Akın ÖZÇER

Akın ÖZÇER
Akın ÖZÇER
Tüm Yazıları
Devlet protokolü öndegelim sırası
19.05.2012
3393

 Devleti temsil eden resmî şahsiyetler arasındaki sembolik hiyerarşiyi tanımlayan resmî törenlerdeki öndegelim (préséance) sırasını ülkenin yönetim biçimini ve demokrasi düzeyini yansıtan bir aynaya benzetmek mümkün. Monarşilerde kralların, cumhuriyetlerde cumhurbaşkanlarının ilk sırasında yer aldığı öndegelim listeleri düzenlenirken gözönüne alınan ölçütler ülkenin ne derece demokratik olduğunu da ortaya koyuyor. Bir kere bu ölçütlerin başında seçilmiş şahsiyetlerin her zaman ve her koşulda atanmışların önünde yer alması ilkesi geliyor. Örneğin hükümetin herhangi bir bakanının öndegelim listesindeki yeri Genelkurmay Başkanı’ndan önde olmak durumunda. Bir diğer ölçüt, yargı erkini temsil eden şahsiyetlerin de asker-sivil atanmış bürokratların, dolayısıyla Genelkurmay Başkanı’nınönünde bulunması ilkesi.

Yukarıdaki örneklerde Genelkurmay Başkanı’nın yerine sürekli atıfta bulunmamın nedeni hafta başında devlet protokolü öndegelim sırasını değiştiren düzenlemeye ilişkin olarak yayınlanan haberler. KonuyaTaraf gibi eleştirel yaklaşanlar bir yana bırakılırsa, haberi “devlet protokol listesi sil baştan” veya “devlet protokol listesi sivilleştirildi” ya da “generaller dışarı, siviller içeri” gibi abartılı başlıklar altında duyuran gazete ve ajanslara şaşırmamak elde değildi. Bir kere yeni denen öndegelim listesinde Genelkurmay Başkanı yine Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı ve Başbakan’ın ardından demokratik bir ülkeye yakışmayacak şekilde 4. sıradaki yerini korurken, bu makamın bağlı olması gereken Savunma Bakanı ise çok daha alt sıralarda yer alıyor.

Yeni denen listede kuvvet komutanlarının alt sıralara düşürülmesi ve Diyanet İşleri Başkanı’nın 51. sıradan 10. sıraya çıkarılması her nasılsa önemli bir “sivilleşme” olarak takdim ediliyor ki bu görüşe katılmak mümkün değil. Diyanet İşleri Başkanı, sonuç itibariyle atanmış bir şahsiyet olduğu için öndegelim listesinde sivilleşme değil yeni bir “garabet” yaratıldığını kabul etmek gerekir. Yeni anayasa çalışmalarının yoğunlaştığı bir dönemde bu listeyi özünde pek demokratikleşme içermeyen bir yaklaşımla yenilemenin ne yararı var o da ayrı bir konu. AK Parti’ye reform bağlamında olumlu bir puan getirmiyor ki. Birilerine yeni anayasada asker-sivil ilişkilerinin demokratikleştirilmesine yer olmadığı gibi bir mesaj mı verilmek isteniyor bilmiyorum ama Türkiye’yi demokratik bir hukuk devletine dönüştürmek isteyen kesimin bu tür statükocu yaklaşımların devamı halinde külâhları değiştireceğine kuşku yok.

Bu konuda dünyadaki örneklere gelince, Türkiye’nin merkeziyetçi yapısıyla hep örnek alageldiğiFransa’nın öndegelim sırasına baktığımızda, Genelkurmay Başkanı’nı 19. sırada görüyoruz. Ancak bu, Cumhuriyet’in 19. şahsiyeti olduğu anlamına gelmiyor; zira 6. sırada kendi öndegelim sırasına tâbi hükümet üyeleri12. sırada milletvekilleri (577) ve 13. sırada ise senatörler(348) bulunuyor. Önünde üç değil yaklaşık bin kişi olunca Fransa Genelkurmay Başkanı da kalkıp “ben memur değil, devlet adamıyım” diye böbürlenmeye kalkışmıyor elbette.


İspanya’daki öndegelim listesi
yse biraz farklı; Genelkurmay Başkanı’nın belki Fransa’dakinden daha iyi konumda olduğunu söylemek mümkün. Nitekim ilk dört sırayı Kraliyet ailesi üyelerinin aldığı listede Genelkurmay Başkanı 22. sırada yer almakla birlikte, devlet sekreterlerinin (bakan yardımcısı) arkasında ama milletvekillerinin önünde bulunuyor. Benzeri bir durumu demokrasisi gelişmekte olan ve geçmişte askerî darbeler yaşamış, sonra bu darbelerle yüzleşmiş bir ülke olarakArjantin’de görmek mümkün. Devlet Başkanı ve yardımcısın ilk iki sırayı aldığı, onları Meclis ve Senato başkanlarının izlediği öndegelim listesinde Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları, hükümet üyeleri, bölge valileri ve Buenos Aires Belediye Başkanı’nın arkasında amamilletvekilleri ve senatörlerin önünde yer alıyor.

Arjantin’in ardından demokratikleşme yolunda önemli adımlar atan bir Afrika ülkesi olan Bénin’e gitmekte ve karşılaştırmalı çalışmamızı bir üçüncü dünya ülkesi uygulamasıyla noktalamakta yarar var. Geçmişte bir dönem Sovyet tipi bir rejim yaşamış olan Bénin’in tahmin edilenin aksine bugün çağdaş bir öndegelim listesi var. Söz konusu listede Genelkurmay Başkanı, Fransa’da olduğu gibi,milletvekillerinin arkasında 20. sırada yer alıyor. Fransa’nın eski sömürgesine demokrasi yolunda en azından iyi bir örnek oluşturduğunu söylemek mümkün.


Türkiye’nin rastgele verdiğim yukarıdaki örneklerin tümünün gerisinde bulunduğu
nu ve yapılan bunca reforma karşın demokrasi ve sivilleşme alanında yeterince ilerleyemediğini kabul etmekten başka çaremiz yok. Bu noktada bürokrasimizin demokratikleşme yolunda hükümete –kasten veya yetersizliğinden– destek sağlayamadığı gerçeğini vurgulamak da gerekiyor. Devlet protokolünü yürütmekle görevlendirilmiş bir bakanlık tarafından birkaçını sıraladığım örneklerden hareketle böylesine yetersiz bir öndegelim listesinin hazırlanması aslında sorunun ciddiyetini ortaya koyuyor.


Türkiye’yi Bénin’in bile gerisinde bırakan böyle bir öndegelim listesine mahkûm edenler bürokrat mı, yoksa siyasetçi mi? Siyasetçiyse sandıkta hesap sormak mümkün ama bürokratsa o zaman hesabı önce siyasetçinin sorması gerekiyor.
 Evrensel demokrasiye ve temel hak ve özgürlüklere dayalı yeni bir anayasa yapmayı içtenlikle istiyorsa doğal olarak.


[email protected]

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar