Muharrem Sarıkaya
BAŞKANLIĞI dün itibarıyla resmi olarak sonlanan Trump’ın Washington’da yaşanmasına aracılık ettiği vandallar baskını sadece ABD’ye değil, dünyaya önemli bir veri sundu.
İnsanın gözüne batan kıymığın en büyük büyüteç olması gibi, bir anda her şeyi görünür kıldı.
Senato baskınını yapan Trump taraftarlarının giyim kuşamlarını, yüz hallerini, davranışlarını tüm çıplaklığıyla izlerken yıllar önce okuduğum iki düşünürün sözleri aklımdan geçti.
Biri Alman zulmünden kaçamadığı için intihar eden ünlü kuramcı Walter Benjamin’in 80 yıl önce sanki bugünü görürcesine yazdığı cümleleriydi:
“Bir düzen hüküm sürdüğü müddetçe dehşetler ve canavarlar normalize olur. Ancak eski düzen ölüp, yenisinin de henüz belirmediği geçiş sürecinde dehşetler oldukları haliyle görünür; normal görünmekten çıkar ve böyle umut anlarında büyük eylemler mümkün olur...”
Aklıma ikincisi de ünlü filozof Emmanuel Levinas’ın, “Ayaklanma olağanüstü bir bilinçlenmedir…” cümlesiydi…
BİRARAYA GELİNCE CANAVARLAŞANLAR
Trump’ın hüküm sürdüğü iktidarını güçlü kılanlar aslında dün Senatoyu basan kitleydi.
Tek başlarına kaldıklarında yapamayacaklarını, bir araya geldiklerinde başka bir yapıya dönüşen hücreler gibi canavarlaşan insanları, görmezden geldik, normal kabul ettik…
Ne zaman ki onlara ilham veren kaynak kaybetti, gözlerin önündeki perde de aynı anda kayboldu.
Bu noktaya da 4 yıl gibi sürede gelinmedi.
Öncesinde birikmiş olanı Trump besledi, güçlendirdi, bu aşamaya taşıdı...
Bunu yaparken açık konuşmaktan kaçınmadı, gerektiğinde sosyolojik tabanına sürekli olarak örtük mesajlarla da aynı mesajı verdi.
Açık mesajlarında ABD’nin eski güçlü günlerine döneceği, gerçek vatandaşlarının hakkını alıp, sömüren kesimlerin hak etmediklerine kavuşamayacağı bir düzeni kuracağını sürekli tekrarladı.
Yurt dışı operasyonları durdurup, oraya giden harcamaları içerideki orta ve alt gruba aktardı, rahatlama sağladı.
Küçük esnafı canlandırırken, büyük şirketleri vergi ve çevre duyarlılığı konusundaki bunalmış halden kurtardı…
Onların üreteceği tepkileri frenlerken, kendisine karşı gelenler üzerinde de sürekli başına bir iş gelebileceği kaygısını yarattı.
GİZLİ MESAJLA BESLEDİ
Meksika sınırına duvar örme çabasının, beyaz olmayanların ülkede iyi yaşam süremeyeceğinin temelinde hep aynı mesaj vardı; beyazların iktidarını kurmak…
Bunu oluşturmak için yandaşı kitlelere özgüven şırıngalarken, onların önyargılarını coşturmayı da bildi.
Okumuş, emeği ile bir yere gelmiş olanları küçümseyen, “elit, kültürlü” kavramını aşağılama terimi olarak kullanan olmaktan kaçınmadı.
Sadece azınlıklar değil, muhalif kesimler üzerinde de baskı kurucu, serseri kitleleri üzerlerine salıcı tutum sergiledi…
Bunu da sürekli tekrarladığı, “Biz-Onlar” kavramları ile üretti...
Hristiyanlık dinini en kötü şekliyle siyasetin göbeğine sokmaktan da geri durmadı.
