Cemil ERTEM
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, dün ‘2013’ün sakin geçeceğini sanmıştık, yanıldık, erken konuşmamak gerekirmiş’ dedi. Başçı’nın buradaki yanılgısı bildiğiniz gibi kur tahmini...
Erdem Başçı, 1,92 dolar/TL tahminini hangi süreçte yaptı; Mayıs’ın 22 sinde Fed Başkanı Ben Bernanke’nin tapering (tahvil alımını azaltma) yapabiliriz dediği konuşma sonrası, Türkiye dahil gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışının başladığı süreçte... Ancak biliyorsunuz, Türkiye’nin başına gelen bununla da kalmadı, Gezi kalkışması başladı ve dışarıda bu, herhangi bir protesto gösterisi olarak anlatılmadı. Oysa son iki yılda başta güney Avrupa olmak üzere krize bağlı ücret ve sosyal hak kesintileri nedeniyle dünyanın bir çok yerinde yer yerinden oynamıştı. Ama Türkiye’deki gösteriler, bizim ana akım medyanın da ortaklığı ile dışarıda- ‘hükümet düşüyor hatta ötesi bile olabilir, Türkiye karışıyor’ başlıkları ile sunuldu. Dolar talebi bu sayede yukarı çekildi ve dolar 2 lirayı gördü. Tam bu zamanlarda sakin olan bir Merkez Bankası izledik.
Erdem Başçı, tam bu günlerde, ona şimdilerde ‘yanıldım’ dedirtecek tahmini de yaptı... Merkez Bankası’nın elindeki veri seti ile kimse boy ölçüşemez, Başçı’da çok iyi bir iktisatçı, bunu da kimse tartışamaz. Peki nasıl bu kadar emin oldu?
İşte bu soru kritik bir soru ve cevabı da kritik. Başçı, dün, ‘ 2013’ün dahasakin geçeceğini umuyorduk, öyle olmadı dedi ve şunu da ilave etti; ‘ Fed’in açıklamaları, kur artışında önemli bir etki yapmadı, iç belirsizlikler daha fazla etki yaptı.’
Ancak Başçı’nın bizimle paylaşmadığı başka bir şey vardı....
Bir ülke parası- serbest piyasa koşullarında- nasıl değer kazanır bilinir; birincisi dış ticaret fazlası verirsiniz ve buna bağlı artan bir ihracat temponuz, büyümeniz vardır. Ülkenize rezerv para akışı kesintisizdir ve paranız, ağırlıklı ihracat alacağınız olan temel rezerv para hangisiyse ona karşı değer kazanır. Şimdi yakın gelecekte böyle bir durumun Türkiye için olacağını söyleyemeyiz değil mi? O zaman yerel parayı değerlendirecek ikinci hale bakalım; bu halde, ülkeye giren sermaye akışı geometrik olarak artar, bunun ne tür sermaye olduğu önemli değildir. Doğrudan yabancı sermaye akışı da olur, kısa vadeli sıcak para da... Bu halde de, giren temel rezerv para-ağırlıklı dolar- olacağı için, sizin milli paranız değerlenir. Burada doğrudan sermaye girişinin kısa dönemde ve hızlı olarak artacağını söylemiyorum ancak Başçı, şunu hesap ediyordu: Gezi’ye rağmen Türkiye’ye batı finans sistemi dışında yılın sonuna doğru güçlü girişler olacak.
Başçı’nın temel senaryosu...
Bu öngörü de şu temel senaryoya dayanıyordu; Fed, tedrici olarak tahvil alımını azaltsa bile, bu, Türkiye’ye güçlü sermaye akımını kesecek etkide olmayacak. Çünkü Türkiye bölgede siyasi ve ekonomik olarak en istikrarlı ülke. Bunun dışında ikinci çeyrekten itibaren sanayi üretimi ve ihracat ivme kazanacak, büyüme potansiyelimiz ortaya çıkacak ve AB’deki göreli iyileşme ile birlikte Ortadoğu ve diğer pazarlara ihracatımız da artacak. (bunlar aynen oldu biliyorsunuz) Ancak en önemlisi, İran... Tabii İran kadar önemli olan da, Irak’la iyileşecek ilişkiler ve Azerbaycan ile yapacağımız enerji anlaşmaları...
