Erol KATIRCIOĞLU
Seçimde AKP’ye oy vermemiş kesimlerde AKP’nin yüzde 50 oy alarak iktidara gelmiş olması, AKP’nin“kendi devletini” ve dolayısıyla da “kendi rejimini” yaratacağı düşüncesini güçlendirmişti. Kemalist rejimin geriletilmesiyle açılan siyasi alanın daha demokratik bir rejimle değil de daha otoriter bir rejimle doldurulacağı düşüncesi seçim mağlubu bu kesimler bakımından doğal sayılabilirdi.
AKP’ye oy vermemiş olmakla birlikte onun kemalist rejimi geriletmesinden giderek daha demokratik bir Türkiye yönünde adımlar atacağına dair umutlananlar da yok değildi. Nitekim seçimin hemen ertesinde, özellikle BDP’nin Blok oluşumuyla birlikte başarılı bir sonuç almış olmasının da katkısıyla bu yöndeki umutlar da bir anda artmıştı. Kürt sorunun çözüleceği, kemalist devletçi rejimin daha da geriletileceği, yeni bir anayasanın, üstelik de katılımcı bir biçimde yapılacağı ve aslında kadim diğer sosyal sorunlarımızın da çözülerek “normal” “demokratik” bir ülke olacağımız düşüncesi demokrat bütün insanları heyecanlandırmıştı.
Ama olmadı. AKP iktidara geldikten sonra ne yapacağını bilen bir tavır sergilemedi. Özellikle Kürt meselesindeki ikircikli ve net olmayan tutumu PKK şiddetini davet edince (bu cümleyi tersten kurarak, “PKK şiddeti, hükümeti ikircikli ve net olmayan bir tutuma itti” deseniz de kabulümdür) şu anda içinde bulunduğumuz karamsar tablo oluştu.
Bu tablonun ardında KCK operasyonlarının devam etmesi ve son olarak geniş bir demokrat kesimin gözünde değerli üç kişinin tutuklanmaları (B. Ersanlı, A. Berktay, R. Zarakol) öyle amaçlanmamış olsa bile bir tür “gözdağı” anlamı taşıyarak otoriterleşmenin işareti haline gelmiş durumda.
Geçenlerde Obama’nın başarısızlığı ile Erdoğan’ın başarısızlığı arasında ilişki kuran bir yazı yazmıştım. Tıpkı Obama gibi Erdoğan’ın da sorunlar karşısında ne yapacağını bilememesi, dolayısıyla adım atmada çekingen davranması sorunların çözümünü daha da erteleyerek deyim yerindeyse çürümelerine neden olduğundan sözetmiştim.
Tabii ki adım atamayan Obama’nın çözüm arayışlarıyla yine adım atamayan Erdoğan’ın çözüm arayışları arasında fark olduğu açık. Erdoğan’ın toplumsal doku, tarihî gelenek ve kişisel özellikleri onun daha otoriter davranmasını mümkün kılarken, Obama’nın çok merkezli ve liberal gelenekli bir toplumda böyle davranması pek mümkün değil.
O nedenle de 2008 kriziyle ezberleri bozulmuş bir Batı dünyasının içine düştüğü koordinasyonsuzluğun ve birlikte davranamamanın sonucu gelişen “müdahaleci yönetim”anlayışının, Erdoğan’ın, demokrasinin sınırlarını genişletmek yerine, “işleri ele alıp toplumun gidişine müdahale etmek daha etkili bir yoldur” düşüncesini teşvik ettiğini ve bu çerçevede onu otoriterleştirdiğini görmemiz gerek.
Çünkü daha istenir olsa da sorunları demokrasiyi kullanarak çözmeye çalışmanın maliyetli bir iş olduğu açık. Maliyetli bir iştir çünkü taraflar arasında bir uzlaşma yaratarak alınacak bir kararın zaman ve enerji maliyeti bir otoritenin doğrudan alacağı bir kararın maliyetinden daha yüksektir. O nedenle deeğer koşullar sizi sıkıştırıyor ve de içinde bulunduğunuz konjonktür de buna müsaade ediyorsa o zaman demokrasiyle değil otoritenizi kullanarak karar almak size daha doğru gelebilir.
Nitekim hükümetin bir zamandan beri KHK’larla aldığı kararların, karar verme erkinin doğrudan hükümette toplanmasına yönelik kararlar olduğu görülüyor. Benim gözüme takılan iki tanesiyle ilgili daha önce yazmıştım. KHK/643 ve KHK/649 ile “özerk” olarak kurulmuş“düzenleyici kurulların” neredeyse tümünün bu kararlarla hükümetin kontrolü altına alınmış olduğuna dair.
Bir hesaba göre (DPT’den Uğur Emek’in bir çalışmasında) toplam ekonominin yüzde 60’ına yakın bir kısmını ilgilendiren bu kurulların hükümetin kontrolü altına girmiş olması bu çerçevede çok düşündürücüdür. Son olarak dün itibariyle İMKB’nin de yine bir KHK ile yönetimine son verilip başkanın ve üyelerinin önemli bir kısmının hükümetin atama yetkisine alınmış olması da bu yöndeki gidişatta yeni bir aşama olarak değerlendirilebilir.
Gerçekten AKP, “kendi rejimini” ve “kendi devletini” mi kuruyor? Bu soruya tatmin edici bir cevap vermek mümkün değil belki ama dünya konjonktürünün tetiklediği “müdahaleci yönetim”anlayışının da sarmaladığı bir ortamda Erdoğan’ın Kürt sorununda ne yapacağını bilememesinin onu her geçen gün daha da otoriterleştirdiğini söylememiz mümkün.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları






















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.12.2025
2.12.2025
26.11.2025
20.11.2025
11.11.2025
4.11.2025
28.10.2025
23.10.2025
14.10.2025
8.10.2025