Mümtazer TÜRKÖNE
İktidarlar çıkarlarını korumak ve sürdürmek için devletin zor kullanma ayrıcalığını seferber ederken ortaya tatsız-tuzsuz hukuksuzluk görüntüleri çıkar. İktidarlar dayak atar, hatta işkence eder. Polisin, savcının, yargıcın devletin egemenlik hakkından aldığı yetkiler muhalefeti sindirmek, iktidarın sürekliliğini sağlamak için suistimal edilir.
Meclis’te görüşülecek olan Can Atalay’ın durumu bu görüntüye uygun, kalın kontürleri ile öne çıkan somut bir örnek gibi görünüyor. Belki de tersi doğru. Dayağı iktidar yiyor ve yüzü gözü kan içinde dayağı kendisinin attığı havasında hükümet ediyor. “Dayak” kelimesini mecazi anlamda kullanıyorum; siyaset bir savaş şeklinde yürütülünce bu tabir “mağlubiyet” veya “hezimet” kelimesinden daha hafif duruyor.
Ekonomi resesyona giriyor. Genç nesil “stagflasyon” kavramını, geçmişte bizim öğrendiğimiz gibi ezberleyecek. Türkiye ekonomik krize 2017’den itibaren hızlı bir şekilde girdi. Hükümetin dahi ekonomistleri sıcak para politikaları ile kriz sürecini yavaşlattılar, ama daha da derinleştirdiler. Uzun süreli durgunluk içinde enflasyon, sıkı para politikası, halkın satın alma gücünün düşmesi yani yoksullaşma bütün diğer politik göstergelerin önünde iktidar denklemini belirleyecek. Kriz diyorsanız, daha işin başındayız. Kemerde sıkılacak 12 delik varsa, henüz birkaçı geçildi. Görünen o ki, iktidarın kışı çok sert geçecek ve Türkiye bambaşka bir bahara uyanacak.
‘YENİ BİR SİYASET DİLİ’NE DUYULAN İHTİYAÇ…
Şu anda, hemen şimdi keskin bir “U” dönüşü ile iktidarın sığınabileceği en sakin liman hukuk devleti. Anayasa Mahkemesi kararlarına uymamak, doğrudan anayasal düzeni askıya almak demek. Böyle bir iklimde ağzınızla kuş tutsanız ekonomik krizi sonlandırmak için bekleyenlere umut vermezesiniz. Ekonomi güven ortamı istiyor. Hukuk ise güven ortamının en sağlam dayanağı. Osman Kavala ve Can Atalay için, daha genel ifade ile hukuksuzluk için vatandaş çok ağır bedeller ödüyor. AK Parti de iktidarını kaybediyor. Bir sembole dönüşen bu iki ismin durumunu, ekonomik krizin sebebi olarak görmeyi denemelisiniz.
Sovyet döneminde Komünist Parti’nin doğum günü kutlamalarını andıran AK Parti’nin 23. yıl törenleri lafla yürünecek bir yol kalmadığını da gösterdi. Retorik, ekonomik kriz gibi insanın derisini de canını da yakan bir ateşi söndüremez. Konuşma metni yazanların bu retorik için icat ettikleri fikirler de parti mutfağında pek karşılık görmez. 23. yılda AK Parti lideri “yeni bir siyaset diline ihtiyaç”tan bahsediyor. “Zamanın ruhu toplumu dönüştürürken siyasal alanı yeniden tanımlamakta” diyor. “Kapsamlı bir değişim”den bahsediyor, “siyaset yapılacak yer” olarak “toplumun merkezi”ni gösteriyor. Sözler etkileyici ama ya karşılığı? İktidar gücü hala değişimi domine edecek nitelikte; ama sonra bu değişimi birkaç ilçe belediye başkanının transferine indirgiyor.
Haniye suikastı sonrası getirilen sosyal medya yasağı, iktidarın uluslararası güç merkezlerinden yediği dayağı saklamak içindi. Türkiye’de iktidara yönelik en etkili muhalefeti, yabancı sermaye güvencesi ile iş yapan NOW Tv yapıyor. Ekonomik krizi hafifletmek için dışardan sıcak para gerekiyor. Ekonomik krizden çıkış uluslararası aktörlerin insafına kalmış durumda, iktidarın geleceği de.
HUKUKSUZLUK, ARTIK AK PARTİ’NİN EZİYET ÇEKTİĞİ BİR TUZAĞA DÖNÜŞÜYOR
Girdiğimiz yolda, uğrayacağımız menzillerde ve seçim gibi elimize geçecek somut bir sonuçta 23 yılını geride bırakan AK Parti’nin tek şansı bulunuyor: Sol totaliteryanizmin yükselişi. Ekonomik kriz sayesinde AK Parti’nin tekel oluşturduğu toplumun merkezi, CHP’nin sürebileceği bir tarlaya dönüşüyor. AK Parti iktidarının 23 yıllık macerası bir ütopyanın, elma şekerinin sapının kalması gibi eriyip çöküşüne sahne oldu. CHP’nin kemik seçmen kitlesinin hala bir ütopyası var. Nutuk’un kapağını açmamış, Medenî Bilgiler kitabından haberi olmayan Atatürkçüler ile laikliği bir din mertebesine yükseltenler vülger pozitivistler totaliter bir ütopyanın peşine takılacaklar. AK Parti otoriterliği ile CHP totaliterliği kafa kafaya çarpışınca muhafazakârlık dışardan gelecek dalgalarla ve milliyetçi oyların DEM karşıtı desteği ile yeni bir ivme yakalayabilir.
Bu yolu açmanın çaresi bile hukuka dönüşten geçiyor.
Hukuksuzluk artık muhalefetin değil AK Parti’nin eziyet çektiği, üstelik iktidarı kaybettiği bir tuzağa dönüşüyor. Can Atalay, Osman Kavala meselesi bu durumun somut göstergesi; sopa attığını zannedenler çok fena dayak yiyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.11.2025
8.11.2025
7.11.2025
3.11.2025
1.11.2025
29.10.2025
26.10.2025
21.10.2025
19.10.2025
16.10.2025