Eser KARAKAŞ
Bu soru neden soruluyor diye birileri kızabilir ama ben bu cesareti Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in 3 Haziran 2023’de görevi Nurettin Nebati’den devralırken yaptığı konuşmadan ve daha da önemlisi vatandaşlık hakkımdan alıyorum.
Mehmet Şimşek göreve başlarken şöyle demişti: “Hükümetimizin temel hedefi toplumsal refahı yükseltmektir. Bu hedefe ulaşmada şeffaflık(1), tutarlılık(2), öngörülebilirlik(3) ve uluslararası normlara uygunluk(4) temel ilkemiz olacaktır.”
Peh, peh peh; ben de eski bir kamu maliyesi hocası olarak bundan sonra Mehmet Şimşek’in her tasarrufunu bu çok önemli, hatta yaşamsal dört temel ilke üzerinden değerlendireceğim, bakalım ne sonuçlara ulaşırız ve bu işe de bugün mesela Emniyet ve Jandarma teşkilatlarına alınan 7204 araç üzerinden ve Şimşek’in tasarruf tedbirlerini açıklarken “üç sene tüm araç alımlarını durduruyoruz” (ilke 2) sözünden başlayabiliriz.
Piyasa fiyatlarını temel alırsak, ki böyle yapılması lazım şayet uluslararası normlara uygunluk temel bir ilke ise, on milyar TL’ye yaklaşan bir meblağdan bahsediyoruz muhtemelen, okulların temizliğinin yapılamadığı, çocuklara bir öğün yemek çıkarılamadığı, memurların servis hizmetlerinin kaldırıldığı bir dönemde bu on milyar TL’yi önemsememek mümkün değil.
Emniyet ve Jandarma teşkilatlarına alınan bu 7204 aracın vatandaşın güvenliğine ne kadar hizmet edebileceğini ölçebilecek, gerekli fayda-maliyet analizini yapabilecek veriye sahip değilim ama genel olarak bu alımların güvenliğe genel anlamda pozitif etki yapacağını söylemek mümkün herhalde ama bu harcamalar Mehmet Şimşek’in bir numaralı ilkesi olan şeffaflık ilkesine uygun yapılacak ise, bu şart, biraz aşağıda bu konuyu detaylandıracağım.
Güvenlik, hem iç hem de dış güvenlik çok önemli konular, en temel kamu hizmetleri olarak görülebilirler ama yukarıda belirttiğim gibi bu yaşamsal güvenlik kamu hizmetlerinin üretim süreçleri Mehmet Şimşek’in belirttiği, benim de yukarıda gönderme yaptığım dört temel ilke çerçevesinde gerçekleşmeli, aksi durumda güvenlik hizmet üretim süreçleri çok ters sonuçlar da verebilir, Lockheed yolsuzluğu (askeri uçak alımı) kolektif hafızamızda hala durmaktadır, bunu da unutmayalım.
Bir de meselenin daha güncel bir yanı var, şayet gerçekten iki sene içinde tek haneli enflasyon hedefi varsa, benim hem olabilirliğine hem de niyet hakkında ciddi kuşkularım var, Türkiye kısa ve orta vadede büyük bir işsizlik dalgası ile sarsılabilir, bu işsizlik dalgasının genel asayişi ilgilendirecek boyutları da olabilecektir, devlet aklının da bu ihtimale karşı önlemleri olabilir, bir tanesi TBMM açıldığında gündeme gelecek esnek ve yarı zamanlı çalışma (işsizliğin yarı ücret ödeyerek paylaştırılması) ise ikincisi de emniyet teşkilatını güçlendirmek olacaktır, bu iyi bir devlet aklı mıdır, hiç emin değilim ama bizde devlet aklı böyle çalışıyor, bu bir kader.
Gelelim bu 7204 aracın alım usulüne ilişkin aklımıza takılanlara, malum, Maliye Bakanımıza göre en temel, birinci ilke şeffaflık, bir vatandaşın bu soruları sorması olağan, yönetimin de cevap vermesi şart. Bu yaklaşık on milyar TL’nin kaynağı nedir, ilk soru muhtemelen bu olmalıdır.
BU YAKLAŞIK ON MİLYAR TL’NİN KAYNAĞI NEDİR?
