Yıldıray OĞUR
1994 yılının Nisan ve Mayıs ayları o güne kadar İstanbul tarihinin en sıcak Nisan ve Mayıs ayları olarak kayıtlara geçmişti. Sıcak havalar yaz boyu sürdü. Sıcak ve kuru hava tüm Akdeniz kıyısındaki ülkeleri ve Türkiye’yi etkiledi, temmuz ve ağustos ayları boyunca Akdeniz kıyısındaki pek çok ülkede orman yangınları çıktı.
Özellikle ağustosun ortasından itibaren ardarda İskenderun, Kuşadası, Marmara Adası, Torbalı, Pazarcık ve İstanbul Beykoz’da çıkan orman yangınları gazetelerin manşetlerinde yer aldı.
İstanbul’da önce Üsküdar Bağlarbaşı’nda bir kereste deposu yanmış, ardından en büyükleri Poyrazköy’de olmak üzere Şile, Zekariyaköy, Polonezköz, Heybeliada, Burgazada, Vaniköy’de orman yangınları çıkmıştı.
İtfaiyenin söndürmekte yetersiz kaldığı yangınların sabotaj yüzünden çıktığı düşünülüyordu.
Poyrazköy’deki yangın için aralarında bir Fransızca öğretmeninin de olduğu dört piknikçi gözaltına alınmış, daha sonra delil yetersizliğinden serbest bırakılmışlardı.
Eylül ayında gazeteler nihayet aranan kundakçıların yakalandığını duyurdu: “İşte orman katili PKK’lılar.”
Gözaltına alınan dört kişi İstanbul’daki 7 ayrı orman yangını ve iki kereste deposunun yakılmasından sorumlu tutuluyordu.
Yangınları çıkardığı için esas suçlanan kişi ise İstanbul Üniversitesi’nde Coğrafya Bölümü öğrencisi 21 yaşındaki İlhan Çomak’tı.
Gazetelerde çıkan haberlere göre Çomak, suçunu itiraf etmişti. Diğer suç ortaklarıyla birlikte tatbikat için ormana götürüldü, eline bir bidon verilerek ormanları nasıl yaktığı anlattırıldı.
Ertesi gün gazetelerin birinci sayfalarında elinde bir bidon olan İlhan Çomak’ın ormanları nasıl yaktığını “soğukkanlılıkla anlattığı” söylenen fotoğrafları yer aldı.

Babaannesi ve amcalarının yanında kaldığı Ümraniye’deki evden gözaltına alınan Bingöl Karlıovalı olan Çomak, ayrıca bir itirafçı ifadesiyle 1993 yılının yazında Genç-Lice-Kulp üçgenindeki çok sayıda silahlı PKK eylemine katılmakla suçlanıyordu.
Yıllarda süren ve tutuklu yargılandığı mahkeme sırasında yangınların bir kısmının mevcut olmadığı, diğerlerinin başka sebeplerden çıktığı anlaşıldı.
Çomak, aynı saatlerde İstanbul’un iki yakasında başlamış yangınları çıkarmakla suçlanmıştı.
Tutuklu olarak yargılandığı davada Devlet Güvenlik Mahkemesi altı yıl sonra kararını açıkladı:
“Sanığın Heybeliada, Burgazada, Poyrazköy, Belgrad Ayazağa Köyü, şile yolu üzerinde bulunan ormanlar, Zekeriyaköy, Polonezköy Çavuşbaşı Köyü ormanlarını yakmak eylemlerine katıldığı anlaşılamamış, bu hususta inandırıcı delil elde edilememiş, sanığın bu husustaki hazırlık soruşturması sırasında beyanları da inandırıcı bulunmamıştır.”
Günlerce gazetelerde elinde bidonlarla orman katili olarak gösterilen Çomak, orman yangını suçlamasından beraat etmişti. Yangınları çıkardığını itiraf ettiği polis ifadesini DGM bile inandırıcı bulmamıştı.
Ama aynı mahkeme “Sanığın silahlı çatışmaya girip girmediği kesinlikle belirlenememiştir” demesine rağmen Genç-Lice-Kulp üçgeninde PKK’nın silahlı çatışmalarına katılmak suçlamasından Çomak hakkında müebbet hapis cezası verdi.
AİHM, 2007’de İlhan Çomak’ın adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vererek, yeniden yargılanmasına hükmetti.
Türkiye, AİHM kararını ancak 6 yıl sonra uyguladı. 2013’te aynı delillerle başlayan yargılamada karar 2016’da çıktı: İkinci kez müebbet hapis.
