Yıldıray OĞUR
“Emekli amirallerin darbe çağrışımlı bildirisine sert tepki”
Bundan 9 gün önce 104 emekli amiralin bildirisi için Anadolu Ajansı’nın ilk haberinin başlığı böyleydi.
Amiraller ertesi gün sabaha karşı gözaltına alındı.
Emekli amirallere “edepsiz”, “Atlantikçi”, “FETÖ’cü” diyenler birbirleriyle yarıştı, darbeler tarihi yeniden açıldı, Hürriyet gazetesi amirallerin eşlerinin, çocuklarının, kardeşlerinin CHP’liliğini fişleyen haberler yayınladı.
Neredeyse muhtıra verilmiş, bir karargahtan tanklar çıkmış gibi bir teyakkuz haliyle, öfkeyle karşılandı bildiri.
Ama bildiri için en ileri gidenler bile “darbe çağrışımlı bildiri” “darbe imalı bildiri” demekten ileri gidemediler.
Ve nihayet 9 gün gözaltında ifadeleri alınan 14 amiral, önceki gün adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Herhalde bildirinin o kadar da darbe çağrışımlı olmadığı ortaya çıktı.
İktidardan gelmiş onca iri laftan sonra Türkiye’de çok az insana nasip olan bir hızla emekli amiraller için dokuz gün sonra nihayet adalet yerini buldu.
Ama Anadolu Ajansı’nın “Darbe çağrışımı” dediği başka bir davada adalet beş yıldır yerini bulmuyor.
Ahmet Altan, ajansın ancak “darbe çağrışımı davası” diyebildiği bir davadan 4 yıl 7 aydır hapiste.
Bugün emekli amirallerle aynı “darbe çağrışımı” yapmak suçlamasıyla karşı karşıya olan Ahmet Altan, hem iktidar hem muhalif çevrelerin ortak nefret objesi olarak hapiste unutulmuş durumda.
Aslında bu süre zarfında bu eksik adalet sistemi bile onu iki kez serbest bıraktı ama toplu bir “nasıl bırakılır, hapiste çürümeli” histerisiyle hemen ardından iki kez daha tutuklandı.
Yargılandığı dava için “Darbe çağrışımı davası” lafını uydurulmasının haklı bir sebebi var.
Çünkü ilk gözaltı gerekçesi uluslararası bir mizah konusu haline gelmişti: “Subliminal darbe mesajı”
İddianamede bir kere daha “subliminal” demek ayıp kaçacağı için “darbe çağrışımı” lafı icat edildi.
Çünkü hepi topu yargılandığı Erzincan Can Tv’de edilmiş sözler ve 2016’da yazılmış üç yazıdan ibaret.
Bu konuşma ve yazıları tek tek değerlendiren Anayasa Mahkemesi’nin başkanı Zühtü Arslan, mahkemenin hak ihlali yoktur kararına yazdığı şerhte şöyle demişti:
“suçladığı hükümete yönelik sözlerini bir bütün olarak ve bağlamında değerlendirdiğimizde, bunları “darbeye zemin hazırlamak” şeklinde nitelendirmek ve suç işlendiğine dair kuvvetli belirti olarak görmek mümkün değildir.”
“Soruşturma makamları bu iki yazının birkaç cümlesinden hareketle başvurucunun darbe teşebbüsünden haberdar olduğunu ve darbenin zeminini hazırladığını söylerken bunun olgusal temellerini ortaya koyamamışlardır.”
Ağırlaştırılmış müebbetle verilen ilk ceza, daha sonra Yargıtay’da “örgüt üyesi olmadan örgüte bilerek yardıma” çevrildi.
Yargıtay’dan dönen karar üzerine yeniden görülen davada Ahmet Altan’a, sadece bir tv konuşması ve üç yazısından oluşan delillerle “örgüt üyesi olmadan örgüte yardım” etmekten 10 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Eğer örgüt üyeliğinden ceza verilseydi, Ahmet Altan şu anda cezasını çekmiş durumdaydı.
Avukatı Figen Çalıkuşu’nun dün Karar TV’de dediği gibi şu anda Türkiye hapishanelerinde “örgüt üyesi olmadan örgüte yardım” etmekten 10 yıl 4 ay hapis almış ve 4 yıl 7 aydır hapiste olan başka bir kişi yok.
Türkiye Cumhuriyeti devleti bu eşsiz hukuki konumu ülkenin en ünlü yazarlarından birine layık gördü.
