Sinan ÇİFTYÜREK
Efrin harekâtıyla OHAL savaş koşullarına uyarlanmış haliyle ağırlaştırılarak sürdürülüyor. Seçim hesabı yapılırken gerek OHAL koşulları gerekse de seçimde propaganda malzemesi yapılması planlanan olası bir Efrin “başarısı”nı da %50+1 için yeterli görmeyen AKP iktidarı, Bahçelinin yetmezlikleriyle de ortaklaşarak 26 maddelik teklifi Meclise taşıdı. 26 maddelik teklifin önemli kısmı bugün Mecliste AKP ve MHP oylarıyla geçti, kalanlarının da geçeceği kesin.
Fakat esas Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak için MHP ile kurduğu “Cumhur ittifakı” dahil tüm bu adımlarla da yetinmeyen AKP, üç seçimin yapılacağı 2019 yılı öncesinde iç siyasetteki gerginliği, toplumda kamplaşma ve ayrışmayı derinleştirecek her adımı atıyor.
I - Korkunun yönlendirdiği “cumhur ittifakı” ile yüz yüzeyiz!
TBMM’ne sunulan 26 maddelik İttifak yasası ile yapılmak istenen değişikliklerin tamamı “Cumhur İttifakı”nı kurtarma operasyonu olarak da okunabilir. AKP ile MHP’yi bu ucube yasayı çıkartarak ittifaka yönlendiren birden fazla özel ve genel korku algısı bulunuyor ya da yapay yaratılıyor.
Birinci korku; Erdoğan’ın 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde %50+1’i aşmayacağı yani iktidarı kaybetme korkusudur. İkinci korku; MHP/Bahçelinin %10 barajının altında kalma korkusudur. Ve AKP ile MHP’nin ortak korkusu olarak üçüncü korku; “eyvah Güney ve Güneydoğu’dan etrafımız Kürdistan ile çevrildi” üzerinden devlete dair yaratılan tehdit algısının beslediği gelecek korkudur. Görüldüğü gibi, AKP ve MHP’yi seçimlerde “Cumhur İttifakı”na yönlendiren birden fazla korku bulunmaktadır! Bu nedenle “Cumhur İttifakı”na korkuların oluşumuna yol verdiği ittifak demek abartı değil.
Özetlediğim korkuların yönlendirdiği “Cumhur İttifakı”nın bugün Meclis onayına sunduğu 26 maddelik değişiklik yasası; AKP’nin Cumhurbaşkanı seçimini kazanma yoluyla iktidarda kalma ve MHP özelinde de muhalefetin barajı yasa hilesiyle aşma ihtiyaçlarına göre düzenlendiği çıplak görülüyor!
II – 26 maddelik teklifle seçimde hile ve oy hırsızlığına yasal kılıf giydiriliyor!
*“Seçimlerin güvenliği açısından sorun olabilecek yerlerde sandıkların en yakın yerleşim yerlerine taşınmasına veya sandık bölgelerinin birleştirilmesine vali veya il seçim kurulu başkanının talebi üzerine YSK karar verebilecek” olması;
*“Sandık kurulu başkanlarının kamu görevlileri (yani AKP memurları-bn.) arasından belirlenmesine yönelik değişiklik” yapılması;
*“Teklifle mahalli idare organları seçimlerinde oy pusulalarının aynı zarfa konulması ve bunun yanında, birlikte yapılan Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinde de oy pusulalarının aynı zarfa konulması”;
*“Yüksek Seçim Kurulu, zarfların sahteliğinin iddia edilmemesi ve yetkili seçim kurulları tarafından gönderildiği hususunda şüphe bulunmaması halinde, sandık kurullarınca sehven (nasıl anlaşılacaksa-bn.) mühürlenmemiş zarfların geçerli sayılmasına istikrarlı bir şekilde karar vermektedir” denilerek mühürsüz oy ve zarfların geçerliliğinin yasal hale getirilmesi;
*“İhbar üzerine kolluk güçleri sandık çevresine gelebilecek” denilmesi. Kürdistan’da her yerde “güvenlik sorunu” var ve kolluk güçleri ise zaten sandık başındaydılar şimdi bu yasayla sandıklar üzerinde daha faza jandarma ve polis gözetimi olacak demektir.
