Mümtazer TÜRKÖNE
HDP, oluşmakta olan siyasî yapının önemli kilit taşlarından biri haline geldi. Kilit taşı, çatıyı ayakta tutar ve diğer taşların da yerinde kalmasını sağladığı için encamından büyük bir görev yerine getirir.
Çekerseniz yapı çöker; ama netice de kilit taşı da şekli biraz farklı olsa da bir taştır, başka yerde hiçbir işe yaramaz. Taş, yerinde ağırdır. Siyasî yapı, siyasî partilerden başlayarak devlet bürokrasisi başta olmak üzere, ekonominin ve sivil toplumun dahil olduğu bir iktidar düzeneğidir. Bu yapının ayakta kalması ve görevini ifa etmesi halkın rızasına, yani meşruiyetine bağlı. HDP'nin kilit taşı niteliği bu yapıya sağladığı kısmî meşruiyetten geliyor.
HDP, -iktidar gücü bir kenara- 2002'de AK Parti'nin Türkiye Partisi rolünü, farklı bir bağlamda üstlenmiş durumda. AK Parti Kürtlerden de oy alabilen bir parti olduğu için, devletin uzun terör yıllarında Kürt vatandaşları nezdinde kaybettiği meşruiyetini yeniden inşa etmiş ve özellikle bu hizmetinden dolayı hükümet etmesine, askerî vesayet altındaki devlet iktidarı tarafından isteksiz de olsa izin verilmişti. 2009'da Kürt açılımının başlamasıyla askerî vesayet düzeninin tasfiyesi bu yüzden atbaşı gitti. Bugün her şey değişti; artık Kürtlerin partisi bir Türkiye partisi olmaya AK Parti'den daha yakın duruyor. “HDP'nin yüzde 13'ü içinde ne kadar Türk oyu yer alıyor?” sorusundan daha önemli bir soru var: HDP'nin oyu içinde, şu veya bu şekilde seperatist (ayrılıkçı) eğilim taşımayan ne kadar Kürt oyu var? Bu sorunun cevabı, “Türk oyu” hesabından daha önemli; çünkü HDP'yi Türkiye partisi haline getiren asıl faktör “Türkiye içinde çözüm”den yana olan Kürt oyları. Kandil'den, kahvehane ağzıyla seçim yorumu yapan ve politika empoze eden Karayılan, Kalkan, Karasu ve Bayık gibi PKK şeflerinin hem kendi aralarındaki çelişkileri hem de yüzeysellikleri, HDP'nin sahada öğrendiği bu inceliği anlamamış olmalarından kaynaklanıyor.
13 yıllık AK Parti iktidarının son dönemini münhasıran Erdoğan otokrasisi olarak nitelersek, HDP'nin üstlendiği kritik rolün önemi daha kolay anlaşılılır. AK Parti'yi “Kürtlerin de partisi” haline getiren muhafazakârlığından önce demokrat vasıflarıydı. Az oldukları için ancak anayasal-demokratik güvencelerle kendilerini “eşit” hissedebilen bir toplumun otokrasi ile uzlaşması imkânsızdır. Çoğunluk despotizmi, önce azınlığı baskı altına alır. Nitekim MİT-Öcalan Süreci'nin bu otokrasinin dar labirentlerine, yani Erdoğan'ın iki dudağının arasına sıkışması olacak işi olmaza sokmadı mı? Otokrasi otokratik yapıları muhatap alır. PKK şefleri bu süreç kendilerine olağanüstü bir pozisyon sağladığı için memnundu, HDP'nin seçim başarısından duydukları huzursuzluğun sebebi de bu olmalı.
PKK Tel Abyad'da faşizan bir etnik temizlik gerçekleştirdi ve Suriye'de bir Kürt kuşağı oluşturmak için diğer kantona doğru ilerliyor, maliyeti ağır bir stratejiyi adım adım uyguluyor. Konjonktüre bağlı bu kazanımların hiçbiri kalıcı olamaz. Cihatçı selefilik Arapların da, Türklerin de Kürtlerin de cehennemi. IŞİD belası geçici değil, nesiller boyu kalıcı bir sorun. HDP'nin bölgedeki Kürt varlığını, Türkiye'nin stratejik çıkarlarına uyumlu hale getirmek için göstereceği gayret, PKK'nın silahlı gücünden daha önemli. Ne bölgesel dengeler, ne de Kürt sorunu 2002'deki gibi değil. AK Parti'nin bu fasılda varlık gösterebilmesi için fabrika ayarlarına dönmek yerine, bütün sistemini güncellemesi lâzım. Otokrasi de, PKK'nın politbürosu da bu güncellemenin içinde kendine yer bulamaz.
Herkesi mutlu edecek bir çözümden çok, kavga-döğüş yerine aklın galip gelmesini dileyebilir, Erdoğan'ın yerine HDP'yi yerleştirip AK Parti'ye çalacağı yeni kapıyı gösterebiliriz. Bu evrede aslında birbirini en iyi anlaması gereken iki parti MHP ve HDP. Bölge gerçeklerini özümsemek kaydıyla.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları







































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
21.12.2025
16.12.2025
13.12.2025
11.12.2025
7.12.2025