl!
AK Parti döneminde istihdama katılım oranı daha da düşüyor ve yüzde 49’a geriliyor. Yani toplumun çalışma isteği ANP dönemine göre 7 puan daha azalıyor. Ya da şöyle izah edelim: ANAP dönemi gibi çalışma isteği olsaydı son 15 yılın ortalama işgücü sayısı 25 milyon 943 bin değil, 29 milyon 693 bin kişi olacaktı.
Kısaca, ANAP dönemine göre 3 milyon 750 bin kişi çalışmak yerine, yan gelip yatmayı tercih ediyor. Ya da iş bulma ümidi olmadığı için köşesine çekiliyor.
Gelelim çalışmak isteyen ve çalışanların durumuna. Son 15 yılın çalışan sayısı ortalama 23 milyon 169 bin kişi ve işsiz sayısı da 2 milyon 768 bin kişi. Böylece AK Parti dönemi ortalama işsizlik oranı tam yüzde 11,9 oranında gerçekleşiyor.
***
Bunlar uzun süreli sonuçlar.
Gelelim 2001 krizine.
Kriz öncesi 1 milyon 485 bin olan (%7,0) işsiz sayısı kriz ile önce (2001 yılı) 1 milyon 914 bine (%8,9) ve ardından (2002 yılı) 2 milyon 344 bin kişiye yükseliyor.
2002 yılında işsizlik oranı yüzde 10,8 oluyor ama işsiz sayısının 15+ yaş üstü nüfusa oranı da yüzde 5,1 seviyesinde gerçekleşiyor.
Bakın ekonomimizin büyüdüğü, Avrupa’nın bizi kıskandığı 2017 yılında bile işsizlik oranı yüzde 10,9 ve işsiz sayısının 15+ yaş üstü nüfusa oranı yüzde 5,8’e çıkıyor.
Gelelim 2018 yılına.
Ekim ayı itibari ile 15+ yaş nüfus 60,8 milyon kişi. Bunun 32,6 milyonu işgücü piyasasında. 28 milyon 870 bin kişi çalışıyor ama 3 milyon 788 bin kişi işsiz.
Bugün açıklanacak olan Kasım işsizlik oranları elbette daha yüksek oranları gösterecek ama şimdilik Ekim sonuçları ile devam edelim.
Ekim 2018 itibari ile işsizlik oranımız %11,6 ile 2001 krizinden de çok yüksek. İşsiz sayısının 15+ yaş üstü nüfusa oranı 2002 yılında yüzde 5,1 iken artık bu oran da yüzde 6,2’ye ulaştı.
Bu ne demek biliyor musunuz? 2001 krizinde yetişkin olan her 100 kişiden 5,1 kişi işsizdi. Ama daha krizin olmadığını kabul ettiğimiz Ekim 2018’de bu sayı her 100 yetişkinde 6,2 kişiye çıktı bile.
Ve İŞ-KUR verileri.
Ağustos 2018’de dolar zirveye çıkıyor ama bu finansal dalga asıl Eylül ayında etkisini gösteriyor. O ay İŞ-KUR kayıtlarına tam 381 bin yeni işsiz ekleniyor. Sonrasında bu sayı 81-82 binlerde kalıyor ama Aralık ayında bir 213 bin kişi daha işsizler hanesine yazılıyor.
Dolar ve faiz düşüyor, işler düzeliyor derken Ocak 2019’da İŞ-KUR kayıtlarına bir 266 bin işsizin daha kayıt yaptırıyor. Böylece sadece son bir yıl içinde sadece kayıtlı işsiz sayısının 1 milyon 318 bin kişi arttığı anlaşılıyor.
Her şey düzeliyor havası verirken aslında hiçbir şeyin düzelmediğini görüyoruz.
Nitekim Aralık 2018 sanayi üretim verileri de işlerin iyiye değil, kötüye gittiğini gösteriyor. Siz bakmayın TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun güneşi görmesine; ya da siz Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın’ın da ışığı görmesine. Onlar muhtemelen koltuklarında bir bakış açısına sahipler.
Takvim etkilerinden arındırılmış İmalat Sanayi üretimi Eylül 2018’de -%3,0, ekimde -%6,8 ve kasımda -%7,2 daralmasının ardından aralık ayında ise tam -%10,8 düşüş yaşadı. Göreceğiniz gibi sanayide işlerin iyiye değil, daha da kötüye gittiğini gösteriyor.
Yılın son çeyreğinde imalat sanayinde daralma tam yüzde 8,3 ile çok büyük bir kriz işareti vermiş durumda.
Ya da şu şekilde izah edelim mi? 1994 krizinde imalat sanayi üretimi %8,6 daralmıştı. 2001 krizinde ise %9,5 daralma yaşanmıştı.
Şimdi son çeyrekte imalat sanayinde yaşanan %8,3 daralmaya hala kriz değil mi diyeceğiz. Ya da kriz demek için illa literatürü mü bekleyeceğiz.
Resmen 94 ve 2001 krizini yeniden yaşıyoruz. Hatta işsizlik oranı o yılların bile üzerine çıkmış durumda. Ne iyimserliği diyorsunuz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025