Yıldıray OĞUR
Matbaa kadar geç kalmasa da nihayet artık bizim de aşırı sağcı-mülteci karşıtı bir partimiz var.
Ama partinin kurucusu ve parti fotoğraflarına bakılırsa her şeyi Ümit Özdağ ile Batı’daki muadilleri arasında önemli bir fark var.
Batı’daki bu tarz partilerin liderleri genelde yeni ve popülist siyasetçiler, çoğunun temel derdi yabancı ve mülteci karşıtlığı.
Bazıları diğer meselelerde liberal pozisyonlara bile sahip olabiliyor.
Ama bizim yerli ve milli aşırı sağ partimizin başında, Türkiye’de tek bir Suriyeli ve Afgan mülteci yokken de nüfusun bir kısmını iç tehdit olarak gören ve ülkenin bekasının bu yüzden tehlikede olduğunu düşünen, bu radikal fikirleri ve çözümleri yüzünden önce MHP’de, ardından İYİ Parti’de bile barınamamış şahin bir Türk milliyetçisi var.
Üstelik temsil ettiği bu şahin milliyetçi çizgi kendi orijinal pozisyonu da değil.
Türkiye’de MHP’de bile barınamamış, uzun yıllar marjinal kalmış zenofobik, seküler, toplumcu, Türkçü bir geleneğin fikri mirasçısı.
Kelimenin tam anlamıyla mirasçısı.
Çünkü Özdağ, Türkiye’deki milliyetçi hareketin, seküler Türkçülükle yollarını ayırdığı, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’nin Milliyetçi Hareket Partisi’ne döndüğü 1969’daki meşhur Adana’daki kurultayda üç hilale karşı, bozkurdu savunan seküler Türkçü grubun öncülerinden Muzaffer Özdağ’ın oğlu.
O yüzden de siyasi çizgisini anlamaya çalışırken ailesine ister istemez referans yapmak gerekiyor.
Zaten kendisi de sık sık ailesine referans yapıyor.
İlk hocasının babası olduğunu söyleyerek bu fikri mirası kabul ediyor.
Dün Devlet Bahçeli’nin ağır sözlerine isim vermeden ve başkalarından esirgediği nazik bir dille yanıt verirken, babasının MHP’nin kurucularından olduğunu, annesinin eski MHP kadın kolları başkanı olduğunu hatırlattı.
Anneler gününde attığı ve anneler günü vesilesiyle bile Süleyman Soylu’yla polemiğini sürdürdüğü tweette de çok kızgın olduğu için Soylu’ya mektup yazacağını söylediği annesinin avukatlığını şöyle övmüştü:
“Sert avukattır. Aziz Nesin-Ergün Göze davasında Ergün Göze’nin avukatlığını yapmış, kazanmıştı.”
Pek çok insan için hiçbir şey ifade etmeyen bir hatıra bu.
Halbuki Özdağ’ın annesinin kazandığını gururla söylediği 1995’deki dava son yarım asırdır Yargıtay’ın verdiği en ırkçı, en hukuksuz kararlardan biriydi.
Dava 1990 yılında Ergun Göze’nin Türkiye gazetesinde Aziz Nesin aleyhine yazdığı iki yazıya dayanıyordu.
“Vatan haini” kavramını bağlaç rahatlığında kullanan, dili çok sert ve sınırsız bir Türk milliyetçisi olan Göze, “Aziz Nesin ve Türk ordusu” başlıklı yazıda Nesin’i bir Kıbrıs gezisinde yaptığı konuşma için yine “vatan hainliği” ile suçladıktan sonra, 51 yıl önce orduda 23. Tümen İstihkam Bölük Komutan vekiliyken askeri mahkemede aldığı cezayı hatırlatıp ona “hırsız ve zimmetçi” demişti.
Nesin hakkındaki bu bilgiyi, ilk olarak Peyami Safa yarım asır önce Nesin’le bir polemik yaparken kullanmış.
1995 yılında bunu alıp tekrar kullanan Ergun Göze’yi Aziz Nesin, mahkemeye vermiş ve mahkeme Göze’yi hakaretten 10 milyon TL tazminata çarptırmıştı.
Bu noktada devreye Ergun Göze’nin avukatı olarak Gönül Özdağ’ın girdiği anlaşılıyor.