Sayın Erdoğan 7204 aracın Emniyet ve Jandarma teşkilatlarına alımı töreninde “Güvenliği Türkiye yüzyılının taşıyıcı kolonlarından biri olarak görüyoruz” ifadesini kullanmış, haklıdır, güvenlik temel bir konudur ama ekonominin ünlü sınırlı kaynaklar gerçeği doğrultusunda ekonomi bir tercihler bilimidir, okullarda temizlik görevlilerinde ve çocuklara verilecek bir öğün yemekte tasarrufa gidilirken on milyar TL araç harcaması da tartışılır, lütfen kimse bu tartışmayı bir güvenlik karşıtlığına çevirmesin, komik ve ayıp olur.
xxx
Gelelim bu 7204 aracın alım usulüne ilişkin aklımıza takılanlara, malum, Maliye Bakanımıza göre en temel, birinci ilke şeffaflık, bir vatandaşın bu soruları sorması olağan, yönetimin de cevap vermesi şart.
Bu yaklaşık on milyar TL’nin kaynağı nedir, ilk soru muhtemelen bu olmalıdır.
Şayet bu kaynak bütçe kaynakları ise, bilemiyoruz, bu paranın harcanması için bir ihale süreci gerekiyor, bu ihale süreci nasıl gerçekleşti?
Bu halede hangi yöntem tercih edildi, açık ihale mi, pazarlık usulü mü, doğrudan temin mi?
Aşağıya 4734 sayılı kamu ihale kanununun ilgili bölümlerini yasa metninden kes-yapıştır yöntemiyle aktarıyorum, bizi ilgilendirmeyen bazı bölümleri ise çıkardım yazı çok uzamasın diye:
“Uygulanacak İhale Usulleri
MADDE 18. - İdarelerce mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalelerinde aşağıdaki usullerden biri uygulanır:
a) Açık ihale usulü.
b) Belli istekliler arasında ihale usulü.
c) Pazarlık usulü.
Açık İhale Usulü
MADDE 19. - Açık ihale usulü, bütün isteklilerin teklif verebildiği usuldür.
Belli İstekliler Arasında İhale Usulü
MADDE 20. - Belli istekliler arasında ihale usulü, yapılacak ön yeterlik değerlendirmesi sonucunda idarece davet edilen isteklilerin teklif verebildiği usuldür. İşin özelliğinin uzmanlık ve/veya yüksek teknoloji gerektirmesi nedeniyle açık ihale usulünün uygulanamadığı mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalesi bu usule göre yaptırılabilir.
Pazarlık Usulü
MADDE 21. - Aşağıda belirtilen hallerde pazarlık usulü ile ihale yapılabilir:
a) Açık ihale usulü veya belli istekliler arasında ihale usulü ile yapılan ihale sonucunda teklif çıkmaması.
b) Doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya idare tarafından önceden öngörülemeyen olayların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması.
c) Savunma ve güvenlikle ilgili özel durumların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması.
d) İhalenin, araştırma ve geliştirme sürecine ihtiyaç gösteren ve seri üretime konu olmayan nitelikte olması.
e) İhale konusu mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin özgün nitelikte ve karmaşık olması nedeniyle teknik ve mali özelliklerinin gerekli olan netlikte belirlenememesi.
f) (Ek: 15/8/2003 - 4964/14 md.) İdarelerin yaklaşık maliyeti 50 milyar Türk Lirasına kadar olan mamul mal, malzeme veya hizmet alımları.
Doğrudan Temin
MADDE 22. - (Değişik: 15/8/2003 - 4964/15 md. ve ek : 26/12/2003 - 5020/28 md.) Aşağıda belirtilen hallerde ihtiyaçların ilan yapılmaksızın ve teminat alınmaksızın doğrudan temini usulüne başvurulabilir.
a) İhtiyacın sadece gerçek veya tüzel tek kişi tarafından karşılanabileceğinin tespit edilmesi.
b) Sadece gerçek veya tüzel tek kişinin ihtiyaç ile ilgili özel bir hakka sahip olması.
c) Mevcut mal, ekipman, teknoloji veya hizmetlerle uyumun ve standardizasyonun sağlanması için zorunlu olan mal ve hizmetlerin, asıl sözleşmeye dayalı olarak düzenlenecek ve toplam süreleri üç yılı geçmeyecek sözleşmelerle ilk alım yapılan gerçek veya tüzel kişiden alınması.”