Ama neyse ki onların yapamadığını gecikmeli de olsa AİHM yaptı.
AİHM, Ahmet Altan’ın Ocak 2017’de yapılan başvurusunu dört yıl sonra karara bağladı.
1’e karşı 6 oyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 5/1 maddesindeki “özgürlük ve güvenlik hakkı” ve 10. maddesindeki “ifade özgürlüğü” nün ihlal edildiğine karar vererek, Türkiye’yi 16 bin euro tazminata mahkum etti.
AİHM kararında, suçlamaların üzerine oturtulduğu iddialar ve deliller hakkında da net tespitler var:
“Mahkeme özellikle, Altan'ın hükümeti devirme planının parçası olduğuna dair hiçbir kanıt bulunmadığına karar vermiştir. Bu nedenle, söz konusu eylemlerin, başvurucunun iddia edilen suçları işlediğine dair ‘makul şüpheye’ dayanak teşkil edemeyeceğini değerlendirmiştir. Mahkeme, mevcut davada şikâyet edilen tedbirlerin, darbe teşebbüsü ve sonrasında kesin olarak gerekli olduğunun söylenemeyeceğini kaydetmiştir.”
“Taraf'ın yasadışı bir örgütten talimat aldığına dair de herhangi bir kanıt yoktur. Başvurucunun yazdığı makalelere ilişkin olarak Mahkeme, bir bütün olarak ele alındığında, tarafsız bir gözlemciyi Altan’ın tutuklama tedbirine gerekçe gösterilen suçları işlediğine ikna etmeye yeterli olmadığını belirtmiştir.”
“Başvurucunun olası bir darbe veya iç savaş hakkında halkı uyardığı gerçeği, tutukluluğunu haklı kılamaz.”
Ama AİHM sadece Ahmet Altan’ın 2017’de başvururken itiraz ettiği tutukluluğunda hak ihlali görmekle yetinmedi, daha sonra hakkında terör örgütüne üye olmaksızın bilerek yardım etmek” suçlamasıyla verilen mahkumiyet için de, “azımsanmayacak hapis cezasının AİHS’nin 10. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğüne bir müdahale oluşturduğuna ve Altan’ın tutukluluğunun makul bir şüpheye dayanmadığının da tespit edilmiş olması nedeniyle bu müdahalenin hukuki bir dayanağı olmadığına” da karar verdi.
Yani şu anda temyiz için Yargıtay’ın önünde olan mahkumiyet kararının da bu delillerle ve iddialarla hukuki bir dayanağı olmadığını söyledi.
Bakalım bu AİHM kararı, Yargıtay’ı bağlayacak mı?
AİHM’in altıya karşı 1’le verdiği ihlal kararlarındaki “1”, Türkiye’nin atadığı yargıç
Altan’ın avukatı Figen Çalıkuşu’nun verdiği bilgiye göre dosyanın AİHM önüne gelmesinin bu kadar uzun sürmesinde yaptığı müdahalelerle etkili olan yargıcın karara yazdığı şerhte Ahmet Altan’ın yazılarında büyük zorlamalarla bulduğu suçlamalara doğduğu Mardin’de sokaktan geçen bir kişiyi bile ikna etmesi kolay değil.
Muhtemelen ona hemşerileri Atakürt’ten, Ceylan Önkol’un Gözlerine kadar Ahmet Altan’ın daha önce de yargılanmış başka yazılarını da hatırlatacaktır.
Neyse ki Mardinli hakimin göremediğini, Vilnius doğumlu hakim gördü.
Mahkemenin Litvanyalı hakimi Egidijus K?ris, 1’e karşı 6’yla alınan hak ihlali kararlarında altı hakimin içinde yer aldı.
Ama bununla da yetinmedi. AİHM’in Altan’ın tutukluluğunun siyasi nedenlerle olduğu yönünde 5. Madde ile bağlantılı olarak 18. Maddenin ihlâl edildiği iddiasıyla ilgili verdiği 1’e karşı 6 oyla “ihlal yoktur” kararında da “ihlal vardır” diyen 1 kişi oldu.
Bu karara da Türkiye’deki adalet yapıcıların okuyup utanması gereken bir şerh yazdı.
Şerhte böyle kararlarda pek rastlanmayan bir şema yer alıyor.