Mahkumiyet kararı temyiz için Yargıtay’a taşındı.
Ve Yargıtay 4. Ceza Dairesi, bu mahkumiyeti Türk hukuk tarihine geçen bir gerekçeyle bozdu:
“Bir toplantı ya da gösteri nedeniyle çok değişik bir harekette bulunan kişinin kamunun dikkatlerini çekeceği doğaldır. Eğer kişi, toplumun yakından ilgilendiği biri ise dikkatler daha da yoğunlaşacaktır. O zaman, ilgi ve merak onun bilinmeyen yanlarına da yönelir. Öyle ki, geçmişi güncelleşir ve biyografisi, olay dolayısıyla yayımlanır duruma gelir. Kişi, yaptığı çıkışla geçmişinin sergilenmesine böylece rıza göstermiş hale girer; çünkü, isteyerek yaptığı çıkışla yaşamının ortaya dökülmesini dilemiş olur”
“Anayasa’nın 176. maddesi uyarınca onun başlangıç kısmı metne dahildir. Başlangıç bölümünün 7. fıkrası gereği olarak Türklüğün manevî değerlerine ve ulusal çıkarlarına aykırı hiçbir düşünce koruma göremez. Son fıkrayla değerler ve çıkarlar Türk milleti tarafından, Türk evladının vatan ve millet sevgisine emanet olunmuştur.”
Yani Yargıtay, Aziz Nesin gibi Türklüğün çıkarlarına aykırı fikirler ileri sürenleri hukukun korumayacağına, onlara hakaret etmenin serbest olduğuna karar vermişti.
Nesin, 2’ye karşı 3’le alınan bu vahim karara Yargıtay Ceza Kurulu’nda itiraz etti ama bu kez de Yargıtay Ceza Kurulu kararı onadı.
Böylece Aziz Nesin hakarete uğramış mağdurken, Türklüğe hakaret eden bir suçluya döndü.
Aziz Nesin kısa bir süre sonra da vefat etti.
Aynı Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 12 yıl sonra Hrant Dink’in yazısını da “Türklüğe hakaret” diye yanlış anlayıp onun hakkındaki 301 kararını da onayladı ve suikastına giden yola taşlar döşedi.
Babası hakkında ölmeden önce bu kararı veren yargı zihniyetinin değişmesi için 2010’da yetmez ama evet diyen Ali Nesin bugün linç edilirken, bu kararı övünerek hatırlatan Ümit Özdağ alkışlanıyor.
Halbuki burada bir avukatın başarısından çok, Türklüğün ve devletin çıkarları uğruna gerektiğinde hukuku bile ayakları altına alabilen bir milliyetçi devlet ideolojisi var.
Özdağ ailesinde bu ideolojik pozisyonun ilk temsilcisi de baba Muzaffer Özdağ’dı.
Muzaffer Özdağ’ın esas hikayesi MHP kurucusu olarak değil, 27 yaşındayken Jandarma Yüzbaşı Muzaffer Özdağ olarak başlıyor.
Özdağ, 27 Mayıs darbesini yapan 38 kişilik Milli Birlik Komitesi’nin (MBK) en genç üyesiydi.
Sadece MBK’nın en genç üyesi değildi, en ateşli ve şahin üyesiydi de.
İçinde general düzeyinde askerin yer almadığı MBK’nın darbenin başına lider olarak seçtiği Orgeneral Cemal Gürsel’i darbeden sonraki gün tatilini geçirdiği İzmir’den Ankara’ya getiren yüzbaşı Özdağ’dı.
MBK toplantılarında en ateşli çıkışları o yapıyor, izinsiz olarak MBK adına yaptığı konuşmalar cunta içinde tartışmalara neden oluyor, Cemal Madanoğlu gibi 1954’de sucuklu omlet yerken darbeye karar vermiş şahin bir albayı bile “içinde yer aldığı cuntanın ne olduğunu anlamamakla” suçluyordu.
O günlerde darbeyi destekleyen gazetecileri bile tedirgin etmiş meşhur “Babıali’den de geçeceğiz” sözü de ona ait.
