Yıldıray OĞUR
Önceki gece Twitter’da dolaşan PKK kaynaklı “62 askeri öldürdük, denizaltılarını batırdık” kıvamındaki avcı hikâyelerine bakılırsa PKK, Şemdinli’de bir Devrimci Halk Ayaklanması ile Kürdistan’ı ilan ediverdi.
20 yıl önce Twitter yoktu ama PKK’nın devrimci yöneticilerinin devrimci halk ayaklanması rüyaları yine vardı. Tıpkı şimdi Suriye’de olan biten o zaman Türkiye sınırları içinde olmaktaydı. PKK da “şimdi tam zamanı” diyerek Kürt illerinde başlayan ayaklanmaların sonunda Botan-Behdinan Savaş Hükümeti’ni ilan etmiş, Kürdistan Ulusal Meclisi’ni kurmuştu. 18 Ağustos 1992 gecesi ise kurtarılmış bölge ilan etmek için Şırnak’ta ayaklanma başlattı. Sivil halkı tankların önüne çıkaran PKK’nın ayaklanma denemesinin bedeli ağır oldu. Şehirde sadece bir gün içinde 40 sivil hayatını kaybetti. Yıllar sonra Murat Karayılan kitabında o ayaklanma için özeleştiri verirken“erken iktidar hastalığına yakalanmıştık” deyiverdi.
20 yıl önceki o erken iktidar hastalığının Kürt halkı için en ağır bedeli kuşkusuz “ayaklanmayı bastır” emri ve sınırsız yetkilerle bölgeye gönderilen acımasız komutanlar oldu.
Ne tesadüftür ki PKK’nın 20 sonra bu kez Suriye’den hareketle kapıldığı erken iktidar hastalığının sonucu olan “Şemdinli düştü düşüyor” haberlerinin baş referansı, o komutanların en kanlısı ve acımasızı olan Osman Pamukoğlu’nu Türkiye’ye kahraman gibi tanıtan Kan Uykusu belgeselini yapan gazeteci oldu.
PKK’nın her zamanki örgütsel pragmatizmiyle Türkiye Kürdistan’ında nakde çevirmeye çalıştığı Suriye Kürdistan’ındaki heyecanı, hafta boyunca televizyon televizyon dolaşarak ânında intikal ettiği Suriye’den PYD’nin resmî görüşleri çerçevesinde aktaranın aynı gazeteci olması ise ilginç bir tesadüf olarak kayda geçti.
Kan Uykusu belgeseli yapımcısının “Kürdistan geliyor” haberleriyle heyecanlananlar arasında Kürt milliyetçiler olması çok tuhaf değil artık, ama gün boyu “Şemdinli’de neler oluyor, medya gerçekleri gizliyor, Halep’i bırak Şemdinli’ye bak, RTE hâlâ Londra’da” tepkileriyle Şemdinli’de bir Kürdistan kurulmasının memleketin ulusalcılarını ve müzmin AKP muhaliflerini heyecanlandırması epeyce tuhaftı doğrusu.
İlginç şeyler oluyor doğrusu.
Uzun süredir merkez medyanın PKK ve Kürt meselesi konusunda bir aydınlanma yaşadığı malum. Gün aşırı Demirtaş’ı Milliyet’in, Hürriyet’in ve Radikal’in birinci sayfasında görmek artık sürpriz değil.Ertuğrul Özkök ekolünden yetişmiş, hafta sonu eklerinde yazmış beyaz Türk bir yazarın “Türkleri ve Kürtleri en çok Öcalan düşünür” başlıklı yazılarında “Küçük tilkiler BDP’yi bölme kurnazlıkları peşindeyken” gibi ancak örgüt gazetesinde çıkacak cümleleri de artık kimseyi şaşırtmıyor.
Ama artık barış ve çözüm isteyen Türkler ve Kürtler olarak biraz şaşırsak iyi olacak.
Çünkü, PKK bir nevi Türkiye’nin ana muhalefet partisi haline ge(tiri)liyor. Ordu yenildi, yargı el değiştirdi, CHP’den ise AKP’den ümidi kesmiş laik liberaller haricinde kimsenin en azından iktidar ümidi kaldı. Geriye AKP’yi köşeye sıkıştıracak tek bir güç kaldı: PKK.
Her an sokaklara dökebildiği geniş halk desteği, bir kurşunla istediği anda gündemi değiştirme kabiliyetiyle PKK bugün AKP’yi yıkmak, tüketmek, etkisizleştirmek isteyenlerin son umudu hâline geliyor.
Böylece Kürt meselesine hakkaniyetli bir çözüm ihtimali yine Ankara’daki Bizans saray kavgalarına kurban ediliyor.
