Etyen MAHÇUPYAN
Cem Terzi adını ilk kez bir dostumun hastalığı vesilesiyle duydum. Teşhis 2010 yılında ‘mezotelyama’ olarak ancak uzun uğraşlar sonucu konabildi. İstanbul’daki hastanelerin tedavi ve ameliyat için yeterli deneyime sahip olunmadığı kanaatine sahip olan doktoru, dostumu konunun dünyaca ünlü uzmanı olan ve İzmir’de yaşayan Prof. Dr. Cem Terzi’ye yönlendirdi. Aradan geçen sürede iki başarılı ameliyat gerçekleşti. Üç aylık kontroller önce İstanbul’da yapılmaktaydı ama bazı gereksiz çekimler dostumun böbreklerine zarar verdi. Bunun üzerine ‘hocaya ve hastaneye yakın olmak üzere’ dostum İzmir’e taşındı…
Buraya kadar çok da olağandışı bir olayla karşı karşıya olduğumuz söylenemez belki, ama Dr. Cem Terzi emsallerinin on binlerce lira talep ettiği müdahaleler için ya hiç para almamış, ya da sadece zorunlu masrafları talep etmişti. Bu hiç de ‘zamanımızın’ doktoru türü bir davranış değildi… Ancak Dr. Terzi hakkında daha çok bilgi edindiğinizde, kendisinin belki de aslında ‘zamanımızın’ ihtiyaç duyduğu doktorluk kimliğini hakkıyla taşıyan nadir kişilerden biri olduğunu anlıyordunuz… Yani doktor olmanın insanlıktan uzaklaşmak değil, ona yaklaşmak, dokunmak ve onun parçası olmak anlamına geldiğini içselleştirmiş, bu uğurda sorumluluk almaktan kaçınmamış biri.
***
Nitekim Dr. Cem Terzi ve onunla aynı hassasiyeti taşıyan bir dizi arkadaşı bugün mültecilere yönelik çalışmalar ve yardım faaliyetleri gerçekleştiren Halkların Köprüsü Derneği’nin de aktif yöneticileri. Dahası, şaşırtıcı olmayan biçimde bu derneğin faaliyetlerinin finansmanı da çalışanların katkılarıyla sağlanıyor, yani amiyane tabirle kendi ceplerinden ödeniyor…
Dr. Cem Terzi’nin kıymetini sadece hastaları ve ülkemizdeki mülteciler değil, tıp alemi de gayet iyi biliyor. Dünyada ilk kez karın içine verilen sıcak kemoterapi ile karın içi kanser tedavisinde ‘çığır açmış’ sayılan Terzi yurt dışında büyük saygınlığa sahip ve yıllarca Türk Cerrahi Derneği’nin de başkanlığını yapmış durumda….
Kısacası tıp biliminin sınırlarını genişletmekle kalmayan, mesleki açıdan hem disiplin içi hem yönetimsel ve temsili olarak en üst mevkiye yükselen, ancak bunların yanında doktorluğunu insanlıkla bütünleştirmiş, bu çabasını hastalarından öte ihtiyaç içindeki herkese yöneltmiş bir ‘aktivist’ ile de karşı karşıyayız.
Aktivist kelimesinin tezahürlerini olumsuz anlamıyla çevremizde görmekten, bunun bir vatandaşlık bilinci olduğunu unutmuş olan bizlerin Cem Terzi gibi insanlardan öğreneceğimiz çok fazla şey var… Çünkü bu kişilerin varlığı ne denli ‘eksik’ olduğumuzu ve aslında bu ‘eksiklikle’ yüzleşmekten niçin hoşlanmadığımızı da hatırlatıyor.
***
Sadece hatırlamaktan hoşlanmıyor değiliz... Bu kişilerin sesini kısmayı da içimize sindirebiliyoruz. Henüz on günlük bir gazete haberi ile bitirelim: “İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü, ’Bu suça ortak olmayacağız’ başlıklı bildiriye imza attıkları gerekçesiyle haklarında adli soruşturma süren, Prof. Dr. Cem Terzi’nin de aralarında bulunduğu 12 akademisyeni açığa aldı. Güneydoğudaki operasyonları bildiri ile eleştiren 1128 akademisyen için savcılar ve üniversite yönetimleri soruşturma açmıştı... Bildiriye imza atan akademisyenler hakkında, TCK’nın 301. maddesinde hükme bağlanan, ’Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve devletin kurum ve organlarını aşağılamak’ suçu ile TCK’nın 7. maddesinde belirtilen ’terör örgütü propagandası yapmak’ suçlarından re’sen soruşturma başlatılmıştı.”
Bir kararla binlerce hastayı cezalandırmayı,kolay yetişmeyen değerleri bir kalemde harcamayı bir yana koyalım, eylemle insani duyarlılığı birbirinden ayırt edemeyen bir yargı ve yönetim ideolojisi ile nereye gidebiliriz?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023