Daha somutta bu 26 maddelik değişiklik şunlara yol açacaktır;
a – Böylece 26 maddelik teklif ile hile/hırsızlık yüklü seçim davul zurna ile ilan ediliyor!Çünkü yeni düzenlemeyle %1’e denk gelen 500 yüz bin oy alan bir parti sırf barajı geçen büyük bir partiyle ittifak yaptığı için meclise girebilecekken; beş milyon yani %9 civarında oy alacak bir parti ittifak yapmadığı için baraj altında kalıp meclise girmeyecek! Dolayısıyla 500 bin oy alan parti hazine yardımı alabilecekken, 5 milyon civarında oy alan parti bundan yoksun bırakılacak. Görüldüğü gibi yeni yasayla Meclis vekil koltuğu ile hazine yardımı hırsızlığı da yasallaştırılırken aynı zamanda küçük partileri, büyük partilere mahkum etme hesabı da yapılmış oluyor. MHP’nin ardından BBP’nin de “Cumhur İttifakı” destelediğini açıklayıp kendi adının da oy pusulasında AKP ve MHP ile birlikte yer almasını önermesinin altında vekil ve hazine yardımı alma hesabı bulunmaktadır.
16 Nisan’da hileli Başkanlık rejimine geçişle birlikte Cumhurbaşkanı hükümetinin Meclisten güvenoyu alma zorunluluğunun kalkmasıyla meclis gereksizleşmişti, şimdi yasallaştırılan yeni yasayla da bu kez halk, haklı olarak “artık seçim ne işe yarar ki” diyecek yani Meclisin yanı sıra seçimler de manasızlaşıyor!
Gerçekten de yeni uygulama, “çifte D’Hondt sistemi getiriyor. Örneğin “3 milletvekili çıkaran bir ilde A partisi 2, B partisi 1 vekil çıkardığı yani C partisinin vekil çıkaramadığı durumda eğer C partisi A partisiyle ittifak yapmışsa B partisinin 1 vekili bu ittifaka geçmekte.” Böylece temsil de adaletin de ruhuna el Fatiha!
b – Mecliste şu an görüşülen ve bazı maddeleri kabul edilen yeni yasa ile sandık başına gidecek seçmen aynı anda iki parti oy verebilir gibi bir durum yaratılıyor. Bir seçmen aynı pusulada ittifak kurmuş iki partiden örneğin hem AKP hem de MHP’ye mühür bastığında oyu geçerli sayılacakmış! “İki partiye birden verilmiş oylar sonra ilgili iki parti arasında aldıkları oy oranına göre paylaşılacak”mış! Bunu yasallaştıranlar öyle ki en eski dolandırıcılıklardan biri olan, “bul karayı al parayı” sahtekârlığına bile taş çıkartacak nitelikte bir kurnazlıkla hazırlanmış bir oy dolandırıcılığı hesabını yapmışlar. Çünkü AKP-MHP adlarını aynı pusula da gören seçmen eğer AKP’liyse mecburen ya da bilmeyerek de olsa MHP’ye de, eğer MHP’liyse mecburen veya istemeyerek de olsa AKP’ye oy vermiş olacak.
c – Belirttiğim korkuların ürünü olan yasa, tek adam rejimini tahkim etmenin yanı sıra milletin aklıyla alay etmeyi de içeriyor. Ve tepeden tırnağa haktan-hukuktan yoksun her türlü zorbalığa, hileye kapı aralayan bir seçim sistemini getiriyor. Hile ve hukuksuzlukla Erdoğan’ın %50+1’i, Bahçeli’nin de %10 barajını aşması hedefleniyor. Ama peşinen belirtelim ki böyle bir hileli seçimle elde edilecek bir seçim zaferi gerçekten “Pirus zaferi” olacak ve çözümsüzlüğü derinleştirecek.
III - Kürdistan seçim bloğu ve Türkiye demokratik güçleriyle geniş demokrasi cephesi
*AKP, MHP ile kurduğu “Cumhur İttifakı”yla diğer partileri de yeni sistemden yararlanabilmesi için ittifaka zorlarken, CHP’nin SP ya da HDP ile ittifak kurmasının zor olacağı hesabı yapılmış. Özellikle AKP-MHP’nin seçim şiarını, “milli ve yerli olanlar” ile “milli ve yerli olmayanlar” üzerinden kuracakları bir seçimde ve “Efrin dediğin ne ki üç günde alırız” hesabı çarşıya uymayıp harekatın 45. gününde hale devam ettiği ve gittikçe ağırlaşıp içerisinde çıkılması zor sorunlarla yüzleşeceği koşullarda; CHP’nin HDP ile ittifaka yanaşmayacağı hesabı da yapıldığı görülüyor.
Aslında “savaşa hayır” şiarıyla haklara seslenecek ve HDP ile de (Kürtlerle de) yapacağı bir seçim ittifakı CHP’ye iktidarın yolunu açabilir ama AKP’den daha devletçi CHP’den sosyal demokrat tutum beklenemez.
