Mensur Akgün
Türkiye, Rusya ile olan sorunlarını çözüyor. İki ülke uzun süredir olmadığı kadar birbirine yakınlaşıyor. Henüz tüm sorunlar çözülmedi, Türkiye’nin tüm beklentileri karşılanmadı ama yakınlaşma sürüyor. Soçi buluşması da bu yönde önemli bir adımdı. Yakınlaşmada ABD ile yaşadığımız güven bunalımının, Rusya’nın güney sınırımızda da komşumuz haline gelmesinin katkısı büyük. Ancak Rusya Federasyonu bu sorunlar, daha doğrusu jeopolitik kaymalar olmasa da Türkiye için önemli bir ülke ve ticari bir ortak.
Aynı şey Rusya açısından da geçerli. Unutmayalım ki Rusya’nın da mallarını satmaya, çevresinde kendi çıkarlarına müzahir bakan devletler görmeye ihtiyacı var. Türkiye’nin Rusya ile iyi ilişkileri olması için ille de NATO’dan çıkması, ABD ile sorun yaşaması gerekmiyor. NATO üyesi bir Türkiye’nin Rusya’nın çıkarlarına ve beklentilerine karşı hassasiyet göstermesi de önemli. Hepsinden önemlisi de Türkiye Rusya’nın yumuşak karnındaki tüm dengeleri bozabilecek bir kozu elinde tutması.
***
O koz da İstanbul ve Çanakkale boğazlarıyla, Marmara Deniz’inden transit geçişi düzenleyen 20 Temmuz 1936 tarihli Montreux Sözleşmesi. Bu sözleşmeyle yabancı bayraklı ticari gemilerin geçişi prensip olarak serbest bırakılıyor, savaş gemilerinin geçişi ise kısıtlamaya tabii tutuluyor. En önemlisiyse ifadesini Sözleşme’nin 18’inci maddesinde bulan ağırlık sınırlaması. Ayrıca silah ve gemi tiplerine getirilmiş yasaklar da var. Bunlar sayesinde mesela 6. Filo’nun Karadeniz’e çıkması mümkün olmuyor.
Bir kriz anında, 2008’de Gürcistan’a yapılan müdahalede ya da 2014’de Ukrayna krizi sırasında olduğu gibi ABD, sadece Montreux Sözleşmesi’nin tanıdığı sınırlı imkanlar çerçevesinde Karadeniz’de bayrak gösterebiliyor. Onun siyasi-psikolojik etkisi de Rus hava ve deniz kuvvetlerinin muhtelif manevralarıyla zahmetsiz bir şekilde sıfırlanıyor. Amerika epeydir bu sözleşmeden, sözleşmenin Türkiye tarafından yönetilmesinin doğurduğu rejimden rahatsız. Karadeniz’e kıyısı olan Romanya, Bulgaristan ve Gürcistan’ın da mutlu olduklarını söylemek zor.
Türkiye ise Montreux’nün güvenlik çıkarlarına hizmet ettiğini düşünüyor. Çünkü sözleşme savaş gemilerinin geçişinin önceden haber verilmesini, belli sayıda ve düzende geçilmesini, hepsinden önemlisi de savaş ve çok yakın bir savaş tehdidi halinde Boğazlardan geçiş rejiminin yönetiminin Türkiye’ye bırakılmasını öngörüyor. Ancak ticari gemilerin geçişine hiçbir kısıtlama getirilmemiş olması Ankara’yı zaman zaman mutsuz ediyor. Sorunlara bazen yerel düzenlemelerle, bazen de IMO vasıtasıyla çözüm üretmeye çalışıyor.
Boğazlar rejiminin bugünkü halinden en fazla mutlu olan ve yararlanan ülkeyse Rusya. 1945-46’da rejimi kendi lehine değiştirmek, hatta boğazlarda üs kurmak gibi hayallere kapılan Moskova bu beklentisinden 1950’li yılların başında vazgeçti. İstediği Türkiye’nin bundan önce olduğu gibi bundan sonra da rejime sahip çıkması, kıyıdaş olmayan devletlerin savaş gemilerine 1936’da getirilen kısıtlamaların korunması. Rus uçak gemilerine geçiş izni vermeyi sürdürmesi, ticaret gemilerinin geçişinden mümkün olan en düşük harç ve vergiyi alması.
***
Moskova biliyor ki 1936’da kurulan hassas dengeyi koruyabilecek tek ülke Türkiye. Çünkü imzacıların sözleşmeyi masaya yatırma, revizyon isteme hakkı var. Ve Moskova yine biliyor ki Sözleşme bir kez masaya yatırılırsa masadan sağ salim kalkması mümkün değil. Tartışma bir kez başlarsa sonuç Montreux rejiminin çökmesi, eğer Türkiye direnmezse, yerine 1982 tarihli BM Deniz Hukuku Konvansiyonu’nun uluslararası boğazlara dair maddelerinin geçmesi demek. Bu da Karadeniz’e kıyısı olmayan devletlerin savaş gemilerinin kısıtsız geçişi anlamına geliyor.
Yani aslında Montreux Sözleşmesi yüzünden Türkiye, Rusya açısından stratejik ortak olmuş oluyor. Ankara kendi çıkarlarına da hizmet eden Montreux rejimini koruyup kollayarak ve tabii ki Moskova’nın beklentilerine uyumlu bir şekilde yorumlayarak Rusya’nın güvenliğine (çok da takdir ettiği söylenemeyecek) önemli bir katkıda bulunuyor. Evet, var olan koşullar altında Türkiye’nin Boğazlarını pazarlık kozu haline getirmesi gereksiz. Ama belki arada sırada hatırlatmasında, çıkar ortaklığı olduğunu vurgulamasında yarar olabilir. En azından Türkiye’den bir düşünce kuruluşu ya da bir üniversite Moskova’da Montreux rejimi hakkında bir toplantı düzenleyebilir…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.12.2025
7.12.2025
3.12.2025
12.11.2025
5.11.2025
2.11.2025
29.10.2025
26.10.2025
22.10.2025
19.10.2025