Halil BERKTAY
Papa neden haklı? Hükümetin öfke ve tepkisi neden haksız ve yanlış? Nasıl oluyor da, 1914’teki taziye mesajına ve öncesinde olsun, sonrasında olsun attıkları bütün diğer ileri adımlara rağmen, şimdi gelip bu noktada tökezliyorlar? Hangi tıkanıklığı aşamayış, böyle bir kısmî geri dönüşü beraberinde getiriyor?
Ermeni soykırımı tartışmalarının içinde olduğum 2000 İlkbaharındaki Chicago sempozyumu ve sonra Neşe Düzel’in benimle yapıp 9 Ekim 2000 tarihli Radikal’de tam sayfa yayımladığı uzun röportajdan beri, son on beş yıldır bazı şeyleri döne döne söylüyorum, söylemeye devam edeceğim.
Soykırım isnadı ve inkârı ortamı ve tartışmayı nasıl zehirliyor?
(1) Tartışmanın soykırım sözcüğüne odaklanması yanlış. Bizler -- Türkiye’nin benim gibi özgür ve eleştirel tarihçileri -- tarihsel gerçeği, 1915’te tam ne olduğunu bulmaya ve Türkiye halkına sabırla anlatmaya, anlatırken de araştırma ve tartışma ortamını giderek genişletmeye ve rahatlatmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla sorun, “soykırım mıydı, değil miydi”den ibaret değil; çok daha büyük. Ve bu anlama-anlatma çabasında, soykırım deyimi yer yer olumsuz bir rol de oynayabiliyor. Çünkü bu bir tür aşırı-özet, bir formül, korkunç ve muazzam bir tarihsel gerçekliği tek bir sözcüğe indirgeyen bir klişe.
Dahası, bir tarih ve tarihçilik deyimi değil; esas olarak bir hukuk ve avukatlık deyimi. Uluslararası bir suç kategorisi. Dolayısıyla kullanıldığı her yerde, “gerçek nedir, tarihte ne oldu” sorusunu arkalara itiyor; “suç muydu değil miydi, ya da ne kadar ağır bir suç” gibi soruları öne çıkarıyor. Bir yargılama ve mahkeme salonu atmosferi yaratıyor; tartışmanın taraflarını “soykırımı kabul ettirme siyasası” (genocide recognition politics) ile “soykırımı inkâr siyasası” (genocide denial politics) diye sınıflandırıp birbirinden ayırıyor. Savcılık makamı, sanık sandalyesinde oturan Türkiye’yi habire “derhal konuş, itiraf et, soykırım olduğunu söyle” diye zorluyor. Buna karşı Türkiye adına konuşan devlet, hükümetler, resmî makamlar da ne yapıp yapıp “soykırım olmadığını” ispatlamaya odaklanıyor.
Böyle olmasa, yani mesela o yıllarda çok kötü ve trajik bir şeyler oldu mu, ne olduğunu şöyle baş başa konuşalım mı diye otursak ve nispeten aklı başında 15-20 soruyu sakin bir ortamda, ağırbaşlı bir diyalog içinde tek tek sorabilsek, belki nispeten sakin ve ciddi cevaplar da alabileceğiz. Fakat hayır, öyle olmuyor. Tersine, “evet çok üzücü bazı şeyler oldu” diye başlansa bile, “ama soykırım değil” savunmasına geçildiği anda,
soykırım değil çünkü belgesi yok yani bütün Ermenilerin toptan imhası diye bir yazılı emir arşivlerde yok. Ayrıca, soykırım değil çünkü böyle bir kasıt yoktu. Çünkü ideolojik bir niyet yoktu çünkü öyle bir Türk milliyetçiliği yoktu onun yerine, devletin güvenlik endişe ve gerekçeleri vardı zaten Türkler bütün Balkanlar ve Kafkasya’dan kovalanmıştı (oysa kimse bizim çektiklerimizi tanımıyor) kaldı ki, bu ezikliğin üzerine bir de Anadolu’daki Ermenilerin habire ortalığı karıştırıyor olması bindi cephe gerisinden Rus ordularına yardım ediyorlardı, Van isyanını da çıkarmışlardı bırakılsa, onlar güçlenecek ve bizi keseceklerdi ne yapalım, önlem almak kaçınılmaz hale geldi bir bakıma, rüzgâr ekip fırtına biçtiler, kendi ettiklerini kendi buldular
diye özetlenebilecek öyle bir takım defansif argümanlar birbirini izlemeye başlıyor ki, giderek daha vahim bir ahlâkî çöküntü içine giriyor ve amansız bir milliyetçi huşunetle Ermenileri suçlamayarak herkesi iyice çileden çıkarmaya kadar varıyor. 1960’lardan 90’ların sonuna kadar hayatımız bu inkârcılığın boğucu ikiyüzlülüğüyle geçti
Tarihî gerçekler neden soykırıma işaret ediyor?