1994’de 21 yaşında hapse giren ve 27 yıldır hapiste olan 48 yaşındaki İlhan Çomak’ın bu karara itirazı Anayasa Mahkemesi’nin önünde.
Hapishanede çok sayıda şiir kitabı yayınlayan Çomak’ın, kitapları dört dile çevrildi. Son olarak yarısından fazlası hapiste geçmiş hayat hikayesini anlattığı kitabını bu yıl İletişim Yayınları bastı: Karınca Yuvasını Dağıtmamak...
Kitabın ikinci baskının çıkmasından kısa bir sonra, Türkiye yakın tarihinin en büyük orman yangınları başladı.
Bugün itibarıyla yangınların üzerinden 11 gün geçti.
İlk andan itibaren dillendirilen yangınların kundaklama sonucu çıktığı iddiasıyla ilgili bir şüpheli yakalamak ya da bir delil bulmak için yeterli bir süre bu.
Zaten 21 ilde 72 ayrı noktada çıkan ve bir kısmı hala devam eden yangınların çıkış nedeniyle ilgili şu ana kadar bir sabotaj delili bulunamadıysa, olay mahalli yanıp kül olduktan, üzerinden bir de yağmurlar geçtikten sonra bulunması kolay değil.
Ama şimdiye kadar sabotajcı denenlerden Ankara’da bir kişinin akli dengesinin yerinde olmadığı, Büyükada’da üç kişinin denizden atık yağ bidonu çıkardığı, Manavgat’ta az kalsın linç edilen iki kardeşin yangın söndürmeye yardıma geldiği, Aydın’da beş kişinin ise ormanda hovardalık yaptığı ortaya çıktı.
Haberlere göre orman yangınlarıyla ilgili hala gözaltında olanlar var.
Ama onların ormanı kundaklayarak yaktıkları ya da terör örgütleriyle ilişkileri olduğuyla ilgili elde bir bilgi yok.
Herhalde böyle bir bilgiye ve delile ulaşılsaydı bunu çoktan duyardık.
Yangınları PKK’nın çıkardığı ile ilgili en somut delil, kendilerine Ateşin Çocukları adı veren grubun üstlenme açıklaması. Ama o açıklamanın videosu 2019 yılına ait çıktı, ayrıca o videodakiler Ateşin Çocukları değil, PKK’nın başka bir grubu adına yapılan saldırıları üstleniyor ve o saldırılar içinde de yangın yok.
https://teyit.org/dosya-buyutec-ormanlari-atesin-cocuklari-mi-yakti
Bu eski videodan bir bölümü tekrar dolaşıma sokarak orman yangınlarını Ateşin Çocukları grubunun üstlendiğini haber yapan PKK’ya yakın Rojava Network sitesi de daha sonra bu haberi sildi.
“PKK’ya yakın Nûçe Ciwan sitesindeki “Ateşin Çocukları’ndan Temmuz ayı bilançosu: Faşizm yanıyor!” başlıklı haberde ise örgütün İstanbul, Balıkesir, Kocaeli, Gaziantep, Bursa ve Konya’daki çeşitli tekne, fabrika ve tarla kundaklamalarının üstlenilmesine karşın, Muğla ve Antalya orman yangınlarına dair bir üstlenme açıklaması görülmüyor.”.(Kaynak: Teyit.org)
PKK daha sonra bu yangınları kendilerinin çıkardığı haberlerini devletin propagandası olduğunu iddia etti.
Ormanları PKK’nın yaktığına delil olarak gösterilen son haber örgütün Almanya’da çıkardığı ve intihar saldırılarının bile övüldüğü Yeni Özgür Politika gazetesinin “Kürt’le barışmayan Kaza Dağları’nı kaybeder” manşeti.
Ama bu manşetteki haberi okumaya zahmet edenler, manşetteki sözün bir PKK’lıya değil, Polen Ekoloji adlı sivil toplum kuruluşunda çalışan ve aynı zamanda HDP Hopa sorumlusu olan Cemil Aksu’ya ait olduğunu görebilir.
Aksu, düzenleyicileri arasında olduğu “Türkiye’de Madenciliğin Politik Ekolojisi” adlı sempozyumla ilgili gazeteye dört gün süren bir röportaj vermiş.