Unutmayalım, ihale kanunu 2002 senesinin başında bu şekliyle çıkmamıştı, süreç içinde sayısız değişiklikler yapıldı, yukarıdaki özet metinde bile doğrudan temin ve elli milyara kadarki alımlarda değişiklik tarihine dikkatinizi çekerim, AKP’nin iktidara gelişinin daha ilk senesi.
Bu alımlar (yaklaşık on milyar TL) bütçe dışı kaynaklardan yapılmış ise bu bütçe dışı kaynağın ne olduğunun da detaylı olarak açıklanması lazım, sonuç olarak bir kamu mal ve hizmet alımından bahsediyoruz.
BÜTÇE DIŞI KAYNAĞIN DETAYLI OLARAK AÇIKLANMASI LAZIM
Bu ihale yapılmış ise muhtemelen doğrudan temin ya da pazarlık usulü ile yapılmış ama mesela şayet pazarlık usulü ile yapılmış ise 21-b ya da 21-c maddeleri kullanılmış ama bu ihalenin bu maddelerin bile mantığına aykırı olduğuna kuşku yok, ivedi ihtiyaç ise bu ihtiyaç niye ve nasıl ivedi hale geldi, bugüne kadar büyük bir güvenlik zafiyeti mi vardı da biz bilmiyorduk, İçişleri Bakanının bu açıklamayı yapması zorunlu hale gelir kanısındayım.
Bu alımlar (yaklaşık on milyar TL) bütçe dışı kaynaklardan yapılmış ise bu bütçe dışı kaynağın ne olduğunun da detaylı olarak açıklanması lazım, sonuç olarak bir kamu mal ve hizmet alımından bahsediyoruz.
Bu araçlar hangi firmalardan alındı, kriterler neler oldu, bu alım sürecinde başka şeffaf ve ahlaki olmayan şeyler yaşandı mı, vatandaş bunları merak eder çünkü nihayet bu para, kaynak ne olursa olsun, kendi cebinden çıkıyor; bağışlar dahi söz konusuysa bu bağışı yapan ya da yapanların bu bağışları vergi mükelleflerine yansıtacaklarına kuşku yok
Basını izliyorum, muhalefet partilerinden ciddi bir itiraz gelmedi şimdiye kadar, sadece bir DP milletvekili, Sayın Salih Uzun itiraz etti ama onun da itiraz şekli bana biraz tuhaf geldi, “bu araçlar buraya nasıl geldi, kaç paralık harcırah ve akaryakıt kullanıldı?” diye soruyor, Atatürk-Yeşilköy eski havaalanının bu gösteri için kullanılışını eleştiriyor ama bu milletvekili de ihale meselesine, paranın kaynağına girmiyor nedense.
Anamuhalefet ve Türkiye’nin en büyük partisinden (Özgür Özel’in ifadesi) ise şu ana kadar da bir itiraz ya da sorgulama duymadım, bu da işin başka bir ilginç tarafı; bu satırları Pazar günü (22 Eylül) 15.00 dolayında yazıyorum, CHP bu saatten sonra konuya girer mi, bilemem.
CHP’nin güvenlik harcamalarını eleştirme konusunda çekingenliğini biliyorum ama burada eleştiri gerektiren konu güvenlik ihtiyacı değil, şeffaflık eksikliği.
Ha, bir de Mehmet Şimşek var tabii, “refah artışı için şeffaflık temel ilkedir” diyen ve çok haklı olan Şimşek ama gelin de şeffaflık arayın ve bulun bu süreçte.
En son olarak da Şimşek’in tasarruf kavramı çerçevesinde “kamu alımlarına neşter vurulacak” sözü aklıma geliyor, TBMM açılıyor, bakalım bu ihale kanunu ne zaman bir yolsuzluk kaynağı olmaktan çıkarılacak.
Önemli not:
Bir hukukçu arkadaşım bu yazıyı yazarken bana 1961 tarihli taşıt kanununun bazı maddelerini gönderdi, Emniyet ve Jandarma teşkilatlarına alınan araçlarda 4734 sayılı kanun atlanabiliyor, araçlar yenileri ile değiştirilirken fiyat farkı döner sermaye gelirlerinden, sosyal tesis ve kantin gelirlerinden, bazı vakıflardan karşılanabiliyor, ancak bu kaynakların da çok büyük bölümü yine kamusal kaynaklar, bütçe gelirleri kadar şeffaflık gerektiriyor harcamalar yapılırken.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları

























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
26.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025
14.10.2025
8.10.2025
23.09.2025