Oysa (2) tek tek ve bir bütün olarak alındığında bu iddiaların hemen hepsi yanlış ve gerçek-dışı. Aslında çok daha öncesinden başlayıp 1912-13’te çok belirginleşen bir Türk milliyetçiliği, o dönemdeki adıyla (Osmanlıcılığa karşı ve karşıt) Türkçülük apaçık mevcuttu. Kısmen Marksistimsi anti-emperyalizmden, ama daha çok Avrupa aşırı sağından, proto-faşizmden esinlenen karmaşık bir yapıya sahipti. Düpedüz Sosyal Darwinistti; milletler arasındaki ilişkileri orman kanununa tabi bir boğazlaşma olarak görüyor, “hak, kuvvettir”in ve “sadece en güçlü olanlar hayatta kalır”ın sözüm ona bilimselliğini savunuyordu. 1913-14’e gelindiğinde, Ermeni, Rum ve Süryaniler başta olmak üzere Anadolu’nun hemen bütün gayrimüslimlerini artık “güvenilmez” ve “düşman” bellemişlerdi.
Evet, Ermeni milliyetçi örgütleri vardı ve aktifti. 19. yüzyıl sonlarından beri Anadolu’nun bazı köşelerinde yerel, yatay, küçük ölçekli, düşük yoğunluklu “etnik savaş”lar söz konusu olmuştu. Karşılıklı çeteler köy basıyor, “öteki”1eri korkutup kaçırarak şu veya bu toprak parçasını “temiz”lemeye ve sadece “bize” kalmasını sağlamaya çalışıyordu. Ama İttihatçılar, objektif bir zaruretten ötürü değil; giderek katılaşan bir ırkçı-milliyetçi zihniyete ve ideolojik vizyona sahip oldukları, Ermeni milliyetçiliğini de bu prizmadan süzdükleri için, Anadolu’nun toptan Türkleştirilmesi yoluyla meselenin kökten halledilmesi gibi bir “nihaî çözüm”e yöneldiler. Tehcir yasası çıkartıldı ve ardından, olabilecek en sert, en insafsız biçimde uygulanması emirleri yayınlandı. Kilit Teşkilât-ı Mahsusa’cılar önceden araziye gönderildi. Talât, Dahiliye Nezareti’ndeki resmî makamı ve olanaklarının yanı sıra, evinde özel bir telgrafhane kurdurdu ve can alıcı haberleşmelerini buradan yürütmeye koyuldu.
Evleri ve bütün varlıklarını 48 saat içinde terk etmeye zorlanan (yani sırf bu kadarıyla da, 1948 BM Konvansiyonunun ifadesiyle “normal yaşamlarını sürdürme ve yeniden üretme koşulları kısmen veya tamamen yok edilen”) Ermeni konvoyları, Anadolu içlerine ilerledikçe, özellikle de Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da, TM’cilerin örgütlediği ve çoğu Kafkas kaçkını, dolayısıyla Hıristiyanlara nefret dolu aşiretlerin saldırılarına uğramaya başladı. Binlerce insan öldürülürken, genel olarak topluma Ermenilerin artık devletin hukuki koruması altındaki Osmanlı vatandaşları olmadığı; başka bir deyişle, “av mevsimi”nin açıldığı mesajı verildi. Bu da olabilecek en iyi insanlık davranışları kadar en kötülerini de tetikledi. Böylece, devletin ilk tur sinyalleri olmadan düşünülemeyecek ikincil ve üçüncül katliamlar ortaya çıktı. Toplumun bir kesimi, belki komşularının yıllardır kıskanıp tamah ettikleri mallarını gasp edip zenginleşmek uğruna, belki kişisel, dinî veya millî grup nefretleri sonucu, kendi inisiyatifleriyle (ve Nâzım’ın deyimiyle) “Ermenileri kesmeye… kesilirken göbeklerine kadar kana batmaya” koyuldu.
