Haluk Yurtsever

Kültür, Latince, ekip biçmek anlamındaki cultura’dan o da “colere” fiilinden geliyor. Colere, işlemek, yetiştirmek, düzenlemek, onarmak, inşa etmek, bakım ve özen göstermek, ekip biçmek, iyileştirmek, eğitmek anlamlarını içeriyor. Türkçe “ekin” diyoruz.
Kültür, zamanla toplum bilimlerinin, siyasetin de önemli bir kavramı haline geldi.
Yüzlerce tanımı var. Bu yazı çerçevesinde kültürü, toplumsal gündelik yaşamla ilgili tüm edim ve etkinliklerin birikimli toplamı, verili bir zamanda, verili bir toplumda, maddi yaşamın, tüm toplumsal/gündelik ilişkilerin normlandırılmış, anlamlandırılmış bütünlüğü olarak anlayabiliriz. Kültürü, en genel ama aynı zamanda özlü ve kanımca doğru biçimde “doğanın yarattıklarına karşı insan eliyle yaratılan her şey” diye tanımlayabiliriz.
Kültürün kurucu öğesi, soyutlamaların simgeseleştirildiği dil’dir.
Tarım ve bitkiler dünyasıyla toplumlar dünyası arasındaki benzerlik bir yere kadardır. Toplum söz konusu olduğunda örneğin “ekme” fiilinin yerini “eğitim” almakta, “bilinç endüstrisi”, “toplum mühendisliği”, “devletin ve sermayenin ideolojik aygıtları” kavram ve düzenekleri devreye girmektedir. Öte yandan, toplumsal kültürleşmede evrimsel birikim ve katmanlaşma çok önemli bir rol oynamakta, bir toplumun verili kültürüne kestirmeci, kısa yolcu iradi müdahaleler kültürel alanda kaosa, ses ve kavram uyumsuzluğuna, eş anlamla kakofoniye yol açmaktadır. Bugün yaşanmakta olan çok kısaca budur!
*
Kapitalist toplumda, üretim araçları ve ideolojik aygıtlar gibi, zaman-mekân ve kültür de kapitalist sınıfın denetimindedir. Kapitalist toplumun kültürel yapısı farklı uygarlıklardan, farklı sosyolojik/sınıfsal kaynaklardan gelen kültürlerin, sermaye tarafından kendi kültürüne eklemlenmesiyle, asimilasyonuyla biçimlenmektedir. Asimilasyon, kanımca en iyi “kendine benzeterek içerme”(1) olarak tanımlanıyor.
Öte yandan, her egemen kültür gibi kapitalist kültür de oluşup olgunlaşırken karşı kültürün yeşereceği koşulları hazırlıyor. Karşı kültürün eski düzen içinde yeşermesi nesnel bir eğilimdir. Pratikleşmesi kendiliğinden olamıyor; mutlaka bilinçli insan müdahalesini gerektiriyor!
Sanayi Devrimiyle başlayıp yirminci yüzyılın son çeyreğine kadar süren sanayi kapitalizmi döneminde burjuva/kapitalist- proleter/sosyalist karşıtlığı yalnızca siyasal değil, kültürel boyutlar da kazanmıştı. Sınıfsal kültürel bölünmenin derin ve güçlü olduğu İngiltere’de işçi sınıfının kapitalizm karşıtı siyasal hareketi güdük kalırken, işçi sınıfının nicel varlık ve sınıf kültürü olarak zayıf olduğu Çarlık Rusya’sında dünyanın ilk proleter sosyalist devriminin gerçekleşmesini tarihin cilvelerinden biri saymak gerekiyor.
Lenin’in yaşamının son zamanlarında komünizme geçişte kültür sorununun belirleyici önemini fark edip üzerine eleştirel yazılar yazdığını, Bolşeviklerin büyük devrimden çok önce ve sonra kültür sorununu “proletkült” üst başlığıyla ciddi biçimde tartıştıklarını, bu eksende ayrıştıklarını biliyoruz. Burada bunlara giremiyor, düşünmek ve tartışmak üzere şöyle bir saptama yapmakla yetiniyoruz: 74 yıllık Sovyet deneyimi, Çin’de Mao’nun cüretli “kültür devrimi” pratikleri, yeni kültürün ve “yeni insan”ın henüz komünizme hazır olmayan tek tek ülkelerdeki devrimlerle, yukarıdan siyasal müdahalelerle yaratılamayacağını ne yazık ki acı biçimde göstermiştir. Taylorist yöntemlere başvurmak, “komünizm eşittir elektrifikasyon” demek, demir çelik üretiminde en ileri kapitalist ülkeyi geçmeyi komünist topluma geçiş ölçütü almak türünden yaklaşımlar hem teoriyi hem pratiği deforme etmiştir.