27 Mayıs’ın “üniversitelerden geçtiği” 142’ler tasfiyesinde de karşımızda çıkıyor Özdağ.
Aralarında darbecilerin kurduğu anayasa komitesinin üyesi olan Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya’nın, Mina Urgan, Yavuz Abadan, Ali Fuad Başgil, Haldun Taner, Sabahattin Eyüpoğlu ve Fuad Sezgin gibi isimlerin olduğu 142 akademisyenin üniversiteden “DP’li, komünist, mason, kifayetsiz, cinsi sapık, Kürt devleti kurmak isteyen” gibi fişlemelerle atıldığı 114 Sayılı Kanun, MBK’da kabul edilince Özdağ şöyle demişti:
“Efendim, şu anda 27 Ekim yani İhtilâlin altıncı ayının ilk günündeyiz. Ve şu kanunla da, İhtilâlimizin en mutlu ana faaliyetlerinden birisini yapmış oluyoruz. Bununla da irfan müesseselerimizde yeni bir devre girmiş oluyoruz. Hepinizi hararetle tebrik ederim. (Bravo sesleri)”
Esas darbenin üzerinden geçmesini istediği mesele ise o günkü adıyla Doğu sorunuydu.
Darbenin ardından ziyaret ettiği Öncü gazetesinde şöyle demişti:
"Biz 27 Mayıs'ı Doğu’da hazırlanan bir Kürt isyanı 'nı önlemek için yaptık. Yoksa vatan bölünecekti. Biliyor musunuz ki, Demokrat Parti liderlerinden önce biz Kürt ağalarını tutukladık?”
https://artigercek.com/yazarlar/doganozguden/21-mayis-darbeler-ve-kurtler
Gerçekten de darbeden sadece 4 gün sonra Kürt ağa, şeyh ve kanaat önderleri toplanıp Sivas Kampı’na götürülmüş, Ekim 1960’da çıkarılan Mecburi İskan Kanunu ile 55 ağa ve şeyh aileleriyle birlikte Batı’daki illere sürgün olarak gönderilip, yerleştirilmişti.
Milli Birlik Komitesi’nde Mecburi İskan Kanunu görüşmeleri sırasında en şahin konuşmaları yapan yine yüzbaşı Muzaffer Özdağ’dı.
Kürt şeyhlerin dördüncü derece akrabalarının bile sürülmesini, suç işlememiş olsa da akrabalık bağının sürgün için yeterli olmasını, sadece memleketlerine değil, Kürt nüfusunun olduğu yerlere de geri dönüşlerinin yasaklanmasını önermişti:
“Eskiden tehcir edilmiş olanlardan geriye dönenlerden bu memleket çok çekti. Bunların bir kere tehciri yapılınca, bir daha o mıntıkaya gelmemeleri, memleketin istikbali için şarttır.”
“Şeyhlik öyle karışık bir unsurdur ki, yedi sülâlesinden birisi de olsa, bu sıfatı öğrenilince gene irtica unsuru olabilirler. Onun için sürgünde bu dördüncü derecedeki akrabalık meselesi her halde yerindedir.”
“Efendim, Devletin milletin emniyeti için, vardığımız emniyeti mevzuubahis olduğu zaman bunların akrabalıkları kâfidir. Varlığımız için tehlike teşkil ediyorsa, elbette kanun tatbik edilecektir.”
“Burada bir kelimenin. ilâvesini teklif ediyorum, «nüfuz mıntıkalarına dönemez. 25 sene evvel olan Şeyh Sait isyanında Şeyh Sait iskân mahalli olan Hınıs'a dönmesine mâni olundu ama, Bingöl, Dersim gibi nüfuz mıntıkası olan yerlere gitmesine mâni olunamadı. Bu bakımdan bu hükmün konması lâzımdır.
Numan Esin: Türkiye'de seyahat hürriyetini tamamen kaldırmak gibi bir hüküm.
Muzaffer Özdağ: Suçlular için kaldırılsın seyahat hürriyeti.”
Bu iskân kanununun hemen ardından devlet başkanı Cemal Gürsel’in çıktığı Doğu gezisine de eşlik etmişti Özdağ.
