Roni MARGULIES

Kemalizm’in komediye dönüşmüş olması iyi bir şey değil bence.
Tamam, bir açıdan fena olmuyor, gülüyoruz, eğleniyoruz. Memlekete hoş bir hava geliyor.
Sokaklarda gülünç maskeli insanlar tiyatro gösterisi yapıyor.
İnsanlığın en temel varoluşsal kaygısı olan ölüm korkusu bir günlüğüne aşılıyor; 131 yıl önce doğan bir adamın hâlâ yaşıyor olduğuna inanılıyor.
Üstelik, tüm iyi mizah eserlerinde olduğu gibi, bu gösterilerde de hem güldürücü hem düşündürücü bir yan oluyor.
Ben düşünmeden edemedim mesela, madem “Atatürk ölmedi”, o zaman niye 10 Kasım törenleri yapılıyor?
Yok, eğer öldüyse, o zaman ne olacak bizim hâlimiz? Atatürksüz bir hayat düşünülebilir mi?
Bir yandan maskelere güler, bir yandan da bu derin soruları düşünürken, aklıma ilkokulda 10 Kasım günü yediğim dayak geldi.
“Bugünün önemi ne evladım” sorusuna, “Bugün Atatürk’ün ölümünü kutluyoruz örtmenim” cevabını vermiştim.
Doğru cevabı verdiğimden hiç kuşkum yoktu.
Verememişim.
“Ne kutlaması lan!” diye üstüme yürümüştü öğretmen.
“Türk, doğru ve çalışkan” olmadığım için, bayrak sallayıp Atatürk’ten söz edilen her durumu “kutlama” sanıyordum. Acı gerçeği o gün öğrendim.
Bütün bunlar güzel şeyler. Ama yine de Kemalizm’in maskeli bir sokak komedisine dönüşmüş olması iyi bir şey değil bence.
Değil, çünkü komediyi izleyenler “Kemalizm bitti, askerî vesayet tasfiye edildi, artık sorun yok, bu işler geride kaldı” diye düşünüyor. “Genelkurmay kuzu gibi oldu” diye düşünülüyor,“Derin devlet ortadan kalktı, Silivri’de yatanlara haksızlık etmişiz, keşke artık bırakılsalar” diye düşünülüyor. Nedense, “Ah, Veli Küçük’ü çok özledim, artık çıksa da bir çay içsek” diyen yok pek, ama “Vah zavallı generallerim, ah sevgili Soner Yalçın” diyenler az değil.
Ve bu yanılgı beni korkutuyor.
Zirve Katliamı davasının avukatı Orhan Kemal Cengiz’in bu gazetede Neşe Düzel’e dediği gibi:
“Erdoğan herkesin düştüğü yanılgıya düştü. Belli bir grubu tasfiye ederek devleti kontrol ettiğini sanıyor. Oysa bu devletin Bizans’tan gelen kodları var. Sistemi değiştirmezseniz, o sistem bir gün gelir, sizi vurur.”
Veya Yeni Asya gazetesine verdiği söyleşide “Bundan sonra darbe olmaz” görüşüne katılmadığını belirten Baskın Oran’ın dediği gibi:
“Şu anda askerin durumu darbe yapmaya müsait değil, ama askerî vesayeti devam ettirecek bütün hukukî altyapı mevcut. Askerler darbe yapmayı bilirler, süngü kullanmayı bilirler. Sonra üniformalı siviller devreye girer.”
“Kemalizm” derken, ben sokaklardaki maskeli komedyenleri kastetmiyorum.
Doksan yıllık resmî ideolojiyi, millete karşı devleti savunma içgüdüsünü kastediyorum. “Türkiye Türklerindir” şiarını, Misak-ı Millî sınırlarının dokunulmazlığını kastediyorum. Bu şiar ve bu sınırlar uğruna insan öldürmenin mubah olmasını kastediyorum.
AK Parti hükümetinin bu benim kastettiğim Kemalizm’i, “sistemi”, “Bizans’tan gelen kodları”, “hukukî altyapıyı” değiştirmeye niyeti yok.
Hiçbir zaman olmadı. Hiçbir zaman olmayacak.
Türk-Müslüman devletinin kutsallığına, dokunulmazlığına Veli Küçük ne kadar inanıyorsa, Tayyip Erdoğan da o kadar inanıyor.
Bu nedenledir ki, Başbakan açlık grevleriyle ilgili herhangi bir şey yapmadan önce ilk ölümleri bekliyor. Oysa, grevlerin üç talebinin karşılanması son derece kolay; zaten tartışılan, zaten karşılanmak üzere olan talepler.
Ama Başbakan bekliyor.
Bekliyor, çünkü “Türk devleti teslim oldu” dedirtmeyecek.
Vatandaş ölebilir, önemli değil, yeter ki devlet zayıf görünmesin.
Yeter ki Türk devleti kendi vatandaşının talebine boyun eğmiş olmasın.
Bu devlet boyun eğmez.
Sokaktaki komedyenlerle hükümetteki vicdansızlar bu konuda farklı düşünmüyor.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları














































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023