Halil BERKTAY
[12-13 Aralık 2015] Yukarıda spotta yer alan sorulara, 7 Haziran seçimlerinden sonra ve özellikle Temmuz ortalarında PKK’nın “yeni devrimci halk savaşı”nı başlatmasının ardından, hem defalarcaSerbestiyet’te yazarak, hem çeşitli televizyon programlarında konuşarak kendimce cevap vermeye çalıştım (dipnot 1). Geçtiğimiz iki haftada Etyen Mahcupyan, gelinen durumu bir kere daha özetledi (dipnot 2). Artık bütün tablo ortaya çıktı; herşey çok net gözüküyor. En son, 10 Ekim Perşembe akşamı Ülke TV’nin “Söz Bitmeden” programında, Elif Çakır’ın soruları beni tekrar bir tarih ve mantık sırası kurmaya zorladı. Şimdi burada, dönüp baktığım eski yazılarımdan genişçe alıntılar da yaparak, bir kere daha toparlamak istiyorum.
(1) Temel katman: şiddete düşkünlük. Dipnotlarda sıraladığım bütün yazı ve talk-show’larda, hep öncelikle şunu belirttim: Bu tavrın gerisinde, bütün güncel, taktik değişikliklerin üzerine oturduğu derin bir kayak, bir “tektonik levha” var. O da, 1977’den itibaren neredeyse kırk yıl hep şiddet kullandığı için, belirli bir silâh ve şiddet iptilâsı peydahlamış olması. PKK şiddet içinde ve bir şiddet örgütü olarak doğdu. Herhangi bir sivil (velev illegal) siyasî partinin askerî kanadı olmadı. Tersine, ismindeki “parti” sözcüğüne karşın hep silâhlı, askerî bir nitelik taşıdı (ve ancak zamanla kendine sivil, siyasî uzantılar edindi). Önce diğer solcu Kürt akım ve örgütlerine karşı başvurduğu şiddet sayesinde, 1977-85 arasında kendine doğu ve güneydoğuda bir yer açtı. Sonra, devlete karşı geliştirdiği gerilla savaşı yöntem ve taktikleriyle giderek güçlenip tabanını yaydı ve ilk alan hâkimiyetini kurdu. 1990’larda devlet buna, Tansu Çiller - Doğan Güreş ikilisinin “kirli savaş”ıyla mukabele etti. Derken 1999’da Öcalan yakalanıp Türkiye’ye getirildi. Yargılandı, müebbet hapse mahkûm oldu, İmralı’ya kondu. Çatışma ve çatışmasızlık zigzagları birbirini izledi.
Öyle veya böyle; PKK’nın Kandil’deki önderliği, otuz küsur yıldır dağdan inmemiş; barış ve normal siyaset nedir bilmeyen; tersine, bütün hayatı ve varlığı şiddet olan; savaş içinde yaşlanmış ve zihnen katılaşmış kişilerden oluşmakta. Bir seferinde kullandığım benzetmeyle, Olimpos dağının eski Yunan tanrı ve tanrıçalarını andıran efsanelerin kuşattığı bu “komutan”ların kudreti, hem silâha hem sıradan insanlarla aralarındaki mesafeye bağlı (dipnot 3). Fatih Mehmed’in saray protokolünü değiştirip sultanın divan toplantılarına katılmamasını (ama kafes arkasından dinlemesini) kurallaştırmasının yarattığı yarı-tanrısal “herşeyi görür ama kendisi görülmez, herşeyi duyar ama kendisi duyulmaz” gizemini, Kandil’in hükümdarları da sonuna kadar kullanıyor. Bunlar olmadan yapamayacak duruma geldiler. Savaş belirli siyasî hedeflere ulaşmak için bir araç olmaktan çıktı; başlı başına bir amaca dönüştü. Kürt halkı her durumda yararı gözetilecek temel kitle olmaktan çıktı; sırf bir iktidar tabanına, araçsallaştırılan bir tebaya indirgendi. Cemil Bayık’ların, Duran Kalkan’ların, Murat Karayılan’ların silâhı toptan bırakıp düze inerek halkın arasına karışmayı; etrafa korku salan, boyun eğdiren ve haraç toplayan muhafızları olmaksızın, ister AKP’yle, ister diğer Kürt partileriyle eşit koşullarda rekabet etmeyi göze almaları imkânsız. Herşeyden önce bu yüzden, barıştan korkmaya başladılar. Her türlü barış, çatışmasızlık ve müzakere girişimini soğuk ve isteksiz karşıladılar. Çıtayı habire yükseltme ve yeni yeni bahanelere başvurma yollarını aradılar.
