Baskın ORAN
Bilim adın zikredelim evvela, vacib oldur cümle işte her yurttaşa:
Çok veciz biçimde söylemek gerekirse: Emperyalizm, altyapısıyla ve üstyapısıyla Batı’nın bir yayılma türüdür. Bu işi, 1490’larda sömürgecilik’le başlayarak İngiltere, sonra da Fransa, Almanya, İtalya, ABD, vs. yapageldi. Hâlâ da farklı biçimlerde yapmaya çalışanlar var.
Amaçları, bir bütün oluşturan şu hususlardı:
1) Uluslararası itibar kazanmak;
2) İçteki taraftarların aferinini almak;
3) İçteki muhalefeti susturmak;
4) Özellikle de, ekonomik çıkar.
***
Bunun için önce kaşiflerini yolladılar, sonra misyonerlerini, sonra ticaret şirketlerini, ardından da ordularını. 19. yüzyılın son yarısında ordu işin içine girince, esas emperyalizm dediğimiz olay başladı.
Her askerî işgal (ör. bir kabilenin komşu kabile topraklarına girmesi) tek başına emperyalizm değildir. Ama askerî işgal emperyalizmin “olmazsa olmazı”dır ve artık günümüzde nadir görülmektedir çünkü işgal edilen ülkede büyük tepki yaratmaktadır. Olay sonunda işgalcinin aleyhine dönmektedir.
Bu sebeple, yukarıda belirttiğim amaçlarla yayılmak isteyen güçlü devletler artık ordu göndermiyorlar. Bu işi, özel koşullara sahip azgın İsrail dışında, son olarak Bush Jr. Irak’ta yaptı, rezil oldu.
Bunun yerine, yayılmak için başka yöntemleri devreye sokuyorlar: 1970’lerde başlayan çokuluslu şirketleri, 1980’lerde başlayan iletişim devrimini, 1990’larda başlayan rakipsizliği. “Piyasanın gizli eli”, “uluslararası toplumun iradesi”, “demokrasi götürüyoruz” sloganlarıyla çalışıyorlar.
Fakat bu farklı duruma farklı bir isim vermek lazım yoksa 19. Yüzyıl koşullarının ezberciliği olur. Buna çok isterseniz “yeni sömürgecilik/yeni emperyalizm” diyebilirsiniz ama, “küreselleşme” daha doğru.
Önemli: Küreselleşme’nin kötü yanı var, iyi yanı var. İyi yanına en tipik örnek, M. Kemal’in 1920’lerden itibaren getirdiği Batıcı/uygarlaştırıcı “yukarıdan devrim”in demokrasi eksiğini telafi için 2001-2004 arası getirilen AB Uyum Paketleri.
Bu kadar bilimsel ukalalık yeter, konumuza geçelim ve bunları Suriye’de test edelim.
***
AKP-MHP iktidarı için kaşif yollamaya gerek yoktu çünkü Suriye “zaten bizim”di az önce.
Ama misyoner yolladı. Davutoğlu’nun o tarihlerde bahsettiği “yumuşak güç” (soft power) buydu zaten: YTB, TİKA, MİT, Diyanet ve ayıptır söylemesi, özellikle de Fethullahçıların “Türk Okulları.” Ticaret şirketleri de yolladı; yandaş müteahhitleri, resmî müteahhit TOKİ’yi, vs.
Sonra sıra TSK’ye geldi: Afrin’de Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı. İdlib’de 12 askerî üs. Resmî gerekçe, “Suriye rejiminin ve Kürtlerin saldırılarını zapturapta almak” olarak kurgulandı.
Ama ikisinin de saldırdığı filan yoktu; bu, toplumun olgusu değil, iktidarın algısı idi. Ve bizi klasik bir 19. Yüzyıl şemasıyla burun buruna getirip bıraktı. Şöyle ki:
***
1) AKP-MHP iktidarı, Suriye’ye ordu sokmak yüzünden Batı’nın ve Arap dünyasının büyük tepkisini çekti. Mecburen de, Rusya’nın Ortadoğu’ya yerleşme emellerine hizmete başladı. Fakat bunları hiç umursamadan, “Herkes bizi kıskanıyor!” deyip uluslararası itibar kazandığını yutturmak istemekte. İçteki yandaşlarına, tabii.
2) İçteki milliyetçi taraftarlarının aferinini almak için kendini paralıyor ve doğal olarak alıyor.
3) Ama şu pek doğal değil: İçteki muhalefeti milliyetçilikle yemleyip iyi sonuçlar elde ediyor.
K. Kılıçdaroğlu geçtiğimiz Ağustos sonunda aynen şöyle dedi: “Ülkemiz içinde teröre karşı verilen mücadelenin sınırlarımızın ötesinde sürmesi uluslararası anlaşmaların ve angajmanların sağladığı bir haktır. Bu bağlamda, Türkiye’nin kendi güvenliğini sağlamak amacıyla Suriye toprakları üzerinde sürdürdüğü mücadelenin meşruluğuna inanıyoruz.”