Röportajda “PKK’dan Kazdağları’na tehdit” olarak yorumlanan cümleleri şunlar:
"Kürt sorunundaki güvenlikçi politikalara ses çıkarmadan İkizdere’yi durdurmak, Kazdağları’nı kazanmak zor. Şovenizmin zehirlediği emekçi kitleler, yerelciliğe hapsediliyor; doğa talanını 'bölücülere' karşı 'milli kalkınma' görebiliyor. Kürt sorununun demokratik, barışçıl çözümüne yanaşmayan devlet, yıllardır 'düşük yoğunluklu savaş' yürütüyor; savaş ekonomisini de sürekli canlı tutup geliştiriyor. Güvenlik gerekçesiyle yapılan devasa barajlar, orman yakmalar, coğrafyayı çoraklaştırma... Bu ülkeye demokrasi, barış ve adalet gelmeden haklar ve özgürlükler garanti altına alınamaz. Bunun en son örneği daha yangınlar devam ederken yayınlanan Turizm Teşvik Kanununudur.”
Burada bir tehdit değil olmadığı açık.
Ama iki yıl önce aynı gazete, Sakarya’da ihmal ve kaza sonucu patlayan havai fişek fabrikasındaki patlamayı Ateşin Çocukları’nın üstlenmesini bile haber yapmıştı.
https://twitter.com/y_ozgurpolitika/status/1279022363435302912?s=20
Yani 11 gün sonra 22 ilde 71 ayrı noktada çıkan ve hala yenileri çıkmaya devam eden orman yangınlarının sabotaj sonucu ortaya çıktığını, ormanları PKK’nın yaktığını gösteren bir delil yok ortada. Ama ortada hem PKK’nın hem de PKK yaptı diyenlerin siyasi fırsatçılığı var.
Sadece yanı başımızda Lübnan’da, İtalya’da, Arnavutluk’ta çıkan yangınlar ve günlerdir Yunanistan’ın farklı noktalarında çıkan ve söndürülemeyen orman yangınları bile bu tezi yalanlamak için yeterli.
Eğer onları da PKK çıkarmadıysa, bu yangınların ortak sebebi benzer iklim ve coğrafi şartlar.
Ama Akdeniz’in yangın ayında olduğu gerçeğini, Mavi Vatan tezinin en güçlü savunucusuna bile anlatmak mümkün değil.
Hatta bunu iddia edenleri PKK ve FETÖ ile suçluyor.
Şöyle demiş emekli amiral Cihat Yaycı:
“Türkiye’de bir çevre terörü gerçeği vardır. Bunu iklim değişikliği şeklinde açıklamak, PKK, vatan hainleri ve FETÖ’nün söylemidir. Hedef iktidar değil, devlettir. Biz devletten yanayız.”
“Bugün Türkiye’nin birlik ve bütünlüğü hedeftedir. Bunu da ‘çevre terörü’ ile yapmaktalar ve açıkça söylemektedirler. Bu yangınlarla ‘devletin düşeceği’ imâ edilmektedir. Devletin aciz kaldığı, vatandaşını koruyamadığı söylenmek istenmektedir.”
“Bu yangınların arkasında Yunanistan var dedik. Neden Yunanistan var dedik. PKK’nın Yunanistan’ın Lavrion kentinde kampı var. Bütün FETÖ’cüler ilk nereye gidiyor? Yunanistan’a gidiyor. FETÖ elebaşı, ‘Yunanistan kardeşliğini ispatlamıştır’ dedi. Yunanistan isminin tarihe gümüş harflerle yazılacağını söyledi.”
“Bütün bu yangınların amacı Türkiye Cumhuriyeti’ne diz çöktürmek ve yeniden bir açılım süreci gibi bir süreç başlatarak Türkiye Cumhuriyeti’nin çözülmesine zemin hazırlamaktır. Sakın oyuna gelmeyelim.”
Bunları söylerken bilimsel bir çalışmaya atıf yapıyor: Doğal Hayatı Koruma Vakfı İtalya şubesinin yangınlarla ilgili hazırladığı rapora.
Yaycı’ya göre rapor yangınların yüzde 96’sının insan kaynaklı olduğunu söylüyor. Emekli amiral bu tespiti sabotaja delil gösteriyor.
Evet rapor, orman yangınlarının yüzde 96’sı insan kaynaklı diyor ama sabotaj demiyor.
Rapor, “İnsanların kırsal alanları terk etmesi, kırsal alanların tarım dışı kullanımının artması (ulaşım, tatil, kentleşme) kazara ve kaza dışı yangınların tetiklenmesini kolaylaştırıyor” diyor. “Tarla açmak için ateş yakmak, anız yakmak, açık havada yemek pişirmek gibi Akdeniz’in ateş kültüründen” bahsediyor. Ve tabii “iklim değişikliğinin neden olduğu küresel ortalama sıcaklıklardaki artışın yangınların önemli bir sebebi olduğunu” söylüyor.
https://www.wwf.it/pandanews/ambiente/emergenze/incendi-apocalisse-sardegna/
Ama Cihat Yaycı ve ekibinin işine sadece ilk cümle gelince, dünyanın iklim kriziyle mücadele eden en önemli kurumlarından WWF’nin raporu sabotaj tezlerine malzeme olabiliyor.