(2) Bu, Türkiye’nin genel demokratikleşme sürecine adım adım sırt çevirmekle elele gitti.
Bunun başlıca nedeni, PKK’nın artan AKP korkusudur. Yaygın olarak zannediliyor ki PKK ve HDP’nin Erdoğan’a ve AKP’ye düşmanlığı 7 Haziran 2015 seçimlerine giden yolda Demirtaş’ın “Seni başkan yaptırmayacağız” demeciyle başladı. Hayır, o sadece bütün bir gelişmenin tavan yapması ve en berrak ifadesidir; yoksa bugünden dönüp de geriye baktığımızda, söz konusu tavrın daha 2007 cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerinin hemen sonrasında uç verdiğini görebiliyoruz. Ne oldu 2007’de? Bir yanda AKP oy oranını yaklaşık yüzde 47’ye yükselterek durumunu sağlamlaştırdı; aynı zamanda Abdullah Gül’ü Çankaya’ya çıkararak (Hrant Dink’in öldürülmesinin, komplolarından sadece birini oluşturduğu) o meşum 2007 yılının fırtınalarını sonunda atlattı ve artık kolay kolay devrilmeyeceğini cümle âleme ilân etti. Diğer yanda Kürt hareketi de Meclise 26 bağımsız milletvekili sokmayı başardı; böylece ilk defa bu iki güç, Kürt sorununun iki ucunda karşılıklı olarak mevzilenmiş oldu. PKK pek de sevinmedi bu duruma; tersine, Öcalan’ı ve Kandil’iyle “mesele AKP’yle çözülemez, ancak devletle çözülür” virajına girdi.
O sırada 2013 yazının Gezi eylemleri de yoktu; aynı yılın 17-25 Aralık “yolsuzluk operasyonları” da yoktu; dolayısıyla demokratikleşme uğruna AKP’ye destek veren sol-liberal aydınlar bölünmemiş ve bir kısmı koyu AKP düşmanı kesilmemişti. Onun için, solun önemli kanaat önderleri dahil çoğu insan PKK’nın bu tavrını hayretle karşılıyor; tümüyle gerçekçilik dışı, akıl almaz bir garabet gibi görüyordu (ve haklıydılar da, ama zaman içinde PKK’dan çok kendileri değişti). Kandil’in her zamanki “kalın derili” aldırmazlığına karşın bu eleştiriler 2010 anayasa değişikliği referandumu sürecinde doruğa çıktı. Zira PKK ve o zamanki yasal uzantısı BDP, AKP’nin 12 Eylül 1980 darbesinin kamburuna karşı otuz yıl sonra özellikle 12 Eylül 2010’e denk getirdiği bu referandumda, gene kolayca izah edilmesi mümkün olmayan kaypak ve oportünist bir tavır aldı. Doğan Tarkan henüz hayattayken “yetmez ama evet” kampanyası açıp solun taşlaşmış hayırcılık alışkanlığını sarsalayan minicik DSİP’in yarısı kadar cesur olamadılar; sırf AKP’yle birlikte görünmemek uğruna, bütün değişiklikleri destekleyeceklerine kimine evet kimine sudan bahanelerle hayır demeyi tercih ettiler.
Henüz Cemaatin tümüyle el koymadığı eski Taraf’taki 2010-2011 Okuma Notları’mı gözden geçirdiğimde, ben de meğer bu probleme ne kadar sık eğilmek zorunda kalmışım diye düşünüyorum. O yazılardan birinde, örneğin, şöyle demişim: “… PKK ve yan örgütleri dışında, sadece AKP mevcut. Dolayısıyla PKK için AKP bir değil iki şey. Hem, barış için PKK’nın kendi arka bahçesi, kapalı av alanı saydığı güneydoğuda, AKP de kuvvetle mevcut. Hattâ şöyle diyebiliriz : görüşmek ve uzlaşmak zorunda olduğu hükümet. Hem de yerel ölçekte en ciddî, tek ciddî siyasî rakibi. Bu durumda PKK, parti olarak AKP’ye karşı mücadelesini hükümet olarak AKP’ye karşı mücadele üzerinden yürütmeyi tercih ediyor. AKP’yi hükümetleştirerek ve devletleştirerek, hükümete ve devlete indirgeyerek yürütmeyi tercih ediyor” (31 Mart 2011: PKK’nin AKP sorunu). Kanımca bu tesbit, PKK’nın bugüne kadar gelen bir politika devamlılığına işaret ediyor.