Burada hemen ilave edelim; daha geçen gün, Avrupa Komisyonu’nun enerjiden sorumlu komiseri Günther Oettinger, bizim TANAP ve TAP anlaşmalarına referans vererek, Türkiye üzerinden geçecek Güney Gaz Koridoru, Avrupa’nın gaz ihtiyacının yüzde 20’sini karşılayacak diyordu.
Bakın bu öyle yarının işi değildir; bu anlaşmaların imzasının olduğu tarihten itibaren Türkiye’yi değiştirecek, yerinden kaldıracak ve bu toprakların şimdiye değin görmediği sermaye akışıdır bu... Bir de bunlara K.Irak kaynaklarını ekleyin... İşte Erdem Başçı bunları da hesap ediyordu...
Tezgahlar ve gerçekleşenler...
Ama birileri, Dubai’ye giden ve orada harcanarak ya da doğrudan Batı’ya aktarılan İran kaynaklı sermayenin Türkiye’ye dönmesini önledi.
Bunun dışında, enerji anlaşmalarına ve Kürt barışına bağlı yeni bir yatırım alanı olan Anadolu’ya girecek doğrudan sermaye girişi de, ‘Türkiye’de, 2014’te çok büyük değişimler olacak, Erdoğan devam edemeyecek; büyük operasyonlar olacak denilerek önlendi. Bütün bunların istihbaratı şimdi hükümetin elinde... Geç mi erken mi bilmemem ama Başbakan, ‘bu operasyon nisan ayında ABD’de tezgahlandı’ dediğine göre bu sabit ve bütün taşlar yerine oturuyor. Büyük ihtimalle Mayıs ve Aralık kardeş aylar... Hatta biliyorsunuz, bu yaz günlerinde hazırlık olarak, tıpkı ulusalcıların sözcüsü gibi bu yeni-yerli neocon muhalefetin tarafı da seçildi onun da operasyonu yapıldı ve o’da cephedeki yerini aldı.
Şimdi Erdem Başçı’nın Gezi deneyimine rağmen, elindeki veri setine, bilgisine rağmen göremediği buydu... Ama şunu söyleyeyim; işte enerji anlaşmaları imzalalandı, Azerbaycan, Gezi sürecinde, ‘enerji şirketimiz SOCAR, Türkiye’ye yatırımlarını arttıracak ve Türkiye’de birinci şirket olacak diyor hem de bunu İlham Aliyev söylüyordu... Yine tam şimdi, Azerbaycan’ın kendi hissesinden vererek Türkiye’nin TANAP’taki payını yüzde 20’den 30’a çıkartacağı konuşuluyor.
Çözüm sürecini de bu süreçte bozmayı denediler ama başta Öcalan olmak üzere Kürtler bu hainliğe geçit vermedi. Öte yandan, İran Cenevre’de barışı imzaladı aslında ve Türkiye’nin 2010’da haklı olduğu ortaya çıktı. Yani süreç bizim lehimize yürüyor. Yol kazaları olacak.... Ama Erdem Başçı haklı çakacak, 2014’te göreceksiniz.
Şeytan kutularda değil...
Newton mekaniği ve dengesi sanayi devriminin temel bilgisiydi.
21. Yüzyıl, Newton’ın mekaniği ve statik dengesi yerine kuantum değerler dizgesini (paradigma)öne çıkartıyor. Bu çok açık olarak şu demek:
Çok sayıda karmaşık ilişkilerin karşılıklı yani interaktif etkileşimi, bütünü oluşturuyor. Böylece tek yönlü ve tek değişkenli etkileşim yerine, çok yönlü, çok değişkenli bütünleşik ağ etkileşim sistemleri günümüzün belirleyici gücü oldu.Mekanik düşünce ‘şeytan (gerçek) ayrıntıda gizlidir’derdi. Ama şimdi biz, ‘gerçek; ayrıntıların birbiriyle oluşturduğu bütünde gizlidir’ diyoruz. Bundan dolayı şeytanı, onun oraya getirip koyduğu kutularda aramayın, o kutular dün de vardı, yarın da olabilir... Kapitalizm yolsuzluk düzenidir çünkü... Siz bütündeki şeytana bakın...
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018