Muhtemelen Yunanistan’da bütün fikri sermayesini Türkiye düşmanlığı üzerine kurmuş emekli bir amiral de Yunanistan turizmini baltalayan yangınlar için Türkiye’yi suçlayan benzer tezler ileri sürüyordur.
Onların elinde somut bir karine de var.
2005 yılında Hürriyet gazetesinde Emin Çölaşan, “Kahraman” adlı yazısında Sabah Ketene adlı bir devlet görevlisini anlatmıştı. Yazının bir bölümü şöyleydi:
“PKK terörünün en yoğun olduğu dönemde turistik yörelerimizde birbiri ardına bombalar patlamış ve tüm turistler kaçmıştı. O yıllarda yöredeki ormanlarımızı da cayır cayır yakıyorlardı. Bunları bir ülkenin yaptırdığı belli olmuştu. Anlatıyordu:
’Malzemeleri ayrıca gönderip o ülkeye geçtik. Onların turistik yörelerinde birkaç bomba patlattık, oraları da derhal boşaldı. Onların başkentinde, metronun önünde bir patlama oldu ve halk paniğe kapıldı. Sonra dikkat ettiyseniz, o ülkede de çok büyük orman yangınları çıktı. Güzelim ormanlarına yazık oldu. Ama bizi sabote eden yakınımızdaki ülke pabucun pahalı olduğunu ve ne ekerse onu biçeceğini görmüş oldu. Bir daha bu gibi işleri açıktan yapamadılar.”
https://www.hurriyet.com.tr/kahraman-4560486
2011 yılında Mesut Yılmaz, kendi Başbakanlığı döneminde yazdırdığı Susurluk raporuyla ilgili Birgün Gazetesi’ne verdiği bir röportajda “Susurluk raporu yeterli değildir. Bana intikal etmeyen bilgiler olduğunu düşünüyorum. Devlet sırrı dışındaki tüm bilgiler raporda var. Devlet sırrı olanlar Azerbaycan’da darbe girişimi, Yunanistan’a orman misillemesi gibi konular. Faili meçhuller için engel yok" deyiverince Yunanistan ayağa kalkmıştı.
Muhtemelen 90’lı yıllarda iki ülke karşılıklı olarak böyle sabotajların içine girdiler.
PKK da 90’lı yıllarda, 2000’li yıllarda terör yöntemi olarak orman yaktı.
Ama bu başımıza gelen bütün orman yangınlarının sabotaj sonucu çıktığı anlamına gelmiyor.
Özellikle de Akdeniz coğrafyasında binlerce yıldır yangın mevsimi olarak bilinen bir dönemde, yazın ortasında, derecelerinin 40’ı geçtiği bir ayda, Yunanistan, İtalya, Lübnan’da da ormanlar cayır cayır yanarken...
Elde bir delil, bir bilgi, istihbarat yokken sadece akıl yürütmeyle, sadece siyaseten böyle demek işinize geldiği için yangınlara sabotaj, kundaklama diyerek insanların haklı öfkesini siyaseten kullanmanın nasıl ateşle oynamak anlamına geldiğini son bir haftada yaşananlar herhalde herkese göstermiştir.
Orman yangınlarından HDP kapatılmalı sonucu çıkaran fırsatçılar, yol kesip kimlik kontrolleri yapan, insanlara doğdukları yerlere göre suç muamelesi yapan vandallar, kundakçı diye masum insanların linç etmeye çalışan öfkeli kalabalıklar...
Hadi emekli amirallerin, gazetecilerin böyle bir sorumluluk duygusu yok. Onlar için her şey siyasi pozculuk, aksi ispatlanmadıkça herkes potansiyel PKK’lı ve FETÖ’cü.
Ama kamu düzeninden sorumlu devlet yöneticilerinin bu sorumsuzluğa daha fazla ortak olmaması gerekir.
En azından İlhan Çomak’ın hikayesi herkese ders olmalı...
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları




























































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
8.11.2025
3.11.2025
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025