Akın ÖZÇER
Devleti temsil eden resmî şahsiyetler arasındaki sembolik hiyerarşiyi tanımlayan resmî törenlerdeki öndegelim (préséance) sırasını ülkenin yönetim biçimini ve demokrasi düzeyini yansıtan bir aynaya benzetmek mümkün. Monarşilerde kralların, cumhuriyetlerde cumhurbaşkanlarının ilk sırasında yer aldığı öndegelim listeleri düzenlenirken gözönüne alınan ölçütler ülkenin ne derece demokratik olduğunu da ortaya koyuyor. Bir kere bu ölçütlerin başında seçilmiş şahsiyetlerin her zaman ve her koşulda atanmışların önünde yer alması ilkesi geliyor. Örneğin hükümetin herhangi bir bakanının öndegelim listesindeki yeri Genelkurmay Başkanı’ndan önde olmak durumunda. Bir diğer ölçüt, yargı erkini temsil eden şahsiyetlerin de asker-sivil atanmış bürokratların, dolayısıyla Genelkurmay Başkanı’nınönünde bulunması ilkesi.
Yukarıdaki örneklerde Genelkurmay Başkanı’nın yerine sürekli atıfta bulunmamın nedeni hafta başında devlet protokolü öndegelim sırasını değiştiren düzenlemeye ilişkin olarak yayınlanan haberler. KonuyaTaraf gibi eleştirel yaklaşanlar bir yana bırakılırsa, haberi “devlet protokol listesi sil baştan” veya “devlet protokol listesi sivilleştirildi” ya da “generaller dışarı, siviller içeri” gibi abartılı başlıklar altında duyuran gazete ve ajanslara şaşırmamak elde değildi. Bir kere yeni denen öndegelim listesinde Genelkurmay Başkanı yine Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı ve Başbakan’ın ardından demokratik bir ülkeye yakışmayacak şekilde 4. sıradaki yerini korurken, bu makamın bağlı olması gereken Savunma Bakanı ise çok daha alt sıralarda yer alıyor.
Yeni denen listede kuvvet komutanlarının alt sıralara düşürülmesi ve Diyanet İşleri Başkanı’nın 51. sıradan 10. sıraya çıkarılması her nasılsa önemli bir “sivilleşme” olarak takdim ediliyor ki bu görüşe katılmak mümkün değil. Diyanet İşleri Başkanı, sonuç itibariyle atanmış bir şahsiyet olduğu için öndegelim listesinde sivilleşme değil yeni bir “garabet” yaratıldığını kabul etmek gerekir. Yeni anayasa çalışmalarının yoğunlaştığı bir dönemde bu listeyi özünde pek demokratikleşme içermeyen bir yaklaşımla yenilemenin ne yararı var o da ayrı bir konu. AK Parti’ye reform bağlamında olumlu bir puan getirmiyor ki. Birilerine yeni anayasada asker-sivil ilişkilerinin demokratikleştirilmesine yer olmadığı gibi bir mesaj mı verilmek isteniyor bilmiyorum ama Türkiye’yi demokratik bir hukuk devletine dönüştürmek isteyen kesimin bu tür statükocu yaklaşımların devamı halinde külâhları değiştireceğine kuşku yok.
Bu konuda dünyadaki örneklere gelince, Türkiye’nin merkeziyetçi yapısıyla hep örnek alageldiğiFransa’nın öndegelim sırasına baktığımızda, Genelkurmay Başkanı’nı 19. sırada görüyoruz. Ancak bu, Cumhuriyet’in 19. şahsiyeti olduğu anlamına gelmiyor; zira 6. sırada kendi öndegelim sırasına tâbi hükümet üyeleri, 12. sırada milletvekilleri (577) ve 13. sırada ise senatörler(348) bulunuyor. Önünde üç değil yaklaşık bin kişi olunca Fransa Genelkurmay Başkanı da kalkıp “ben memur değil, devlet adamıyım” diye böbürlenmeye kalkışmıyor elbette.
İspanya’daki öndegelim listesiyse biraz farklı; Genelkurmay Başkanı’nın belki Fransa’dakinden daha iyi konumda olduğunu söylemek mümkün. Nitekim ilk dört sırayı Kraliyet ailesi üyelerinin aldığı listede Genelkurmay Başkanı 22. sırada yer almakla birlikte, devlet sekreterlerinin (bakan yardımcısı) arkasında ama milletvekillerinin önünde bulunuyor. Benzeri bir durumu demokrasisi gelişmekte olan ve geçmişte askerî darbeler yaşamış, sonra bu darbelerle yüzleşmiş bir ülke olarakArjantin’de görmek mümkün. Devlet Başkanı ve yardımcısın ilk iki sırayı aldığı, onları Meclis ve Senato başkanlarının izlediği öndegelim listesinde Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları, hükümet üyeleri, bölge valileri ve Buenos Aires Belediye Başkanı’nın arkasında amamilletvekilleri ve senatörlerin önünde yer alıyor.
Arjantin’in ardından demokratikleşme yolunda önemli adımlar atan bir Afrika ülkesi olan Bénin’e gitmekte ve karşılaştırmalı çalışmamızı bir üçüncü dünya ülkesi uygulamasıyla noktalamakta yarar var. Geçmişte bir dönem Sovyet tipi bir rejim yaşamış olan Bénin’in tahmin edilenin aksine bugün çağdaş bir öndegelim listesi var. Söz konusu listede Genelkurmay Başkanı, Fransa’da olduğu gibi,milletvekillerinin arkasında 20. sırada yer alıyor. Fransa’nın eski sömürgesine demokrasi yolunda en azından iyi bir örnek oluşturduğunu söylemek mümkün.
Türkiye’nin rastgele verdiğim yukarıdaki örneklerin tümünün gerisinde bulunduğunu ve yapılan bunca reforma karşın demokrasi ve sivilleşme alanında yeterince ilerleyemediğini kabul etmekten başka çaremiz yok. Bu noktada bürokrasimizin demokratikleşme yolunda hükümete –kasten veya yetersizliğinden– destek sağlayamadığı gerçeğini vurgulamak da gerekiyor. Devlet protokolünü yürütmekle görevlendirilmiş bir bakanlık tarafından birkaçını sıraladığım örneklerden hareketle böylesine yetersiz bir öndegelim listesinin hazırlanması aslında sorunun ciddiyetini ortaya koyuyor.
Türkiye’yi Bénin’in bile gerisinde bırakan böyle bir öndegelim listesine mahkûm edenler bürokrat mı, yoksa siyasetçi mi? Siyasetçiyse sandıkta hesap sormak mümkün ama bürokratsa o zaman hesabı önce siyasetçinin sorması gerekiyor. Evrensel demokrasiye ve temel hak ve özgürlüklere dayalı yeni bir anayasa yapmayı içtenlikle istiyorsa doğal olarak.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.12.2025
13.12.2025
6.12.2025
1.12.2025
13.11.2025
6.11.2025
30.10.2025
19.10.2025
14.10.2025
8.10.2025