Sonuçta, herhalde bir milyon küsur, belki bir buçuk milyon Ermeni sökülüp atıldı, tehcire zorlandı. Bunların belki 600-800,000 kadarı katledildi veya yollarda, çölde, açlık, susuzluk ve hastalıktan öldü. Bir kısmı Kürt aşiretlerine alındı, bir etno-transformasyon geçirerek Kürtleşti(rildi). Bir kısmı (özellikle küçük kız çocukları) evlât edinildi, Müslümanlaştırıldı, zamanla evlendirildi, bugün giderek açığa çıkan “Ermeni anneanneleri” oldu. Sağ kalanları birazı 1916’de geri döndü; birazı Suriye ve Lübnan’da kaldı; diğerleri yurtdışına ve deniz aşırı ülkelere sığındı. Özellikle Amerika, Fransa ve Avustralya’daki Ermeni diaspora’sı veya diaspora’ları böyle oluştu.
Öyle veya böyle, büyük bir imha olayı gerçekleşti. Osmanlı Ermeniliği hemen tamamen ortadan kalktı. Eğer illâ bu sözcük üzerinden konuşacaksak, soykırım mıdır? Evet, soykırımdır. Hem de hiş kuşkusuz, tereddütsüz, amasız ve fakatsız soykırımdır. Çünkü (a) ideolojik kasıt çok nettir; (b) Arşivlerden hiçbir yazılı imha emri çıkmasa bile, bütün Ermenilerin, başka bir neden ve gerekçeyle değil, sırf Ermeni oldukları için, etnik-dinî kimlikleri itibariyle (qua Armenians) tehcire tabi tutulmuş olması, niyetin ta kendisidir; (c) sırf bu kadarı, hjiç katliam yapılmamış olsa bile, gene 1948 BM Konvansiyonu’na göre etnik temizlik ve soykırım tanımına girer; kaldı ki (d) sadece tehcir değil doğrudan katliam emirlerinin de verildiğine dair, oradan buradan satha çıkan resmî belgeler de mevcuttur. Bu açıdan, (i) sırf Talât Paşa’nın 1915 yazında Diyarbakır Valiliğine gönderdiği tek bir telgraf ile (ki tartışmalı Andonyan telgraflarından filân değildir, Başbakanlık Arşivleri’nin resmî derlemeleri içinde yayınlanmıştır) (ii) Meclis-i Mebusan Resisi Halil Menteşe’nin hâtırâtında Talât’a dair gözlemlerini anlattığı tek bir paragrafın yeterli olduğu kanısındayım. Bunları geçmişte bir hayli yazmıştım; unutulmuş olabilir; önümüzdeki günlerde tekrar yazmayı deneyeceğim.
Asıl suç ve suçlular niçin manevî himaye görmekte?
(3) Peki, kim sorumludur -- bütün Türkler mi, Cumhuriyet mi, bugünkü (artık post-Republican, Cumhuriyet sonrası denmesi gereken) Türkiye mi? Hayır. Bu, öncelikle dönemin İttihatçı askerî diktatörlüğünün, hattâ triumvir’in bile tamamından çok Enver ve Talât’ın ve tabii onların emriyle harekete geçen bütün bir mekanizmanın işidir; başka bir deyişle, o zamanın faşizan milliyetçilerinin işidir ve nasıl çağdaş Türkiye’nin faşistlerinin (faraza 60’lar ve 70’lerde) işlediği cinayetlerden bütün Türkiye halkı suçlanamazsa, 1915 cinayetlerinden de bütün Türkiye halkı suçlanamaz. Başka bir ifadeyle, şimdi kendimizi nasıl bugünün faşistleriyle özdeşleştirmiyorsak, aynı şekilde 1915’inkilerle de özdeşleştirmemiz için hiçbir neden yok aslında. Ne ki bizi buna, bir, milliyetçi ideolojinin devamlılığı ve devamlılık vurgusu zorluyor; Enver ve Talât’ları, anılarına saygı göstermemiz gereken atalarımız kılığına büründürüyor. İki, 1915’i dar anlamda Cumhuriyet rejimi yapmadıysa bile, 1915-16’da “temizlenen” toprakları ulus-devletin yeni ve artık güvenli teritoryalitesi olarak benimsemiş, bu anlamda 1915-16’nın mirası üzerine oturmuş bulunuyor.