(3) Aynı doğrultuda PKK, ayrılma ve devletleşme hedefinden aslında hiç vazgeçmedi. Bu doğrultudaki belirtiler, aşağı yukarı aynı sıralarda, yani 12 Eylül 2010 referandumundan 12 Haziran 2011 seçimlerine giden yolda çoğalmaya başladı. Güya artık sırf Türkiye içinde Kürtler için daha fazla hak ve özgürlük arayacaklardı. Ama bir yandan da silâhlı mücadelede ısrarlıydılar; bu bir tutarsızlık oluşturmuyor muydu? Bu açıdan önemli bir gösterge, “silâhlı mücadelenin miadını doldurduğu” yolunda bir demeç veren (Diyarbakır Belediye Başkanı) Osman Baydemir’in, Öcalan’dan haddini bil, sen kim oluyorsun kıvamında çok şiddetli bir azar işitmesiydi. Ben bundan, sadece “Kandil’i ve İmralı’sıyla PKK bir türlü vazgeçemiyor şiddet paradigmasından” sonucunu değil, aynı zamanda, ayrılma hedefini başka ad ve kılıflar altında sürdürdüğü sonucunu da çıkarmıştım: Çünkü “Türkiyeci olmak, Türkiye içinde demokratik hak ve reformları esas almak, asla silâhlı mücadeleyi kaldırma ve taşımaya ‘politik bakımdan yeterli’ bir amaç olamaz”dı (26 Mart 2011: Hegemonya ve “psikolojik savaş”). Gene aynı makalede, “nihaî hedef”in yerini “hareketin bekası”nın aldığını da vurgulamıştım: “PKK için, reformdan reforma ilerleyen bir mücadele anlamında değil; barış ihtimali (veya tehlikesi) karşısında örgütün kendi kendini koruması ve sürdürmesi anlamında ‘hareket’ galiba her şey haline geldi. Esasen ‘tasfiye korkusu’ denen şey de tam bunu yansıtıyor.”
İlginç bir boyut daha var, dünü bugüne bağlayan. O da silâhların gölgesinde yerel hegemonya arayışıyla ilgili. Bugün “özyönetim” deniyor; 2011’de “demokratik özerklik” adıyla anılıyordu. Ne tesadüf; son iki yılda bütün umutlarını HDP’ye bağlayan, arkasındaki PKK’yı ise hemen hiç eleştirmez olan bir kısım sol-liberal aydınlar, bu “demokratik özerklik” projesine karşı çok sert şeyler söylemişler 2011’de. Örneğin Oya Baydar PKK’nın despotizminden söz etmiş. Murat Belge, PKK gelecekte devlet olsa halka neler yaşatabileceğinden duyduğu endişeyi yansıtan iki yazı yazmış (ve bu yüzden Veysi Sarısözen’in saldırısına uğramış). Ben ise bütün bunları devlet denmeyen bir devlet, ayrılma denmeyen bir ayrılma hedefine bağlamışım. Şöyle diyorum, aynı 26 Mart 2011 yazımda: PKK’nın bütün tavırları “kendi alanı diye baktığı Kürt bölgelerinde tek olmak veya kalmak etrafında dönüyor. Öcalan bu yüzden, kör kör parmağım gözüne, bütün diğer Kürt aydınlarını, PKK’nın yerel iktidar organı olmaya hazırladığı DTK’ya katılmaya çağırıyor. Keza, (BDP’nin değil ama) DTK’nın ‘demokratik özerklik’ projesi, birçok gözlemcinin farkettiği üzere, Kürt bölgelerini kim(ler)in temsil edeceğini mutlak surette kontrol altına almak gibi, pek de demokratik sayılamayacak (faraza Oya Baydar’ın düpedüz despotik diye nitelediği) bir amaca yöneliyor.