Sosyalist çözülüş ve bilişim devrimiyle birlikte Sovyetli dünyanın ve onunla eşzamanlı sanayi kapitalizmi evresinin kültür kavramı değişime uğramış, bir dönem bu açıdan da kapanmıştır.
*
Kültür başlığına da sınırdan bakmalıyız.
Bir: Sosyalist denemelerin bildiğimiz biçimde çözülmesinin ve bilişim devriminin yol açtığı gelişmelerin çakıştığı bir tarihsel ortamda postmodernist kayganlığın “büyük anlatılar”ın, ütopyaların, devrimci programların sona erdiği yollu savları dünyayı değiştirmek isteyenler arasında da etkili olmuş, bizim tarafta da ideolojik ve kültürel karmaşa yaratmıştır.
İki: Bu iki kaynaklı etkinin sonuçlarından biri, toplumsal/siyasal mücadelelerde sınıfların yerine kimlikleri koyma eğiliminin moda olmasıdır. Sıralamak için harflerin yetmediği bir kimlikler yelpazesi ile karşı karşıyayız. Bu kimlikler çokluğunun uygarlığımızın en kadim ve köklü yarılması olan kadın sorununun ve ezilen ulus mücadelelerinin üstünü örten bir işlev görmeye başladığını eklemek isterim. Günümüzün en önemli ideolojik, siyasal ve kültürel problemlerinden biridir. Görmezden gelemeyiz.
Üç: Toplum yaşamının tüm alanlarında tarih içinde oluşmuş norm, değer, teamül, hukuk ve yasaların yerini kod’ların, simgelerin, ikonların, emojilerin aldığı bir kültürel yozlaşma döneminden geçiyoruz. Durumu anlatan uygun sözcük anomi’dir. Anomi bir normsuzluk durumudur. Anomi ortamında ortak değerler zayıflamakta, giderek yok olmakta, birey yalnızlaşmakta, toplumsallık, kolektif faillik devre dışı kalmakta, bireycilik öne çıkmaktadır. İnsan dağılmaktadır. Anomi, insanın yaşama nedenini, ruhsal yaşam gücünü (libido) tahrip eden bir normsuzluk durumudur.
Dört: Kantçıl eleştirel bir saptama: Günümüzde birey özerkliğinin ve özgürlüğünün temeli olarak aklın, iradenin ve sorumluluğun yerini kodlanmış, ayrıntılandırılmış arzular alıyor. Kodlama yalnızca bir iletişim dili değildir. Aynı zamanda verili zaman ve mekândaki tüm ilişkileri, sanatı, günlük yaşamı, yeme içmeyi, giyim kuşamı, bedenle ilgili tercihleri, zevkleri, duygulanımları tektipleştiren, kalıplaştıran bir yeni dil’dir. Az sözcüklü, aşırı derecede basitleştirilmiş, köşeli, Roy’un deyişiyle “otistik” bir dil.(2)
Beş: Sınıf mücadelesi açısından kritik iki saptama.
Birincisi, işçi sınıfı kültürünün gelişebileceği toplumsal mekân ve zamanlar, üretim ve yaşam alanları parçalanıp, birbirlerinden koparılıyor. “Büyük işyeri”, “büyük fabrika” özellikle gelişmiş kapitalist ülkelerde yok oluyor. Mutenalaştırma (gentrification), yerinden etme (deterritorialization), özelleştirme yöntemleriyle emekçilerin yaşam yatakları dağıtılıyor. İşçilerin serbest zaman geçirdikleri kamusal alan ve araçlar ellerinden alınıyor. Mekân, toplumu fiziksel olarak içine alan basit bir kap değil, toplumsal pratiklerin gerçekleştiği kültürel ortamdır. Mekânsızlaştırma kültürsüzleştirmedir.
