Hakan AKSAY
Salı günü Türkiye'nin Rus uçağını düşürmesiyle başlayan gerginlik tehlikeli biçimde tırmandırılıyor.
Yakın zamana kadar aralarında "özel bir dostluk ve benzerlik" olduğu söylenegelen Erdoğan ve Putin arasında keskin bir mücadele başlamış durumda.
Bu mücadele, giderek iki ülke arasında "soğuk savaş" çıkması, son 11 yılda yaşanan çok yönlü işbirliği ve diyalog döneminin çıkmaza girmesi doğrultusunda büyüyor.
Uçağın düşürülmesine Kremlin'in verdiği sert tepki, son günlerde atılan adımlarla iki ülke arasındaki ticaret, turizm, inşaat, enerji ve başka alanlardaki işbirliğini yavaşlatmayı ya da bir süreliğine dondurmayı hedefliyor.
Siyasi ilişkiler aniden buz kesti. Dahası iki devlet arasında askerî gerilim doğdu.
Bu tehlikeli süreç durdurulamazsa oldukça sıkıntılı bir dönem yaşayacağız.
Ve bunun zararlarından hep birlikte etkileneceğiz.

Kriz nasıl çıktı?
İki ülke arasındaki krizin çıktığı günün gecesi T24'te yayımlanan yazımda düşüncelerimi ve kaygılarımı dile getirmiştim.(Düşürülen uçak, Erdoğan-Davutoğlu yönetiminin en ciddi dış politika hatası oldu )
Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin dış politikada yaptığı belki de en ciddi hataydı bu. Son yıllarda bir türlü vazgeçemedikleri yanlış Ortadoğu-Suriye politikasına bağlı olarak kendilerini hapsettikleri daracık manevra alanında, sonuçlarını çok fazla düşünmeden "Bu bölgede ben de varım ve benim oyunumu bozanın canını yakacak güce sahibim" duygusundan kaynaklanan bir adımdı.
"Sınırlarımı, ulusal güvenliğimi ve angajman adına aldığım kararları koruyorum" teziyle açıklanması kolay değildi.
Çünkü Rus uçağı hata yaparak sınırlarımızı geçmiş olsa bile bunun hesabı başka türlü sorulabilirdi. Türkiye'nin ikinci büyük ticari ortağı ve bölgenin en etkili kuvvetlerinden biri olan Rusya'ya karşı silah kullanmanın yol açacağı sonuçlar, ulusal güvenliğimizi, ekonomimizi, turizmimizi, enerji politikamızı tehdit edecek cinsten olabilirdi. Nitekim oldu da.
Dahası "Ankara-IŞİD ilişkileri" suçlamalarından tutun da, Kürt sorununa ve Ermeni meselesine kadar bir dizi hassasiyetimizin tehlikeli bir şekilde gündeme gelmesi ihtimali vardı. Anlaşılan bu da gerçekleşecek.
Sonuçta Türkiye uçağı vurdu.
Bu ilk kırılma anıydı.
Krizin gelişme aşamaları
İkinci kırılma noktası hemen ardından geldi.
Erdoğan derhal Putin'i arayabilir, durumu ona iletir, "uçağın milliyetinin anlaşılamadığını", "sadece angajman kurallarına uyulduğunu", ancak ortaya çıkan duruma çok üzüldüğünü, ölen pilot için taziye dilediğini, olayı ayrıntılı olarak görüşmeye ve ikili ilişkilerin hasar görmemesi için çaba sarf etmeye hazır olduğunu ortaya koyabilirdi. (Dışişleri Bakanı Lavrov, dün Erdoğan'ın kısa süre içinde Putin'i aradığı iddiasının doğru olmadığını özellikle vurguladı.)
Böylesi bir tutum, elbette uçağın düşürülmesi hatasını telafi etmeye yetmezdi. Ama Putin'in tepkisini yumuşatabilirdi.
Bu yapılmadı.
Üstüne üstlük daha kötü bir şey yapıldı.
Ankara acilen Moskova'yı değil, Brüksel'i aradı. NATO'nun kendisini korumasını istedi.
Böyle bir tutum, eğer Rusya Türk uçağını düşürmüş olsaydı anlaşılabilirdi. Ama durum tersineydi.
İlk açıklama için birkaç saat bekleyen Putin, Ankara'nın Moskova yerine Brüksel'i araması karşısında iyice çileden çıktı.
