Kurtuluş TAYİZ
Tarihe ilişkin bütün hayal kırıklıklarım politikacılardan kaynaklanıyor. Onlar yeni bir gelecek inşa ederken geçmişi de dönüştürürler. Daha doğrusu tarihi sık sık deforme ederler. Olan biz sıradan ölümlülere olur; bildiğimiz doğrular bir anda yalan olup çıkar. Bir dayanak noktası arar dururuz tarihin derin labirentlerinde. Somut olay ve olgularla yetinmeye çalışır bilincimiz; bu da aklı olgudan, ruhu bedenden ayırmak kadar zor bir iştir, tarihi el yordamıyla keşfetmeye benzer.
Konunun buraya gelme sebebi yakın tarihimizle ilgili son tartışmalar. Abdullah Öcalan’ın Newroz’da açıkladığı bildiride yer alan kimi ifadelerin Başbakan Erdoğan ve Hakan Fidan tarafından sonradan eklendiği iddia ediliyor. Daha doğrusu Öcalan’a sonradan dikte ettirildiği öne sürülüyor.
Bu değerlendirmelere yol açan Öcalan’ın Newroz bildirisindeki “Misak-ı Milli”, “Çanakkale Savaşı ve Cumhuriyet” ve “İslamiyet”e dair vurgularıydı. Fakat bu vurgular hiç de yeni değil. Öcalan yıllardır bu görüşleri savunuyor. Türkiye’ye teslim edildiği 1999 yılından sonra aynı düşüncelerini belli bir formülasyona kavuşturdu. O tarihte AKP iktidarda bile değildi. Yani bu ifadelerin Öcalan’a dikte ettirildiğini öne sürmek pek gerçekçi değil.
Öcalan’ın İmralı’da yargılanmaya başladığı sırada yazmaya başladığı ve Bir Halkı Savunmak adlı kitapta toplanan şu görüşleri ile Newroz bildirisinde dile gelen açıklamaları arasında fark var mı, siz karar verin.
“Tarihi Kürtler ve Türkler birlikte yaptılar. İmparatorluklarda pay birliktedir. Bu devlet birlikte inşa edilmiştir. Kürtler neden ayrı devlete doğru yönelmiyorlar? Çünkü Kürtler özgürlüğü Türklerle birlikte aradılar. Araplar ve Ermeniler uzaktı, Türkler ve Kürtler iç içeydiler. Malazgirt’te de bu böyledir. Alparslan Silvan’da ordusuna on bin Kürt alır. Çanakkale Savaşı’nda da Kürtler vardır. 1071’den bu yana gelen tarih, aynı zamanda Kürtlerin ve Türklerin birliktelik tarihidir.”
Newroz bildirisinde yer alan “Türklerle Kürtler Çanakkale’de birlikte savaştı” ifadesinin yeni olmadığı bu satırlardan açıkça anlaşılıyor.
Cumhuriyet’in kuruluşuna, Atatürk’e ve Misak-ı Milli’ye ilişkin Öcalan’ın yıllar öncesine uzanan görüşleri de şöyle:
“Cumhuriyet Misak-ı Milli temelinde Türklerin ve Kürtlerin ortak mücadelesiyle kuruldu. Kürtler Araplar gibi İngilizlerle birlikte hareket etmemiştir, Mustafa Kemal ile birlikte hareket etmiştir. (...) Kurtuluş Savaşı dönemindeki siyasal sınırlar Misak-ı Milli sınırlarıdır. Bilindiği gibi Misak-ı Milli denilen şey, Kürtleri bir bütün olarak ele alıyor; Suriye, Kerkük ve Musul’un dâhil olduğu Irak Kürtleri ve Türkmenlerle beraber Türkiye’deki Kürtleri kapsıyor.”
Abdullah Öcalan’ın açıklamasında öne çıkan İslam vurgusunun yeni olma imkânı da yok. Öcalan’ın bu konuda geniş bir külliyatının olduğunu söyleyebiliriz. Hatta Öcalan, Urfa’da dinler araştırması yapacak bir üniversite ile Diyarbakır’a büyük bir İslam Kültür Derneği kurulmasını bile önerdi.
Newroz bildirisindeki kimi ifadelerin AKP’nin söylemleriyle örtüştüğünü ileri sürüp buradan iktidarın Öcalan’a bildiri dikte ettiğini savunmak gerçekçi olmadığı gibi iki tarafı da yıpratmaya dönük. Söylenenin aksine Öcalan, yıllardır kendi görüş ve projelerinin PKK ve BDP tarafından değil özellikle dış politikada AKP tarafından dikkate alınıp uygulamaya konulduğunu savunup duruyor. Öcalan’a kalsa esas fikir ve düşünce dikte ettiren taraf AKP değil, kendisi.
Tabii tüm bunlar bizim politikacıların tarihe ilişkin görüşlerini paylaştığımız ya da paylaşmamız gerektiği anlamına gelmiyor. Çünkü politikacılar tarihe her sabah başka türlü bakabilirler; bunu günlük siyasal çıkar ve hesapları belirliyor ve bu çok olağan. Bence önemli olan iki tarafın da bugün ortak bir vizyona sahip olması. Ortak bir gelecek tasavvuru hem iktidarı hem de Kürt tarafını geçmişte daha fazla ortak payda bulmaya yöneltiyor. Geleceği birlikte paylaşmaya niyet eden tarafları da zorla ayırmaya bence hiç gerek yok.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019