Murat AKSOY
Siyasetin yeni aracı: Sivil İtaatsizlik
20.10.2014
1311
AK Parti’nin ilk iki döneminde elde edilen demokratik kazanımlar; kendini, devlet gördüğü “ustalık” döneminde büyük ölçüde kaybedildi. Son güvenlik paketinde yer alan kimi önerilerle, topluma güvensizlik iyice pekişiyor.
Hükümetin izlediği politikaların merkezinde; yasama ve yargının devre dışı bırakılmak istendiği, de facto partili Cumhurbaşkanı sistemi var. Seçimlerde elde edilen meşruiyet, katılımcılık, çoğulculuk, müzakere, şeffaflık gibi demokratik ilke ve değerleri yok sayarak yeni bir ikinci bir “tek parti dönemi” olarak yansıdı.
Sivil siyaset korkusu
Toplumsal taleplerin kamusal alana çıkmasını engelleyen yani siyaseti siyasi partilerle sınırlayan, sivil toplumu yok sayan bu yaklaşım, siyasi partileri yani Meclis’i de etkisiz kılmak için her şeyi yapmaktadır. Bu demokrasinin alanının da daralmasıdır.
Sivil alanda STK’ların, sosyal hareketlerin ve sivil girişimlerin önünü kesen bu siyasal bakış, kaçınılmaz olarak siyaset için tek alan bırakmaktadır; sokak ve meydanlar.
Hükümet siyaset için tek alan olarak sokak ve meydanı bırakırken hedefi Gezi’deki gibi haklı ve barışçıl protestoları “şiddet” üzerinden manipüle ederek, bunları toplumun gözünde şiddetle eşitleyerek değersizleştirmektir.
Nitekim, son pakette “önleyici tedbir” olarak sunulan kimi düzenlemelerin amacı da budur.
Yeni siyasi alan: Barışçıl protestolar
Bunun için, sokakta ve meydanda haklı taleplerini dile getirenlerin her zamankinden daha dikkatli olması gerekmektedir.
Yani sadece haklı olmak değil aynı zamanda bunu etkili biçimde ifade etmek de önemlidir.
Sokak ve meydandaki eylemlerin hedefine ulaşmasında en etkili yöntemlerden biri kuşkusuz, “sivil itaatsizlik” eylemleridir.
Sivil itaatsizlik çünkü…
Gelecekte değer kazanacak olan sivil itaatsizlik kavramını 1848’de kullanan Henry David Thoreau bunu; “Yönetim siyasetinin ya da yasaların değişmesini isteyen, aleni, şiddetsiz, vicdani, fakat aynı zamanda siyasi olan, yasa dışı bir eylem.” olarak tanımlamıştır.
Yani sivil itaatsizlik, yasal bir kabul ve bu kabulü değiştirmeye yönelik şiddet içermeyen yasayı ihlal eden bir eylemdir. Toplumsal olarak meşru olanın yasal olmadığını söyler ve bunun için kamuoyu oluşturmayı ve farkındalık yaratmayı hedefler.
Sivil itaatsizliğin başarısı için…
Yani eylem;
yasaya aykırı,
şiddet içermeyen,
toplumsal duyarlılık yaratacak biçimde kamuya açık, sonuçları hesaplanabilir ve
Katılanların da;
bunun hukuki ve siyasal sonuçlarına katlanılmayı göze almasıdır.
Bu dört belirleyici unsura kısaca göz atalım.
1. Yasaya aykırılık
Sivil itaatsizlik, siyasal alanının daraldığı ve siyasi kanalların kapatılmasının sonucunda başvurulan bir eylemdir. Bu açıdan sivil itaatsizlik eylemi, yasal yollardan sonuç alınamaması durumunda başvurulan bir eylemdir. Bu haliyle yasadışıdır. Ancak yasa dışılığı, yasal olanı reddeden değil, meşru kabul edilenin yasal olmasını sağlama eylemidir.