Şemada AİHM’in Murat Sabuncu ve Cumhuriyet çalışanları, Ahmet Şık, Deniz Yücel, Nazlı Ilıcak, Ali Bulaç, Atilla Taş, Murat Aksoy, Mehmet Altan, Şahin Alpay kararlarını sıralamış ve hepsi basın özgürlüğüyle ilgili olan bu davalarda ortada sistematik olarak gazetecilere ve ifade hürriyetine yönelik bir baskı modeli olmasına rağmen, AİHM’in ısrarla kararların siyasi bir saikle verildiğine hükmetmemesini eleştirmiş.
AİHM, devletler için sert bir ceza olan 18 maddeden Türkiye’yi sadece Kavala ve Demirtaş davalarında cezalandırdı, yargının bu davalarda siyasi saikle davrandığına hükmetti.
Yargıç Küris, mahkemenin bu konudaki çekingenliğini şerhinde şöyle eleştiriyor:
“Bu tablonun çok az hatta hiç bir yoruma ihtiyacı yok. Kendi kendine konuştuğuna inanıyorum. Davalı devletin bağımsız medyaya karşı duruşunun hem örüntüsünü hem de eğilimini ve Mahkeme’nin ilgili şikayetlerle ilgilenme biçiminin örüntüsünü ve eğilimini gösteriyor. Bu eğilim ve örüntünün adli fildişi kulesinin dışındaki dünyada da aynı inandırıcılığa sahip olduğundan emin değilim.”
Sonra da Türkiye ile ilgili artık hukukla açıklanamaz haller için de Bob Dylan’ın bir şarkı sözüne başvuruyor.
Bunu daha önce de yapmıştı.
Yine AİHM’in Cumhuriyet davası kararında mahkemenin 18’inci maddeden ihlal kararı vermemesini eleştirirken Pink Floyd’un meşhur şarkısının adını (“Another brick in the wall”) hatırlatıp “Sonuçta, bu da duvardaki başka bir tuğla” demiş, Erdoğan’ın “AYM kararını tanımayacağız” açıklamasına bir hukuk profesörünün paneldeki sözü muamelesi yapılamayacağını söylerken de Bob Dylan’ın şarkısındaki “You don’t need a weatherman to know which way the wind blows” (Rüzgarın yönünü anlamak için meteoroloji uzmanına ihtiyaç duymazsın) mısrasına atıf yapmıştı.
Mahkemenin bu “18. Maddeden hak ihlali yoktur” kararını da yine Bob Dylan’ın bu kez “Blowin 'in the Wind" şarkısından bir mısrayla eleştirmiş yargıç Küris:
“Ayrıca, yargıçların yalnızca kanunla meşgul oldukları doğru değildir. Bazen müzik de dinlerler. Ve bazen bir şarkının belirli satırlarını kendi görüşlerinde anılmaya değer bulabilirler, özellikle de paradoksal olarak, katıksız sanatsal yaratıcılığın ürünü olan bu satırlar, mahkemelerin ürettiği içtihattan gerçeğe daha yakınsa... Hatta bazı jüri üyeleri en sevdikleri şarkı yazarlarından kararlarında alıntı bile yapabilir. Hatta bazıları bunu birden fazla kez yapabilir. Örneğin, görüşlerimde Bob Dylan'dan iki kez alıntı yaptım (bazıları bunun bile çok fazla olduğunu söyleyebilir). Ama burada bir alıntı daha var - Dylan'ın en tanınmış şarkısından. ("Blowin 'in the Wind" The Freewheelin' Bob Dylan, 1963, Columbia Records). Mahkemenin bazı ülkelerde genel olarak sivil topluma ve özellikle de bağımsız medyaya muamelede hangi model ve eğilimin belirgin olduğunu bildiği gibi, belki de herkes bu şarkıyı biliyordur: ‘Evet ve daha kaç kez bir adam çevirebilir başını. Görmezlikten gelmek için...’ Dylan'ın sorusunun muhatabı sadece belirsiz bir "adam" mı? Bence değil. Sorusu aynı şekilde kurumlara da gidiyor. Aralarında mahkemeler de var. Hem yurtiçinde hem de yurtdışında.”
Bakalım Yargıtay, yurt içindeki mahkemeler ve hukuku, adaleti, ifade hürriyetini bunca şeye rağmen hala ancak kendilerine dokununca hatırlayanlar daha kaç kez başlarını çevirecekler, AİHM’in kararlarını görmezlikten gelmek için...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025