Ali BAYRAMOĞLU
Seçimlere 5 gün kala 'devletleşmeye yüz tutan otonom yapı'ya yönelik ikinci büyük operasyon başladı. Tartışma yoğun, soru pek çok: Operasyonun zamanlaması, sistem temizliğini mi yoksa bir iktidar savaşını mı ifade ettiği, otonom dokunun oluşumunda siyasi sorumluluğun kime ait olduğu bunların önde gelenleri.
'Cemaat' gerek akademik gözlükle gerek gazeteci olarak 1990'ların başından beri yakından izlediğim konulardan biri oldu. Şüphe yok, cemaat her zaman çok katmanlı bir yapı olarak karşımıza çıktı. Dini boyutu, sosyal boyutu, kültürel boyutu, siyasal boyutuyla bunlar üzerinden hem ayrı ayrı anlam taşıyabilen hem iç içe geçen bir bütün oluşturdu.
Dini örgütlenmelerin baskı altında tutulduğu, sistem açısından ve laik kesimin gözünde bir korku ve öfke nesnesi olduğu dönemlerde cemaat, toplumsal ve inançsal yönleriyle öne çıktı. Din-devlet-toplum ilişkilerinde kapalı toplum düzeninden açık toplum düzenine geçilmeye başladığı günlerde laik kesimde 'Türk muhafazakarlığı', 'din ve modernleşme ilişkisi', 'hoşgörü', 'birlikte yaşama' başlıkları altında ele alınırken, diğer dindar gruplardaki kesimde cemaate mesafeli yaklaşım da esnedi, bellek üzerine örtü çekildi. Gerek ilahiyat yaklaşımı ve devlet ilişkileri bakımından gerek Gülencilerin örgütlenme ve eylem tarzı bakımından tartışmalar dindi. Farklı İslami eğilimler arasında dindarlık, hatta İslamcı dayanışması çerçevesinde relatif bir yakınlaşma başladı.
1990'ların ikinci yarısı ve 2000'lerin ilk döneminde ana eksen böyleydi.
Ardından 'kırılma' geldi.
Cemaatin siyasi boyutu, sosyal ve kültürel boyutlarını hızla geride bırakmaya başladı. Siyasi boyuttan kasıt, devlet içinde örgütlenme ve yayılma, örgütlü bir yapıyla sistemin ana mekanizmasını kontrol etme ve devlet politikalarını yönlendirme, tasfiye politikaları izleme, iktidara talip olma gibi hususlardır.
Şüphe yok ki, AK Parti iktidarı, din-devlet ilişkilerinde açık toplum dönemi siyasi yönün gelişmesinde önemli bir rol oynadılar. Ancak bu iki unsur cemaatin 'sosyal'den 'siyasal'a geçişini, 'yumuşak güç' olmaktan 'keskin güç' olmaya yönelmesini tek başlarına açıklamazlar.
Peki geçiş neden yaşandı?
Bu konudaki geleneksel tez, cemaatin temel hedefi her zaman siyasal güce ulaşmak ve tüm imkanları bu çerçevede kullanarak, doğru bir zamanlamayla yol aldığıdır. Sosyal dokusu güçlü, kültürel ve dini işlevleri derin, önemli bir kitleye değen bu dalganın, salt siyasi unsurlarla açıklanması doğru olmaz. Nitekim kanım ve gözlemim odur ki, 'cemaatin sosyolojik tabanı' motivasyon, beklenti ve ürettiği anlam açısından 'cemaatin politik tavanı'ndan son derece farklıdır.
Bence kırılma noktası 1999'dur. Fethullah Gülen'in 28 Şubat ortamında ve hakkında açılan soruşturmalar sonrası, özellikle askerin Gülen cemaatini ana tehlike olarak görmesi ve eylem planlarını buna göre ayarlaması üzerine, ABD'ye gitmesidir.
Gülen bu tarihten itibaren siyasi örgütlenmeye yeni ivme kazandırmıştır.
Bunun muhtemel iki nedeni var.
Daha az açık olan varsayımsal ilk neden cemaatin kurduğu kapalı uluslararası ilişkiler, zımni, belki zorunlu işbirlikler, muhtemel çıkar ortalıklarıdır. Cemaatin gerek Türk devleti içindeki yapılanmasının gerek dünya üzerindeki yayılma biçiminin, pek çok ülke ve yapı için bir iştah ve kullanma merkezi oluşturduğu açıktır. Cemaatin İsrail politikasındaki hassasiyet, (bugün Selam-Tehvid soruşturmasında karşımıza çıkan, Ali Fuat Yılmazer'in dilinden düşmeyen, cemaat gazetecileri art arda kitaplar yazdıran) İran karşıtlığının vardığı aşama son derece ilginçtir.
Daha somut olan ikinci neden Fethullah Gülen'e yakın emniyetçilerin 2002-2003 yıllarındaki Sarıkız, Ayışığı gibi kendi varlıklarını özellikle hedefleyecek askeri darbe girişimlerini önceden saptamalarıdır. Buna bağlı olarak cemaat, siyasi bir mücadeleye hazırlanıp, siyasi güç devşirmeye daha çok ağırlık vermiştir. Bunun somut karşılığı istihbarat, adliye, maliye gibi yerlerde kritik mevkilerin kuralsız bir şekilde ele geçirilmesi politikasıdır. Bugün iyice ortaya çıkmıştır: Ayağı sallanan her kişi bir itmeyle koltuğundan uzaklaştırılmış, yerine cemaatin sadık askerlerinden birisi yerleştirilmiştir. Sonuç cemaatin sosyolojik ve yarı-politik dokusundan çıkıp çok daha aktif politik bir örgütlenmeye gitmesidir.
Peki bu hangi siyasal koşullarda gerçeklemiş ve daha sonra yerini hangi evreye bırakmıştır?
Ve bunlar ne zaman açığa çıkmaya başlamıştır.
İkinci bölüme...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025