“Acaba bu tür hamleler doğrudan doğruya barışa mı karşı -- yok artık, bu kadarı da olmaz dedirtip, PKK’nın ara zemini elimine ederek yerel hegemonyasını sürdürmesine en elverişli durum olan savaş halini geri getirtmek için mi yapılıyor? Öyle bir boyutu da var, herhalde. Ama bana öyle geliyor ki daha önemlisi, (bu yaklaşımla nasıl geleceği belli olmasa da, ez kaza gelirse) barış sonrasında güneydoğuda rakipsiz, tekelci bir konuma yerleşmek. Bunun bir anlamı, Kürt bölgelerinin fiilen ayrılmış gibi olması. PKK’nın, örgütsel varlığının garantisi olarak (bayrağı ve ‘öz savunma’sıyla) aradığı hegemonya düzeyi, ayrılık hedefini telaffuz etmeksizin bir ayrılık hali yaratmaya varıyor.
“Aynen, Murat Belge’nin Veysi Sarısözen’in köpürmesine yol açan iki yazısında olduğu gibi, hani meselâ gelecekte devlet olsalar, o devletin nasıl bir iç siyasal hayatının olacağı hakkında çok şeyi şimdiden açığa vuruyor.”
Bugün hendekli-barikatlı “özyönetim” bölgelerinde PKK’nın Kürt halkına yaşattığı zulüm, Oya Baydar ve Murat Belge’nin dört yıl önceki kaygılarının ne kadar haklı olduğunu ispatlıyor.
(4) Nitekim bir adım ötede PKK, ilk defa 2011’de, “köprüden önceki son çıkışı” kullanarak barıştan kaçıverdi. Maalesef bunu da daha olmadan, çıkagelmeden görmüş ve dümdüz yazmışım, 12 Haziran 2011 seçimleri öncesinde. O sıralar PKK’nın bir “yeni tahlil” tevatürü var; ben bunu savaşa dönüş olarak okumuşum (ve doğru okumuşum). Örneğin şöyle demişim bu doğrultuda: “Bana göre PKK barış fikrini sindiremiyor, kendini ‘barış hali’nin içinde göremiyor, hayal edemiyor. Kalıcı barış beklentisinin arttığı bir ortamdan nasıl çıksam diye bakıyor. Aslında hiç istemediği halde kendini evlilik hazırlığı içinde bulan bir gelin veya damat adayı nikâh memurunun ve bütün şahitlerin önünde hayır dememek için, nasıl daha önceden kaçmaya çalışırsa, PKK da öyle, ‘köprüden önceki son çıkış’ fırsatlarını kaçırmamak peşinde. Bence işte bu noktada, askerî vesayet mihrakının bitmeyen provokasyonlarıyla birlikte ‘yeni tahlil’ de devreye giriyor; PKK-BDP önderliği belki büyük bir virajı tabanına açıklamaya bu gerekçelerle hazırlanıyor” (19 Mayıs 2011: Kaybolduğum haftalar).
“BDP bloku” ortamına çok ters düşen lâflardı bunlar. Hatırlatayım: 7 Haziran 2015 seçimlerinde nasıl bir HDP ve “Selocan” aşkı yaşandıysa, 12 Haziran 2011 seçimlerinde de bir BDP aşkı yaşanıyordu. BDP etrafında bir “emek, demokrasi, özgürlük bloku” kurulmuştu ve bütün sol buna oy vermeye çağrılıyor -- ama hepsinden önemli olması gereken “barış” sözcüğünün nedense hiç adı geçmiyordu. Hattâ yüzde doksan aynı düşündüğümüz Gürbüz Özaltınlı bile eleştirmişti beni o zaman. 24 Mayıs 2011 tarihli Berktay’ın metaforu notunda, bu nikâh bozma benzetmesini beğenmediğini, PKK’nın iç farklılaşmalarını ve Öcalan’ın “net açıklamalar”ını görmediğimi, “iki PKK gerçeği”ni atladığımı söylemiş; devamla, “Berktay neden bunu yapıyor anlamadım” demiş; bir ihtimal olarak barıştan umudumu kesmiş olmamı; bir ihtimal olarak da barış için daha güçlü bir AKP’ye daha fazla şans tanıyor olabileceğimi kaydetmişti. Ben de buna ve diğer itirazlara beş gün sonra aynı sayfada altalta yayınlanan iki yazıyla cevap vermiş; PKK’nın şiddet dilini tırmandırarak sürdürdüğüne işaret etmiş; “blok”u desteklemek için çok basit bir barışçılık koşulunun dahi hiç akla gelmemesini tuhafsamış; sonuçta, “[Ç]ok sevdiğim kişilerin de bütün çağrılarına karşın ve yalnız kalmak pahasına, ’emek, demokrasi, özgürlük bloku’ denen PKK-BDP cephesine oy vermeyeceğim. Sorgulanmayan alışkanlıklar ve boş hayallerle sürüklenilen yanlış bir analiz, yanlış bir tavır olduğu kanısındayım” demiştim (Gerillaya oy vermeyeceğim ve Solun “haklı şiddet”i reddedemeyişi; ikisi de 29 Mayıs 2011).