VOLECİ POLİTİKA
Ekonomide görünen, kısa yoldan dönmeci, “voleci” anlayışı politikaya taşımış olması da en büyük başarısıydı.
Sürekli beyaz olanı öne çıkaran; onları ABD’nin tekrar hakim sınıfı haline getireceği gazını veren siyasetiydi dün karşımıza çıkardığı kitleler…
Her kriz gibi, pandemi dönemi de toplumsal kutuplaşmayı kolaylaştırdı.
Çoğunluğun devleti özel mülküne çevirdiği yapıyı oluşturma; çoğunluk iktidarını kurma düşüncesini sürekli aşıladı.
ÇIKARCI EDEPSİZ
Bulgar siyaset bilimcisi Ivan Krastev, üç yıl önce, 2017’de yayınladığı makalesinde “Popülist Sapma”dan söz ederken, sanki bugünü tarif edercesine şunları söylemişti:
“Popülist partiler (liderler) sadece acımasız galipler değil, aynı zamanda edepsiz mağluplardır da; çoğunluğu temsil ettiklerine dönük inançları seçim mağlubiyetini kabul etmelerini zorlaştırır…”
Burada da kalmamış devam etmişti:
“Bunun sonucunda seçimler gitgide daha da tartışmalı hale geliyor ve ‘sadece bizim kazandığımız seçimler adildir’ zihniyeti yükseliyor…”
Sanki Krastev kendisine refakat ediyor gibi Trump, bu yoldan gitti, bankaları, basını, sivil toplum kurumlarını kendi boyunduruğu altına almaya çalıştı.
RESİMLERİNE BAKIN YETERLİ
Alamadıklarını dışladı, yanına yaklaştırmadı, geleni de azarladı…
Bunu da toplum önünde yaptı ki kendi tabanına mesaj verip, onların hoşuna gitmesini sağlayabilsin.
Sonuçta besledikleri ABD toplumunun geniş kesiminin hayalinden dahi geçirmekte zorlandığı vandallıklarını Senato’nun düz duvarına tırmanarak sergiledi.
O güne kadar görülmeyen gerçek yüzlerini de kameralara açıktan gösterdi.
Hepsinin resimlerine bakmanız yeterlidir.
Bunu Avrupa’nın birçok ülkesinden tutun da dünyanın çoğu bölgesinde görmeniz olasıdır.
GURURLU EZİK KİMLİK
Çünkü önyargıları, komplo teorilerine inançları, üstün ırk olduklarına dönük gururlu kimlik eziklikleri hep aynıdır.
Zaten dün gördüğümüz de bunun açık yansımasıdır.
Trump, bir daha gelmemek üzere gitmesine neden olan bu gerçek yüzleri sadece ABD toplumuna değil, bütün dünyaya gösterdi…
Bitişinin imzası gibiydi…
Görünen o ki bu kesimden bıkanlar sadece eğitimli, kültürlü kesim değilmiş.
KİTLESEL SABRI TÜKETMİŞ
Cumhuriyetçilerin de kitlesel sabrını tüketmiş.
Bunu Başkan Yardımcısı Pence de açık şekilde ortaya koydu, Cumhuriyetçilerin devlet malına zarar vermeyi aklından geçirmeyecek, klasik korumacı muhafazakar zihnini tekrar açığa çıkardı.
Aslında gelecekteki Başkan adaylığının da yolunu bir nebze araladı.
Bir nebze diyorum, çünkü bundan böyle demokrasi yaşananlar karşısında daha proaktif davranış sergilemezse popülizm çok daha sert gelir.
Bu kez Trump’ın yanına Pence yerine daha popülist, otoriteryan kimlikleri getirir…
Senato baskını sonrası yükselen cesaret yerini tekrar umutsuzluğa bırakır…
Dünya daha da dayanılmaz, çekilmez hal alır…
Yazarlar
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.08.2021
26.07.2021
21.07.2021
13.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
12.05.2021
11.05.2021
3.05.2021
28.04.2021