Üç, 1960’lar ve 70’lerin sistematik inkârcılığından da önce, öyle bir Türk Devrim (İnkılâp) Tarihi kurgusu yaratılmış ki, yerli Rum ve Ermenilere karşı değil, sadece ve sadece zamanın Büyük Devletlerine karşı verilmiş; en küçük adaletsizlik içermeyen, etnik baskı ve zulmün zerresini içermeyen, yüzde yüz beyaz, haklı ve erdemli bir anti-emperyalist savaş. Hazreti Meryem’inImmaculate Conception’ına -- bir cinsel birleşmeden doğmuş olmasına karşın, ruhunun Tanrı tarafından tertemiz ve günahsız kılınmış olmasına – ilişkin Katolik inanışı gibi bir şey. Başkalarının devrim ve ulus-devlet tarihinde bazı çirkin olaylar cereyan etmiş olabilir ama bizimkini böyle yalan ve iftiralarla kirletmeye kalkmayın. -- Nutuk’tan (1927) itibaren yerleşip resmî ideolojiye dönüşen bu anlatı da gerçeği ipotek altına alıyor; ilkokuldan itibaren genç nesillerin kafasında tabular, kırmızı çizgiler yaratıyor. Dört, olası tazminat ve toprak taleplerine ilişkin, doğruluk derecesini benim takdir edemeyeceğim bazı hukukî kaygılar da var kuşkusuz. Nihayet beş, gerek Ermenistan’ın, gerek üçüncü ülkelerin güttüğü “soykırımı kabul ettirme siyasası” da, çıkıp doğruları cesurca kabullenmeyi zorlaştırıyor; teslimiyetçilik ve dış baskılara boyun eğmek diye yorumlanan bir tavra karşı belirli bir kabul edilemezlik psikolojisini beraberinde getiriyor.
Yönsüzlük, sendeleme, siste kaybolmuşluk hali
2002’den 2005’e, oradan 2007/8’e, oradan 2014’e uzanan bir süreç içinde adım adım yumuşayıp aşılır gibi olan, aşılmaya yüz tutan bu sıkıntıları, Türkiye soykırımın 100. Yılında maalesef tekrar yaşamakta. Bunun bir boyutu, özgürleşmenin ya da (vakıf malları gibi alanlarda) küçük küçük girişilen reformların kıymetinin bilinmemesine karşı duyulan belirli bir hayal kırıklığı. Bir diğer boyutu, faraza 23 Nisan 2014’teki taziye mesajı gibi gerçekten önemli çıkışların, daha da ilerisine geçme ve Türkiye halkını daha fazla eğitip hazırlama yönünde bir hazırlığı mı ifade edeceği, yoksa daha ilerisine geçmenin alternatifi ve ikamesi mi olacağı noktasında, galiba içine düşülen kararsızlık. Hükümet pekâlâ, derhal çok daha derin ve kapsamlı bir kabule hazır olmayabilir. Pekâlâ, doğrudan soykırım tartışmasının dışında kalan, ama belki soykırımın yaralarını kısmen de olsa sarmaya ve bu arada daha fazla karşılıklı güven inşasına yönelik bazı politik jestleri öne çıkarmayı tercih edebilir. Bu bağlamda, kaldığı kadarıyla Ermeni kültür mirasının çük ciddi bir koruma altına alınması, ya da (2014 taziyesi sırasında basında da çok sözü edilen) 1915 kurbanlarının ahfadına TC vatandaşlığı tanınması gibi adımlar dahi denenebilir.
