Akif BEKİ
Erdoğan, 11 yıl önce kapatılacağını açıkladığından beri cevap bekliyordu:
Diyarbakır Cezaevi, asimilasyon ve işkence geçmişiyle bir yüzleşme müzesine döndürülecek mi, döndürülmeyecek mi?
12 Eylül 2010 referandumundan bir hafta evveldi. Başbakan Erdoğan, Diyarbakır mitinginde ilk müjdeyi şöyle vermişti:
“Ah şu Diyarbakır Cezaevinin bir dili olsa da konuşsa. Ah o 5. koğuş bir dile gelse. Kitaplarda yazıyor. Evet, Diyarbakır Cezaevini kapatıyoruz.”
Sembolik anlamı büyüktü. 12 Eylül darbe rejimiyle hesaplaşılıyordu. Bu da o süreci taçlandıracaktı.
Daha sonra Meclis’te, Diyarbakır Cezaevini İnceleme Alt Komisyonu bile kuruldu.
Komisyon Başkanı AK Partili Orhan Miroğlu da aynı işkencehaneden geçmişti. Kişilik ve kimlik ezen hiçleştirme zulmüne 6 buçuk yıl maruz kalmış, anılarını kitaplaştırmıştı.
Miroğlu, kötü hatıralarının silinmesindense canlı tutulmasını, ibret için sergilenmesini istiyordu. Ulucanlar Cezaevini de örnek gösteriyordu. Burayı bir hafıza müzesine çevirme önerisini rapora yazacaklarını söylediğinde, 2016’ydı.
Çözüm Süreci’nin çökmesiyle birlikte konu soğumaya terk edildi.
Ta ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen cuma Diyarbakır ziyaretinde eski müjdeyi güncelleyene kadar...
Ama bu kez müze yapılacak mı, yapılmayacak mı tartışmasına da nokta koydu.
Müjdenin son hali şu:
“Bugün sizlere bir de müjde vermek istiyorum. Geçmişte uzunca bir dönem adı zulümle, işkenceyle, insanlık dışı muamele ile anılan Diyarbakır Cezaevini yakında boşaltıyor ve kültür merkezi olarak sizlerin hizmetine sunuyoruz. Böylece Diyarbakır’ın hafızasındaki bir kötü anıyı ortadan kaldırmış oluyoruz.”
Son plan, burayı kültür merkezi yapmak demek.
Bu namlı zulüm merkezinin kötü anıları unutturulmasın yaşatılsın isteyen Miroğlu, hala aynı fikirde mi, bilmiyoruz.
Ama aynı fikri savunanlar, kültür merkezi projesine itiraz ediyor.
Utanç müzesi yapmaktan vaz mı geçildi? Yahut kültür merkezi, onu da kapsayacak mı? Detaylar açıklanmadığı için belirsiz.
Avrupa şehirlerinde, engizisyon geçmişinin hatırlatıldığı müzeler var. Hatırlamak istemedikleri korkunç günahlarını bile saklamıyor, yüzleşebiliyorlar. Orta Çağ İşkence Aletleri Müzesi adıyla gezip görmeye açık.
Biz niye bir hafıza müzesinde karanlık geçmişimizin utancıyla yüzleşmeyi değil unutmayı, unutturmayı seçelim?
Örtbas etmekten, bastırmaktan kim ne hayır gördü ki biz görelim?
KARDEŞİNİ BİLE KAYIRMAYAN SİYASİYİ ÖZLEMİŞİZ
Hakkın hatırı yüksektir, hiçbir hatıra feda edilmez” sözünü dilinden düşürmeyenlere bakın bir...Ne diyor ne yapıyorlar?
Bir de hakkın yerini bulmasını, öz kardeşlik hukukundan bile üstte tutan CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu’na bakın...Lafını etmeden, tafrasını satmadan gereğini nasıl yapıp geçti?
Hastane yöneticisi kardeşi C. Ş. gözaltına alınmış. 2010’da açılan eski bir davada ifade vermediği için.
Dava konusu, ‘hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak’. İfadesi alınıp bırakılmış.
“Kaftancıoğlu’nun kardeşi gözaltına alındı” diye yansıdı.
Kaftancıoğlu ne mi yaptı?
Kulağının üstüne yatmadı...
Yasak savıcı bir açıklamayla geçiştirmedi...
Görev ve yetkisini kötüye kullandığı ayyuka çıkanlara tanınan ayrıcalığı, babasının evladına tanımadı...
Mafyanın 10 bin dolar maaşlı siyasi ayağı bile dava kardeşliği korumasından ve kayırmacılığından yararlanırken öz kardeşini kayırıp korumaya almadı...
“Aile her şeydir, kol kırılır yen içinde kalır” raconuna da sığınmadı...
Teklemeden, lügat paralamadan, gösterişe çevirmeden, anında şu net tavrı koydu, koyabildi:
“Ailesinin güvenini kötüye kullanmış birisi için, başkalarının güvenini kötüye kullanmamıştır diyememenin üzüntüsünü yaşıyorum. Hukuk karşısında işlemiş olduğu bir suç varsa eğer mutlaka cezasını çekecektir, çekmelidir.”
Hakkı, hukuku lafta değil icraatta başka hatırlardan yukarıda tutan yalın bir tepki.
Görmeyeli çok zaman oldu, özlemişiz yahu, helal olsun!
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
26.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025