İkincisi, tipik örneği bizdeki motor-kuryelerin “esnaflaştırılmasında” görüldüğü gibi ücretli işçinin yerini sözde girişimci-birey alıyor; bu yolla birey kendi güvencesizliğinin sorumlusu ve yöneticisi konumuna sokuluyor. Çalışmayla özel yaşam arasındaki sınırlar belirsizleşiyor.
Altı: Tüketim, günümüz sermaye uygarlığında doğayı, ekolojik döngüyü ve insanı bozan kültürel kolonlardan biri haline geldi. Marx’ın zamanında işçi sınıfının tüketim kapasitesi en temel yaşamsal gereksinmeleri asgari düzeyde karşılamanın ötesine geçemiyordu. Fordizmle birlikte ve özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra durum değişti; toplumsal proletarya kapitalizm içinde hem artık değerin gerçekleşmesine kitlesel tüketimle katkı yapan hem de çelişkili biçimde tüketimden gelen gücü yeğinleşen bir sınıf özelliği kazandı.
Tüketim kültürünün en önemli sonuçlarından biri, mutluluğu daha çok metaya sahip olmakta arayan, tüketimi yaşamın amacı haline getiren bir insan tipi yaratmış olmasıdır.
Araçlar amaçlara hizmet eder. “Kültürel kopmanın sebebi internet değildir. İnternet, değişimin aracını sunmuştur… Narsisizm eğilimli bireyciliği internet yaratmamış, ama ona benzeri görülmemiş bir yayılma alanı sunmuştur…İnternet yurdu belli ve sosyalliğe dayalı eski dünyanın yerine küresel ve aracısız erişilebilir bir sanal mekân yaratmıştır…Birey artık bir toplumsal dokuda yerleşik değildir. Arkadaşları, ailesi ya da ilişkileri olmadığı anlamına gelmez bu; işi [çalışmayı], sosyalliği ve kültür (ya da altkültür) evrenlerini birbirinden [ayırdığını]” gösterir.”(3) İnternetin sağladığı ağ tipi iletişim ve örgütlenmenin sorun ve olanakları ayrı bir yazının konusudur.
*
Öyleyse ne yapmalı?
Yabancılaşmanın ve kültürsüzleşmenin kaynak nedenine ve sonuçlarına karşı etkili bir mücadele ancak sermaye düzenine ve uygarlığına ideolojik, siyasal karşıtlık ve yeni toplum kuruculuğu temelinde geliştirilebilir. Karşı siyasetin olmazsa olmaz koşullarından biri, onun kendisini gündelik yaşam içinde alışkanlıklar düzeyinde yeniden üretebilmesi, yani kültürleştirmesidir. Kültürleşme, kendi mahallemizden, parti ve sendikalarımızdan, gündelik ilişkiler alanlarından başlamalıdır. Kültürleşmenin praksisteki karşılığı bu tarafta her şeyin başka türlü yaşandığının gösterilmesidir. Böyle bir kültürleşmenin boy vermesi için komünal/komünizan tohumu tüm toplumsal devrim süreci boyunca, yani siyasal devrimden önce ve sonra toplum toprağına ekmek sürekli devrimciliğin tarihsel misyonudur. Buna kültürleşme mücadelesinde “örneğin gücüyle yol almak” diyebiliriz.
Tam bu noktada kimi yoldaş yurttaşların “bunlar güzel sözler, hani bunun siyaseti?” diyeceklerini duyar gibi oluyorum.
Bu sitemli soruya yanıt için iki şey söyleyeceğim.
Birincisi okuyucudan özür dileyerek Dünyada ve Türkiye’de Komünist Ufuk kitabımda uzunca ( 357-433 sayfalar arasında) açıklamaya çalıştığım “mücadele hedefleri” çözümlemesine gönderme yapmak zorundayım. Bu gönderme, anlamlı bir tartışma ya da polemik yürütmek isteyenler için. Mücadele hedeflerini, toplumsal proletaryayı bu talepler için mücadeleye siyaseten ve eylemsel olarak kazanma, kapitalist mantığın karşısına komünist mantığı siyasal pratik olarak bedenleştirme yöntemi olarak öneriyorum. Bu yaklaşımı yok sayanlarla anlamlı bir tartışma ya da polemik yürütebileceğimizi sanmıyorum.
İkincisi, en büyük öğretmen pratikten öğrenmemiz gerekiyor.
