Ali Türer
2013 AKP’nin toplumsal muhalefetle başının derde girdiği, cemaat ile yollarını açıkça ayırdığı, iktidarda yorgunluk belirtilerine tanık olmaya başladığımız bir yıl oldu. Biten davalarla birlikte askeri vesayetle hesaplaşmanın sonuna gelinmiş olmasının da bu gelişmelerde payı olmalı. Ergenekon, Balyoz davaları tarafların mevzilenmesinde önemli ayraçlardı sonuçta.
Siz bakmayın İktidar liderlerinin 17 Aralıkta ortaya çıkan, artçı sarsıntıları hala devam eden yolsuzluk depremini siyasi bir linç, bir suikast girişimi olarak göstermeye çalışmalarına. İç ve dış mihrakların komplosuna karşı yeni bir istiklal savaşı başlatmalarına. Devleti kurtarmak için eğitim yoluyla devşirdiğimiz siyasi kurtarıcılarımızın doğal ruh halidir bu.
“Dağılma-bölünme” paranoyası ile yetiştirildiği için siyasi kurtarıcımız her baktığı yerde düşman görür, rakip görür. Herkes ona karşıdır. Alçaklar ve hainler pusuya yatmış en zayıf anını kollamaktadırlar. Cebir ve hile ile vatanın bütün kalelerini zapt etmeye, kurtarıcıyı sabote etmeye çalışan dış mihraklar elbette içeride kendilerine gaflet, delalet hatta hıyanet içinde yerli işbirlikçiler bulacaklardır. Bu durum ve koşullar altında bile “Kurtarıcı” Allahtan (ya da damarlarındaki asil kandan) aldığı güçle her türlü oyunu bozabilmeli, dosta düşmana tek ve vazgeçilemez olduğunu gösterebilmelidir. Kurtarıcı olarak rüştünü ispat etmekten başka bir yolu da aslında yoktur.
Fakat bugün kurtarıcılar daha büyük bir tehdit ve risk ile karşı karşıyalar.
Kavga giderek büyüyor, AKP kanadı bölündü ve içinden çıkan Cemaat, ”Bu oyunda ben de varım” dedi. Savaş öylesine karmaşıklaştı, çok yönlü, çok boyutlu ve sert gelişmeye başladı ki kurtarıcıların varlık nedeni olan siyasi sosyal yapı dağılma riski ile karşı karşıya kaldı. Sistemi ayakta tutan, kurtarıcılar arası kavgaya hakemlik etmesi beklenen hukuki yapı tahrip oluyor, çözülüyor. Bizzat bu yapının kendisi kurtarıcılar tarafından savaş alanı haline getirildi. Kavgada araç olarak kullanılmaya başlandı.
Belirsizlik ve dağılma korkusunun kaynağı bizzat çatışmanın kendisi olmaya başlayınca nihayet kurtarıcılar uyandılar. Savaşın telafisi mümkün olmayacak biçimde sistemi tahrip etmeye başladığını görmeye başladılar. Kavganın en can alıcı yerinde birden bire havada yumuşama emareleri görünmeye başlamasının nedeni işte bu.
Mektup diplomasisi, içerdeki milletvekilleri için mecliste ortak çalışma başlatmalar, Ergenekon, Balyoz davalarında yeniden yargılama sinyalleri, Başbakan’ın Halk Bankası Müdürü ile ilgili söylemlerini değiştirmesi kurtarıcılar arasında sistemi koruma konusunda bir ateşkes kararı verildiği izlenimi veriyor.
Buna bir “uzlaşma” yerine ateşkes demek daha doğru. Çünkü bizim kurtarıcının kitabında kelimenin asıl anlamıyla “uzlaşma” yoktur. Sonuçta uzlaşma, güçlerin karşılıklı olarak birbirini yok edemeyeceğinin karşılıklı kabulü ve tescili anlamına gelir. Bu ise kurtarıcı dilinde geri çekilme, zayıflık, zaaf anlamına gelir. O nedenle de kurtarıcıyı bozar. Kurtarıcı iktidarı bir başkası ile paylaşamaz, tek ve biricik olmak zorundadır.
Bu topraklarda savaş baltaları uzun süre bu yüzden gömülü kalmaz.
AKP ve ortağı Cemaatin temel itirazları kadim derin devletin kendilerini asli oyuncu olarak bir türlü kabul etmemesiydi. Minder dışına atmak için kendilerine kumpas kurmasıydı. AKP ve Cemaat Rüştünü ispatlamak için derin devlet ile amansız bir kapışma içine girdiklerinde bile sistemin bekası için derin devletle uzlaşmaya açık bir kapı hep bıraktılar.
Rakiplerini Hrant Dink, Rahip Santoro, Zirve Yayınevi cinayeti gibi, Susurluk gibi, faili meçhul cinayetler, Jitem operasyonları, Özal’a suikast iddiası gibi somut olaylar üzerinden yargılamaya hiç yanaşmadılar. Bu cinayetlerin derin devlet ile bağlantılarının üzeri hep bir biçimde örtüldü. Mehmet Ağar gibi isimleri es geçilip, Mustafa Balbay gibi isimler üzerinden hareket etiler. Roboski ile ise derin devletin suçlarına resmen ortak oldular.
Şimdi artık roller tümüyle değişmiş gözüküyor. AKP iktidarı Cemaat dâhil kimseyle paylaşmaya niyeti olmadığının açık sinyallerini veriyor. Sayıştay raporu olmadan Bütçe görüşmeleri sürdürülüp sonuçlandırılıyor. Soruşturulan kendi takımı ise yolsuzlukların üstüne gidilmesinin önüne geçecek müdahalelerde bulunuyor. Yargı, Emniyet dâhil bütün bürokratik kadrolar üzerinde operasyon yürütüyor. Devlet sırları MIT gözetiminde TIR’la taşınır hale geliyor.
Üstelik AKP’nin eylemleri ile ilgili her hangi bir yere, her hangi bir biçimde hesap vermeye hiç de niyeti yok. Bu konularda başımı ağrıtmazsanız, bana biat ederseniz o zaman sizin eski yaptıklarınızı hoş görebilir, size belirli bir hareket serbestîsi sağlayabilirim diyor.
Bugün havayı yumuşatmak amacıyla uzatılan zeytin dalının anlamı işte bu.
17 Aralık yolsuzluk operasyonu ile birlikte gelişen bunalımı AKP, iktidardaki ve muhalifler nezdindeki yerini sağlamlaştırmak için kullanmaya, bunalımı fırsata çevirmeye çalışıyor. Bunun akıllıca bir risk yönetme denemesi olduğuna kuşku yok. Bu tutar mı? Bunu yaşayıp, göreceğiz.
Peki, biz bu kurtarıcı parodisinden, derin devletten ne zaman kurtulacağız?
Kuşkusuz, Türkiye halkı kimlikleri değil de mağduriyetleri üzerinden kendini temsil edecek temsilcilerini meclise göndermenin yolunu bulduğu zaman.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024
1.04.2024
26.03.2024
9.03.2024