28 Şubatçılar, Refah Partisi ve şeriat tehlikesini, PKK ve bölücülük tehlikesinden daha ciddi görüp, Kırmızı Kitap’taki tehdit sıralamasını değiştirmekten çekinmemişti. Şimdi de AKP muhalifleri direnişin son hattını Şark cephesinde kurmaktan çekinmiyor.
Laik kesimin en zeki ve en açık sözlü yazarlarından Kadri Gürsel geçen haftalarda tam da bunu yazdı. Hak ettiğinden daha az tartışılan “Laik Türkler daha iyisini hak edebilir” başlıklı yazısında şöyle diyordu:
“Devlet kati biçimde el değiştirdi. Ve laiklerin onu eski hâliyle geri alma şansı yok. Dolayısıyla bu devlet üniter olsa ne fark eder, olmasa ne fark eder? Özgürlüklerine ve yaşam tarzlarına musallat olanların onları Ankara’dan keyfince yönetmesi artık bu sınıfların menfaatine aykırı... Laiklerin çıkarları bu bakımdan da Kürtlerinkiyle örtüşüyor.”
Anlaşılan bu ittifak fikrinin, başından beri aklı “Kimle savaşırsan onunla barışırsın”a yatanKandil’de de taraftarı çok.
Örgütün Öyle Bir Geçer Zaman ki’deki saf devrimci bir genç kadar saf devrimci kalmış ideologu Duran Kalkan geçen ayki röportajında tam da bir ana muhalefet lideri gibi konuşmuştu:
“Kuşkusuz içinde bulunduğumuz süreç bir çözüm sürecidir. Fakat geçmişte olduğu gibi siyasi çözüm süreci değil, askerî çözüm sürecidir. Biz iki yıl önce stratejik değişiklik yaptık. Artık mevcut AKP yönetimi devam ettikçe Kürt sorununun siyasi çözümünün gerçekleşemeyeceği kanaatine vardık. Dolayısıyla da AKP’yi siyasi yenilgiye uğratacak aktif bir mücadele konumuna geçtik, strateji değiştirdik.”
PKK’yı Kürtlerin hakları için savaşmak herhâlde artık kesmiyor o yüzden de gözünü Ankara’daki iktidarı değiştirmeye dikti.
Peki, Ankara’da iktidarı değiştirip ne yapacak PKK?
Onu da geçen haftalarda Leyla Zana’ya Aydınlık’ın birinci sayfasından “Erdoğan çözemez” diye cevap veren Aysel Tuğluk’tan öğrenelim. “Türkiye Cumhuriyeti Devleti artık ‘AKP Devleti’ olmuştur. ‘Ya AKP’nin alanına gireceksiniz, ya da size hayat hakkı tanımıyorum’ diyor. Hepimiz ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum. Türkiye’nin başında büyük bir bela sözkonusudur” diyerek Aydınlıkçılarla birlikte ellerimizin altından kaymakta olan güzelim Türkiye Cumhuriyeti devletine ağladıktan sonra şöyle dedi Tuğluk:
“Bizim AKP iktidarının bu konuda bir çözüm getireceğine kesinlikle inancımız yok. Devletin içerisinde bir kesimin çözüm istediğini biliyoruz. AKP Kürt sorununa karşı bu devlet politikasının daha ötesinde bir politika izliyor.”
Devlet içerisinde çözüm isteyen birileri varsa onlarla AKP’ye karşı ittifak etmek gayet mantıklı görünüyor.
Herhâlde Barış Meclisi’nin “Kürt sorununun çözümü için Ergenekon, Balyoz ve KCK/PKK davalarını kapsayan bir genel af çalışması başlatılmalıdır” çağırısı da buna karşılık gelmekte.
Peki, bunun için ne yapmalı PKK? Tabii ki en iyi bildiği şeyi: Savaşmalı. Bu müzakereci demokratların barış, çözüm, müzakere zırvalamalarını bırakıp savaşmalı.
Dağlarda broşür olarak dağıtılabilecek yazısında Nuray Mert “Kürtler haysiyetleri için mücadele ediyor. Gerisi teferruat” diyerek geçen hafta barış ve çözüm isteyen“haysiyetsizlere” hak ettikleri cevabı verdi.
Kürtlerin ve Türklerin birbirini öldürmesi haysiyet gereği, kutlama yemeğine giden gencecik kızların kopan bacakları haysiyet için, Kürtlere en haysiyetsiz muameleyi yapan Esed’le işbirliği de haysiyet için.
Peki, AKP’ye karşı, Kürtleri Kan Uykusu’na daldıran eski devletle ittifak?
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025