Enver SEZGİN
Geçen günlerde Uludere ilçesi yakınlarında TSK’ya ait savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 34 insanın hayatını kaybetmesine ilişkin soruşturmada Genelkurmay Askerî Savcılığı, “takipsizlik kararı” verdi. Savcılık ayrıca şüpheli beş komutan hakkında da soruşturmaya gerek olmadığı yönünde görüş belirtti.
İki yıldır katliamın sorumluları devlet tarafından korunuyor.
Oysa toplu bir kıyımdan söz ediyoruz. Suçsuz yere katledilen insanlar...
Katliamın geride bıraktığı acılı ve öfkeli Roboskililer...
Bunlardan biri de Veli Encü’dür. Veli, o tarihte Adıyaman Üniversitesi’nde öğrencidir. Katliam sırasında kardeşini kaybeder. Kahredici haberi sabah saat dörtte çalan bir telefon sonucu öğrenir.
Bulduğu ilk otobüsle yola koyulur. Henüz katliamın boyutundan haberdar değildir. Yolculuk sırasında radyodan otuz dört canın yitirildiğini öğrenir. Buna inanmak istemez.
Eve vardığında kardeşinin yanında bir de amcasının oğlunu kaybettiğini öğrenir. Üzüntüsü daha da artar. Olup bitene hâlâ inanmamıştır. Cenaze töreni sırasında yan yana dizilmiş tam otuz dört cansız beden ile karşılaşır. Bunların on biri kendi akrabasıdır. O an bir felaketle karşı karşıya olduklarını anlar.
Veli Encü iki yıldır adalet için mücadele veriyor.
Bu süre içinde devletin her türlü tehdidi ile karşılaşmış. Arkadaşları ile birlikte katliamın yapıldığı yere karanfil bıraktıkları için idari para cezası alır.
Hakkında açılmış davalardan toplam yedi yıl hapis istenmektedir.
Ancak onun bu mücadeleyi bırakmaya hiç niyeti yoktur.
“Bizim yaşadığımız acıyı görmezden geldiler” diyor.
Ekliyor: “Bize insani değer vermediler.”
Veli Encü’nün düşüncesi bunun “bilinçli bir katliam” olduğu yönündedir.
Sınırdaki askerî yetkililerle yazılı olmayan bir anlaşma yaptıklarını söylüyor. Köylüler her dönüşlerinde zaten askerî yetkililere “vergilerini!” veriyorlarmış.
Anlayacağınız burası köylülerin “sınır ticareti” için kullandıkları bir yoldur.
Bunun böyle olduğunu en iyi orada görev yapan komutanlar biliyorlarmış.
Mağdurlar Şerafettin Elçi Havaalanı’nın açılış töreninden hemen sonra, yani katliamın 576. günü Başbakan’la biraraya gelirler. Görüşme sırasında Veli Encü davanın sivil mahkemede görülmesi talebini iletir. Başbakan bunun karşılığında askerî yargıya güvenmeleri gerektiği belirtir. Ve ekler: “Ben ve hükümetim gerçeğin ortaya çıkması için elimizden geleni yapacağız.”
Uludere halkı, şimdi Başbakan Erdoğan’ın sözünü yerine getirmesini beklemektedir.
Roboskililer askeri yargının verdiği “takipsizlik kararına” tepkililer.
Karara bir tepki de Diyarbakır Barosu’ndan geldi.
Baro düzenlediği basın toplantısında şu ifadeleri kullandı: “Bu kararın hiçbir hukuki değeri yoktur ve bizim için bir hükmü de yoktur.”
Baro Başkanı Tahir Elçi şunları söylüyor: “Dava dosyasında saldırı emrinin Genelkurmay Başkanı tarafından verildiği açıkça ifade edilmiştir. Bu durumda askerî savcılık objektif biçimde karar verebilir mi? Nitekim vermemiştir. Biz zaten bu davanın sivil mahkemelerde görülmesi gerektiğini söylüyoruz.”
Bilindiği gibi olaydan sonraki günlerde gazeteler haberi, “Sınırdan geçmek isteyen kalabalık gruba karşı PKK’li oldukları zannedilerek hava harekâtı düzenlenmiştir,” diye geçer.
Aynı ifadeler askerî savcılığın hazırladığı raporda da vardır.
Burada soru şudur: Bombalanan insanlar PKK’li olsalardı buna katliam denmeyecek miydi?
Bu soruya Tahir Elçi şöyle cevap veriyor: “Böyle bir durumda önce uyarı yapılması gerekiyordu. Sonra da yakalama yoluna gidilirdi. Bu ikisi de yapılmamıştır. Herhangi bir eylem içinde değildiler. Bu nedenle sınırdan geçmek isteyen grubun PKK’li veya köylü olması durumu değiştirmez.”
Silahsız insanları “yok etme” yoluna gittiler.
Örtbas edilmesi mümkün olmayan bir suç işlenmiştir.
Otuz dört yoksul Kürt, iki yıl önce izlenen “güvenlikçi politikanın” kurbanı oldular.
Onlar geçim derdinde olan köylülerdi.
http://www.taraf.com.tr/enver-sezgin/makale-adaletin-pesinde.htm
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2016
13.04.2016
2.02.2016
16.02.2016
9.02.2016
26.01.2016
13.01.2016
30.12.2015
23.12.2015
8.02.2015