Şimdi şehit haberleri üst üste yığıldıkça, “Şehitler bizim onurumuz, gururumuz. Türkiye egemen güçlerin Orta Doğu'daki taşeronluğuna soyunmamalıdır, bedelini bizim asker ödememelidir" demekle yetinmeye başladı.
M. Akşener tabii ki çok daha hevesli: “Mehmedim toprağa düşerken ve bunu bir devletin askeri yaparken lafı uzatmanın anlamı yok. Mikrofon delikanlılığını artık bırakın ve gereğini yapın.”
Böylesi bir muhalefet varken saldırgan iktidara ne ihtiyaç var yahu? “Rejim Şubat ayı içinde çekilmezse Türkiye gereğini yapacak!” diye Suriye’yi Suriye’den kovan, son olarak da “Rejim güçlerini gördüğümüz her yerde vuracağız” diye açıkça savaş ilan eden bir AKP’li CB Erdoğan varken?
Ve “Şam'a girmeyi planlamalı ve zalimler yerle yeksan edilmelidir. Zulüm şatoları yıkılmalıdır. Yansın Suriye, yıkılsın İdlib, kahrolsun Esad!” diyen bir MHP’li D. Bahçeli varken?
***
4) Kalıyor, ekonomik çıkar şıkkı. Yani, zurnanın zırt dediği delik. Bunu iç savaşla yırtılmakta olan Suriye gibi bir bataklığa girmiş kim düşünür de akıl eder ki? AKP-MHP iktidarı eder:
Zeytin Dalı Harekâtı sonrası, sanki bu ismin gereğini yapar gibi, TSK’nin maaşlı taşeronu Özgür Suriye Ordusu’nun kontrolündeki Afrin’den ülkeye binlerce ton zeytinyağı sokulduğunu MHP bile söyledi. Ama en sağlam kaynaktan, yani yerli tüccardan dinleyelim. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Kurucu Üyesi Murat Narin konuşuyor:
“Fiyatlar 3 yıl öncesinin fiyatlarına inmiş durumda. Savaş koşullarında kim nasıl toplayıp bu ülkeye hangi yoldan getiriyor? Kayıtsız vergisiz hangi yollardan dolaşıma sokuluyor? Ülkeye getirilecek yağın toplam 50.000 ton olduğu söyleniyor. Türkiye rekoltesinin beşte biri. 50.000 ton 2.500 tır yükü eder. Bu ülkenin gümrüğü, sınır güvenliği, kanunu, nizamı yok mu? Getirilen yağlar için ülkemizdeki mezartaşlarına bakarak müstahsil makbuzu kesip, bir de devletten zeytinyağı destek primi alıyorlar. Üstelik bunları dış piyasaya da ‘Türk yağı’ diye satarak uluslararası arenada bizi zor duruma sokuyorlar. Böyle yıllar içinde zar zor yarattığımız itibarımız, birkaç kişinin kısa dönem kârı için heba oluyor.”
Bu konu “emperyalizm” kavramının göbeğinde olduğu için bütün tarafları dinlemek lazım. Mesela Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ne diyor derseniz:
"Biz hükümet olarak PKK'nın eline gelir geçsin istemiyoruz. Afrin'de biz gelirlerin bir şekilde bize geçmesini istiyoruz, bu hakimiyetimiz olan bölgede. O sebeple tarım kredi kooperatiflerine 5.000 tonluk bir görev yazılmıştır ve bu görev için kapılar açıldı ve şu ana kadar giren 600 ton ürün var. 200.000 tonluk zeytinyağı rekoltesinde bunları konuşuyor olmamız hakikaten çok ayıp ve çok komik."
Bi de bunları sattığımız Avrupalılara bakalım:
İspanyol gazetesi El Publico, İsviçre milletvekili B. Guhl, İspanyalı senatörler C. M. Garcia ve J. N. Pla, İspanya Zeytinyağı İhracatı Birliği (Asoliva) Başkanı R. P. Lapuente, hepsi aynı şeyi söylüyorlar:
“Türkiye Suriye zeytinyağına ‘Made in Turkey’ damgası vurarak satıyor. Gümrük raporları gözden geçirilsin ve ürün testi yapılsın.”
Büyüklerimiz “Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak!” ve “Şu kadar rejim unsuru [Suriye askeri] belasını bulmuştur” dedikçe, Türkiye tarihinde emsali görülmemiş bu beladan bu şehit haberleri gelmeye devam edecek maalesef.
Ben burada sadece bu gençlere “ne uğruna” can verdirildiğini yazmak istedim.
***
Not: İlgisiz bir konu, ama sıcağı sıcağına yazmalıyım. Sadece ülkemizde değil, bütün dünyada kendimi en rahat hissettiğim şehir Diyarbakır’dır. Fakat üç gün önce gittiğimizde rahatsız oldum. Tüm yeme-içme mekanlarının içinde herkes zincirleme sigara tüttürüyor. Dumanaltı oluyorsun. Yazıklar olsun bu cânım şehirde bunu yapanlara ve buna göz yumanlara.
Yazarlar
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
4.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
27.02.2025
27.12.2024
14.11.2024
1.11.2024
25.10.2024
18.10.2024