Gürsel, Diyarbakır’daki meydanda şu ünlü cümleleri söylerken de yanı başındaydı:
“Bu memlekette ve Şarkta Kürt diye bir millet yoktur. Bu bizi parçalamak ve lokma lokma yutmak içindir…Aklımızı başımıza almalıyız. Güya sureti haktan görünüp bizi sapıtmak isteyenlere karşı birleşmeliyiz. Fısıltı ile bizi yoldan ayıranların yüzlerine tükürünüz. Hayır deyin, bu memleketin aslı Türktür. Benim bildiğim bu işler öyle habis kaynaklardan geliyor. Belirli tahrikler düşman ellerinden geliyor… Eski idare Said Nursi adındaki serseriyi de himaye eder gibi görünerek diğer bir yönden de memleketi parçalamak yolunu tutmuştur. Biz birbirimizi Türk olduğumuz için sevelim, mezhep, inanç ayrılıkları bizi birbirimizden ayırmamalıdır.”
Özdağ, bu ziyaretten kısa bir süre sonra ihtilal hükümetinin devam etmesini istedikleri için tasfiye edilen 14’ler grubu içinde Türkeş ile birlikte sürgün edildi.
Tokyo Büyükelçiliği’ne ateşe olarak tayini çıktı.
Zaten Ümit Özdağ da orada doğdu.

Muzaffer Özdağ, Türkiye döndüğünde önce siyasi mücadeleyi tercih etmedi. Bir süre Türkeş ile cunta arayışlarını sürdürdü.
21 Mayıs 1963 Talat Aydemir’in ikinci darbe girişiminin içinde oldukları iddiasıyla Türkeş ile birlikte tutuklandı, yargılandı ve beraat etti.
Daha sonra yine Türkeş ile birlikte Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’ne girdi. Bu partiden 1965 seçimlerinde Afyon’dan Meclis’e seçildi.
Özdağ Meclis’te de kürsüye çıktığında salonda gerilimin arttığı şahin bir milletvekili oldu.
Meclis’te eşkıyalar, ağalar, sınırlardan kaçak girişler, Hatay’da Türkçe konuşma oranları üzerine dönemin İçişleri Bakanı Faruk Sükan ile kavgaları Meclis zabıtlarından okununca çok tanıdık gelebilir.
CMKP’nin MHP’ye döndüğü meşhur Adana Kurultayı’nda partiye amblem olarak bozkurdu öneren Nihal Atsız’a yakın seküler Kemalist Türkçü ekibin liderlerinden olan Özdağ, kongrede üç hilalciler kazanınca da partiden ayrıldı. MHP’den resmi olarak 12 Mart 1971 muhtırasından bir hafta önce istifa etti ve bir daha da siyasete girmedi. Ömrünün sonuna kadar da 27 Mayıs darbesini savundu.
1986’da Celal Bayar’a yazdığı açık mektupta darbeyi savunurken “Yassıada yargıçları Cumhuriyet adliyesinin en müspet sicil sahibi en seçkin 100 yargıcı arasından seçilmiştir” demişti.
Özdağ daha sonra avukatlık yaptı, kitaplar yazdı. 1996 yılında Göreve Çağrı adlı bir kitap yazıp Nazım Hikmet’in iade-i itibarına karşı çıkarak onun Rus ajanı olduğunu iddia etti:
"Nâzım'ın vatan sevgisi, kadınlara sevgisinden farksız. Nâzım, narsisttir, kendinden başkasını sevemez, şizofrendir. Türk halkı Kurtuluş Savaşı verirken, Nâzım Nataşalar'dan eğitim alıyordu"
Kitaplarından en ünlüsünün adı ideolojik çizgideki devamlılığı da gösteriyor:
“Örtülü İstila ve Psikolojik Savaş”

“Sessiz istila” kavramı bu kitaptan geliyor olmalı.
Muhtemelen Zafer Partisi’nin adı da fikri önder olan babaya bir saygı duruşu…
Baba Özdağ bu kitapta dış güçlerin Türkiye’ye dönük örtülü istilasına karşı uyarıyor:
“Milli birlik ve dayanışmasını kaybetmiş, ayaklanmalarla, iç güvenliği yıkılmış, yurt bütünlüğünü savunacak güç ve iradesi yıpranmış, dağılmış bir ülkenin istila ve işgali genel politik durumun elverdiği bir dönemde askeri bir hareketa gerek duyulmadan gerçekleşebilir."
Baba Özdağ; komünizm, bölücülük ve Alevi-Sünni gerilimini dış güçlerin Türkiye’ye dönük örtülü istilasında kullandığı meseleler olarak görüyordu.