İyi ki demişim. Sonrasında ne olduğunu hepimiz hatırlıyoruz (veya hatırlamamız gerekir). BDP etrafındaki mahut “Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku” toplam 36 bağımsız adayını Meclise sokmayı başardı. Derken Yüksek Seçim Kurulu, (örgüt propagandasından aldığı 20 aylık cezayı gerekçe göstererek) Hatip Dicle’nin milletvekilliğini düşürdü (21 Haziran) ve bunun üzerine BDP/Bağımsızlar Meclisi boykot etmeye karar verdi (23 Haziran). Bu da PKK’ya, silâhlı mücadelenin üstünlüğünü ispatlamak için aradığı gerekçeyi sundu. 14 Temmuz 2011’de PKK’nın Silvan saldırısı meydana geldi. Genelkurmay “çatışmada ve ormanlık alanda teröristlerce atılan el bombalarının etkisiyle çıkan yangından dolayı” 13 askerin öldüğü, 7’sinin yaralandığını duyurdu. PKK çoğu zaman yaptığı gibi önce yalan ve inkâra sığındı; TSK helikopterlerinin gaz ve yangın bombaları atarak kendi personelini vurduğu gibi saçmalıklar dolaştırdı. Zamanla “zaferi” üstlendi. Çatışmasızlık bitti ve tekrar savaşa dönüldü.
Herşey bir yana; şu 2010-2011 süreci ile 2014-2015 süreci arasındaki benzerlik çarpıcı gelmiyor mu size? O zaman PKK+BDP’nin, dört yıl sonra PKK+HDP’nin yöntemleri neredeyse tıpatıp aynı değil mi? O zaman (hiç barışçılık koşulu aranmadan) “BDP bloku”na bağlanan umutlar ile dört yıl sonra HDP ve Demirtaş’a (sırf AKP karşıtlığı uğruna ve arkaplandaki PKK unutularak) bağlanan umutlar, keza tıpatıp aynı değil mi?
Sorgulanmayan alışkanlıklar, boş hayaller… Fakat yani naifliğin de bir sınırı yok mu bu dünyada? Hiç lâfımı sakınmayacağım. Bakın, PKK’nın güneydoğuyu şimdi ne hale getirdiğine. Haydi birincisinde aldandı herkes. Aynı salaklık ikinci defa nasıl işlendi; akıl alır gibi değil. Buradan devam edeceğim.
NOTLAR
(1) Yazılış tarihleri itibariyle, bkz Diyarbakır önlenebilmeliydi (6 Haziran); Suruç’un ardından (2) PKK’nın yeni karşı-devrimci iç savaşı (24 Temmuz); Suruç’un ardından (3) HDP ile kısa ve beyhude bir tartışma (25-26 Temmuz); En basit soru: PKK’nın istediği tam nedir? (6 Ağustos); Neleri geri almaya hazırım (7 Ağustos); Dengir Mir Fırat’ın mektubu (17 Ağustos); Kaçınılmaz bir çatlağın aleniyet kazanması (26-27 Ağustos); Bu “özerklik” o özerklik; bu “özyönetim” o özyönetim mi? (30 Ağustos); Nefes nefese (30 Eylül);Bir felâkete sürükleniyoruz (10 Ekim); Ahlâksız Teklif (Indecent Proposal) (11 Ekim); Demokrasi ve meşruiyet için (17-21 Ekim); Bir metin şerhi denemesi (Demirtaş'ı okuma kılavuzu) (9 Aralık 2015).
(2) Bkz PKK ne istiyor? (24 Kasım) ve İngilizcesi, What does the PKK want? (28 Aralık); PKK ne yapıyor?(26 Aralık) ve İngilizcesi, What is the PKK doing? (29 Aralık); Kürtler ne yapacak? (9 Aralık) ve İngilizcesi,What will the Kurds do? (8 Aralık 2015).
(3) Bu benzetme için bkz En basit soru: PKK’nın istediği tam nedir? (6 Ağustos 2015).
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024