AKP böylesine bir planla muhalefet partileri için hazırladığı tuzağa kendisi de düşebilir. Zira MHP ile gerçekleştirdiği ittifakla aynı oy pusulasında AKP-MHP’yi birlikte gören AKP’li Kürt seçmenin bir kısmı destek vermeyecektir. Kerkük ve Efrin’de yaşananlarla birlikte bu daha göçlenecektir. Sadece yurtsever ilerici değil muhafazakar Kürt seçmen için de MHP ile ittifak, AKP’ye oy vermemenin önde gelen nedeni olacak.
Şunu da ekleyelim, TC’nin varlığını, Kürtlerin yokluğu üzerinde kuran; içeride-dışarıda Kürt kazanımlarını yok etmeye odaklanan; ırkçı MHP ile koalisyon kurmakla yetinmeyip BBP’ni yedeklemeye çalışan AKP’ye Kürtler neden oy versin? Ya da OHAL başta olmak üzere dün kendisini iktidara taşıyan ne varsa şimdi tersini yapan AKP’ye neden oy versin?
*“Siyaseti yeniden özgürlük, eşitlik ve demokrasinin mücadele alanı haline getirecek; Batı’da temel hak ve özgürlükler üzerinden, Kürdistan’da ise halkımızın yaşamsal ulusal özgürlük talepleri üzerinden halklara seslenecek bir sosyal demokrat hareket/parti yol alabilir ama CHP bundan çok uzaktı bugün de uzak duruyor. Öyle ki 16 Nisan referandumunda %49’luk “hayır” potansiyelini 2019’da ortaklaştıracak bir eylem birliği programı AKP’yi iktidardan edebilir ama hali hazır da CHP’nin buna yanaşmayacağı görülüyor.
Muhalefetin elinde, ekonomik krizden yargı bağımsızlığına, savaşın yarattı ağır sorunlardan bölgesel ve küresel alanda dışlanmış olmaya varana kadar kullanabileceği önemli meseleler vardır. Ve de AKP/Erdoğan başkanlık sistemini savunurken temel tezleri “ülke koalisyonlar döneminden çok şey çekti bir daha koalisyon yaşanmaması ve Kürdistan nedeniyle yüzleştiğimiz bölgesel tehlikelere karşı başkanlık sistemine geçmeliyiz” diyorlardı. Eee daha seçime 1,5 yıl var AKP, MHP ile koalisyon kurdu bile! Buyurun başka bir propaganda malzemesi!
IV – Önce Kürdi seçim bloğu...
Dolaysıyla korkuların yönlendirdiği “Cumhur İttifakı”na karşı özgürlük-demokrasi ittifakı yaşamsal önem kazanıyor! Kürdistan partileri zaman geçirmeden öncelikle “Kürdi seçim Bloğu”nu acil ulusal demokratik talepler üzerinden oluşturarak, Türkiye demokratik güçleriyle en geniş özgürlük ve demokrasi ittifakına yönelebilirler. Burada önemli olan Kürt siyasetinin kendi içerisinde farklı bloklara ayrışmadan öncelikle tekleşmesidir. Dolayısıyla Mehmet Celal Baykara ile bazı bağımsız yurtsever dostların birlikte, kimi Kürt parti ve şahsiyetlerine “Kürt seçim bloğu” için yaptıkları çağrı toplantısında da dile getirdiğimiz gibi; “bu inisiyatif ayrım yapmadan tüm Kürdistani partiler ile sivil kurum temsilcilerine çağrı yaparak yeni bir toplantının organize edilmesi” önerimizi yeniliyoruz.
Ülkemizin farklı parçalarının işgal üzerine işgale uğradığı ve Kuzey Kürdistan demokratik siyasetinde taş çatlatan sessizliğin sürdüğü; önemlisi Ortadoğu mevcut siyasal ikliminde Kürdistan coğrafyasının jeopolitiğinin ulusal bilirliği dayattığı koşullarda Kuzey’de ayrı Kürdi bloklaşmalar yerine tek bir Kürdi blok ya da platform altında birleşmek önemlidir. Çünkü böyle bir adım birden fazla ileri sonuç üretebilir; birincisi tek kanaldan Türkiye ilerici demokratik güçleriyle geniş ittifakın yolunu açabilir. İkincisi, tek adam rejimi ile birlikte AKP’nin iktidar sultasına da son verilebilir. Üçüncüsü, Türk devleti içeride ve sınır ötesi Rojava ile Güney Kürdistan’ı kapsayacak yeni yaklaşımlar geliştirmeye zorlayabilir.
06.03.2018
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.06.2019
7.02.2019
18.03.2019
4.02.2019
28.01.2019
9.02.2019
7.01.2018
26.10.2018
28.09.2018