Kurtuluş TAYİZ
Kandil'deki örgüt yöneticilerine göre çözüm süreci IŞİD'in Kobani'ye saldırı başlattığı gün bitti. KCK Yürütme Konseyi Üyesi Murat Karayılan'ın ifadesiyle artık sadece "Apo'nun son sözü söylemesi" bekleniyor. KCK tarafından yayımlanan son bildiride de aynı kesin ifadeler var: "IŞİD’in Kobane’ye saldırtılmasıyla birlikte ortada bir çatışmasızlık durumu kalmamıştır. Bakur’da çatışmasızlık, Rojava ve Başur’da savaş politikası kabul edilmeyecektir."
Kandil kısaca "Kobani düşerse Türkiye'de çatışmaları yeniden başlatırız" diyor. İmralı'yı dışında tutarsak Kürt hareketinin geneli Kobani'nin düşmesi halinde süreci bitirmekten yana. Süreci bozmak istemelerinin nedeni ise fazla spekülatif. IŞİD'i Kobani'nin üzerine Türkiye'nin saldığını öne sürüyorlar. Hükümetin "Türkiye'de barış politikası, Rojava'da ise savaş politikası" izlediğini savunuyorlar. Bu oyunu bozmak için de çatışmaları tekrardan başlatma kararlılığındalar!
Bu öfkeli ruh halinin daha neler yapabileceğini tahmin etmek zor değil. Türkiye'ye karşı yeniden silaha da sarılabilir, şiddete de başvurabilirler. Barış sürecini gözden çıkarmaları elbette sürpriz olmaz.
Neyse ki Murat Karayılan'ın bahsettiği gibi son sözü ne Kandil ne HDP söyleme yetkisine sahip; PKK'da stratejik konularda son kararı Abdullah Öcalan verir. Rojava'daki gelişmelerin Öcalan'ı memnun ettiği elbette söylenemez. PKK ve PYD kontrolündeki Kürt bölgesi ciddi bir saldırı altında. Kandil ve HDP'nin düşündüğü veya iddia ettiği gibi Öcalan, IŞİD'i Kobani'nin üzerine Türkiye'nin gönderdiğini düşünmüyor. Aksine IŞİD'i bir İsrail projesi olarak görüyor. Hatta Öcalan'a göre Musul'da kaçırılan rehineler Türk hükümetini devirmek için kullanılmak istendi. Liderler gerçekçi olmak zorundalar; Öcalan'ın Kandil ve HDP'li siyasetçilerden farkı işte bu noktada ortaya çıkıyor.
Ancak Öcalan'ın da hükümete yönelik ciddi eleştirileri var. Türkiye'nin PYD kontrolündeki özerk bölgeye baştan beri karşı çıktığını hatırlatan Öcalan, hükümetin aynı tutumu devam ettirdiğini söylüyor. Hükümeti, Rojava politikasını değiştirmeye çağırıyor. Abdullah Öcalan, Barzani'ye ise ciddi suçlamalar yöneltiyor. IŞİD'in saldırılarından faydalanarak PYD'yi Rojava'dan tasfiye etmek istediğini iddia ediyor.
Gerek Türkiye'nin gerek Barzani'nin PYD'ye sempati duymadığı açık. Barzani'ye yakın Kürt örgütleri, Rojava'da PKK-PYD işbirliğiyle tasfiye edildi. PYD lideri Salih Müslim, Türkiye'de üç kez ağırlanmasına rağmen çıktığı her platformda Türkiye'yi "İslamcı teröre" destek vermekle suçladı. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı ağır sözlerle suçladı. Kürt medyası, Suriye'deki kimyasal katliamın arkasında Türkiye-IŞİD ortaklığının bulunduğunu bile öne sürebildi.
İlişkiler bu kadar bozukken PYD'nin Rojava'da güç kaybetmesine Türkiye'nin üzülmesini beklemek fazla iyimser bir yaklaşım olur. PYD, baştan beri doğru bir ittifak politikası geliştiremedi. Türkiye'yi karşısına aldı. Bu hatalı strateji yüzünden kendini bölgede yalnızlaştırdı. Rojava'ya yönelik İlk büyük askeri saldırı karşısında ise psikolojik olarak çöktü. PKK ve PYD, bu moral bozukluğu şimdi de Kürtlerin yıllar sonra Türkiye'de yakaladığı barış imkâanını ortadan kaldırmak istiyorlar.
Abdullah Öcalan'ın, bu ruh halinin etkisinde karar vermesi elbette mümkün değil. Öcalan, hâlâ gelişmeleri analiz etmeye çalışıyor. Rojava'daki saldırıları 1999'da kendisinin Suriye'den çıkarılıp Türkiye'ye teslim edilmesiyle sonuçlanan uluslararası bir tasfiye hareketinin parçası olarak görürse elbette süreçten çekilir. Ancak PKK'ya karşı 1999'daki gibi uluslararası boyutları olan uluslararası bir saldırı planı yürürlükte değil. Batı, Suriye muhalefetiyle birlikte hareket etmediği için PYD'ye tepkili; fakat PYD'yi tasfiye etme gibi bir niyetleri de yok. IŞİD'e karşı mücadelede PKK ve PYD ile işbirliği yapmaya bile hazırlar. Birleşmiş Milletler, çözüm sürecinin sonunda PKK'nın terör örgütleri listesinden çıkarılacağını bile açıkladı. Konjonktür bu kadar Kürtlerin lehineyken Öcalan'ın yanlış bir değerlendirme içine girebileceğini sanmıyorum. Çözüm sürecinin son durumuna bakarak kararını verecektir. Hükümetin süreci ilerletme kararlılığında olduğu görülüyor. Bu karar değişmeyene kadar Öcalan'ın pozisyonunda da herhangi bir değişiklik beklenmemeli.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019