Ve son derece sert, yer yer duygusal ifadelerle ("sırtımızdan bıçaklandık") dolu bir açıklama yaptı.
Devamında da Türkiye'ye yönelik turizmin fiilen askıya alınmasından ekonomik ve ticari ambargo başlangıcı olarak yorumlanabilecek önlemlere kadar bir dizi karar geldi ve anlaşılan daha da gelecek.
Dahası var: Rusya'da bazı kesimlerde, neredeyse "Türkiye düşmanlığı" denilebilecek bir tepki, hatta saldırganlık ortaya çıktı. Haklı tepkiler yer yer sınırı aşarak "milliyetçi nefret" vurgularına yöneldi.
Evet, bütün bunlar 2-3 gün içinde yaşandı ve bu benim - şans eseri - Moskova'da bulunduğum bir süreydi. (Burada yaşadığım ve gözlediğim bazı gelişmeleri ve izlenimlerimi pazar günü T24'te yazmayı düşünüyorum.)
Vizesiz giriş rejiminin rahatlığıyla davranan Türkiye vatandaşlarının zaman zaman sınır geçişlerinde bekletilmesi ve "turist" olarak Rusya'ya giren Türklerin ticari ve başka faaliyetlerle uğraşmasına karşı - biçimsel olarak "yasal" ama içerik olarak sert - uygulamalar da dikkat çekiciydi.
Psikolojik ortam ve liderlerin sorumluluğu
Erdoğan'dan bu kısa süre içinde birçok açıklama geldi. Bazılarında alttan alma, üzüntünün dile getirilmesi, ilişkileri bozmadan sürdürme mesajları vardı. Bazıları ise Putin'e aynı sertlikte cevap verme refleksini yansıtıyordu. Aradaki bu çelişki, sonuçta haliyle yakılan uzlaşma sinyallerini de geçersizleştirdi.
Putin ve neredeyse bütün Rus yöneticiler (başbakan, bakanlar, milletvekilleri vs.) herkes kendini bu konuda sert açıklamalar yapmak zorunda hissetti. Neredeyse Türkiye'ye karşı bir kampanya başlatıldı.
Kuşkusuz bunda son yıllarda yaşananların (Rusya'nın tekrar "büyük devlet" olarak dünya sahnesine çıkması, Gürcistan, Ukrayna, Kırım ve nihayet Suriye adımları) etkisi büyüktü.
Sonuçta Rusya yönetimi, 25 yıl kadar sonra dış politikasında önemli bir değişikliğe gitmiş, tıpkı ABD gibi sınırlarından oldukça uzak bir bölgede (tabii eski Sovyet coğrafyasını saymazsak) savaşa girme gibi riskli bir adım atmıştı.
Buna uygun bir politika, söylem ve psikolojik ortam, yalnızca dışarıya (uluslararası topluluğa) değil, en başta içeriye (Rusya toplumuna) yönelik olarak da gündeme gelmeliydi. Geldi de.
Bu ortamda Türkiye'nin Rusya'ya ait bir uçağı düşürmesi herkeste neredeyse bir şok etkisi ve "ulusal silkinişe" karşı bir "tokat" olarak algılandı.
Durum gerçekten de çok kötü.
Ama bence - çok zor da olsa - krizin yumuşatılması ihtimali hâlâ var.
Erdoğan'ın iç politika kaygılarından sıyrılıp Putin'le hemen temas kurması ve bir biçimde olan bitenden duyulan üzüntüyü ortaya koyup barış çağrısı yapması birçok şeyi değiştirebilir.
Evet, bu zor bir hamledir. Ama liderliğin kitabında bazen "tatsız zorluklar" da vardır.
Putin'in de Türkiye ile çok yönlü ilişkilerin feda edilemeyeceğini ve bu sertlikte devam edilirse geri dönülmesi zor bir aşamaya yaklaşıldığını görmesi gerekir.
Sonuçta üst düzey diyalog kurulmasının dışında çözüm yoktur. Ya bu günlerde, hasar daha fazla büyümeden, ya da çok daha ilerde, ilişkilerin yıkık dökük bir hale gelmesinden sonra... Seçim liderlerindir.
Biliyorum, burada kısaca önerdiğim çözüm ve kullandığım cümleler, hiç kimseyi tatmin etmeyecek ve hiç kimsenin hoşuna gitmeyecek cinsten. Ben de dâhil...
Ama başka bir çözüm yolu gören beri gelsin!..
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları

















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025