1992 yılında yazdığı kitabın adı meseleye nasıl baktığını özetliyor: “Millet Birliğimiz Vatan Bütünlüğümüz Soydaş Toplumlardan Kürtler”
Oğul Ümit Özdağ da akademik hayatından itibaren aynı çizgiyi sürdürdü.
Devletle de yakın ilişkileri oldu. 1996 yılında akademisyenken Erbil ve Süleymaniye’ye gönderilerek Dışişleri Bakanlığı’na Kuzey Irak Raporu yazdı.

Genelkurmay’ın desteklediği söylenen, Ülker grubunun fonladığı Türkiye’nin ilk think tanki olan Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (ASAM) başkanlığını yürütürken de
Kürt Sorunu yerine Kürtçülük Sorunu diyor, Kürtler için, "Kürt Türkleri ve Zaza Türkleri" terimlerini kullanıyor, “özel bir istihbarat ekibi kurup, PKK’nın ve siyasi kolunun üst düzey kadrolarının Ermenilerden oluştuğunu ortaya koymayı” öneriyordu.
2003’den itibaren MHP’nin genel başkanlığı için yaptığı denemeler sırasında Bahçeli'yi bile Türkiye için kullandığı "çiçek bahçesi" terimi yüzünden gaflet içinde olmakla suçlamıştı.
Özdağ, daha ortada Suriyeli mülteciler yokken Kürtlerin nüfusunun artmasından endişe duyan bir akademisyendi.
Mesela 2012’de bu satırları yazdığından Türkiye’deki Suriyeli sayısı 50 bin civarındaydı:
“Öcalan’ın “Ya silaha ya da karına sarıl” şeklinde ifade ettiği Türkiye’yi işgal edilecek bir coğrafya olarak gören ve demografik savaş açan bu açıklamasını, sadece PKK ile sınırlı görmek de yanlıştır. 2011’de Türkiye’yi ziyaret eden K. Iraklı resmi bir grubun Ankara’da bir düşünce kuruluşunda yaptığı toplantıda “Eskiden Mersin üzerinden denize açılan bir Kürdistan istiyorduk, artık vazgeçtik. Çünkü siz Türkler Anadolu’yu 1000 senede Türkleştirdiniz, Biz 100 senede Kürtleştirebiliriz” açıklamaları demografik savaş anlayışının Barzani çizgisinde de hakim olduğunu göstermektedir. Bir süreden buyana PKK da “İstanbul’u, İzmir’i size bırakmayız. Diyarbakır’ı biz yöneteceğiz, geri kalan bölümü ise birlikte yöneteceğiz” demektedir. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Merkezi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, 2006 yılı itibarı ile anadili Kürtçe olan kadınlarda doğurganlık 4.1 iken, anadili Türkçe olan kadınlarda 1.9’dur. Bunun anlamı 27 sene sonra Türkçe anadil grubunun nüfustaki payında keskin bir düşüş olacağıdır. Erdoğan’ın üç çocuk talebinin arkasındaki gerekçe de bu keskin düşüşü engellemektir. Erdoğan’ın üç çocuk yapma çağrısı, doğum oranları 1.9 olan, anadili Türkçe olan kadınlaradır.”
Bu radikal milliyetçiliği yüzünden MHP’den iki kez ihraç edildi, kurucusu olduğu İYİ Parti’ye de fazla şahin geldi.
Şimdi de mülteciler meselesini MHP’ye bile fazla gelmiş milliyetçiliğine bir kaldıraç olarak kullanıyor.
Ama bu kez savunduğu fikir toplumda maalesef marjinal değil.
Dün Ermeniler, komünistler, DP’liler, Kürtler, İslamcılar tehditti bugün Suriyeliler, Afganlar…
Mülteciler meselesinden sonra bu tehdit algısının ve propagandasının biteceğini herhalde kimse düşünmüyor.
Çünkü bazı ideolojilerin yaşam pınarı tehdittir, nefrettir.
Tamam, bu ideolojiye ırkçılık demeyelim…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları












































































































































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025