Sivil itaatsizlik eylemi, sistemi toptan reddeden değil, sadece sorun olarak kabul edilene yönelik bir itirazdır. Sivil itaatsizlik eylemi, düzeltilmesi istenen doğrultuda, yasaklayıcı bir ya da birden fazla kurala karşı gelmek (ceza kurallarına karşı gelinmesi gibi) ya da, hukuken yapılması gereken bir kurala uymamak (harç ya da vergi ödemekten kaçınma gibi) şeklinde gerçekleşebilir.
2. Şiddet içermeme
Şiddet unsuru, sivil itaatsizliği diğer protesto biçimlerinden ayıran en temel özelliklerden birisidir. Sivil itaatsizlik şiddet içermez hatta şiddeti reddeder. Yani sivil itaatsizlik, nasıl yapılırsa yapılsın, barışçıldır. Eylemin yapısı gereği, doğabilecek olumsuz ortamda temel ölçüt, üçüncü kişilerin hak ve özgürlüklerinin çiğnenmemesidir.
Türkiye koşullarında sivil itaatsizliğin en zayıf noktası da burasıdır. Çünkü bu eylemleri manipüle ederek, itibarsızlaştırmak, değersizleştirmeye çalışacak bir yönetim ve onun ideolojik aygıtları bulunmaktadır.
3. Duyarlılık yaratma, kamuya açıklık, hesaplanabilirlik
Eyleminin bir başka unsuru da kamuya açık yani herkes tarafından bilinir olmasıdır. Var olduğu düşünülen haksızlığın giderilmesi için yapılan eylemin açıklığı önemlidir. Çünkü sivil itaatsizliğin temel amacı, sorunu ve talebi kamusal bir bilinirlik ve bunun sonucunda somut toplumsal destek sağlamaktır.
Buna bağlı olarak, hesaplanabilirlik kavramı, sivil itaatsizlik eylemi açısından önemli bir noktada durmaktadır. Eylem süresince, yaşanacakların, eylemin başından açıklanan süreçle uyumlu olması bütünlüğünü koruması için olmazsa olmazıdır.
4. Hukuki ve siyasal sonuçlara katlanma
Yazının başında vurguladığımız gibi, sivil itaatsizlik, siyasal bir eylemdir. Bunun sonucu da, itaatsizlik eylemiyle karşı çıkılan yasanın sonuçlarının baştan kabul edilmesidir. Çünkü eylem kamusal olduğu ölçüde katılanları kamusallaştırır ve siyasallaştırır.
AVM’ye değil sokağa
Elbette siyaset, siyasal alanda ve siyasal kurumlar üzerinden yapıldığında daha etkili sonuçlar yaratır. Ancak siyasal alanın ve özgürlük alanlarının adım adım daraldığı ortamda alternatif siyasal alanlar kaçınılmazdır. Sokak ve meydanlardaki protestolar da siyasetin bir yoludur. Hep de öyle olmuştur.
Hükümet, Türkiye’yi AVM’leştirerek sokakları ve meydanları boşaltmayı arzu etse de, demokrasi talebinde ortaklaşanların ve vicdan sahiplerinin tercihi kaçınılmaz olarak siyaset, siyasetin işlevsizleştirildiği noktada ise sokaktır.
Örneğin Alevilerin, zorunlu din derslerini protesto için Ankara’ya yaptıkları yürüyüş bunun bir örneğidir.
17 Aralık kararı ve CHP
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 17 Aralık soruşturması ile takipsizlik kararı verdi. Bu karar kamuoyunda epeyce tartışıldı /tartışılıyor. Bu karar, beraat değildir ve bu haliyle de vicdanlarda mahkum kalacaktır.
CHP, bugün 81 ilde bu kararı adliyelere bırakacağı “Siyah Çelenk” eylemi ile bunu protesto edecek. Bu belki de bir svil itaatsizlik eyleminin ilk adımı olabilir.
Kimbilir…
@murataksoy
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018