Ama birincisi, bunları çözümün kendisi gibi görmemek gerekir. İkincisi, böyle adımları atarken son derece sabırlı ve tahammüllü olmak, uzatılan elin hemen tutulacağını beklememek, tutulmayınca da kızmamak gerekir. Üçüncüsü, Türkiye açısından daha kabul edilebilir olacağı düşünülen bir “âdil hafıza”yı, karşılıklı kayıp sayıları gibi yanlış yerlerde veya “biz de çok şehit verdik” sakat söylemlerde aramamak gerekir. Evet, Ermenistan’ın ve diaspora’nın da şahinleri var, hattâ Türkiye’de de, son iki yılda gelişen bir tür hiper-solcu şahinlik söz konusu. Olacak böyle şeyler; bütün büyük ve büyüyen dâvâlara zaman içinde oluşan katılımlar böyle hamlık ve aşırılıklara yol açar. Öyle ki, bu bombardıman altında ve hele 7 Haziran seçimleri öncesinde bu yıl ciddî bir ilerleme kaydedilememesi, çünkü Türkiye ne yapsa bunun “hah, şu 2015’i atlatmaya çalışıyor, bunun için göz boyama yöntemlerine başvuruyorlar” diye yorumlanacak olması da mümkündür.
Buna karşı dahi sorumluluk, gerçekten çözüm isteyen kim varsa onlara düşer. Gelişme yavaş olabilir ama hiçbir noktada ters mesaj vermemek gerekir-di. Söylem iyileştirmesi çok sürekli olmayabilirdi ama tersinde, herhangi bir söylem kötüleşmesi meydana gelmeyebilir-di. Adil hafıza arayışı soykırımın karşısına Çanakkale’yi dikmeye yol açmamalı-ydı. Geleneksel Çanakkale törenlerini 18 Mart’tan 24-25 Nisan’a taşıma fikri, kimden kaynaklanmış olursa olsun (ki, hep “büyük işler” peşinde olan Erdoğan’ın grandiositearayışını hatırlatıyor) çok yanlış oldu bu açıdan. Hele 24-25 törenlerine, “gelin bizim şehitlerimizi birlikte analım” dercesine Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın dâvet edilmesi, hiç olmayacak bir düşüncesizlik örneğiydi.
Vatikan elçisi geri çağrılacaksa, on gün sonra Obama’ya ne denecek?
Kanımca böyle bir yönsüzlük, vizyonsuzluk, sisin içinde kaybolmuşluk durumu hasıl oldu ve hükümet rastgele oradan oraya sendelerken soykırım fobisi yüzünden gitti gitti, bu konuda en iyi ve makul konumdaki Papa’ya bindirdi. Oysa minimalist bir ifadeydi I. Fransiskus’un söyledikleri; 20. yüzyılın ilk soykırımından Türkiye’yi hedef almaksızın söz ediyor; esas olarak iki ülke arasında barış ve uzlaşma diliyordu. Bu yüzden Vatikan’a çatmanın neden absürt olduğunu bir de şöyle anlatmayı deneyeyim. 24 Nisan’a on gün kaldı, şunun şurasında. ABD adına Başkan Obama çıkıp bir 24 Nisan mesajı daha yayınlayacak. Geçmişte hep olduğu gibi, içeriği itibarıyla Papa’nınkinden çok daha sert bir mesaj olacak bu; 1915’te Ermenilerin başına gelenleri çok daha ayrıntılı biçimde ve çok daha acı sıfatlarla dile getirecek. Ama muhtemelen g-word’dan, soykırımdan söz etmeyecek.
Ne olacak -- tek bir sözcüğe bakarak Papa’ya kükreyen Dışişleri, o tek sözcük yok diye bu sefer sevinip Obama’ya eyvallah mı diyecek?
İki adım ileri, bir adım geri. İki adım ileri, bir adım geri. Bu mehter yürüyüşü daha ne kadar sürer?
Gene de iyimserliğe bir pay bırakmaya çalışayım. Bakalım, hükümet bu yıl bir 23 Nisan taziyesi yayınlayacak mı (ki bence tümüyle ihtimal dışı değildir); yayınlarsa içeriği ne olacak, asıl Türkiye’nin mesajında ne söylenecek?
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024