Sözü, kültürleşme bağlamında 2009 Tekel Direnişi’ne ve 2013 Gezi/Haziran isyanına getirmiş oluyorum.
Ankara’nın göbeğinde kurulan bir tür çadır kentte 2009 sonunda başlayıp, 2010 ilkbaharına kadar süren Tekel Direnişi, çok özetle yalnızca Tekel işçilerinin değil, bu topraklardaki tüm emekçilerin etnik, dinsel, kimliksel aidiyetlerini içererek aşan proleter komünal bir mücadele ve dayanışma pratiğiydi. Toplumsal proletaryanın yalnız AKP/Erdoğan iktidarına karşıtlığının değil aynı zamanda sermaye karşıtlığının bayrağı haline gelen Tekel Direnişi’nden, sosyalist hareketimize sınıfsal enerji katan bir deneyim olarak yararlanabildiğimizi söyleyemiyoruz.
2013 Gezi ya da Haziran isyanı, bu kez birikmiş öfke ve isyanın, çok daha büyük bir hareket olarak cisimleşmesiydi. Konumuz açısından en önemli özelliklerinden biri, direnişin, özellikle Taksim’deki 1-15 Haziran arasındaki fiili alan hakimiyeti günlerinde her gönüllü bireyin büyük-küçük, önemli-önemsiz katkı ve katılımını çeken büyük, kendiliğinden, komünal renkler taşıyan bir dayanışma örgütlenmesini, ruhunu canlandırmasıydı. Piyasa ve para geçici olarak kovulmuştu. Gezi’de, çadırları, meydanı, radyosu, televizyonu, gazetesi, reviri, ambulansı, itfaiyesi, güvenlikçisi, psikoloğu, çarşısı, kitaplığı, eczanesi, kahvehanesi, aş evi, oteli, kuaförü, berberi, sineması, sanatçıları, kreşi, atölyeleri, müzesiyle, dilek ağacıyla yeni bir yaşamın örnek modeli bir çakım kısalığında da olsa görünmüştü.
Bu isyan, toplum çoğunluğu tarafından da son derece haklı, meşru, güven verici bir eylem olarak algılandı; sempatiyle karşılandı. Erdoğan’ın, bu çıkışa gösterdiği tepkinin, gezicilere duyduğu eksilmeyen kin ve nefretin altında bu gerçeği belki herkesten iyi görmesi var.
Bu toplumsal ileti, ne yazık ki, Türkiye solunun bu iletiyi en iyi anladığı izlenimi yaratan kesimleri tarafından bile içselleştirilemedi. Verili düzen siyasal düzleminde yer bulamayan emekçilere, kadınlara, gençlere siyasal kanal açma iddiaları çokça dillendirildi ama pratikte neredeyse hiç karşılık bulamadı. Bürokratik-yönetsel statükocu kültür, büyük bir inatla ortama yeniden egemen oldu.
Sosyalist siyasetteki tıkanıklığı aşmak, ortaklık kültürleşmesini bugünden başlayarak mayalandırmak için sürece eleştirel/kurucu bir içtenlik ve tutarlılıkla yaklaşmak gerekiyor.
*
Yazıyı, buraya kadar söylenenlerin tümünü aşan büyük bir tehlikeye işaret ederek bitirelim. Biliyorsunuz, Elon Musk insan beynine ilk çipin takıldığını duyurdu. Soru şu: Beyinden dışarıya komut verdirebilen bir teknolojiyle, milyonlarca insanın beynine uzaktan hükmetmek, komuta etmek mümkün olmayacak mı? Bu sorunun kesin yanıtını bilmiyorum. Ama iklim kriziyle birlikte bu tür yapay zekâ uygulamaları kapitalist uygarlıktan kurtulmak için sonsuz zamana sahip olmadığımızı düşündürtüyor.
NOTLAR:
(1) Tanım, Olivier Roy’a belki de kitabını çeviren Haldun Bayrı’ya ait: Olivier Roy, Dünyanın Düzleşmesi, Çeviren: Haldun Bayrı, Metis Yayınları, İstanbul, Nisan 2024, s. 39
(2) Olivier Roy, age, s. 118
(3) Age. s. 36
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2025
29.01.2025
5.01.2025
17.12.2024
3.12.2024
22.11.2024
7.11.2024
22.10.2024
15.10.2024
10.09.2024